Stratejik Bilincin Önemi Üzerine Notlar

FİKİR ÜRETİLMEYEN YERDE TERTİP VE DEDİKODU ÜRETİLİR

Bir kuram ( veya doktrin ), yalnızca o kuramın adını anmakla veya kişilerin, teşkilatların kendisini o kuram ( ideoloji ) içerisinde adlandırması ile savunulamaz.

Bilimsel disiplinden, tarihsel, toplumsal ve ulusal gerçeklikten yoksun bir biçimde bir ideoloji - fikir sistemi savunulamaz. Bu esaslardan yoksun olarak bir fikir hareketi savunulmaya kalkılırsa güncel taktik politikada da büyük hatalar yapılır. Bilimsel bir gerçektir : Strateji, daha önceden belirlenmiş bir hedef doğrultusunda, o hedefe ulaşmak için kullanılan yöntemdir. Yani hedef, stratejinin ön koşuludur. Hedef olmadan strateji, strateji olmadan da doğru teşkilatlanma ( örgütlenme ) olmaz.

Yanlış strateji, toplulukları yanlış yöntemlerle düşünce üretmeye yönelteceği gibi, stratejiden yoksun bir örgütlenme de toplulukları farklı siyasetlerin denetimine alan bir sonuç doğuracaktır. Stratejisi olmayan bir grup, pusulasız gemi gibi hedefi - yörüngesi - koordinatları belirsiz bir şekilde ilerler. Pusula olmadan istediğiniz kadar hızlı gidin. Geminin içini tıka basa insanla doldurun. Bu şekilde yalnızca daha fazla insanı belirsizliğe itmiş olursunuz. Sonrasında pusulası olan başka güçler devreye girer ve size nereye,ne zaman, nasıl gideceğinizi onlar söylemeye başlar. Artık yalnızca onların uydusu olmuşsunuzdur.

Bu durum "Bizim hedefimiz belli, O da şudur!"demekle de olmuyor. "Sen hedefine ulaşmak için savunmuş olduğun fikrin üstüne ne kadar tuğla koydun, yaşam tarzını o fikir doğrultusunda hangi temellerde inşa ettin, millete hangi bilinci taşıdın, milletten ne öğrendin ?" diye sorarlar kişiye.

Bir fikir hareketinin kadrosu olmak kolay değildir. Çünkü kadrolar teşkilatlar bünyesinde gelişir. Teşkilatlar da bilimsel düşünceler esasında, tarihsel süreç içerisinde oluşur. Tarihsel anlamda olgunlaşmış bir fikrin temellerini öğrenmekten yoksun olarak bir araya gelen gruplar, "teşkilat" ya da "örgüt" değil, kendiliğinden bir araya gelen sosyal çevreler olmaktan öteye gidemez. Kadro olarak nitelendirilen sosyal gruplar ise bir süre sonra birbirini denetleyemez. Denetimsiz olarak, disiplinden yoksun bir halde toplanan kitlelerin yaptıkları, söyledikleri, yazdıkları ise bir süre sonra teşkilat olamamalarına rağmen, bütün sosyal çevreye mal olur. Artık kimin ne söylediği ne yaptığı belli değildir. Dahası bu disiplinsiz durum "normal" karşılanmaktadır. Sonuçta ortaya "çok başlı", " a politik" olarak bir araya gelen otonom bir yapı ortaya çıkar. Belli bir süre sonra durumun "belki farkına varılır" . Bu kez durumu kurtarmak için suyu olmayan havuzda kulaç atılmaya başlanır. Düşünce üretmeyenler hamaset yapmaya başlarlar. Atılan bir kaç slogan, katılım gösterilen bir kaç yürüyüş ya da basın açıklaması da sizi kurtarmaya yetmez. Çünkü artık bunlar "işin" süslemesi olarak vardır.

Stratejisi olmayan, savunduğu fikrin ilkelerini öğrenmekten yoksun kişiler, kafası kesilmiş tavuk gibi vücudunu bir duvardan diğer duvara çarparak kendilerini tüketirler.

Fikir üretilmeyen bir alanda, ancak dedikodu, tertip, kumpas üretilir. Tertip kuranlar ise fikirlerin çelikten iradesine çarparak dağılırlar.

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226
Mithat Akar - Gaziantep