

Dr.Noyan UMRUK
Bu meşakkatli, zorlu yürüyüşün, direnişin kararlı ve onurlu yolcularına,
Yaşlısı, genci, çocuğu, kadını, erkeği, arabı, kürdü, çerkesi, lazı, emeklisi, emekçisi, memuru ile tüm
Türk halkı yüreklerinin tüm içtenliğiyle yanınızda...
Hepimize, vakur bir duruşla, "bundan sonra böyle olacağı anlaşılan" hak aramanın erdemini anımsattınız...
Açılım, saçılım, ucu açık yargılamalar, İsraile meydan okumalar ile her Allahın günü kafalarımızı iyice karıştırarak "yapeceğniz-edeceğniz" telaffuzu ile güzelim Türkçemizi katleden "brüksel lahanası kılıklı", askerlikten ekonomiye, dış politikadan güvenliğe herşeyi karşısına oturttuğu nöbetçi! uzman konuklarından daha iyi bilen, sanal ekonomist eskisi yeni programcı "patates suratlı", kendisine özgü seçkinci nostaljisine takılarak toplumsal sorunlardan adeta ürken "meydancıbaşı" teleprogramcıların, medya bezirganlarının ve de yaşlı-düşkün düşes tavrıyla kasım kasım kasılan, ergilleşmiş lakin "erginleşememiş" kendisi dışındaki görüşleri her daim küçümseyen beşuş çehreli," ordu" sözcüğünü duyunca hiddetlenip, ağzından öfke salyaları akan "at hırsızı" suratlı, ekranda göründüğünde zaten ne diyeceği belli olan, aynı gecede mümkün olan her kanalda arz-ı endam eden nöbetçi! konukların üzerimize attığı ölü toprağından hepimizi kurtardınız...
Hepimize toplumda başat çelişkinin, temel sorunların neler olduğunu gösterdiniz...
Daha ve de en önemlisi sözün bittiği yerde olduğumuzu öylesine kazıdınız ki beyinlerimize...
Sizlere minnet, sizlere şükran hepimizden...BİZ TÜRKİYEYİZ...
Duygularımı ve yazımı, şu anda sizlerle birlikte bulunan bir dostun gözlemleriyle bitirmek istiyorum:
- "Sabahın ayazında Kartal Cevizli'deki Tekel fabrikasında işçilerle buluştuk. Yaklaşık 500 işçi Ankara'da tam 33 gündür süren direnişe destek vermek üzere yola çıkmaya hazırlanıyor.
Kapının dışında çeşitli sivil toplum örgütleri, sendikalar ve siyasi partilerden onlarca insan slogan atıyor.
Sloganların hedefinde iktidar var:
'AKP, AKP duy sesimizi... Bu gelen işçinin ayak sesleri.'
Şube Başkanı, 'Siz öndeki otobüse geçin' diyor. Çantalarımızı yerleştiriyoruz.
Ben en arka koltuğa yerleşiyorum. Önümde Tekel işçisi Fatma Bağcı oturuyor. Kucağında iki yaşındaki kızı Helin...Tekel direnişinin bu en zorlu safhasında annesinin kucağında Ankara yollarında...
'Zor olmayacak mı?' diyorum.
Fatma Bağcı kararlı, inançlı ve öfkeli...
Simsiyah gözleriyle gözlerimin içine deler gibi bakıyor, 'Sigarada makinisttim. Tam 12 yıllık işçiyim. Kocam çalışmıyor. Üç çocuğumuz var. Ayda 1.200 lira maaş alıyordum. Önce yaprağa aldılar. Sonra kreşe verdiler... Şimdi yarı maaşa çalıştırmak istiyorlar. Geçinmemiz mümkün değil.'
Fatma Bağcı Ankara’daki Tekel işçisi arkadaşlarına katılacak. Pazar gününe kadar Türk-İş'in önünde küçük Helin'le Ankara'nın o keskin soğuğunda oturacak. En ufak bir tereddüdü yok. 'Ölmeye hazırım. Üç gün açlık grevi yapacağız. Başbakan isteklerimizi kabul etmezse ölüm orucuna yatacağım.'
Konvoyumuz yola çıkıyor. Otobüsün önünden başlayarak işçilerle konuşuyorum.
Aklıma Zonguldak işçisinin 1991 yılında Ankara'ya yürüyüşü geliyor. Bu kararlı bakışları oradan tanıyorum.
Fikret Akyürek 12 yıllık Tekel işçisi... Abdi İpekçi Parkı'nda işçiler gaz sıkılarak ve dövülerek dağıtıldığında en önde duruyormuş. 'Hiç beklemiyordum. Milletvekilleri yanımızdaydı. Gazı yediğim anda ölüyorum sandım. Çocuklarım haberlerde ben tekmelenirken izlemişler. Bu iktidarı asla affetmeyeceğim. Ben hakkımı istiyorum...'
Ender Özer ve Halit Alanbay iki eski dost. Otobüste yan yana oturuyorlar. Ender Özer, 'Kürt açılımıymış... Bak kardeşim bu adam Kürt'tür' diye Halit'i gösteriyor. 'Ben de namazımı kılarım... Al sana açılım... Benim bu adamla 30 yıllık dostluğum var. Neyin ne olduğunu gördük. Anladık... Sayın Başbakan Kasımpaşa'da bizi gösterip-yan gelip yatıyor bunlar-dedi. İnanın bu mücadele para için değil. Bunu görsün anlasın Türkiye... Biz bir kıvılcımız... Hak mücadelesi bu ve biz Kürdüz, Türküz, Müslümanız, Aleviyiz...Türkiye'yiz... Hakkı yenen Türkiye... Biriz... Ayrımız gayrımız yok... Ölüme hazırız. Ama göreceksiniz hakkımızı alacağız...'
Otobüsler Bolu dağında mola verdi... Halaylar çekilip sloganlar atılıyor: 'Türkiye sevdamız, ekmek için kavgamız.'
Tekel işçisinin direnişi sürüyor... Bugün Ankara'da oturma eylemi var. Yarın ise on binler Sıhhiye'de toplanacak. Tekel işçisi şayet pazar gününe kadar sonuç alamazsa pazartesi günü açlık grevi başlayacak. Bu grev üç gün sürecek. Bundan da sonuç alamazlarsa ölüm orucu başlayacak. "
(AKİNAN,Serdar;TÜRKİYE VE DÜNYA)