Genç Siviller Anayurtlarında!

Genel & Güncel Konular

Genç Siviller Anayurtlarında!

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Oca 24, 2010 11:14

Genç Siviller Anayurtlarında!

Genç Siviller adlı grupçuğa daha önce ağızlarının payını vermiştik. Vakit Gazetesi, TGB'yi haddi olmayarak Genç Zibidilerle karşılaştırması üzerine gereken yanıtı alıp bir süreliğine kara propagandasına ara verdi.

Öte yandan Genç Sivillerin ne büyük, güçlü ve halk desteği olan bir örgüt olduğunun reklamını yapmaya devam ediyorlar.

Şimdi de Genç Siviller Amerika Birleşik Devletleri'nde Hillary annelerinin yanında boy gösterdiler. Sözüm ona "youtube" adlı sitenin üzerindeki yasakların kalkması için kendi ülkelerini Amerikan ve dünya kamuoyuna şikayet ediyorlar. Her halde Türkiye'nin en lüks, pahalı otelleri ve hamileri A. Gül'ün davetleri dışında bir yerde boy gösteremeyeceklerini bildiklerinden, kendi kitlelerinin(!) önünde sırıtıyorlar.

Ha bir de utanmadan, gururla yaptıkları bu eylemin Genç Zibidilere amerikancı diyenlere "tokat" gibi yanıt olduğunu iddia ediyorlar. Neden mi? Genç Maşalar amerikancı değil; Hillary Clinton Genç Zibidiymiş! Genç Sivil-canların eylemine katılan ilk Amerikalıymış!

Biz de yedik!

Ey Genç Zibidiler: Siz herkesi sizin gibi liboş yalaka mı zannettiniz? Tüm Türkiye'yi sizin gibi işsiz güçsüz, iktidar borazancısı konversli maşa mı sandınız? Zaman, Vakit, Bugün gibi birkaç yandaş medyada haber oldunuz diye, adam mı olduğunuzu sanıyorsunuz?

Artık gülüyoruz sizin zavallılığınıza... Ve gerçekten endişe ediyoruz akıl sağlığınızdan... Size aşağıdaki adresi veriyoruz, bir uğramanızı salık veririz:
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi - Zuhuratbaba Mah. Demirkapı Cad. Bakırköy / İSTANBUL.


Şimdi gelelim daha vahim konuya:

Eylemi yapan Genç Zibidiler üyesi zat aynı zamanda Amerika Birleşik Devletlerinde "International Visitor Leadership" programına katılacakmış. Peki nedir bu program, yakından bakalım isterseniz:

Programı ABD Dışişleri Bakanlığı Eğitim ve Kültürel İlişkiler Bürosu, yabancı ülkelerdeki özel kurumlarda ya da devlet kademelerinde "liderlik" özelliğiyle öne çıkanları amerikayla tanıştırmak(!) amacıyla düzenliyor. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı programın amacını şöyle belirtiyor: "Katılımcıların profesyonel gelişimlerine katkı sunmak ve ABD dış politika hedeflerini desteklemek." Peki herkes katılabiliyor mu bu programa? Hayır; sadece Amerikan Büyükelçiliklerindeki ABD görevlilerinin seçtiği kişiler katılabiliyor. Genç Sivil Ceren Kenar da bu kişilerden biri. Kenar, ABD'de, ülkesine amerikan çıkarları gereğince nasıl ihanet edilirmiş onu öğrenecek, bir güzel sivilleşip, demokrasinin, insan haklarının doruğuna çıkacak!

ABD bu programla ileride kullanacağı politikacıları yetiştiriyor.Nicolas Sarkozy, Lars Løkke Rasmussen, Hamid Karzai bunlardan sadece birkaçı. Peki sizce Türkiye'den kim var? Büyük Orta Doğu Projesi ve Cumhuriyeti yıkım işlemi uygulanırken elbette bu programda yetişen Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtulacaktı. Şaşıracak bir şey yok.

İşte TGB'den Genç Zibidilere tokat gibi yanıt!

Genç Maşanın katıldığı program için şu bağlantıdan bilgi alabilirsiniz: "http://exchanges.state.gov/ivlp/ivlp.html"


Vakit Gazetesi’nin TGB ve Genç Sivilleri karşılaştırdığı haberine verdiğimiz cevabı tekrar bilginize sunuyoruz.

İki Resim Arasındaki 9 Fark: Genç Siviller – Türkiye Gençlik Birliği

Vakit Gazetesi sağolsun. Türkiye Gençlik Birliği ile ilgili ne zaman bir yazı bir “haber” kaleme alsalar, gülmekten - affedersiniz - “yarılıyoruz”. Ayrıca şunu da ifade etmek gerekir ki adı geçen gazetenin (Gazete dediğimize bakmayın, cam silmede ya da bir şeyler paketlemede daha kullanışlı olabilir) bizi her karalaması bizler için bir aklanmaya dönüşmektedir. Vakit’e teşekkürler!

Gelelim son marifetlerine. 30 Kasım 2009 tarihli nüshalarında yine bir tam sayfalarını – sağ olsunlar - bize ayırmışlar. Mevzu şu; Türkiye Gençlik Birliği isimli “mobil provokatör” gençlik ile, “demokrasi ve milli irade lehine her eylemde” adını duyurduğunu iddia ettikleri Genç Siviller isimli örgüt birkaç başlıkta karşılaştırılmış. Buna göre TGB yani biz, “darbe heveslisi küçük bir azınlık” tarafından desteklenirken, Genç Siviller “toplumun geniş kesiminin desteğini” alıyor. TGB’li birkaç kişi üniversite üniversite gezerek Ergenekon tarafından organize edilen türban aleyhtarı mitingler ve bayrak yürüyüşleri yapıyor haklarında davalar açılıyor, Genç Siviller ise “darbelere hayır” gösterileri yapıyor. TGB, Beşiktaş Adliyesini “ablukaya alırken”, Genç Siviller HSYK’ya ve yargı darbesine karşı çıkıyor. TGB, TBMM’de yapılan “açılım” oturumunda Genel Kurul’da eylem yapmış, Genç Siviller açılımı desteklemiş. TGB, Barolarla birlikte Yargı Bağımsızlığı için Taksim’e yürümüş, Genç Siviller Taksim’den “Darbeci Baro” pankartı sallandırmış, TGB üyeleri de “pankartın sallandırıldığı oteli basarak” pankartı indirmiş.

Şimdi, sözü biz alalım ve iki resim arasındaki dokuz farkı anlatalım:

1. TGB Türkiye’nin 60’ın üzerinde ilinde örgütlüdür. Kalan illerde ise üyeleri vardır ve örgütlenmek üzeredir. Türkiye’nin belli başlı tüm üniversitelerinde TGB’liler başları dik bir şekilde çalışmakta ve mücadele vermektedir. Genç Sivilleri ise biraz Beyoğlu’nda biraz da belki Ankara Konur Sokak’ta “lümpen lümpen” gezerken görebilirsiniz. Bu anlamda “Genç Zibidiler” demek daha doğru olabilir. Örgüt mü? Aramayın bulamazsınız.

2. TGB, kitlesel bir örgüttür. Tüm ülkede on binlerce üyesi vardır. On binlerce kişilik yürüyüşler yapmıştır, Dünya tarihinde milyonların katıldığı nadir eylemlerden olan Cumhuriyet Mitinglerinin düzenleyicisi ve yıldızı olmuştur. Yüz binlerce genci “Tam Bağımsız Türkiye” sloganlarıyla alanlara taşımıştır. TGB’nin sitesinden de görüleceği gibi onlarca ilde konferanslar, paneller, eylemler düzenlemektedir. Binlerce gence ulaşan dergiler çıkartmaktadır. Genç Siviller ise kitlesel değildir. Arada bir iki adam otelden pankart sallandırır o kadar. Ama Vakit’e göre TGB azgın azınlık, Genç Siviller kitlelerin sevgilisi! İddiaya girelim mi? Kim kitlesel? Galiba tükürsek boğarız!

3. TGB, egemenlere, halkı ezenlere karşı mücadele etmektedir. Türkiye Halkını yoksulluğa, işsizliğe mahkûm eden iktidara karşı çetin bir biçimde mücadele etmektedir. Üniversiteleri “paralı” hale getirmek isteyen Başbakan’a, YÖK Başkanı’na üniversiteleri dar etmektedir. Genç Siviller ise tam anlamıyla “iktidar-sever”dir. O kadar ki, Abdullah Gül’ün resepsiyonlarına ayaklarındaki “Converse” ile icabet etmekte, baş başa sohbet etmektedirler. Belki de gündem Hayrünnisa Hanım’ın 70 milyarlık yüzüğüdür. Ama Vakit’e göre biz statükocu onlar muhalif! Abdullah’ın dizinde muhalefet!

4. TGB’liler makam mevki adamları değildirler. Kendilerini bütünüyle halklarına ve ülkelerinin bağımsızlığına adamışlardır. Ülkelerinin mutluluğundan bağımsız bir mutluluk beklentileri yoktur. Genç Siviller ise Ankara Bakanlıklar Semtinde ve Meclis çevresinde kulisler yapmaktadır olası Vekillikleri için.

5. TGB’li on binler halk çocuklarıdır. Emekçi karakterlidir. Bir eylemin masraflarını çıkarmak için kapı kapı gezip halkına durumu anlatıp masraflarını çıkartmaya çalışmaktadır. Genç siviller ise bir eylem için Taksim’in en lüks otellerini kiralayabilmekte ve bunu “kendi ceplerinden” karşılayabilmektedir. Bu anlamda Genç Sivillerden ziyade “Genç Züppeler” de diyebiliriz.

6. TGB, emekçi halkın yanındadır. Ürettikleriyle dünyayı döndürenlerin tarafındadır. Onların her demokratik hak mücadelesinde yanlarında olmaktadır. Genç Siviller ise 1 Mayıs’a kendi deyimleriyle “atraksiyon olsun” diye katılmakta ve liberal düşünceye sahip olduklarının altını çizmektedir.

7. Her şeyden öte TGB, eylemlerinin arkasında durma cesareti gösteren bir örgüttür. Üniversite açılışlarını hükümete ve onun “çakma” rektörlerine dar eder, TBMM’de kararlı bir biçiminde Amerikancı açılımları deşifre eder, İzmir’de Amerikan askerlerini kovalar ve ardından açıklama yapar: “Yaptık, yine yaparız.” Ne polisten korkar, ne baskıdan yılar. Çelik gibi! Genç siviller ise yürek yoksunudur. Pankartlarına isim bile yazamadıkları gibi, pankartı asıp “arazi” olabilmektedirler. Bu anlamda onlara “Genç Ödlekler” de denilebilir.

8. TGB adıyla, sanıyla, şubeleriyle, yöneticileriyle, üyeleriyle şeffaftır. Her şey açıktadır. Yerimiz, yurdumuz, ismimiz, cismimiz malumdur. Genç Siviller ise bir internet sitesi ve oraya buraya asılmış iki tane “isimsiz” pankarttan ibarettir. Yani tam anlamıyla bir provokasyon örgütüdür. Gerici provokatör basının övgülerine mazhar olmaları da bundandır. Bu anlamda onlara “Genç Maşalar” da denilebilir

9. TGB, bütün dünyayı kana bulayan Amerikan Emperyalizminin Türkiye’deki hedeflerinden biridir. Bizzat ABD Dışişleri yayımladığı raporlarda bizi hedef göstermektedir. Bu yüzden Ergenekon Tertibinde hedef alınıyoruz. TGB, mücadele örgütüdür. Genç Siviller ise sistemin küçük yaramaz çocuğudur. Babaları ABD’nin “çocuk dediğin biraz şımarır” diyerek dizinde hoplattığı küçük bir yaramazdır.


tgb.gen.tr, 23 Ocak 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Genç Siviller Anayurtlarında!

İletigönderen Deli Haydar » Pzr Oca 24, 2010 18:40

Bu ilişkilerin artık bu kadar alenileşmesi hayra değil, olsa olsa kıyamete alamettir. Gazi Kemal Atatürk'ün ulusundan bedenen koparılmasının ardından, devletinden düşüncesi de peyderpey ayıklanmaya başlandı. İsmet İnönü döneminde başlayıp AKP iktidarına kadar süren bu uzun ayıklama süreci, elde devletin ayıklanacak bir yanı kalmadığından, tescilli devlet düşmanı son iktidar eliyle, tümüyle ve hızlıca elden çıkarılma sürecine evrildi. Uzun bir zamana yayılan ayıklama işlemini kısık ateşte ılık ılık haşlanan kurbağa gibi izleyen özgüvenine kördüğümler atılmış Türk Ulusu, ancak devletinin alanen elden çıkarılma sürecinde titreyebilip, hazmetme sıkıntısı yaşamaya başladı.

Devletin hızla elden çıkarılma sürecinde, kurtarıcısının halkının gönlünden de tümüyle koparılması gerekiyordu. Bunun için başta inanç olmak üzere her türlü hak ve özgürlüğün, demokrasinin, insanca yaşamın önündeki tek engelin Gazi Kemal Atatürk ilke ve devrimleri olduğunun alenen dillendirilmesinin zamanı gelmişti. Bir başka deyişle, Sevan Nişanyan'ın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 86'ncı kuruluş yıldönümde Taraf gazetesindeki yazısında* belirttiği gibi, Kemal Paşa'ya inat bir tersane yüzünden düşman kazanmaması gereken Türk Gençliği'nin artık tüm kalelerini terkedecek gücü ve güveni kendinde bulma zamanı gelmişti. Bu ve bunun gibi sayısız ihanet çığırtkanlığının ses bulabilmesi için Genç Siviller türü açık örgütlerden, Mustafavari filmlere uzanan geniş pürçüğe gereksinim vardı. Rastlantıya bakın ki, zamanında halkı Kemalist düşünceden uzaklaştırmak için yetiştirilip ortalığa sürülen sosyalistler, saltanat milliyetçileri ve dinciler bu yeni süreçte sivil gençlerin akıl hocalığını ve sözcülüğünü yapmaya başlamıştı! Bugün alenileşen bu ilişkiler aslında, dün farklı cephelerde duruyormuş izlenimi veren Hasan Cemal, Mümtaz'er Türköne ya da Fehmi Koru gibi nicelerinin yemlendikleri ortak kaynağı göstermesi açısından çok önemlidir.

Tüm bu süreçte o kadar emek harcayan şeytanileri ve borazanlarını yazıktır ki yine aynı malum son beklemektedir. Bunu kendileri de bilmektedir. Zira şeytan Allah'ın, ruhundan üflediği insanı yoldan çıkarmak için önceden yarattığı bir kuludur. Herkesin görevi bellidir ve etkinin tepkiyi getirdiği bilinir. Tepkinin ortaya çıkması, 1923'te taçlandırılan kurtuluş savaşımının yinelenmesi için bu halkın tek beklediği yumurtanın kapıya dayanmasıdır. İşin ardı tümüyle aydınlandıktan sonra Genç İşbirlikçi Siviller ile Genç Birlikçi Milisler yeniden karşı karşıya gelecek ve gerçek düzen kalıcı olarak sağlanacaktır. Hakk'ın sözünü verdiği günler elbet yakındır.


* Düşman bütün tersanelerine girmişse, vazifeye atılmadan önce düşüneceksin. Önce, düşman mı diye soracaksın. (Çünkü bugün düşman olan yarın dost olabilir.) Sonra onu kendine düşman etmek için ne hata yaptığını düşüneceksin. (Çünkü düşmanlık, herkes için ağır bir yüktür.) Gönlünü kazanmayı deneyeceksin. Tersaneyi beraber işletmeyi teklif edeceksin. (Öylesi her ikiniz için daha kazançlı olabilir.) Sonuç alamasan, bir tersane uğruna düşman olmaya değer mi diye bir kere daha kendine soracaksın. Bunları yapabilirsen, inan, dünyanın tüm tersaneleri senin olur. Tüm ordular sana boyun eğer. Tüm kalelerini terkedecek gücü ve güveni kendinde bulursun. http://www.taraf.com.tr/makale/8202.htm
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

cron

x