Gitme kal, yalan söyledim!
Ülke son 5 yılda 1 milyon vatandaşını gurbet ellere gönderdi. Arkasından ağıt yakacağına yiğitliğe el sürdürmedi. “Giden gitsin, sen şarkılar söyle içinden boş ver, sözleriyle gönlünün aldırmadığını gösterdi.
“Bunların bilet paralarını verip göndermek lazım. Çünkü bunlar ülkemize yük” demişti. Yetmedi; “Eğitim için Batı'ya gidenler ajan oluyor!” diye de ekledi. Bir anlamda memnuniyetini dile getirdi!
* * *
Garibim Meclis eski Başkanı farklı. O, bunu iyi bir şey sanıyordu. “Artık dünyaya beyin ihraç ediyoruz” diye övünüyordu. İnsan beyninden değil de koyun, sığır beyninden mi bahsediyor diye düşünmedim değil! Canı sakatat istediyse demek…
Kimse ona konunun aslında kelle söğüş ihracatı değil de “beyin göçü” olduğunu söylememişti. Yazık, ihracat rekoru kırdık manşetlerini görünce “Güzel bir şey herhalde” diye düşündü demek ki!
* * *
Bıraktım bilim insanını… Halk oyunları yarışması için Türkiye'den Macaristan'a giden 16 kişilik ekipten 11 dansçı Türkiye'ye geri dönmedi. Halayı biraz uzatıp oradan arazi…
Doldurdular ülkeye bedeviyi, kaçacak hale getirdiler milleti… Ülkede bir sorun yok! Mis gibi ülke… Normalde kapıya koymayacağınız adamlara vermişler yetkiyi, dibe çekiyorlar ülkeyi…
* * *
İlayda Şamilgil… Hazırladığı “Sıvılardaki su oranını mıknatısla ölçebilen ucuz, hızlı ve taşınabilir sistem” adlı fizik projesiyle TÜBİTAK yarışmasına katıldı, sudan sebeplerle proje reddedildi. Elemeleri bile geçemedi.
Aynı TÜBİTAK, “Bir selam da bizden size selamünaleyküm” projesine verdiği katkı ile bilim dünyasında kartların yeniden dağıtılmasını sağladı.
Proje öyle herkesin anlayabileceği cinsten değil, oldukça karmaşık bir yapıya sahipti. Yolda giderken hiç tanımadığınız birine “Selamünaleyküm” diyorsunuz. O da size “Aleykümselam” derse başarıyorsunuz.
TÜBİTAK'ın destek verdiği diğer iddialı projelere ne demeli? O projelerin arasında “Dededen toruna Osmanlı padişahlarında hoşgörü”, “Atasözleri ve deyimlerle değerler ligi”, “İnsanı hor gören iyiliği zor görür” gibi… Grup ateşten gömlek, adeta şampiyonlar ligi!
* * *
İlayda vazgeçmedi… Aynı projeyle Polonya'da 80 ülkenin binlerce projesinin katıldığı yarışmada birinci oldu. Amerika, “Biz bunu Mars'ta kullanabiliriz” deyip anında burs çıkarttı, kendi Cornell Üniversitesi'ne soktu. Amerika'nın Amerika olmasının sırrı bu!
* * *
İlayda ileride Türkiye'ye döndü diyelim, ne yapacak? Liyakatin olmadığı yerde iyi niyet ve özveri ile çalışmanın hiçbir getirisi olmadığını anlayacak. Kuvvetle muhtemel parti üyesi olmaktan başka bir numarası olmayan yöneticisinin emirlerine uyacak.
Bu ülke liyakatten vazgeçeli, sadakate prim vereli çok oldu. Ülke ekonomisi bu nedenle durdu. En basitinden ülkeyi yönetenlere baksanıza… Çok mu başarılılar alanlarında? Türkiye'nin öyle bir dönemine denk geldiniz ki, küsün şansınıza!
Eş dost bize, gam düşecek size
Ülkede iş aslanın ağzında… Sayıları bir milyonu geçen üniversite mezunu işsiz var sırada… Torpilin yoksa hiç uğraşma!
İmtihana girdin, puanın da yetti… Bitti mi? Bitmedi… Hemen hemen tüm kadrolar mülakatlı… İşte torpilin durağı orası…
* * *
Siz sanıyor musunuz ciddiye alıyorlar imtihanları? Karısı, halası, yeğeni, gelini… Türkiye'nin yeni başarı kriteri…
Mülakat ve yazılı sınav yarı yarıya uygulandıktan sonra istersen sabaha kadar mürekkep yala… İnşallah başka bahara… Senden önce eş-dost, damat-gelin, partili var sırada…
Beyinler neden göçüyor?
Yapılan araştırmalara göre iki başlık öne çıkıyor. İlki; kariyer ve iş bulma konusundaki umutsuzluk. Diğeri, Türkiye'de ifade özgürlüğünün olmadığının düşünülmesi…
İşin fena tarafı sadece insanlar göçmüyor, okumaya gidenler de dönmüyor. Aynı araştırmalara göre yurtdışında eğitim gören gençlerin 4'te 3'ü Türkiye'ye geri dönmeyi düşünmüyor!
* * *
Onlar düşünmüyor da, ülkeyi yönetenler düşünmüş mü; neden pırıl pırıl çocukların hayallerinde yok Türkiye? İnsanları fikirleri ve yaşam tarzları yüzünden ayrıştırıp onlara düşman olursanız, hevesleri kaçırırsınız.
İnsanlara emeğinin karşılığı verilmiyor. Adaleti bulamıyor. Fikrini söyleyen terörist ilan ediliyor. Yaşam tarzlarına saygı gösterilmiyor. İyi eğitim alamıyor. Torpilsiz, dayısız işe giremiyor. Sanatın içine tükürülüyor. Çay, simit, kek ile karın doymuyor.
* * *
Bu Türkiye'nin ayıbıdır. Bu insanlara hak ettiği değeri, emeklerinin karşılığını verememektir. İnsanlar bu ülkeden vazgeçmezdi, lakin ülke onlardan vazgeçti.
Murat MURATOĞLU, 26 Ağustos 2019
sozcumuratoglu@gmail.com