'Gezi'yi Savundu, Başkonsolosluktan Azledildi / Yılmaz POLAT

'Gezi'yi Savundu, Başkonsolosluktan Azledildi / Yılmaz POLAT

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Ara 10, 2013 13:09

'Gezi'yi Savundu, Başkonsolosluktan Azledildi

‘Gezi’ye dokunan yanıyor. Son kurban Amerika Birleşik Devletleri’nden. Seattle Fahri Başkonsolosu Ufuk Gökçen, Seattle Times Gazetesi'ne ‘Gezi Protestoları’yla ilgili görüşünü açıklayınca azledildi.

Türkiye'nin 11 buçuk yıldır Seattle Fahri Başkonsolosu olan Gökçen’in görevine, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun talimatıyla son verildi.

Washington Büyükelçisi Namık Tan; Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun imzaladığı azil yazısını Gökçen'e bildirdi.

Boeing uçak şirketinde 20 yıldır mühendis olarak çalışan Gökçen, ‘Abdülhamit Dönemi Jurnalciliği’ne benzer bir yöntemle görevinden alındığını söyledi.

Gökçen; biri Boeing'de çalışan, radikal olarak tanımladığı birkaç İslamcının; kendisinin Seattle Times'a yaptığı ‘Gezi Protestoları’yla ilgili yorumdan dolayı, doğrudan Davutoğlu'na şikayet ettiğini belirtti.

Ufuk Gökçen, Seattle'da yaşayan Türklerin ‘Gezi Protestoları’yla ilgili görüşlerini alan gazetenin sorusu üzerine, Erdoğan Hükümeti’nin son 10 yılda yaptığı değişiklikten duyulan kaygı ile yargı ve medya üzerindeki baskıyı anlattı.

Seattle Fahri Başkonsolosluğu’na 2002 yılında, Faruk Loğoğlu'nun Washington Büyükelçisi olduğu dönemde atanan Gökçen, atama işleminin Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in Dışişleri Bakanlığı döneminde başlatıldığını söyledi. Ufuk Gökçen, ABD'deki Türk toplumuna yayınladığı uzun veda mektubunda da, Atatürk'ün ilke ve prensiplerini benimsemeyi ve yaşatmayı kendine ilke edindiğini anlattı.

"Laik ve Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni, çok sevdiği anavatanının zengin kültürünü din, dil ve ırk ayırımı gözetmeksizin temsil etmeyi misyon edindiğini" vurguladı.

Gökçen "Bu amaçlara ulaşabilmek için barışçı, özgürlükçü, eşitlikçi, laik ve demokratik insanlık değerlerimden ve dürüst ve insancıl kişiliğimden taviz vermeden, değişen hükümetler ve politikalarıyla hareket etmemeyi, iktidar veya muhalif hiçbir parti ile bağlantılı bir çizgi oluşturmamayı uygun gördüm" dedi.

Türkiye’nin ABD’de yedi ‘fahri başkonsolosluğu’ bulunuyor, bunlar: Atlanta, Baltimore, Detroit, Kansas, San Francisco, Seattle ve Flowood.

Başkonsolosluklar da şunlar: Boston, New York, Şikago, Miami, Los Angeles, Houston.

Yılmaz POLAT, 10 Aralık 2013
yilmaz.polat@yurtgazetesi.com.tr

Dipçe: Erdoğan ve Gül'ün imzasıyla görevden alındı

Türkiye'nin ABD Seattle Fahri Konsolosu olan Ufuk Gökçen Gezi'ye destek verdiği gerekçesiyle görevden alındı.

Seattle Times'a Gezi ile ilgili yaptığı bir yorum nedeniyle görevden alındığını belirten Gökçen, yazdığı bir mektupla durumu anlattı ve "Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın imzasıyla 11 buçuk yıldır yürütmekte olduğum Fahri Başkonsolosluk görevinden alındığımı öğrenmiş bulunuyorum." dedi.

İşte Gökçen'nin neden görevden alındığını anlattığı o mektubu:

"Değerli Türk Toplumu Üyeleri, Dostlarım ve Arkadaşlarım,

Gezi Olayları esnasında aşağıdaki linkte göreceğiniz, Seattle Times'a yaptığım yorumdan dolayı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan imzasıyla 11.5 yıldır yürütmekte olduğum Fahri Başkonsolosluk görevinden alındığımı öğrenmiş bulunuyorum.

Bu görevi üstlenmemin kısa bir tarihçesini bilmeyenlerinize belki hatırlatmakta fayda olabilir. TACAWA yönetiminde bulunduğum ve sonrasında ATAA Kuzeybatı Pasifik Bölgesi Başkan Yardımcılığı yaptığım dönemlerde, Seattle Türk Amerikan toplumunun Amerika çapında ses getiren Marmara Depremi yardım çalışmaları ve çeşitli kültürel faaliyetleri ile artık fark edilen bir toplum olmasını temin edince, bölgemizin yüksek teknolojik ve üst düzey ekonomik potansiyelini değerlendirmek üzere Türk devletince bir ticari ataşelik açılmasını talep etmiştim. O zamanki Büyükelçimiz Sayın Baki İlkin ise ilk aşamada Fahri Başkonsolosluk kurulmasının daha uygun olabileceğini ve bu konuda bir rapor yazmamı ve adaylar önermemi istemişti. Bu çerçevede Türk kökenli olan veya olmayan Türk kültürüne yakın mesleklerinde başarılı saygın ve toplumsal faaliyetlere duyarlı 20'den fazla adayı kendilerine önermiştim. Kendileri benim ismimi de ilave ederek bu süreci başlatmış ve yaklaşık 1.5-2 yıl gibi bir süre içinde gerekli güvenlik soruşturmaları temin edildikten, Amerika'dan mutabakat alındıktan sonra bir sonraki Büyükelçimiz Sayın Faruk Loğoğlu tarafından bu görevi üstlenmem benden istenilmişti.

ATATÜRK İLKE VE PRENSİPLERİNİ HEP İLKE EDİNDİM

Beni tanıyanlarınızın bildiği gibi ben bu görev süremde ve hatta öncesinde, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni, çok sevdiğim anavatanımı ve zengin kültürümüzü temsil etmeyi, din, dil, ırk ayırımı gözetmeksizin Washington Eyaleti Türk Amerikan Toplumunun birlik ve beraberliğini korumayı ve bu Eyalet'te ve Amerika genelinde Türk Amerikan toplumunun üst düzey itibar ve saygınlık kazanmasını temin etmeyi misyon edindim. Bu amaçlara ulaşabilmek için barışçı, özgürlükçü, eşitlikçi, laik ve demokratik insanlık değerlerimden ve dürüst ve insancıl kişiliğimden taviz vermeden, değişen hükümetler ve politikaları ile hareket etmemeyi, iktidar veya muhalif hiçbir parti ile bağlantılı bir çizgi oluşturmamayı uygun gördüm. Yaşadığımız modern toplumlara çabuk uyum sağlamamızda ve başarılı iş hayatları elde etmemizdeki eğitim ve kültürel altyapıyı ve ilerici reformları sağlayan büyük bir dünya lideri olarak gördüğüm, büyük önderimiz Atatürk'ün ilke ve prensiplerini benimsemeyi ve yaşatmayı hep kendime ilke edindim.

Sizlerin de bu süreç içinde bizzat tanık olduğu gibi, gerçekleştirdiğimiz sayısız toplumsal, kültürel, siyasi ve ticari projeler ile Seattle Türk Amerikan toplumu artık Eyalet'imizde, Türkiye'de ve hatta Amerika'da oldukça saygınlık kazanmış, ilk akla gelen toplumlardan birisi olmayı başarmış ve en son Valimiz Jay İnslee'nin de Ekim ayını Turkish Heritage Month ilan etmesi düzeyine gelmiştir. Her zaman dile getirdiğim gibi tüm idealim, ilerde çocuklarımızın kültürel kimliklerini, etnik kökenlerini saklamadan, bölgemizdeki tüm toplumlar ile dost ve barışık yaşayabilecekleri ve de birlik, beraberliği, dayanışması güçlü bir toplum ortamını onlara miras bırakabilmek için mücadele etmekteyim. Bu ulvi amaçladır ki, Türkiye devletinden hiçbir maddi destek görmediğim halde, her yıl cebimden binlerce dolar harcayarak, arabama onbinlerce mil koyarak ve de aile hayatımdan yüzlerce saat feda ederek bu mücadeleyi Seattle'da yaşamakta olduğum 17 senedir sürdürmekteyim ve sürdürmeye devam edeceğim.

Başarılı sonuçların elde edildiğini görmemiz en büyük ödülümüz ve mutluğumuz olmaktadır. Son birkaç yıldır Eyalet'imizdeki tüm diplomatların bağlı olduğu organizasyonun başkanlığını yapıyorsam, Congressman Jim McDermott Ermeni kararına imza koymuşken geri çekip Turkish Caucus'a birleşmişse, Valilerimiz, Belediye Başkanlarımız arka arkaya önemli Türk günlerini tanıyorlarsa, Vali Yardımcımız Brad Owen bir hafta içinde iki kere Türk etkinliklerine katılmak için ta Olympia'dan gelebiliyorsa, Eyalet ve belediye yönetimlerinde gerçek anlamda Türk dostları varsa, Valilik adına direktör 29 Ekim'de konuşmak için Vancouver, WA'dan gelip geri dönüyorsa, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramlarımızda yabancı misyon ve konukların sayısı Türk katılımcıları geçebiliyorsa, 23 Nisan'ımız artık başka ülkelerden ve toplumlardan onlarca temsilcinin, binlerce çocuğun ve ziyaretçinin katıldığı Uluslararası Çocuk Dostluk Festivali olarak marka olma yolunda ilerliyorsa, Türkfest'imiz artık onbinlere yakın ziyaretçi çekebiliyorsa, Seattle Türk Film Festivalimiz ilk yılında bile bir sürü toplumu kıskandıracak bir başarıyı yakalayabiliyorsa, World Affairs Council ve Trade Development Alliance, Seattle Chamber of Commerce Türkiye odaklı proje ve programları ilk sıralara taşımışlarsa, University of Washington'da artık iki tane Turkish endowment fund'imiz varsa, değişen siyasi ve politik durumlara rağmen bile tüm toplumlar ile barışık ve yakın dost isek, bize olduğu gibi diğer toplumların yaşadığı trajedi ve afetlere aynı duyarlılığı gösterebiliyorsak ve en önemlisi artık içimizden bu bayrağı taşıyacak genç liderler yetiştiğini görebiliyorsak bu mücadele ve yıllar boşa geçmemiş demektir.

BU TOPLUMSAL BİLİNÇ VE MÜCADELEM DEVAM EDECEK

Yukarıda belirttiğim gibi bu toplumsal bilinç ve mücadelem fahri başkonsolos olmadan önce de vardı ve bu unvana bağlı olmadığı için sonrasında da devam edecek. Gençliğimden beri benimsemiş olduğum bir vizyonum vardı: Günlük yaşamayıp iki üç adım sonrasını düşünerek hareket edebileceksem, içinde bulunduğum ortama bir farklılık ve yenilik getirebileceksem, insanlığa bir katkı ve hatta bir insanın bile yaşamında olumlu bir değişiklik yapabileceksem, yasama veda ettikten sonra bile saygıyla hatırlanabilecek bir eser bırakabileceksem o zaman benim için yaşamanın bir anlamı ve geçen yılların bir değeri olacaktı. O nedenledir ki, çok fazla özveride bulunarak ve üst düzeyde gayret gösterek, 50 yaşımda bir yüzyılda elde edilebilecek manevi tatmini kazandım. Çok sayıda projeyi başlattım, çok topluma ve kişiye yardım ettim. En son Filipin tayfunu dahil, Japonya, Hindistan, Pakistan, Peru, İtalya, Şili, Haiti depremlerinde, New Orleans'daki hürricane'de, Endonezya tsunamisinde, Rusya, İspanya ve İstanbul'daki terör trajedelerinde mağdur toplumların ilk yardımına koşan kişilerden biri oldum. Bence en önemlisi de gerek iş hayatımda gerekse toplumsal alanda çok kişiler ve hatta genç liderler yetiştirdim. Her akşam, o gün insanlık ve toplumum için neler yapabildiğimin muhasebesini yaparak huzurla yastığa başımı koyabiliyorum. Bütün bunları yaparken de dürüst, açık sözlü kişiliğimden ve ilkelerimden hiç taviz vermedim ve kendi çıkarları için topluma yaklaşan insanlara ve guruplara hangi görüşten olursa olsun karşı koydum. 20 yasında hangi görüşlere sahipsem bu yaşımda da aynı görüşleri savunabiliyorum ve politik atmosfere göre yön değiştiren dönek hiç olmadım.

Ben yine toplum içinde basım dik, gönlüm rahat gururla varlığımı sürdürmeye ve toplumsal projelerime devam edeceğim.

Türk olmak, hasbel kader o coğrafyada doğup veya anne veya babasının kimliğinden dolayı T.C. kimliği almak değildir. Türk olmak, anavatanına ve kültürel değerlerine sahip çıkmak, şu anda tespit edilmiş en eski Anadolu tarihi ta Göbeklitepe'den beri var olan tüm kültürleri, din, dil ve ırkları kucaklayabilmek, insanların özgürlüğü, eşitliği ve demokratik hakları için mücadele vermek, ezilenlerin haklarını korumak, zorbalığa karşı koymak, elindeki lokmasını bile paylaşmak ve tüm dünyaya Ata'mızın söylediği gibi "Yurtta Barış Dünya'da Barış!" diye haykırabilmektir.

Bir başka dünya lideri Mandela'nın anısına en derin saygılarımla... "Death iş something inevitable when a man has döne what he considers to be his duty to his people and his country, he can rest in peace." Nelson Mandela

Sevgiyle ve sağlıcakla kalın!

Ufuk Gökçen"


Cumhuriyet, 10 Aralık 2013
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Yılmaz POLAT

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

cron

x