Türklerin bayram rodeosu bugün sona eriyor. Bilanço 132 ölü 784 yaralı. Türkler bir trafik savaşından daha yenik çıktılar. Birçok ailenin ocağı söndü. Her bayram aynı olayları yaşamakla birlikte ders çıkarma ve önlem alma olayını bir türlü gerçekleştiremiyoruz.

Neden?
Bunun iki tane temel nedeni var.
Birincisi; öncelikle örf, adet ve ananelerin unutulması; eskiden bayramlar ailelerin bir araya gelme büyüklerini görme, gönüllerini alma sevgi ve küslerin barışma günleriydi.
Bugünkü gibi en ufak bir fırsatta yaşanılan şehirler kafileler halinde terkedilmezdi. Bayram kutlamaları ise 15-20 kelimelik sms mesajları ile baştan savılmazdı.
İkincisi; bayramda trafik kurallarına uyulmaması aşırı hız, aşırı kendine güven ve yorgun araç kullanımı bayramımızı kaosa çeviriyor. Yollar kan gölüne dönüyor.
Bu kaotik ortamdan çıkış aslında çok basit ve kolay; ama her nedense bir türlü doğru olanı yapmıyoruz, yapamıyoruz, belki de yapmak istemiyoruz. Ceremesini de gene bizler çekiyoruz.
Bayramlar toplumumuzda yardımlaşma, sevgi ve saygı günleri idi.Bugün o anlamını maalesef yitirdi. İçi boşaltıldı.

Bugünse olan, çekirge sürüleri gibi özellikle İstanbul, Ankara ve diğer şehirlerden yığınlarla insanın genelde sahil beldelerine tatile gitmeleri. Gittikleri yerlerin esnafını belki kazanç olarak ihya etmeleri; ama geri planda, bu tatilcilerin yiyip içip kirleterek, pisleterek şehirlerine geriye dönmeleri. Gidilen yerlerdeki yerli halk bu çekirge sürüleri gidene kadar evlerinden çok fazla çıkmıyorlar, nerdeyse mahsur kalıyorlar. Örneğin Çeşme, nüfusunun 25 katı, Bodrum nüfusunun 30 katı bayram göçü almış. Bir lahmacunun 70, bir ayranın 17 lira olması bile bizim çekirge sürüsünü yıldıramamış. Şimdiyse sürü yaşadığı ve çalıştığı yere geri dönüyor, ta ki bir diğer bayram rodeosuna kadar.

Geçen sene turizmci, turizm gelirlerinin muhteşem düşüşünü ve trilyonluk tesislerin kapalı kaldığını bu durumun devamında bu tesisleri satmak gerekeceğini konuşuyor, Avrupa ülkeleri Türkiye güvenli değil diyerek vatandaşlarını uyarıyordu.
Ne değişti? Ülkemizde uygulanan yanlış ekonomi politikaları neticesinde, döviz çıldırdı elin gavuru 2 kuruşa tatil yapmaya, 5 yıldızlı turistik tesisleri doldurmaya başladı. Dövizin uçması yüzünden yurt dışına gidemeyen yerli turist de durur mu o da rotayı yurt dışından yurt içine çevirdi. Diğer kalanlar ise çekti krediyi bu kafileye katıldı. Yabancı bu işten kazançlı çünkü ucuzun ucuzu oldu memleket, ya yerli turist ne kadar kazançlı?
Turizm işletmecileri televizyon ekranlarından yeter artık gelmeyin, gelecekseniz de Eylül’de gelin tüm tesisler dolu yatacak yer ve yiyeceklerde sıkıntı yaşanıyor diyerek isyan bile ettiler.

Bizler nasıl, ne zaman kendi değerlerimizden, örflerimizden, yaşlılarımızdan yani anne babalarımızdan, dedelerimiz büyük annelerimizden, eş dostumuzdan koptuk nasıl bu kadar bencil, egoist, düşüncesiz ve etrafımızı rahatsız eder olduk. Artık ne eğlenmeyi ne de dinlenmeyi bilen garip bir topluluk var. Bunu en rahat bayramlarda, gerek otoyollarda, gerekse tatil yörelerinde, yani kalabalık insan topluluklarının olduğu her yerde ve günlük hayatta rahatlıkla görebilirsiniz. Kendinden başkasını görmeyen, saygı duymayan, düşünmeyen bir yığın.
Toplum olarak değiştik farkında değiliz.
İyi yönde mi kötü yönde mi varın siz karar verin. Ama her halükarda keskin sirke küpüne zarar kelimesinin hakkını veriyoruz.
Neticede ağustos böceği gibi yaşıyoruz, yarınından beklentisiz, gününü yaşayan, hedeflerden yoksun, bir topluluk.
Peki ama nereye kadar...

Zafer ATUN
26/08/2018