1 Subat 2012 tarihli ilginc bir seminar gerceklesti Kaliforniya Universitesinin Berkeley kampusunde. Balistic Fuze Kalkanlari konulu bu seminara savunma bakanliginda calismis gorevliler katildi. Hukumet Calismalari Enstitusunde gerceklesen bu seminar hukumet calismalari enstitusu baskani Harold Smith tarafindan yonetildi. Goldman Sachs Toplum Calismalari Okulundan Harold Smith daha once nukleer enerji bakanliginda ve savunma bakanliginin nukleer savas bolumunde calismis. Konusmacilar Michael Nacht, Dean Wilkening ve Theodore Postol.
Michael Nacht Goldman Sachs Kamu Politikalari Okulunda kamu politikalari profesoru, daha once de savunma bakanliginda asistan sekreter olarak ust duzey bir gorevde bulunmus. Nacht konusmasinda su mesajlara yer verdi; “ Fuze kalkaninin faydalari iyi arastirilmali. Eger iki taraf da bir saldiriya karsi koyabilecek gucteyse taraflar nasil olsa kendilerine yapilacak bir saldiriya karsi koyabilecekleri gucleri oldugu icin karsi tarafin kendilerine saldirmayacagini dusunurler. Bu da taraflara guven verir ve politik acidan dengeli bir ortam yaratir. Fuze kalkani kurmak dusmanca bir hareket olarak algilanabilir ve saldiri amacli olabilir, cunku karsi tarafin kendisini savunma gucunu yipratir. Nukleer saldiriyi engelleyen sey karsi tarafin da ayni saldiriyi gerceklestirebilecegi inancidir. Eger cevap verme gucunuz fuze kalkani ile zarar gorurse fuze kalkanini dusmanca bir girisim olarak algilarsiniz ve saldiri icin kullanilabilecegini dusunursunuz. Amerika Sovyetler’e daha once Moskova’ya fuze kalkani kurmamalarini tavsiye etmisti ve fuze kalkaninin politik dengesizlik yarattigini soylemisti. Sovyetler Moskova’yi korumak icin boyle bir sistem kurdular ve bunu halen kullaniyorlar. Balistik Fuze Karsiti Antlasma(ABM Treaty) iki tarafin da nukleer silah gucunu sinirlamisti fakat 30 yil sonra (H.W.)Bush hukumeti bu antlasmadan tek tarafli geri cekilmisti. Bu da Ruslarin tepkisine neden olmus ve sikintilari arttirmisti. George Bush babasinin yolundan giderek Polonya’ya 10 tane savunma fuze rampasi yerlestirdi ve Cek Cumhuriyetine de bir radar konuldu. Bunlarin Iran’dan gelen tehditlere karsi oldugu soylendi fakat Ruslar bu hareketleri dusmanlik olarak algiladi. Bu sistemler Rusya’dan gelebilecek nukleer silahlari durdurabilecek duzeyde degil cunku bu savunma sistemlerini kandirmanin birsuru yolu var, mesela radarlar korlestirilebilir, kukla basliklarla yaniltilabilir ya da siber saldiri ile iletisim sistemleri cokertilebilir. Bu sistemleri gelistirmek icin (EPAA;European Phase Adaptive Approach) Avrupa Asamali Adapte Anlayisi gelistirildi. 2020 yilina kadar asamali olarak insa edilecek ve gelistirilecek bu sistem sadece Iran’dan gelen degil diger bolgelerden gelen fuzelere karsi da savunma yapabilecek. Bu sistemlerin kurulmasinin baska nedenleri de var. Dusmani herhangi bir saldiridan caydirmak, muttefiklere guven vermek. 27 NATO ulkesinin destegini alan bu sisteme, Turkiye de basta cekingen davranmasina ragmen Kurecik radari ile katildi fakat sadece radar ile katildi ve savunma fuzelerinin konuslandirilmasina izin vermedi. Bu sistemin nukleer savunma icin olmayan bolumleri de var, mesela Israil Aero fuze kalkani bu sisteme bagli ve su anda savunma amacli kullaniliyor. Romanya, Polonya ve Cek Cumhuriyeti de katildi fuze kalkanina fakat Rusya ve Cin ile problemler cikti. Rusya savunma bakanligi elemanlari hukumetlerini bu sisteme karsi bir gelistirme yapmalari konusunda ikna ettiler ve 2020 yilinda cok daha guclu fuzelere sahip olmak istiyorlar, planlanan kalkani rahatlikla asabilecek kapasitede. Rusya bu gelismelere karsilik butun anlasmalardan karsiliksiz olarak cekilebilecegini ve bu gelismeleri bir tehdit olarak algiladigini bildirdi. NATO’nun soz verdiginin aksine yayilmaci bir politika takip etmesinden sikayet eden Ruslar Gurcistan’i isgale basladi ve (ABM Treaty) Fuze Karsiti Antlasmadan cekildi. 2020 yilinda tamamlanmasi planlanan asamali adaptasyon yaklasimi su acilardan faydali olabilir; dusmani caydirabilir, muttefiklere guven verebilir ve Rusya ve Cin ile iliskileri gelistirebilir.”
Dean Wilkening, yapilmasi planlanan ve su anda asamali olarak insa edilen bu sistemin teknik ayrintilari uzerinde durdu. Stanford Universitesi Uluslararasi Guvenlik ve Isbirligi Merkezinde teknik direktor olarak gorev yapmis, su anda Lawrence Livermore Ulusal Laboratuar’inda fizikci olarak gorev yapiyor.Sunumundan cikarabilecegimiz dersler sunlar. NATO sistemleri ve radarlari Turkiye’yi cepecevre sariyor. Bu sistemin Turkiye’ye karsi kullanilmasi durumunda Turk ordusunun her hareketi ve her turlu istihbarat bilgisi NATO tarafindan bilinecek. Bu radarlar eszamanli olarak isliyor ve veriler aninda merkez ile paylasiliyor. Bu sayede sistem iletisim halinde ve butun bolgeyi bir anda kontrol altinda tutabiliyor. Sistemin Israil’de de olmasi Israil’in Turkiye’deki bu radarlardan da veri alip almadigi sorusunu gundeme getiriyor. Sunumdaki haritalardan sistemin Suriye ve Turkiye’yi de icine alan bolgeyi ucan radar ile de desteklendigi durumda mutlak bir kontrol altina alabilecegi ve her turlu yaptirimin gunu geldiginde Turkiye’ye karsi da kullanilabilecegi goruluyor. Iran’in Filistin ve Avrupa’ya saldirma istegi olmadigi icin ve Amerika’nin da vurulmasi intihar anlamina geldigi icin sistemin Iran icin de olmadigi, bolgeyi kontrol etmek icin oldugu ve Turkiye’nin asil hedef oldugu goruluyor. Suriye’nin bolunmesi, Iran’in vurulmasi ve Turkiye’nin bolunmesi bu radar sistemlerinin hedefleri olarak goruluyor. Turkiye bir radar ussu olarak Rus ve Iran fuzelerinin hedefi oluyor gonullu olarak fakat herhangi bir savunma sistemine sahip degil. Bir savunma sistemi kurulsa bile Turkiye bir cephe ulkesi olarak her turlu saldiriya karsi aciktir. Iran, Rusya Turkiye’deki NATO uslerini ve radarlarini menzilleri icine almistir. Iran yakin zamanda tum Avrupa’yi kavrayabilecek fuzeler gelistirebilecektir ve su anda Roma sehri dahil pek cok bolgeyi fuzelerinin menzili icine almistir. Bu radarlarin bolgesel bir savas ve bir catisma icin konuslandirildigi ve Turkiye’yi de cepecevre sardigi gozlerden kacmamalidir. Seminarin videosunda Wilkening’in haritalar uzerindeki ayrintili analizi daha somut olarak gorulebilir.
Theodore Postol, Massachusetts Teknoloji Enstitusunde teknoloji ve uluslararasi guvenlik profesoru. Kendisinin goruslerini soyle ozetleyebiliriz. “Bu fuze kalkanlari herhangi bir tehditi caydirabilecek ve engelleyebilecek gucte degil, aksine fuze kalkani girisimleri sahte bir guvenlik hissi vermesinin yaninda bir de karsi tarafin saldiri sistemlerini daha da etkili hale getirmesine neden oluyor. Fuze kalkanlarini asmanin ve etkisiz hale getirmenin bir cok yontemi var ve bu yontemler cok etkili. Fuze kalkani projesi halkin parasinin bosa harcanmasi demek cunku hic bir faydasi yok. Hedefi belirlemek ve vurmak cok zor cunku radarlarin kapasitesi kucuk cisimler uzerinde cok da etkili degil. Hedefi vurmak kolay fakat hedefi belirlemek cok zor cunku kukla basliklar ile savunma sistemleri yaniltilip ates gucu tuketilebiliyor. Kuklalari, bunlar balon da olabilir, baska cisimler de olabilir, ayristirmak ve gerceginden ayirt etmek cok zor cunku kukla basliklarin fiziksel ozellikleri ile oynanabiliyor. Hedef vurulsa bile nukleer basligin etkisiz hale getirilip getirilmedigi de ayri bir sorun. Kisacasi fuze kalkani halki yaniltan ve aldatan bir proje. En iyi cozum karsi saldirida bulunma yetenegini arttirmak. Fuze kalkanlari hic bir zaman yeterince etkili bir hale getirilemeyecek. Dusman gucler herzaman bu sistemleri asabilecek yollar bulacaklardir. Subat 2010 tarihli Balistik Fuze Kalkani Arastima Raporunda da basarisizliga ugrayan denemeler ve sistemin basarisiz oldugu anlatildi. Rusya fuze kalkani nedeni ile(Silahsizlanma Antlasmasi) START’dan cekilebilecegini acikladi. Iran konusuna gelince, ulkelerin nukleer silah uretme isteginin bir nedeni de Amerika’nin tepelerine binmesini engellemek, kendi guvenliklerini saglamak. Eger Amerika’nin size dayatmalarindan kurtulmak istiyorsaniz nukleer silahlara sahip olmaniz gerekiyor.”
Bu seminerde konusulanlari Turkiye acisindan degerlendirmek gerekir ise su noktalara dikkat etmek gerek. Fuze kalkani kamuoyuna aciklanan hedeflerine ulasabilecek vaadettiklerini gerceklestirebilecek bir sistem degil, aksine Ruslar silahlanmaya baslayarak ve nukleer silahlarinin gucunu arttirarak simdiden fuze kalkaninin NATO ulkelerini daha buyuk bir tehdit altina sokmasina neden oldu. Peki bu kalkan Wilkening’in gosterdigi haritalardan anlasildigi uzere hangi amaci gutmektedir? Wilkening’in sistemi aciklayan haritalarina baktigimizda fuze kalkaninin Turkiye’yi cevreledigini, Suriye ve Iran uzerinde buyuk bir baski olusturdugunu ve bolgemizi mutlak kontrol altina alabilecek kapasite oldugunu goruyoruz. Bolgedeki planlarin tahmin edilenin cok otesinde oldugu ve cok kanli planlar icerdigi cok acik. Rusya’nin hem gelistirdigi ve test ettigi yeni kitalararasi fuzeleri ile, Suriye’ye verdigi NATO gemilerini de yokedebilecek kapasitede savunma sistemleri ile ve de bolgenin bati tarafindan bombalanmasi, bolunmesi ve somurulmesine karsi aldigi net tavir ile NATO’nun planlarini yavaslattigi anlasiliyor. Rusya gemilerinin Suriye’de gozukmesi de, Rus istihbaratinin katliamlari aydinlatmasi da cok buyuk engel oldu bu planlara. Cin de Iran’a bir mudahalenin Kabul edilemez oldugunu defalarca acikladi. Musluman Dunya’sinin bati tarafindan bolunup parcalanmasi, hacli nefreti ve vahseti, yukselen dogu medeniyetleri tarafindan dunya barisina karsi yapilan emperyalist saldirilar olarak tanimlandi. Cin karsilikli isbirligi ile birlikte kalkinma ve yuzyillarin kole tuccarlarina karsi koyma anlayisini dis politikasinin oncelikli prensibi yapti. Rusya Suriye’yi NATO’nun durdurulmasi gereken bir cografya olarak belirledi. Peki Musluman dunyasini radikal dinci teroristlerin elinde bolunmus ve yikilmis bir bolgeye donusturmek isteyen bu hacli zihniyetine ve Yahudi tuzagina karsi koruyan bu ulkeleri karsisina alip da, musluman dunyasini bir tepsi icinde hacli seferlerine ve Yahudi irkciligina sunan ulke hangisi? Zamaninda Islamin kilici olmus bir imparatorlugun, dogunun ruhunu ve ozgurlugunu Canakkale ve Kurtulus Savaslari ile korumus bir milletin varisi olan Turkiye Cumhuriyeti.