FED’İN FESİ

FED’İN FESİ

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Cum Nis 01, 2016 2:02

FED’İN FESİ
FED biliyorsunuz Federal Reserve System ya da kısaca Federal Reserve de denilen bir bakıma ABD Merkez Bankası. Bir bakıma diyorum, çünkü adı üzerinde önce ABD’nin, ardından da tüm dünyanın ‘para sisteminin merkezi’ aslında.
O nedenledir ki, FED Başkanının basın açıklamaları değil ama ‘vücud dili’nden, bizim ekonomistlerimiz doların çıkıp altının düşeceğini ‘tahmin’ ederler. Uygulamalarından ise ‘kuram’lar ve ‘model’ler türetirler.
Gözleri başkanın iki dudağının arasındadır.
Belki biraz da öyledir, ama bu FED başkanları canlarının istediği zaman ve kafalarına estiği biçimde mi konuşmaktadırlar acaba?
Aşağıdaki grafik son on yıl boyunca FED içinde yapılan toplantıların özetini veriyor.
2008’den itibaren toplantı sonrası yapılan açıklamaların sayısı 81 farklı ve 189 uzlaşı olmak üzere toplam 270’den, 2014 yılında toplam 488’e çıkmış.
Sıradan bir hesapla, Cumartesi ve Pazar günleri çıkarılırsa, demek ki her gün (488/260= 1,88) iki açıklama geliyor; biri sabah namazını kıldıktan sonra diğeri yatsıdan evvel.
Ben de, bütün televizyonların neden saat başı döviz-möviz, faiz-maiz haberleri verdiklerini merak eder dururdum.
Meğer, FED’den yeni haber gelme olasılığı varmış.



Bir varmış bir yokmuş
FED yöneticilerinin bir başka sayıma göre 2010-2014 arasında 600 teknik-‘bilimsel’ bildirgesi var.
Bütün bu konuşma, tartışma, rapor, seminer, panel, sempozyum ve kollokyumlar, ‘Lehman Brothers Vak’ası’ndan sonra ‘29 Bunalımı’ gibi bir bunalıma veya benzer bir tehlike olan ‘deflasyon’a düşmemek için nelerin yapılabileceğinin ölçülüp biçilmesi içinmiş.
Öyle ‘bize teğet geçsin’diye ‘istihare’ye yatmak için değilmiş. [“İstihare, bir işin hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için abdest alıp iki rekât namaz kıldıktan sonra bu husustaki duayı okuyarak o işle ilgili rüya görmek üzere uykuya yatmaktır”]
Ve hiç kimse yedi-sekiz yıl boyunca faizlerin ‘sıfır düzeyinde’ kalabileceğini de tahmin edemiyordu, değil mi ama? Sanki Hz Ömer dönemine girilmişti [Doğrusu o dönemde öyle miydi değil miydi, günahı diyenlerin boynuna].
Ne var ki, o dönem FED başkanı Ben Bernanke sıfır faizle bankaların para yaratmayacağını bildiği için, bir QE uydurdu [quantitative easing- assouplissement quantitatif]. Piyasada paranın azalmaması için, bankaların hisse senetlerini almaya başladı.
Kendisine de ‘piyasadaki yangını’ söndürdüğü için ‘İtfaiye şefi’ adı verildi. Böylece piyasaya 4 000 milyar Dolar, [artık siz triliyon mu dersiniz katriliyon bilmem, ama Batı’da bunun karşılığı yok] güya karşılığı olan para pompalanmış oldu.
Bunu Ben Bernanke’nin birbaşına yapmadığını yukarıda yapılan toplantı sayılarından çıkarabiliriz. Ancak onların içinden biri daha vardı ki, hem bu politikaların hazırlanmasında vardı ve hem de yeni ‘faiz politikaları’nın kraliçesi olmaya adaydır: Janet Yellen
2013 sonunda görevi devralan profesör Janet Yellen İsrail kökenli bir hanımefendi olup yardımcısı da, İsrail Merkez Bankası’nın eski başkanı Stanley Fisher’dir.
Yellen Ficher Teoremi
Belki ilk kez duyacaksınız ama, hani şu faiz oranının artırımı kararı vardı ya, bilmem 0,25’den 0,50’ye çıkarılmıştı.
Bir de ‘aşamalı’ olarak artırılacağı muştulanmıştı.
Bunun ‘dünya ekonomisi’ni canlandıracağı ve ‘bunalım’dan çıkılmış olduğu söyleniyordu ya, işte bu buluşa Yellen Ficher Teoremi deniyor. Janet sen dur, Ficher yapsın da denilebilir.
Bu ‘politika’ değişikliklerinin etki ve sonuçları üzerine bizim Şaban Tv [Ki benim izleyebildiğim az sayıda televizyondan biridir ve onun ünlü ekonomistleri de favorimdir. Çünkü halkımızın anlayabileceği biçimde grafikler-mrafikler de göstermektedirler] ekonomistleri, büyüme, enflasyon ve tam istihdam hesaplamaları yapabilirler.
Örneğin Amerika’da % 5 işsizlik, bugünkü kabullere göre, tam istihdam sayılmakta ve %2 enflasyon da ‘normal’.
Ancak şimdi yeni yeni dillendirilmeye başlanan enflasyonun artmayışı büyük oranda petrol ve hammadde fiyatlarının düşük olmasına bağlıydı.
Ya petrolün barili 40 Dolarların üzerine çıkacak olursa...
140 Dolara çıktığı zaman kıyamet kopmamıştı değil mi ama?
Şimdi Dolar düştü altın kalktı hesaplarını yapan ekonomistlerimize petrol ve doğalgaz fiyatlarının artmayışının nedenini soracak olsak, ‘aklı başında’ bir yanıt alabilir miyiz acaba?
Alamayacağımızı, almamızın ‘olanak ve olasılığı’nın olmadığını da ekleyebilirim.
Oysa benim ‘argüman’ım bilimseldir: Yellen Fischer Teoremi..
Bilen biliyor
Artacak mı artmayacakmı diye biz papatya falına bakarken, Amerikan bankacıları 2016’da ne kadar 2017’de ne kadar kâr edeceklerini biliyorlar.
ABD’de faiz artırım oranlarına dayanarak, örneğin JP Morgan %1’lik bir artşın kendi kârlarında 2,8 milyar dolar artış sağlayacağını biliyor.
Daha ötesini de biliyorlar.
Örneğin faiz artışı sonucu, batan kredilerin ne kadar olabileceğini de biliyorlar.
Yine JP Morgan’a sorulsa, 2016-17 boyunca batan kredi oranlarının %76’ya değin yükselebileceğini bilir.
Bank of Amerika ise daha kötümser, % 143 olacak diyor.
Demek ki, ne oluyormuş?
Sizin ‘ekonomi politik’ diye bildiğiniz, ekonomiyi yöneten ‘politika’ demekmiş.
Ki o da ‘Yellen-Ficher’in iki dudağının arasındaymış.
Ancak onlar da ağızlarını açmadan önce, gece ve gündüz çalışarak, dağ ve ova demeden tüm dünyada olacak olanları milimi milimine hesaplıyorlarmış.
Petrol kaça olacak, Dolar kaç olacak biliyorlarmış.
Aksini iddia edecek olana da, Yellen değil ama güzel Türkçemizle ‘Yaylan’ dersek çok mu ayıp etmiş oluruz acaba?
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1635
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x