Gördünüz mü milli iradeyi?
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 100. yıldönümü dolayısıyla, AKP iktidarı, halkı kutlama törenlerinden uzak tutmak için elinden geleni yaptı. Öyle ki, daha 31 Aralık günü itibarıyla Çanakkale Valisi Ahmet Çınar’ın imzasını taşıyan bir genelge yayınlandı. 18 Mart 2015 ve 24-25 Nisan 2015 tarihlerinde Mehmetçik Abidesi’nin bulunduğu bölgenin ziyaretçilere kapatılacağı bildirilmişti.
Genelgede okullara duyurular yapılarak, söz konusu tarihlerde gezi programlarının yapılmaması, üniversite öğrencilerine de gerekli bilgilerin verilmesi isteniyordu!
TGB’li gençler, “Biz Çanakkale’ye gideceğiz” diye haykırınca, valilik kendi genelgesi ortada durdurken yasağgın söz konusu olmadığını açıklamıştı.
Dün, sadece Çanakkale’de değil, bütün yurtta bir Çanakkale coşkusu vardı. Fakat Diyanet İşleri Başkanlığı’nın camilerdeki anmalarda Atatürk’ün adından bile bahsetmemesi, aslında Türkiye’nin başka bir işgal altında olduğunu göstermektedir. Öyle ki aynı zihniyet, 18 Mart sabahı yüzlerce otobüsle Çanakkale’ye akın eden ve Bigalı Köyünde buluşarak, 100 yıl önce 57. Alayın yürüyüşe başladığı nokta olan Kocadere’ye yürüyen onbinlerce genci, Kocadere Mevkii’nde saatlerce bekletebilmiştir. Sebep ise Ahmet Davutoğlu’nun Abide bölgesindeki resmi törene katılması idi!
Yani bu ülkenin başbakanı, kendi ülkesinin gençlerinin tepkisinden korktuğu için onlarla aynı meydanda karşılaşmak istemedi. Oysa bütün yasakları kaldırabilir ve konuşmasında da “Gençler, sizin bu coşkunuzdan gurur duyuyorum, sizden sonra gelecek olan nesillere de örnek oldunuz” diyebilir, yani gençlerle kucaklaşabilirdi. Yazık ki bu feraseti gösteremedi.
* * *
Davutoğlu, yaptığı konuşmada ise Çanakkale zaferinin, mazlum milletlere ilham kaynağı olduğunu hatırlatarak “Nasıl Çanakkale Savaşı’nda, aziz İstanbul’un düşmemesi için Iraklılar, Suriyeliler, Filistinliler, Balkan kökenliler, Kosovalılar, Boşnaklar, Azeriler, hep beraber omuz omuza savaşmışlarsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bugün de diyoruz ki 100 yıl sonra o aziz şehitlerin torunları, onların torunlarının kaderi bizim kaderimizdir” gibi ifadeler kullandı.
Evet Çanakkale, mazlum milletlere de bir direniş cesareti kazandırmıştı ama AKP iktidarı, önce 2005 yılında bir CIA operasyonu olan Arap Baharı denilen süreci, İstanbul’da “İslâm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Toplantısı” ile başlatmış, ardından Irak’ta, Libya’da, Suriye’de, Nijerya’da, Yemen’de hepsi de istihbarat servislerinin güdümünde olan terör örgütlerine “lojistik destek” hatta silâh vererek, kendi tarihine ihanet etmiştir.
* * *
Davutoğlu yine “Bugün Diyarbakır’da da İzmir’de de Hakkâri’de de Edirne’de de Rize’de de Muğla’da da o aziz şehitlerin torunları omuz omuza geleceğe yürüyorlar, yürüyecekler. Onların mirasına, onların hatırasına ayrımcılık, bölücülük sokmak isteyenlere, fırsat verilmeyecektir” dedi.
İyi de o ayırımcılığı tanıyan siz değil misiniz Sayın Davutoğlu? Örgütüne 100 bin kişilik ordu kurma talimatı veren Abdullah Öcalan’ın komutasındaki çözüm süreci, Türkiye’de herkesi tedirgin etmedi mi? Öyle ki yardımcınız Yalçın Akdoğan bile “Bugün Batı’nın, Türklerin kaygılarını da daha fazla gözeten bir yaklaşıma da ihtiyaç vardır. Bunu da gözeten bir yaklaşım geliştirilmesi gerekiyor” demek zorunda kaldı! Yani meseleyi Türkler ve Kürtler olardak görüyor!
Bu durumda hangi kardeşlik? Kardeşlik mi bıraktınız? Daha kendi ülkenizin çocuklarına tahammül edemiyorsunuz?
“Vatan, millet, bayrak, namus, haysiyet ve hürriyet için bir an bile tereddüt etmeden şehadete yürüyen Aziz şehitlerin değerli torunları” diye halka hikap ediyorsunuz ama bu değerler ustanızın anonim şirketinde hisse senedine dönüştürülüyor, görmüyor musunuz?
Milli irade, Çanakkale ruhudur, farkında bile değilsiniz!
Arslan BULUT, 19 Mart 2015
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr