Birleşmiş Milletler'in (BM) Crans Montana’da tutulan Kıbrıs ile ilgili gizli tutanakları garantörlük konusunda verilen tavizi kanıtladı. Tutanakları, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın eski danışmanı Sabahattin İsmail, Twitter hesabından paylaştı ve bu tutanakların Rum kesiminde günlerdir boy boy yayınlandığını söyledi. İsmail, Türkiye'nin verdiği tavizleri gözler önüne serdi.
Annan Planı, Türk ve Rum kesimleri halinde bölünmüş Kıbrıs Adası'nın bağımsız bir devlet olarak birleştirilmesini öneren Birleşmiş Milletler (BM) planıydı. 2004 yılında hem KKTC'de hem de Rum kesiminde referanduma gitmişti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın 'hayır' demesine rağmen KKTC'de 'evet' çıkarken Rum kesiminde 'hayır' bariz şekilde çoğunlukta kalmıştı. AKP iktidarı o dönemde Denktaş'ın karşısında yer almış 'evet'e destek vermişti.
O yıllarda AKP'ye muhalif olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Denktaş safında yer almış referandum için 'hayır' çalışması yapmıştı. MHP'liler ve Ülkücüler o dönem Kıbrıs'a gidip 'hayır' için çalışmışlardı. Cumhur İttifakı içerisinde yer alan MHP'nin ve Bahçeli'nin sızan tutanaklara nasıl tepki vereceği merak konusu.
Temmuz 2017'de Crans Montana’da BM diplomatlarınca tutulan garantörlük görüşmelerinin gizli tutanakları Rum basınında yayınlandı. Denktaş'ın eski basın danışmanı Sabahattin İsmail Twitter hesabından o tutanakları yayınladı, değerlendirmelerde bulundu ve kritik uyarılarını sıraladı.
"VERİLEN TAVİZİ KANITLADI"
"Crans Montana’da tutulan gizli BM tutanakları garantörlük konusunda verilen tavizi kanıtladı" diyen İsmail, "Rum basını kaç gündür Temmuz 2017'de Crans Montana’da BM diplomatlarınca tutulan garantörlük görüşmelerinin gizli tutanaklarını yayınlıyor." dedi, tutanakların içeriklerini değerlendirdi.
Rum basını kaç gündür 6-7 Temmuz 2017'de Crans Montana’da BM diplomatlarınca tutulan garantörlük görüşmeleri ile ilgili gizli görüşme tutanaklarını yayınlıyor. DİB'nı Çavuşoğlu'nun ortaya koyduğu önerileri, Rum -Yunan liderleri ile BM Genel Sekreterinin konuşmalarını açıklıyor
Benim bu tutanaklardan anladığım "garantörlük açılımı" adı altında kırmızı çizgimiz olan, "pazarlık konusu değildir", dediğimiz Garantörlük, Annan planında olduğu gibi yeniden pazarlık masasına yatırılmıştır.
Bu çerçevede şu öneriler yapılmıştır:
1- Diğer tüm konularda anlaşmaya varılması halinde Türkiye 650 asker dışındaki tüm askerlerini geri çekmeyi kabul etmiştir. (Oysa biz Türk askeri Kıbrıs'tan çekilemez, diyorduk.Bir anlaşma olsa bile en az 5000 asker kalmasını istiyorduk.)
2-Garanti Anlaşmasında yer alan "tek yanlı müdahale hakkı"nın iptalinin kabul edilebileceği ifade edilmiştir. Ancak bunu, Crans Montana’ya davet edilecek Türkiye-Yunanistan Başbakanlarının görüşebileceği belirtilmiştir.
3-DİB Çavuşoğlu daha da esneyerek, başta dönüşümlü başkanlık (2 dönem Rum 1 dönem Türk) olmak üzere varılacak anlaşmanın 3 seçim dönemi olan 15 yıl sorunsuz uygulanması halinde garantörlüğün iptalinin ve kalan 650 askerin de çekilmesinin görüşülmesi yönünde öneri sunumuştur. (Böylece Annan Planından bile geri gidilmiştir. Annan planında Türkiye 18 yıldan sonra garantörlüğün iptalini görüşmeyi kabul etmişti)
4-Rum-Yunan tarafı garantörlüğü pazarlığa açtırmakla büyük bir diplomatik başarı elde etmiştir. Ancak aç gözlülük yaparak anlaşma imzalandığı anda SIFIR ASKER, SIFIR GARANTİ'de ısrar ederek çözüm için imzalar atılır atılmaz tüm askerlerin çekilmesini ve garantörlüğün iptalini talep etmiştir.
Böylece, Annan Planı referandumunda olduğu gibi, bir kez daha Rum-Yunan açgözlülüğü bizi felaketten kurtarmıştır.
Esasen Garanti Anlaşması aynen kalmış olsaydı bile Akıncı'nın verdiği korkunç tavizler sonucu KKTC, Rum ağırlıklı birleşik federal Kıbrıs 'ın bir eyaletine dönüştürülecek, Türkiyesiz AB içine sokulacak, Kıbrıs Türkleri en geç 5 yıl içinde 300 milyonluk AB'de eriyecek, serbest yerleşme, mülk edinme, dolaşma, iş kurma ve çalışma özgürlükleri sayesinde KKTC toprakları Rum-Yunan ve AB üyesi 27 ülkenin vatandaşları tarafından satın alınacak ve kuzeyde nüfus olarak çoğunluğa geçeceklerdi...
Devamla, Karpaz, Maraş, Güzelyurt dahil 40 yerleşim yerini içeren yüzde 8 toprak tavizi ilk anda Rumlara verilecek ve Kuzeye en az 100 bin Rum yerleşerek eski mülklerini alacaktı.
Özetle Tanrı bir kez daha Kıbrıs Türküne ve Türkiye'ye acıdı..
GARANTÖRLÜK YENİDEN PAZARLIK MASASINDA'
İsmail, "Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ortaya koyduğu önerileri Rum -Yunan liderleri ve BM Genel Sekreterinin konuşmalarını açıklıyor. Benim bu tutanaklardan anladığım "garantörlük açılımı" adı altında kırmızı çizgimiz olan ve "pazarlık konusu değildir" dediğimiz Garantörlük, Annan planında olduğu gibi yeniden pazarlık masasına yatırılmıştır." dedi.
Bakan Çavuşoğlu tarafından yapılan önerileri İsmail madde madde yayınladı. İsmail'in yayınladığı o maddeler şöyle:
'650 ASKER DIŞINDAKİ TÜM ASKERLERİNİ GERİ ÇEKMEYİ KABUL ETMİŞTİR'
1- Diğer tüm konularda anlaşmaya varılması halinde TC 650 asker dışındaki tüm askerlerini geri çekmeyi kabul etmiştir.(Oysa biz Türk askeri Kıbrıs'tan çekilemez, diyorduk. Bir anlaşma olsa bile en az 5000 asker kalmasını istiyorduk)
TEK YANLI MÜDAHALE HAKKININ İPTALİ'
2- Garanti Anlaşmasında yer alan "tek yanlı müdahale hakkı"nın iptalinin kabul edebileceği ifade edilmiştir. Ancak bunu, Crans Montana’ya davet edilecek Türkiye-Yunanistan Başbakanlarının görüşebileceği belirtilmiştir.
ÇAVUŞOĞLU GARANTÖRLÜĞÜN İPTALİNİN GÖRÜŞÜLMESİ YÖNÜNDE ÖNERİ SUNMUŞTUR'
3- Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu daha da esneyerek, başta dönüşümlü başkanlık (2 dönem Rum, 1 dönem Türk) olmak üzere varılacak anlaşmanın 3 seçim dönemi olan 15 yıl sorunsuz uygulanması halinde garantörlüğün iptalinin ve kalan 650 askerin de çekilmesinin görüşülmesi yönünde öneri sunmuştur. (Böylece Annan Planından bile geri gidilmiştir. Annan planında Türkiye 18 yıldan sonra garantörlüğün iptalini görüşmeyi kabul etmişti)
'RUM TARAFI BÜYÜK BİR DİPLOMATİK BAŞARI ELDE ETMİŞTİR'
4- Rum - Yunan tarafı garantörlüğü pazarlığa açtırmakla büyük bir diplomatik başarı elde etmiştir.
Ancak aç gözlülük yaparak anlaşma imzalandığı anda SIFIR ASKER, SIFIR GARANTİ'de ısrar ederek çözüm için imzalar atılır atılmaz tüm askerlerin çekilmesini ve garantörlüğün iptalini talep etmiştir.
KIBRIS TOPRAKLARINI SATIN ALACAKLAR
"Rum-Yunan açgözlülüğü bizi felaketten kurtarmıştır" diyen İsmail, "Esasen Garanti Anlaşması aynen kalmış olsaydı bile Akıncı'nın verdiği korkunç tavizler sonucu KKTC Rum ağırlıklı birleşik federal Kıbrıs'ın bir eyaletine dönüştürülecek. Türkiyesiz AB içine sokulacak,Türkler en geç 5 yıl içinde 300 milyonluk AB'de eriyecek, serbest yerleşme mülk edinme, dolaşma iş kurma ve çalışma özgürlükleri sayesinde KKTC toprakları Rum-Yunan ve AB üyesi 27 ülkenin vatandaşları tarafından satın alınacak ve kuzeyde nüfus olarak çoğunluğa geçeceklerdi." ifadelerini kullandı.
Planın devamında anlatan İsmail, "Karpaz, Maraş Güzelyurt dahil 40 yerleşim yerini içeren %8 toprak tavizi ilk anda Rumlara verilecek ve Kuzeye en az 100 bin Rum yerleşerek eski mülklerini alacaktı. Özetle Tanrı bir kez daha Kıbrıs Türküne ve Türkiye'ye acıdı" diye yazdı.
'AKINCI İLE ÇAVUŞOĞLU TAM UYUM İÇİNDE'
İsmail değerlendirmelerine şöyle devam etti:
Yeniçağ gazetesi de önceki günkü sayısında Rum basınında yayınlanan gizli BM tutanaklarını manşetine taşıdı. Aşağıda kırmızı kare içine alınan bölüm garantörlük konusunda verilen korkunç tavizi kanıtlıyor. Dikkati çeken nokta Akıncı ile Çavuşoğlu Crans Montana’da tam uyum içinde.
Esasında Çavuşoğlu'nun bu önerisi o günlerde Türk basınında da "Türkiye'nin garantörlük açılımı" başlığı ile yayınlandı. Son 4 yılda, birçok konferansımda / yazımda bu öneriyi sert şekilde eleştirip protesto ettim, garantörlüğün müzakere-pazarlık konusu olamayacağını belirttim.