Bır sıtede okudugum haberı sızınle paylaşmak istedım. Ben bır karara varamadım. Belkı bırlıkte bır sonuc çıkarabiliriz dıye yazıyı buraya ekliyorum:
Semih Tufan Gülaltay:
"Fethullah Müslüman Değil,Bahailerin lideri"
Semih Tufan Gülaltay, İleri Yayınları ndan çıkan Fethullah Müslüman mı kitabında Fethullah Gülen i farklı bir açıdan inceliyor. Kendi kaleminden okuyalım:
Bu kitaptaki ana mevzu, Fethullah ın rejim düşmanlığı ya da ABD adına yüklendiği misyon değil... Ben O nun İslamiyet in içine sokulmuş bir Truva atı olup olmadığını sorguluyorum. O bir Truva atı mıdır? Fethullah Bahaîler in gizli lideri midir? Amaç İslam dinini tahrif etmek midir? Gerçek ve halis müslüman kitlemizi Fethullah tan nasıl koruyabiliriz? Ve benim için işin en önemli yanı 21. asrın en büyük dinamik gücü olan Türkçü gençliğin Türk-İslam sentezi adı altında kandırılmasının önüne geçme yollarının ortaya konmasıdır... Nurculuğun Türk milliyetçilerinin sırtına basarak Tevrat ittifakı kurmasının önüne geçmek, Orta Asya da misyonerlik okulları açarak İngilizceyi Orta Asya da tek dil haline getirme çalışmalarına artık dur diyebilecek miyiz?
Fethullah ın birinci gayesi Türk devletini ele geçirmek, ikinci gayesi ise, geçmişin intikamını almak için İran ı istila edip İran la harbe girmektir... O, bu operasyonda Turancıları kullanmayı düşünüyor... Bütün Türk dünyasını ele geçirdikten sonra ise önce aldatmaca bir dinler diyalogu oluşturacak sonra da gerçekte bir Tevrat ittifakı olan Bahaîliğe geçiş sürecini başlatarak bütün dünya dinlerini Bahaîlik altında birleştirme sürecini başlatacaktır... Son merhalesi Fethullah ın mesih ilan edilerek dünya peygamberliğine adım atmasıdır...
Kitapta Gülaltay, Fethullahçılığın kökeni İran a uzanan Bahaîlik tarikatının bir kolu olduğunu ve Gülen in Bahailiğin günümüzdeki lideri olduğunu iddia ediyor.
Gülaltay a göre, Bahaîlik sıradan bir tarikat veya cemaat değildir. Hatta Bahaîlik İslam içinde bir mezhep de değildir. Bahaîlik, 3 büyük dini, İslamiyeti, Hıristiyanlığı ve Museviliği tek bir pota altında birleştirmeye çalışan bir dinlerüstü mezheptir. İran da İslam öncesi geleneklerini sürdürmek isteyen ve bu nedenle İslamiyeti diğer dinlerle birleştirmeye ve tahrif etmeye çalışan çeşitli tarikatlara dayanmaktadır. Bahaîliğin ortaya çıkışını 800 lü yıllara kadar götüren Gülaltay a göre Fethullah ın Müslümanlık anlayışının ardında aslında kökeni İran a dayanan bu İslamdışı tarikatlar vardır. Dolayısıyla Fethullah ın ne kadar Müslüman olduğu sorgulanmalıdır.
Gülaltay kitabında, İran daki Batınî mezheplerinin her birinin ortaya çıkışını ve birbirini nasıl takip ettiğini anlatıyor ve bu mezheplerin neden İslamdışı sayıldığını örnekleriyle okuyucuya sunuyor. Gülaltay, İran daki İslamdışı mezhepleri Mazdek le başlatıyor. Sonra sırasıyla, Hürremiye Mezhebi, Babek, İsmailiye ve Hasan Sabbah, Hurufîler, Cavidaniye, Babilik, Bahaîlik... Gülaltay a göre bu mezhepler farklı isimler taşımalarına karşın aslında aynı mezhebir devamıdır. Çünkü, sık sık İran Devleti ne ve Halifeliğe karşı ayaklanan bu mezhepler, başarısız olunca yollarına devam edebilmek için isim değiştirmiştir. Yoksa eylemleri de inançları da farklı değildir.
Bu tarikatların kısa bir tarihin sunduktan sonra Fethullah ın bu tarikatlarla bağlantısını yapıtlarından örneklerle açıklanıyor. Örneğin Batınî tarikatlarının en önemli özelliği yasak kimliklerini saklayarak takiyye yapmalarıdır. Gülaltaya göre, Batınîler takiyye yaparak gerçek inançlarını gizlerler, Müslümanlarla kaynaşırlar ve devleti içten içe fethetmeye çalışırlar. Aynen Fethullahçılar gibi...
Batınîlerin Kitabün Nur undan Saidi Nursinin Risale-i Nur una
Öncelikle Batınîler, şeyhlerinin kitabını Kuran yerine kabul ederler. Cavidanîyeler, şeyhleri Fazlullah ın Cavidannamesi ni, Babiler ise şeyhleri Muhammed Babı n kitabı Kitab-ün Nuru Kuran kabul ederler. Ne hikmetse, Saidi Nursî nin Risale-î Nur u isim olarak ve cemaatin gösterdiği saygı bakımından, içerik olarak, Kitab-ün Nur a çok benzemektedir. Türkiye deki Nurculara göre, Kuran anlaşılması zordur, bu nedenle müritlere Nur Risaleleri önerilir. Risalelere adeta ikinci bir Kuran mualemesi gösteren Fethullah, Gülaltay a göre bu şekilde Müslümanlığa da aykırı hareket etmiş olmaktadır. Gülaltay, Fethullah ın şu sözüne dikkat çekiyor: İlimler sahasında meselenin temel esprisini ise Bedîüzzaman ın mülahazasında buluruz. Şöyle der o: Allahın iki kitabı vardır. Biri kainat kitabı, diğeri Kur-an ı Kerim. Gülaltay a göre Fethullah Gülen, Kainat kitabı derken Risaleleri kastetmektedir. Gülaltay, buna benzer pek çok örneği kitabında veriyor ve Nurcuların Risaleleri öne çıkarmasının nedeninin Kuran ın geçerliliğini ortadan kaldırmak olduğunu söylüyor.
Fethullah isminin kaynağı Gülen in kimliğini ele veriyor
Fethullah Gülen in isminin kaynağı da gizli kimliğinin bir başka göstergesi. Gülen in ismi 1844 yılında İran Şahı nı öldürmeye kalkışan bir Bahaî fedaisinden gelmektedir: Fethullah Kamî. Fethullah Gülen in ailesinin İran dan göçme olduğunu da ortaya koyan Gülaltay, Bahaîlikle bir başka bağlantısını daha ortaya çıkarmaktadır.
Fethullah ın rumuz olarak kullandığı isimler de eski Bahaî kahramanlara atıftır. Örneğin, 1982 yılının sonlarında DGM savcılığının hakkında başlattığı soruşturmada, Fethullahm Dahhak kod adını kullanarak kitap yazdığı tespit edilmiş. Bilindiği üzere Dahhak İran mitolojisinde, İran ı istila edip İran Şahı Cemşit i testere ile ortadan ikiye böldürten, İran halkına işkenceler, eziyetler yapan bir adammış. İran halkı Dahhak-ı Zalim diye andıkları bu gaddar adamın zulmünden perişan olmuştu.
Işık evlerinin sırrı: Ev-mabetler
Gülaltay, Babilerin ibadet için camiler yerine evleri tercih etmesiyle Fethullahçıların Işıkevleri arasında da bir bağlantı kuruyor: Babiler, camilere gitmez, cemaatle namaz kılmazlardı. Bunun yerine evlerde toplanmayı tercih ederlerdi. Ardından Nur evleriyle ilgili Fethullah Gülen in şu sözlerine dikkat çekiyor: Bu ışık evlerinin kendine has özellikleri vardır... Yüreği pek, imanı çelik insanların yetiştiği kutsal mekanlardır... Artık geçmişte camide yapılan dini ruhunun müzakereleri bu evlerde biraraya gelinerek yapılacaktır. Ve Gülaltay nur evlerinin İslamdışı olduğunu şu şekilde anlatıyor: Anlaşılacağı gibi Fethullah Gülen, bundan sonra caminin önemli olmadığını söylüyor. Çünkü büyük ustası Kürt Sait de camiye girmezdi. Buradaki amaç ise İslam ın birliktelik ve cemaat ruhunu yıkmaktır. Kurretül-Ayn ın ve Babi şeyhlerinin vaaz verdiği yerler camiler değildi. Fethullah ın tabiriyle nur evleriydi. Yine aynı Fethullah, Yeşeren Düşünceler isimli kitabının 164. sayfasında ev-mabet [adıyla] bu ışık evlerini tarif ediyor. Ev-mabet terimi Bahailik dininde mabede verilen addır. Bahailerin mabedlerine ev-mabet adı verilir.
Gülen den Bahailere gizli övgüler
Gülaltay, Fethullah ın kitaplarında Bahaîlere nasıl gizlice övdüğünü de ortaya çıkarıyor. Örneğin, Fethullah ın Hz. Muhammed i anlattığı sanılan kimi yazılarında aslında Bahaîlerin lideri Molla Muhammed Ali yi andığını aktarıyor: Dostların vefasızlığına, düşmanların ardı arkası kesilmeyen istila ve ifsatlarına uğramasaydı, kim bilir daha neler yapacaktı? Keşke, bu mübarek dünya; duygu, düşünce, anlayış ve hayat felsefesiyle hiç değişmeseydi. Onun yiğitliği, sadeliği ve mertliği bu güne kadar dipdiri kalabilseydi. Keşke O muhteşem saray ve yüksek kasırların altın yaldızlı kubbeleri altında, baygın ve mahmur dolaşan hasım dünyanın, talihsiz insanlarının durumuna düşmeseydi. Gülaltay, bu alıntıda önemli bir çelişkiyi yakalıyor: Yukardaki metinde anlatılan kasır ve saraylar dönemin İran Şah ının saraylarıdır. Çünkü Hz. Muhammed devrinde Arabistan da ne kasır vardı ne saray.
Gülaltay, bu konuda daha pek çok örnek yakalamış. Gülaltay a göre, baskı ve zulüm gören insan tasvirleri sanılanın aksine Hz. Muhammed dönemi yaşamış Müslümanlar değil, başarısız ayaklanmalardan sonra yurttan yurda göçürülen Bahailerdir. Örneğin, 1868 de Bahaîler sürgüne gönderilir. Fethullah Gülen in kitaplarında anlattığı ömür boyu süren büyük göç aslında Bahaîlerin sürgünüdür. Gülaltay a göre bahsedilen göç sanıldığı gibi Mekke den Medine ye Hz. Muhammed in hicreti değildir.
Başka bir yerde ise Fethullah şöyle diyor: Bir başka defasında da seni kardeşinle konuşmaktan men etmişlerdi. Hani o güne kadar, bir lahza kendisinden ayrılmadığın kardeşinle konuşmaktan... Savaş meydanlarında omuz omuza, yemek sofralarında diz dize oturduğun kardeşinle konuşmayacaktın. Gülaltay a göre burada kastedilen de yine Bahai liderleridir. Çünkü Müslümanların tarihinde kardeşiyle konuşmaktan men edilme gibi bir cezalandırma söz konusu edilmemiştir. Halbuki Abdülaziz in bir fermanında, Bahaullah ın çocukları birbirleriyle konuşmamaları kaydıyla sürgüne gönderiliyordu. Fethullahın uğruna gözyaşı döktüğü işte bunlardır.
Fethullahçılıkla Bahaî inanışları arasındaki paralellikler
Gülaltay ın bulduğu çeşitli paralellikleri şöyle sıralayabiliriz:
- Bahaîler cenazelerini İslam inanışının tersine, mermer lahitler içinde gömerler. Saidi Nursî de vasiyetinde cesedinin lahitin içine konulmasını istemiştir.
- Bahaîlerde ibadete başlama yaşı 16 dır. Fethullah Gülen de bir kitabında şöyle demektedir: 16 yaşıma kadarki dönemi çocukluk dönemi sayıyorum.
- Bahaîlikte el öptürmek kesinlikle yasaktır. Fethullah Gülen de el öptürme konusunda şöyle diyor: Fevkalade rahatsızlık duyuyorum. El öptürme prensibim hiç yoktur.
- Bahaîler, camiye girmez, cemaatle namaz kılmaz. Sadece cenaze namazı kılarlar. Gülaltay a göre, Fethullah Gülen in de cenaze namazı dışında camiye girip namaz kıldığını şu ana kadar kimse görmemiştir.
- Bahaîlikte kurban kesilmez. Ünlü Fethullahçı bilim adamlarından birisi de katıldığı bir tartışma programında kurban kesmeyi hayvan katliamı olarak nitelendirmiştir.
- Bahaîlikte, herkes malının yüzde beşini, toplumun başında bulunan 19 lar heyetine vermek zorundadır. Fethullahçı organizasyon ve vakıfların başındaki yönetim kurulu da 19 kişidir.
Fethullah ile Bahaîler arasındaki bir başka somut bağlantı ise Saidi Nursi nin hayatından alınmaktadır. Saidi Nursi, Gülaltay ın ortaya çıkardığına göre, İran Şahına suikast düzenleyen Babilerin şeyhlerinden Celaleddin Afgani nin İran dan kaçıp Abdülhamit in himayesine girmesi sırasında kuryelik etmişti. Saidi Nursî, yine bir başka Bahaî tetikçi Kirmani yi de İran-Türkiye sınırında karşılayacak ve İstanbul a kadar kendisine eşlik edecekti.
Gülen in sözlerinde gizli anlamlar
Fethullah ın eserlerinde gizli gizli Bahaîlik propagandası yaptığını da Gülaltay çeşitli örneklerle açıklıyor:
Kapı: Bahaî mezheplerinden Babiliğin kurucusu Muhammed Bab tır. Bab kelimesinin bir anlamı da kapıdır.
Ulu sultan! Canlı-cansız, insan-hayvan, (..) her şey varlığını soluklar.: Gülaltay bir başka bölümde ise Gülen in bu sözündeki gizli anlamı ortaya çıkarıyor: Ulu Sultan kelimesi Bahaî Şeyhi Bahaullah a atfedilmiştir. Hayvanları, eşyaları bile Allah ın kulları olarak kabul eden ise Muhammed Babı n hocası Kazım-ı Reşdi dir.
Nebiler Sultanı: Gülaltay, Fethullah ın sık sık kullandığı Nebiler Sultanı teriminin de karşılığını buluyor. Gülaltay a göre, Fethullah ın burada kastettiği Hz. Muhammed değil, Bahaullah tır. Çünkü, Bahaullah ın lakabı döneminde Sultandır.
Nur Asrı: Muhammed Bab ın Kitabün Nur ile Babiliği yaydığı ilk yıllara da Nur asrı denmektedir.
Timur ve Cengiz düşmanlığı: Fethullah bir kitabında şöyle diyor: Allah bir zamanlar Cengiz, Hülagü ve Timurlenk in eliyle hırpaladığı ve ikaz ettiği İslam alemini bugün de Batılılar vasıtasıyla hırpalayıp ikaz etmektedir... Gülaltay, Fethullah Cengiz, Hülagû ve Timurlenk e karşı olmasını bu hükümdarların Bahaîlerin önemli önderlerini öldürmüş olmasına bağlıyor. Cengiz Han ın oğlu Hülagû, Hasan Sabbah ı; Timurlenk in oğlu Miranşah ise Fazlullah ı öldürmüştü.
Dönmezem ve mum gibi yanıp erimek: Bu kelimeleri de Fethullah sık sık kullanmaktadır. Örneğin: Çevresinde kol gezen tehlikelere aldırmadan, yüce derslerine devam eden ve hakkında bayağıların bayağısı hükümler kesilip biçilirken. Hançer ile yüreğimi yar! Senden dönmezem diyerek hakikati haykıran büyük muzdariplerin Evet hep böyle ızdırap gören ızdırap düşünen ve bir mum gibi yana yana eriyip giden, bu yüce kametlerin arkasında yürüyenler hiçbir zaman aldanmadılar ve hiçbir zaman hayal kırıklığına uğramadılar. Tahran Kalesi nde infaz edilmeden önce Dönmezem diye bağıran Bahaîlerin ünlü kadın kahramanı Kurretül-Ayn dır. O dönem Bahaîlere yapılan işkenceler arasında en yaygın olanı da vücutları hançerle yarıp içlerine mumlar sokulmasıydı.
Fetret Devri ve Rönesans: Fetret devri derken kastedilen Bahailerin yaşadığı uzun sürgün dönemidir. Yeniden diriliş ise Bahaîlerin öğretilerini tüm dünyaya kabul ettirmeleri demektir. Örneğin: Bu ise uzun bir fetretten sonra, bu mazlumlar ülkesinin yeniden dirilişi ve Rönesansı demektir. Kimbilir, belki o zaman batmak üzere olan dünyanın diğer kesiminin elinden tutup kaldırma fırsatı doğar.
Kendini peygamber gören Gülen
Bahaîlerin bir başka propagandası şeyhlerinin peygamber olduğudur. Bahai şeyhleri kendi peygamberlikleri altında tüm dünya dinlerini bir arada toplanmaya çağırırlar. Gülaltay, Fethullah ın kimi yazılarında satır aralarında kendi peygamberliğini nasıl savunduğunu göstermektedir:
Allah, elbette insanları da peygambersiz bırakmayacaktır.
İnsanlar, akıllarıyla kainatta cereyan eden hadiselere bakıp, Allah ı bulsalar bile yaratılışlarındaki gaye ve hikmeti, nereden gelip, nereye gittiklerini ve ibadetlerinin keyfiyetlerini peygambersiz bilemezler.
Hilafete giden yol herkese açıktır.
Hak için halkın temsilcisi demek, peygamber mesleğine talip olmak ve onu temsil etmek demektir. Onu yapabilmek için de peygamberane aşk, şevk, gayret, azim, cehd ve irade gerekir.
Fethullah görüldüğü gibi yeni peygamberlere ihtiyaç olduğunu ve Allah ın insanları peygambersiz bırakmayacağını söylüyor. Halbuki İslam inancına göre Hz. Muhammed son peygamberdir. Yalnızca bu bile Gülaltay a göre Fethullahçılığın İslamdışı olduğunun bir kanıtıdır ve bu propagandanın bir sonraki aşaması Fethullah ın kendisini Mesih ilan etmesi olacaktır.
Fethullah ın Amerikancılığının Bahailikteki kaynağı
Gülaltay, kitabın sonuna doğru Fethullah ın gerçek amacının dünya çapında bir Bahaî imparatorluğu kurmak olduğunu ortaya koyuyor. Gülaltay, Avustralya dan Afrika ya Asya dan Amerika ya milyonlarca Bahaînin bulunduğunu söylüyor. Bahai imparatorluğunun işlevi dünya çapında ABD yi iktidara getirmek olacaktır. Zaten, Bahailiğin ortak dili de İngilizce olacaktır. Gülaltay a göre ABD de bugün 20 milyon Bahaî yaşıyor ve Bahailerin etkinliği oldukça önemli. Zaten Bahailerin kullandığı ev-mabetlerin kubbeleri de Beyaz Saray ın kubbesine benziyor.
Fethullah ın Orta Asya daki misyonu da bu şekilde ortaya çıkıyor. Gülaltay a göre Bahailer dünya çapındaki iktidarlarında İngilizce yi resmi dil olarakilan edeceklerdir. Fethullah ın okullarının tümünde İngilizcenin öğretilmesinin nedeni olarak bunu gösteriyor. Üstelik Fethullah ın en etkin olduğu Türk Cumhuriyetlerinden olan Yakutistan ın durumunu da Gülaltay dan öğreniyoruz. Bu ülkedeki Fethullahçı proje sonunda başarıya ulaşmıştır. Yakutistan ın resmi dili İngilizce olarak ilan edilmiştir.
Gülaltay, Fethullah Gülen tehlikesinin uluslararası çapta olduğunu bu şekilde olduğunu ortaya koyduktan sonra kitabında tüm Türk milletini uyarıyor ve Fethullah tehlikesi hakkında Devlet üzerine düşeni yapmazsa görevin Kuvayı Milliyeci Atatürkçülere düşeceğini söylüyor:
Atatürk ve Kuvayı Milliyeci yiğitlerin kurduğu devlet, hiçbir zaman sarsılmayacak, bu sarp kale, tunçtan yığınlar halinde omuz omuza yürüyen Türk gençliğinin sırtında, ulaşılmaz bir kartal yuvası olarak ebediyete kadar var olacaktır.