Hiç düşündünüz mü? Normal şartlarda yaşayan bir insan bir ömre neler sığdırabilir? Biraz düşünelim isterseniz… Son araştırmalara göre, ülkemizde normal şartlarda yaşayan erkekler 72, kadınlar 77 yıl yaşıyormuş. Erkekleri öldürüyoruz gibi söz dalaşına girmeyip kadınların yaşadığı söylenen 77 yılı konuşma hakkımı kullanmak istiyorum…
77 yıl dendiğinde ne kadar büyük görünüyor rakam. Oysa bir nefes alış, bir kelebeğin kanat çırpışı kadar çabuk geçiyor yaşam… Önemli olan bu zaman dilimine ne sığdırabildiğimiz. Dedim ya normal şartlarda yaşayan bir kadın için geçerli bu sayı…
Peki, neler sığdırabildiğimize bakalım isterseniz. İlkokul ortaokul şanslı olanlar lise daha da şanslı olanlar Üniversite okuyor… Gitti 25 yıl. İş buldu evlendi çocuk yaptı ev işleri gitti 5 yıl daha. Geldik 30 ‘ lara geriye kaldı 44 yıl… Çocuklar büyüdü, ev alındı, araba alındı, taksitleri ödendi, çocukların okul yılları, mezuniyetleri… Gitti bir 16-17 yıl daha.17 desek elde kalan 27 yıl… Sonra tansiyon, şeker eklem ağrıları eşliğinde emeklilik, gezme eğlenme dinlenme torun büyütme… Bu arada daha kötü bir hastalık yaşamadığınız varsayarsak tabi ki… Normal insan dedik ya felaketleri saymadan düşünüyoruz. 10 yıl da böyle geçti, kaldı 17 yıl… Ömrün kalan bu güzide yılları huzurevi bakımevi çocukların kavgaları mal miras konuları arasında yitip gidiyor... Elimize kalan 5 yıl ise bunama, körlük, sağırlık ve yatalak olma durumunda son nefesi vermeme inadıyla geçiyor ve ardından son yolculuk…
Bu 77 yılda rutin dışı kitap okuma veya yazma, resim yapma ve bunun gibi güzel uğraşlara sahip olma oranı nedir derseniz oran epey düşüktür sanıyorum…
Şimdi asıl konuya gelelim… Elimizde sadece 74 yıl var…
Normal şartlarda bu yaşama neler sığdırabileceğimizi özetledim yukarıda… Ama ben muhteşem bir kadının yaşadığı ve yaşattığı muhteşem 74 yıldan söz etmek istiyorum. Neler sığmadı ki bu yıllara???
“Kimse daha ileri gidebileceğini aklına getirmiyor. Öyle anlatmışlar, elindekiyle yetin demişler. İnsanlara yapabilirsin demek çok önemli. Bizde hep ‘yapamazsın’ deniyor.” demişti bir konuşmasında… Hayatının amacı özeti ve anlamı bence…
Tam 21 yıl gönüllü olarak toplumun dışladığı, değil dokunmaya bakmaya iğrendiği, sefalete terk ettiği hastalara adanmış, gönüllü başhekimlik, binlerce hasta,440 mesleki yayın, tercüme, 2 kitap, topluma yön veren 2 dernek. Türkiye ‘nin gündeminden hiç düşmeyen ve başkanlığını yaptığı bu dernek 22 yılda maddi açıdan okuması imkânsız 117.147 çocuğa burs ve okuma imkânı sağlamıştır. Böylesine bir adanmışlık içerisinde binlerce kızın yanında, iki oğul ve sayısız ödül… Yüreğindeki taşıdığı bunca sorumluluk yetmezmiş gibi, uzun yıllar kanser denen illetle savaş ve tek şikâyet ettiği yeterince zamanının kalmaması…
Yazmayı unuttuğum, atladığım o kadar çok şey var biliyorum…
Ama bilemediğim ve anlamadığım daha çok şey var bunu da biliyorum. Böylesine dolu, böylesine verimli, ülkesine, ülkesinde yaşayan zor yaşamlara umut olan bir ışık, nasıl böyle kötü muameleye maruz kalır? Olmadık, hayale sığmayan iftiralarla karalamalar, hasta yatağında evinin polis tarafından aranması, anlamsız saçma suçlamalar… Ailesine, annesine dil uzatmalar, dinini inancını sorgulamalar… Yetmedi Gâvur dediler… Ve tek suçu sadece insanları sevmek ve onlara yeni ufuklar açma çabasıyken üstelik… Anlamak zor hatta imkânsız… Elimizdeki değerlere sahip çıkmayı bilmeyen nankör bir toplumuz biz… En güzel yaptığımız şey ise bilmeden öğrenmeden yargılamak… Bu kadının yaptıklarını eleştirebilmek için önce onun yaptığı bu muhteşem işleri yapabilmek, onun geçtiği yollardan geçebilmemiz lazım… Yani en az kırk fırın ekmek yemek gerekiyor… Yok, yiyemiyorsan kenara çekilip, çamur atmadan susmayı da bilmek büyüklüktür…
İster sev ister sevme, ister kabul et fikirlerini, ister karşı dur… Ama yiğidi öldür hakkını yeme der atalarımız… Türkiye de eğitim ve kız çocukları ya da kardelenler deyince aklınıza hangi isim geliyor? Ya da Cüzzam (Lepra) dendiğinde??? Düşünün şimdi kim??? Evet doğru bildiniz o isim Türkan SAYLAN… Gelecek hafta ölüm yıl dönümü ve bu vesileyle onu anmak istedim… Yaptıklarını unutmayalım, yaşatalım istedim… Ayrıca bu hafta sonu anneler günü… Öncelikle canım annemin,binlerce kızın annesi Türkan annenin ve hayatta olan ya da ışıklar içinde uyuyan tüm annelerin anneler gününü kutlamak istedim… Hep var olun ve hep yol gösterin bize…