Fethullah Gülen’in “Gel” Sezonu Açılıyor mu?

Fethullah Gülen’in “Gel” Sezonu Açılıyor mu?

İletigönderen tuba » Pzt Eyl 15, 2008 20:33

Fethullah Gülen’in “Gel” Sezonu Açılıyor mu?

“RAHATIM KAÇACAK OLSA DA, YİNE DE GEL”

Hocaefendi hakkında yeni bir kitap çıkmış. ABD’ye gitmesini merhum Ecevit istemiş…Bir kuvvet komutanı helallik istemiş…Başka bir komutan, “Okulları bize devreder misiniz” teklifinde bulunmuş…Bir de “hayır duasını almak için” kapısına yüz süren ünlüler listesi var ki, sıkı bir “mazlum ve lider” portresi ile karşı karşıyayız. Öyle ki, “Heyyy, bunca yıldır bu insanı tehdit gösterenler, neredesiniz?” diye bağırasım geldi!..

Amma benim pusulam Fener Rum Patriği Bartholomeos… Geçenlerde Hocaefendi’nin basın örgütü Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Grand Cevahir Oteli’ndeki iftar yemeğine katılmış ve demiş ki; “Hocaefendi'yi çok özledik”!..

Duydunuz mu Sayın Erdoğan, Bartholomeos ister de, bu “özlem” giderilmez mi?!..

“Gel Hocam gel, rahatım kaçacak olsa da yine de gel” demenizin zamanı yaklaşıyor mu ne?..

ERDOĞAN-DOĞAN KAVGASI DA ERGENEKON İDDİANNAMESİ GİBİ ÇIKTI

Yeni atanan 23 rektörden 16’sı türbancı mı, değil mi?..Gül’ün Ermenistan “seferi” Türkiye’nin bir kırmızı çizgisini daha bembeyaz etti mi?.. Montrö delik, deşik edildi mi?..Kıbrıs Talat’ın ellerinde Hristofyas’a doğru sürükleniyor mu?..Kerkük İl Meclisi, referanduma gidilmezse Barzani yönetimine bağlanma kararı aldı mı?..Bir yandan terör, bir yandan bölücülük aldı başını gitti mi?.. Ve dahi ABD Genelkurmay Başkanı Mullen Türkiye’ye niye geliyor?(Başbakan ve Genelkurmay Başkanı ile görüşmesini anlarız da, Gül’le görüşme ne oluyor? İran hazırlığı mı?)…Bunlar devletimizi damardan etkileyecek konular…Duydu ki, bir Arap ülkesinin bakanı, karısı bir tv dizisine takıldı, kaldı diye, Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın telefonuna, “Otel odasında kilitli kaldım, Kurtar beniii!..” mesajı çekmiş. Bu, “Babacan Süperman oldu” diye takdim ediliyor…Adamlar dış politikamızla resmen dalga geçiyor, benim şu çıkardığım liste ile yaptığım işgüzarlığa bakın!..

Neyse…Bir de vatandaşımıza damardan giren dertler var. Büyüme 2002 seviyesine düştü mü? Fındıkçıların isyanı Ordu sınırlarında tutuldu mu? Tekstil sektörü , “Ya Doğu’ya taşın, ya bat” seçeneği ile karşı karşıya bırakıldı mı? (Sanki ev taşınacak)

Geçiniz!..Deniz Fener’i yolsuzluğu her şeyi örttü. İtirazım yok, yolsuzluk çok önemli ama bari onu doğru dürüst, layıkıyla konuşabildik mi?..Hakkını teslim edelim, Başbakan Erdoğan yine başarılı bir strateji ile 10 gün boyunca meseleyi Deniz Feneri olmaktan çıkarıp, kartel medyası tartışmasına dönüştürdü. Brezilya dizisi gibi herkes Başbakan’ın ağzına kilitlendi. Sonuç?..Ergenekon İddiannamesi gibi bir şey çıktı. Telefon konuşmaları değil ama mektuplar, dedikodular, muhbirler, hakaretler, argolar vs.vs…

HER BİR LAFI MANŞETLİK

Amma Allah’ı var Başbakan manşetlik laflar verdi…

Mesela, “Şapkaları karıştırma” dedi.

Dinime söven Müslüman olsa mı, desem, imam-cemaat meselesi mi desem bilmiyorum ki… Biz onu Başbakan biliyorduk ama o, gazetelerin neyi nasıl yazacakları, hangi sütunda kullanacaklarını tarif ederek, Genel Yayın Yönetmenliği, hatta Sayfa Sekreterliğine talip olduğunu gösterdi..”Bizim Çalık alacak” diyerek, İhale Komisyonu Başkanlığı yaptığı ortaya çıktı. Hatırlar mısınız, Mesut Yılmaz, Korkmaz Yiğit’le pazarlık yaptığı için, Tansu Çiller de ihale zarflarını Başbakanlık Konutu’nda açtığı için suçlanmıştı…Vay be, ne günlerdi onlar!...Hiç olmazsa o zaman pazarlık, açılacak zarflar vardı. Ya şimdi, “Verdim, gitti” diyorlar..

Mesela, “medya terörü” dedi.

Ah Sayın Erdoğan, daha Ergenekon iddianamesi çıkmadan, bazı telefon konuşmalarının yandaş medyada satır satır yer aldığını hatırlıyor musunuz? Sanki dinlemeyi yapanlarla, bu gazeteler arasına özel bir hat çekilmişti…İddianameye gerek kalmadan birçok insan hakkında hüküm verildi, infaz yapıldı. İddianneme çıktı, baktık yazılanlar harfiyen aynı. Acaba bu servisi kimler yapmış, bu insanların daha mahkemeye çıkmadan hükmünün verilmesini hangi medya organları sağlamıştı? Herhalde o zaman, “medya terörü” kavramını henüz keşfetmemiştiniz!.. Savcının yayın yasağına rağmen, kimse iplemedi, yayınlar sürdü. Sesiniz niye çıkmadı?

Mesela “medya terörü ile savaşacağım” dedi.

Keşke PKK terörü ve bölücülerle de bu kararlılıkla mücadele edeceğinize bizi inandırabilseniz. Bakın son 1 ayda 44 şehidimiz var. Ramazan ayının sadece ilk 10 gününde 18 eve ateş düştü. Bölücüler Doğu-Güneydoğu’da, “ana dilde eğitim” mitingleri yapıyor, DTP’liler Meclis’te Kürtçe konuşmaya hazırlanıyor. Yani Milli Devlet çatır çatır çatırdatılıyor, haberiniz var mı?..

Mesela, “Baykal’ın eşinin malvarlığı” dedi.

Hani “Harem-i İsmet’e girilmezdi”?..Harem-i İsmet sadece sizin eşiniz için mi geçerli? Ya, Ergenekon adı altında insanların harem-i ismeti ortalıklara saçılırken, neredeydiniz?

Bir nebze tutarlılık, bir nebze empati…Lütfen!..

“KELLE DAVASI”NIN KİNİ

Adalet Bakanlığı, şehitler için “kelle” diyen Başbakan Erdoğan’ı 3 kuruşluk tazminata mahkum eden Hakim Sevgi Övünç hakkında dava açtı. Malum davayla hiiiç ilgisi yokmuş, bir davada gerekçeli karar geç yazılmış, ondanmış. Velev ki öyle, Anayasa Mahkemesi Başkanı Sn. Haşim Kılıç’a, “AKP kapanma davası ile ilgili gerekçeli kararı aman daha fazla geciktirmeyin, ne olur, ne olmaz” deyip, balık hafızamızı uyandıralım.

“Kelle” davasını açan kimdi?..Türk Hukukçular Birliği Başkanı Kemal Kerinçsiz. O şimdi Ergenekon’dan içeride. Tabii tamamen tesadüftür ama bazı şeyleri de lütfen hatırlayalım. Kerinçsiz, Orhan Pamuk davasına müdahil olduğu için kimleri kızdırdı? AB’cileri…“Kelle” davasını açınca kimi kızdırdı? Başbakan Erdoğan’ı…Vallahi uydurmuyorum. Zira, Kerinçsiz gözaltına alınmadan kısa bir süre önce aynen şöyle demişti:

“Bir zat var. Şöhret olmak için her şeye dava açıyor. İsabetli yollardan biri değil. Bunu önlemek için ne yapılabilir, arkadaşlarla çalışıyoruz”(Zaman Gazetesi- 15 Şubat 2007)

Erdoğan “kelle” hükmün verilmesinden sonra da, “Ne demek bu?.. Olmaz böyle şey... Nefislerimizi tatmin için bu tür kararlar verilmez” diye köpürmüştü.

Şimdi iki olayı alt alta koyup, “arkadaşların önleyici çalışmalarının” ne olduğunu sormamız abes kaçar mı?


Açık İstihbarat
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen kaye » Pzt Eyl 15, 2008 22:08

Yukarıdaki bazı soruların cevaplarını aşağıda bulabilirsiniz:
http://www.guncelmeydan.com/forum/kelle ... 16216.html

Teşekkürler Tuba
...
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x