Görevdeki bir subayın mektubuSayın Arslan Bulut,
Ben Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 6 yıl fiilen terörle mücadele eden birliklerde, çeşitli rütbelerde birlik komutanlığı yapmış ve halen görevde olan muvazzaf bir Jandarma subayıyım. Görev yaptığım yerler arasında Hakkâri-Şırnak ve Bingöl kırsalı da bulunmaktadır.
Son aylarda terör olaylarının artmasıyla birlikte, televizyonlarda, yazılı ve görsel basında sürekli olarak terör olaylarının nasıl bitirileceğini konuşan, yazan, çizen ve bu konulara ne kadar yabancı oldukları konuşmalarının ilk cümlesinde belli olan ve kendilerine ‘terör uzmanı’ sıfatını yakıştıran şarlatanları gördüm ve size bu yazıyı yazmak ihtiyacı hissettim.
Terör uzmanı olmak isteyen köşe yazarları, akademisyenler; lütfen, Şemdinli’ye, Çukurca’ya veya o bölgede herhangi bir yere gidin ve 3 gün Mehmetçikle birlikte mevzide sabahlayın, operasyonlara iştirak edin, olayların asker gözünden nasıl göründüğünü, onların neler düşündüğünü, neler konuştuklarını, sorunlarını ve moral durumlarını, ne kadar zor şartlarda görev yaptıklarını tespit edin.
Merak etmeyiniz, kahraman subayların emri altındaki Mehmetçikler, sizi canları pahasına koruyacaktır. Oraları görmeden, Mehmetçikle birlikte yaşamadan bu olayları asla doğru yorumlayamazsınız.
TSK, emrindeki tüm personeliyle terör bölgesinde inanılmaz bir mücadele vermektedir ve maalesef bu mücadeleyi kendi devletine ve halkına dahi anlatamamaktadır. Kendi oğlu, o bölgede görev yapan aileler hariç vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğu olaylara karşı duyarsız kalmakta ve şehit haberlerini çok önemsiz bir olay gibi görerek hayatlarına devam etmektedir.
Dünyada hiçbir ordu, o çetin coğrafyada Türk Ordusu kadar başarılı olamaz. Bölücü terör örgütünü finanse eden büyük devletler dahi, Türk Ordusu’nun bu kadar başarılı olacağını tahmin edememiş ve hayretler içerisinde kalarak stratejisini değiştirmeye başlamıştır. Fakat Türk’ün doğuş destanını hayali bir terör örgütüne isim yaparak, PKK terör örgütü masummuş gibi gösterilmiş ve kendi atalarımıza karşı, hiçbir milletin yapmadığı nankörlüğü göstermemize sebep olmuşlardır. Türkiye’de 10 yıl sonra Oğuz Kağan Terör Örgütü (OKTÖ), Bozkurt Terör Örgütü (BTÖ), Manas Terör Örgütü (MTÖ) gibi terör örgütleri türetilirse de hiç şaşırmayın!
Devlet, bu hayali örgütlerle uğraşırken, PKK yine sahnede ve hâlâ askerlerimizi şehit ediyor olursa, sakın hayrete düşüp ‘bu iş neden 36 yıldır bitmiyor?’ diye düşünmeyiniz.
Her gün, alışmaya başladığımız şehit haberlerinden sonra, şarlatanlar ve hainler televizyonlara çıkarak, TSK’yı suçlamaya, tedbir almamakla itham etmeye başlamışlardır.
‘TSK, baskını bildiği halde neden tedbir almıyor, bilerek Mehmetçikleri şehit mi ediyor, Türkiye nereye sürükleniyor?’ gibi haince sorularını sıralamaya başlayan yeni bir tür türemiştir.
TSK’yı Türkiye’de işgal ordusu gibi gören bir zihniyet, yabancı sermayenin emirlerini harfiyen uygulamakta ve aynen Irak’ta olduğu gibi ABD ordusunu, Türkiye’ye çekmeye çalışmaktadır.
İstemektedirler ki, ülkemizde asayişi ABD ordusunun conileri sağlasın, kadınlara tecavüz etsin, bayrağımızı ayakları altında çiğnesin ve ülkemizin semalarında Amerikan bayrakları dalgalansın.
Ama şunu iyi bilsinler ki, Türkiye’de asla böyle bir olay olmayacaktır.
Türk ordusu kıyamet gününe kadar Türk topraklarını ve Türk Milleti’ni korumaya devam edecektir.
Peki bölücü örgütün saldıracağını bildiğimiz halde neden tedbir alamıyoruz?”
(Yarın devam edeceğiz)
Arslan BULUT / 24 Temmuz 2010 / YENİÇAĞ