Haber şu: "İçişleri Bakanlığı, düzensiz göçmenlere karşı 'seyreltme' projesini hayata geçiriyor. Buna göre Türkiye'nin 16 ilinde ve Esenyurt, Fatih gibi bazı ilçelerinde eğer Suriyeli nüfusu yüzde 25'i geçmişse o bölgede yeni kayıt yaptırılmayacak. Nüfusun yüzde 25'inden fazlasını Suriyeliler oluşturuyorsa gönüllülük esasına bağlı olarak yer değişimi yapılacak. Aralarında İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Edirne, Hatay gibi şehirlerin bulunduğu bölgelerin eğer nüfusun yüzde yirmi beşi Suriyelilerden oluşuyorsa, oraya yeni göçmen kaydı yapılamayacak.
Geçici koruma statüsünde olan kişiler bu 16 ilde başvuru yapamayacak. Böylece Türkiye nüfusunun demografik yapısının korunması hedefleniyor."
Yani Suriyelilerin bütün vatan sathına yayılması sağlanacak, böylece demografik yapı korunmuş olacak öyle mi? Zaten ne kadarı kayıtlı ki, kontrol edebilesiniz?
***
Hatay Dörtyol'dan Kazım Yalçın diyor ki "Suriyeli mülteciler konusunda siyasiler samimi olsa, Beşar Esat'ın genel af ilanını ülke gündemine getirmeleri gerekmez mi?"
Öyle ya, Suriye'de 25 Ocak 2022 tarihinden önce firar suçu işleyenler için de cezanın tamamına ilişkin genel af çıkarıldı.
Bu konuda Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın tespitleri ve önerileri önemlidir:
"Ülkemizde 2011 sonrasında 8 milyona yakın Suriyeli, Afganistanlı, Pakistanlı, Bangladeşli ve Siyah Afrikalı başta olmak üzere kaçak göçmen var. Ayrıca 3 milyona yakın Suriyeli de Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'nin kontrolündeki bölgede yaşamaktadır.
Artık bu yük, Türk halkı için taşınamaz boyutlara ulaşmıştır. Ülkemizde tansiyon her geçen gün daha da yükselmektedir ve iç barış tehdit altındadır. İç barışın tehdit altına girmesinin nedeni; sarayın yanlış Suriye politikasıdır.
Gerilimi hızla düşürmek ve ülkemizi bir olası kaos ortamından çıkarmak için aşağıdaki adımların hızla atılması gerekmektedir:
1- Erdoğan tarafından Suriyeli sığınmacılara hiçbir şart altında vatandaşlık verilmeyeceği duyurulmalıdır.
2- Amacı Suriyelileri sözde entegre etmek olan, İçişleri Bakanlığı; Uyum Strateji Belgesi-Ulusal Eylem Planı 2018/2023 yürürlükten derhal kaldırılmalıdır.
3- Suriye'de iç savaş büyük ölçüde bittiği ve artık Suriye'den Türkiye'ye herhangi bir kişinin hiçbir gerekçeyle sığınmacı olarak kabul edilmeyeceği açıklanmalıdır.
4- Suriyelilere hastanelerde öncelikli hizmet uygulamasına derhal son verilmelidir.
5- Suriyeliler bundan sonra tedavi ve ilaç katkı payı ücretlerini Türk vatandaşları gibi ödemelidirler.
6- Suriyeli öğrencilerin, Türk çocuklarıyla aynı sınıfta okutulması; böylece Türk öğrencilerin eğitim seviyesinin düşmesi nedeniyle ayrı eğitim süreci başlatılmalıdır.
7- Oluşturulacak ayrı eğitimde halen boş boş oturan Suriyeli öğretmenler değerlendirilmelidir.
8- Beşar Esad ile Suriyelilerin geri dönüşü için görüşmelere hemen başlanmalıdır."
***
İktidar, bugüne kadar muhacir-ensar söylemiyle durumu idare etmeye çalıştı. Ancak AKP'ye oy verenler nezdinde de Suriyelilerin Türkiye'ye getirilmesi bir proje olarak görülmeye başlandı ama son iki yıldır halk, pandemi ilanıyla birlikte ekonomik kriz ile boğuşuyor, ayakta kalmaya çalışıyor.
Yoksa Türkiye, Silifkeli berber Rüstem Üredi gibi 15 yıldır uyku hastalığına mı yakalandı? Rüstem Üredi, yemek yerken veya tıraş yaparken bile uyuyakaldığını, birileri kaldırmadığı sürece uykusundan uyanamadığını söylüyor...
Fakat halkı, muhacir-ensar ninnileriyle uyutmak artık mümkün değildir. ABD'nin Suriye'ye müdahalesi PKK/PYD devletiyle birlikte düşünülürse Türkiye'ye yönelik bir büyük operasyona dönüşmüştür. Dolayısıyla Suriyeliler konusunun insan haklarına yakışır bir şekilde çözümlenmesi için bir an önce gereken neyse yapılmalıdır.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!