FRANSA’DA BAŞKANLIK (III)

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

FRANSA’DA BAŞKANLIK (III)

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Çrş Şub 15, 2017 13:42

FRANSA’DA BAŞKANLIK (III)
Sağ ve sol terimlerinin doğuşu
‘Meclis’in Mayıs ayında açılacağı kararlaştırılmış ve Ocak 1789’dan itibaren ‘vekil’lerin seçimine başlanmıştı.
Soyluların 270 (200+70), Klisenin 291 (200+91) ve Halkın (Tiers-etat) 578 vekili (temsilcisi) toplanacaktı.
Halk temsilcilerinin 200’ü hukukçu, 100’ü tüccar, bankacı, sanayici ve geri kalan 278’i ise eşraftan (zengin köylü vb) idi. Bu 578 vekil içinde bir tek işçi, yoksul köylü ya da zanaatkâr yoktu.
İşte bu ‘Meclis’ bile Kral’ı korkutuyor ve Nisan ortalarında Paris’e 10 000 asker yığıyordu.
Ve 5 Mayıs günü 1139 temsilci ile ‘Meclis’ (Etats-generaux) açıldı.
17 Haziran günü ‘Ulusal Meclis’ (Assemblée Nationale) adını aldı.
20 Haziran’da Meclis üyeleri, bir ‘Anayasa’ yapmadan ayrılmayacakları üzerine yemin ettiler. (Le serment du Jeu de Paume)
9 Temmuz’da Meclis ‘Kurucu Meclis’ (Assemblée Constituante) adını aldı ve Anayasa yapmaya başladı.
Kuşkusuz bunlar sırasıyla ve kolaylıkla olmuyordu. Kral’ın bulunduğu Versailles Sarayı’nda oluyor ve Kral kimi zaman toplantı için salon vermiyordu.
23 Haziran’da Mirabeau, salonu boşaltmak isteyen saray yöneticisine, « Git efendine söyle bizi buradan ancak copla çıkarabilirsiniz » dediğini anımsayalım.
Nitekim, XVI. Louis de önlem almıyor değildi: 8 Temmuz’da bir Alman Krallık Birliği Boulogne ormanlarına, dört İsviçre birliği Champ-de-Mars alanına, Provence topçu birliği Saint-Denis’ye bir başka topçu birliği Invalides meydanına yerleşmiş; aşağı yukarı 30 000’lik bir silahlı güç hazır bekletilmekteydi.
11 Temmuz günü Kral’ın, Başbakan Jacques Necker’i görevden aldığını bildirmesi üzerine, Palais Royal’de toplanan vekiller arasından Camille Desmoulins, Paris halkına çağrı yaparak, gerekirse silahlarınızı alarak gelip ‘Meclis’i koruyun çağrısı yaptı.
Ve ‘Büyük İnsanlık Devrimi’, halkın, deyim yerindeyse ‘burjuva milletvekillerini’ canları pahasına korumaya başlamasıyla ‘patlamış’ oldu.
Ne var ki, bu burjuva milletvekilleri içinde, Robespierre, Marat, Danton, Saint-Just, Hebert gibi öyle ‘aydın’lar vardı ki, bugün bile onların ‘derin felsefe’lerinden etkilenmemek olanaksızdır.
Kimi düşünceleri günümüzde dahi ‘aşılamamıştır’ da denilebilir. (1)
13 Haziran’da 5000 kadar Paris’li ayaklanacak, 14 Haziran’da ‘Mutlakiyet’in sembolü olan Bastille kalesini basacaktır.
‘Devrim’ ateşi yanmayagörsün, ‘Zulüm’ ve ‘Adaletsizlik’ adına ne varsa ‘devirip’ iyi ve güzel ne varsa ‘kurmaya’ yönelmiş sel gibidir.
Sağ ve sol terimlerine gelindikte; 11 Eylül 1789 oturumunda, Kral’a yasaları ‘veto hakkı’ verilip verilmemesi üzerine tartışılırken; veto yandaşları başkanın sağ yanında yerladıkları için ‘sağcı’; sol yanında oturup ‘veto hakkı’na karşı çıkanlar da ‘solcu’ olarak adlandırılagelmiştir.
O nedenle, sözgelimi Türkiye’de ‘bin kerre haşa, başımı kesseler solcu olmam’ diyen takkeli zavallıların solcu olmalarından çok olmamaları yeğdir diyelim.
Aşırı sağcılar ise, en uçta oturan ve vikont Mirabeau’nun başını çektiği ‘mutlak monarşi’ yanlılarıdır. ‘Eski düzen’ yanlıları anlamında ‘muhafazakâr’ ve insanlar arasında, yasal ya da geleneksel ‘ayrıcalığı’ savunanlardır.
Bu nedenle de, hem aydın hem de ‘sağcı’ olmak, denildiği üzere ‘eşyanın tabiatına aykırı’ bir durumdur, denilebilir (2).
‘Birlik’ demek ‘Tek Tip’lik değildir
Büyük Fransız Devrimi’ni ayrıntılarıyla incelemeyeceğimiz açıktır.
II. Cumhuriyet’e kadar olan dönemi, iniş ve çıkışlarıyla ‘Meclis Hükûmetleri Dönemi’ olarak anmak yanlış olmaz.
Yine de Türkiye Cumhuriyetiyle benzerliği açısından, 26 Şubat 1790 ‘kararnamesi’(décret)yle, ülkenin 83 İl (département) ve 40 000 İlçe (District) ‘yönetim birimi’ne ayrılması ve o güne değin çok çeşitli ‘geleneksel kurallar’la yönetilen taşranın (province) ‘genelgeçer bir yasa’ya bağlanmasının, özde ‘ülkenin birliği’ni sağlamaya yönelik adımlar olduğunu anımsatmadan geçmek olmaz.
Kentsel bölgeler ise 25 000 kişilik yerleşim birimleri ‘mahalle’ (section) olarak belirlenecektir.
Çoğu yerde, o günün Fransa’sı için 40 000 ‘küçük cumhuriyet’ tanımlaması yapılsa da, tüm ülke ‘Fransa Cumhuriyeti’ değil ama ‘Fransız Cumhuriyet’i (République Française) olarak birliğini, ilk kez, kurmuş olacaktır.
(Sürecek)
Habip Hamza Erdem
(1) Danton ve Marat’nın yöneticisi oldukları “İnsan Hakları Dostluk Derneği”nin dövizi “Ya istklâl ya ölüm”dür (Vivre libre ou mourir).
(2)Dönem o dönem değil, günümüzde herşey farklılaştı da denilemez. Örneğin bir Devlet Bahçeli’nin ‘solcu’ olmasının olanağı var mıdır? Ya da zerre-i miskal bir ‘aydınlık’ yüzü..
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1627
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x