FRANSA’DAKİ KESİK BAȘ
Bugün Fransa, Kuveyt ve Tunus’ta eylemler oldu.
Fransa’da, Cumhurbașkanı Brüksel’deki uluslararası bir toplantıyı yarıda kesip ülkesine döndü.
Olaydan 1 saat sonra İçișleri bakanı olay yerine koștu.
Beș saat sonra ‘kriz masası’ toplandı.
Güney Amerika’da bulunan Bașbakan iki üç kez oralardan açıklamalarda bulunup, kriz toplantısına canlı yayınla katıldı.
Tüm televizyonlar anlık haber verip, bizdeki gibi uyduruk değil ama bilgili yorumcularla durum değerlendirmesi yaptılar.
‘Dicle kıyısındaki kuzu’ örneği, bașı kesilen bir adamın hesabını sordular.
O arada Tunus’a canlı bağlantılar gerçekleștirildi falan.
‘İslamî terör’ün ‘kökü kazınacak’ dediler.
Adamlar haklı mı, haklı.
Sen kalk, eline kaleșinkofu alıp, turistik bir otel plajında 37 kișiyi vur.
Bunun dinle, insanlıkla bir ilișkisi olabilir mi ?
Nereden geliyor denirse, Libya sınırından geliyormuș.
Tunus, Libya ile olan sınırlarını korumak için helikopter istiyor; paran var mı diyorlarmıș?
Tunus’taki hükumet çaresiz..
Türkiye-Suriye sınırı ya da Türkiye-Irak sınırı diyesim geliyor; dilim dönmüyor.
Sanki ‘sınır’ kalmıș..
Konuyu dağıtmadan Fransa’ya dönelim ve ‘kesik baș’ın öyküsüne bakalım o zaman:
Katil bir magrepli ișçi, Yasin Salhi.
Sıradan bir müslüman
Poliste kaydı varmıș. Fransa’da yabancı olup da polis kaydı olmayan mı varmıș?
Efendim Yasin’in fiși ‘s’miș. Yani izlenmesi gereken kiși diye fișlemiș polis.
Evli ve komșularıyla iyi ilișkileri olan biri oysa.
Kamyonetin sahibi.
Amerikan kökenli sanayi gazı üreten bir fabrika’da, kamyoneti ile çalıșıyor.
Büyük olsalıkla ‘tașeron’.
Șu ramazan günü, oruç ağız, kendi ișvereni ile tartıșıyor.
İșvereni de, tașımacılıktan sorumlu daha büyük bir ‘tașeron’.
Yasin Salhi, yine büyük bir olasılıkla, salt bir ödeme sorunuyla ilgili olarak ișvereniyle tartıșıyor.
Sonra tutup bașını kesiyor.
Artık o noktadan sonra, sağa sola saldırmak ya da fabrikayı havaya uçurmayı düșünmek türü davranıș bozuklukları beklenebilir.
Yoksa, İȘID’ın Fransa’da bir fabrikayı havaya uçurmak için bu denli ‘acemi’ birini seçmiș olması düșünülemez.
Kușkusuz, bunlar Fransa’daki ‘tașeron’luk sisteminini yakın tanığı biri olarak benim görüșlerim.
Fransız polisi, daha kesin kanıtlar bulacaktır.
Ancak, șu ana kadar edindiğimiz bilgiler ıșığında Yasin Salhi’den bir İȘID militanı çıkarmak bir ‘zorlama’dır diyorum.
Efendim, Tunus ve Kuveyt olayları ile ‘eșzamanlı’ imiș.
Rastlantıdır..
Cuma günü olmasındandır.
Olayların, Fransa’da olanının ‘ayrıntısı’ bir yana bırakılırsa; bir insanın öldürülmesinin Fransa’da yarattığı ‘etki’ye dikkatinizi çekmek isterim.
Bir kișinin öldürülmesi bir ‘devlet sorunu’ olarak sunulmuștur.
Yasin Salhi gibi ‘s’ fișine sahip üçbin kiși var diyorlar.
Ancak Türkiye’de ‘s’ grubundan fișlenecek en az üç milyon kiși vardır.
Çuvaldızın etkisini ölçebilmek için, önce kendimize bir iğne batıralım demek istiyorum.
Bakalım ‘Dicle kıyısındaki kuzu’nun hesabı soruluyor mu sorulmuyor mu?
Ya da bir soran var mı?
‘Sorumlu’su var mı diye de sorulabilir.
Fransa’yı yorumlamayı bırak da kendine bak derler adama.
Habip Hamza Erdem