gönderen utku618 » Çrş Oca 06, 2010 3:44
Adını arıyordu karanlık bir perde,
Sislere bürünmüş kötülük işte.
Ağaçları kuru; İnsanlar ölü; Kış acısında sonbahar fonu.
Adını arıyordu kara kalem çizgilerinde cansız saçlar.
Soğuk beyaz bir rüzgar delip geçiyordu ruhumu.
Çamurlara gömülmüş ayaklar ve boynu bükük zaferler.
Yılgın bir yığın; Kanları siyah; Adları dram.
Kendinden nefret; Kendinden korkak; Kendine düşman.
Acı gülüşlerden kanı donduran suskun cığlıklar dağları yıkan!
Sırtlanlar yığını; Kuru, kara, nefret bir kalabalık işte; Düşman bize!
Sözler ,sözler...
Donup kalıyor ulaşamadan kendime.
Kendime anlaşılmaz, Kendime korkak, Kendime acımasız.
Göz yaşlarından yeşeren bir bulut; Bir tablo, özgürlüğe...
Adını arıyordu karanlıklar ortasında sinsice gelen ölüm.
Adını arıyordu korkak yığınlar.
Her nefrette kendi parçam, Her dövüşte kendim!
Damla damla dökülen kırmızı sıvı ellerimle tuttuğum bedenim .
Göz yaşlarımdan yeşeren bir bulut, mavi bir tablo özgürlüğe .
Öldükçe böyle..
Yalnız ve ağır ve suçlu ve bıkkın.
İpler boynunda ölüme bir tek nefes.
Karanlığa kör; Zindana ölü, Sağır bir sessizlik.
Adını söylemedim kendime.
Adını sakladım kendimden,
senden ve onlardan!
Adın özgürlüktü! sana bana ve onlara...