Galata Bankerleri ismi ile ünlenmiş tarihi grubun, Osmanlı Devleti'nde ortaya koyduğu icraatlar erbabınca malumdur. Biz de bu malumu, ilam etmek niyetindeyiz. Tarihimizin inceliklerini dizilerden değil de belgelerden öğrenmek isteyenler buyursun soframıza…
Öncelikle, neden Galata Bankerleri ismi ile ün yapmışlardır? Bu sorunun cevabını aramak çok yerinde olacaktır.
Gelin biraz gerilere gidelim. İstanbul'un fethinden önce Galata, günde 500'den fazla irili ufaklı tüccar gemisinin uğrayıp kalktığı bir limandır. Bu gemilere her türlü hizmeti sağlamasından dolayı ekonomik olarak güçlü bir durumdadır. O devirdeki gemi teknolojisine göre gemiler, sık sık iskelelere uğramak zorunda idiler. Yalnız yük almak ve boşaltmak için değil daha ziyade tamir ve bakım için de kullanılmaktaydı. Ticaret gemilerinin en önemli uğrak sebepleri:
- Tamir ve bakım işi,
- Kalafat çekmek (gemiyi onarım için karaya çekmek),
- Dalgaların bozduğunu onarmak,
- Yelkenleri tamir etmek ve değiştirmek,
- Bu arada tayfa ihtiyacını da karşılamaktı.
Bu sebeplerden ötürü 15. yüzyılın ilk yarısında Galata, mevcut kalafat, gemi tamir ve bakım tesisleri bakımından Marsilya, Cenova ve Venedik ile aynı seviyedeydi. Fakat fiyat farkları dolayısıyla özellikle kalafat işinde rakipsizdi.
Ayrıca o devirde bir geminin limanda zorunlu bekleme süresi, bazen ayları bulduğu için, tüccar ve gemi adamları, tayfalar için kervansaraylar da vardı. Bu sebeple tamir için kalafat yerine çekilmiş bir geminin tüccar ve gemi adamları bir bakıma bu kentin sakinleri haline gelmişti. Bu da şehir ekonomisine büyük katkılar sağlamakta ve Galata'yı İstanbul'un kalbi, canı durumuna getirmektedir.
Kaldı ki yan sanayi kollarıyla Galata, tabiri caizse ışıl ışıl parlamaktadır: Banker, tüccar, komisyoncu, tellal, her türlü gemi inşa ve tamir ve özellikle kalafatçı ve gemi alet edevatı, yelken bezi imalatçıları ve bunların yanında çalışan katip ve işçileri, günübirlik çalışmaya gelen hamal, çırak, hizmetçi kadınları ile dünyanın en önemli liman kentlerinden biridir!
Bunun yanında, limanın en büyük özelliği Karadeniz transit ticaretinin merkezi olmasıydı. Ayrıca Kağıthane sırtlarına kadar uzanan kıyılarda ve sırtlarda kumaş boyama, dikimhane ve bazı ipekli ve muslin dokuma tezgahları da vardı. Örneğin Lyon'dan getirilen ham ipek kumaşlar burada boyanıyor, üzerlerine desenler işleniyor ve daha sonra Avrupa'ya ihraç ediliyordu.
Bütün bu faaliyetler, kentin zenginliğini yapan unsurlardı ve Galata, Fatih'i daha ilk günde cezbetmişti. İstanbul'un fethi ile Galata'nın düzenine dokunulmamıştır. Bir de Osmanlı Devleti içinde Rum, Ermeni ve Yahudi'lere uygulanan hukuk neticesinde Galata Bankerleri ufukta görünecekti. (devam edecek…)
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!