[img]http://www.yenicaggazetesi.com/yazar_resimleri/israfilkumbasar.jpg[/img]
Cumhurbaşkanlığı makamına göz diken bir fakir (!)
BOP Eş Başkanı Tayyip Erdoğan, iktidara geldiği günden itibaren, dünyanın kendi yüzü suyu hürmetine yaratıldığını zannediyor, burnundan kıl aldırmıyordu!..
İktidara gelir gelmez, kendisini kurtarıcı olarak algılayıp partisine oy veren mazlum kitlelere sırtını dönmüş, kapalı kapılar ardında küresel güçler ve onların yerli acentaları ile kolkola girmişti!..
Parti içi demokrasi söylemini askıya almış, yapılan ilk kongrede bütün yetkileri elinde toplayarak adeta tek adam diktatörlüğünü ilan etmişti!..
Öyle ki, Akan kan ne zaman duracak?.. Şehit cenazeleri ne zaman son bulacak!.. diye karşısına çıkan vatandaşları, Askerlik yan gelip yatma yeri değildir diye azarlıyordu!..
Ömür boyu alın teri akıtarak biriktirdikleri paralarını sözde İslamcı holdinglere kaptıran vatandaşlara, Bana mı sordunuz kardeşim?.. diye çıkışıyordu?..
Sattığımız malı yerine koyamıyoruz diye feryad eden esnafı, Maaşımız yetmiyor diye isyan eden memuru, derdini anlatmak isteyen çiftçiyi, Ananıda al git buradan lan diye kovuyordu!..
Öyleki yanında bakanlık yapan eski yol arkadaşlarından ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, daha sonra kendisini şöyle tarif edecekti:
- Ben tutarsızlığın, sahteliğin, kibirliliğin böylesini görmedim!..
* * *
Cumhurbaşkanlığı adaylığı için el altından nabız yoklama turlarına başlayan Tayyip Erdoğan, bir anda yelkenleri suya indirdi!..
Birer birer görüştüğü milletvekillerinin ağzını yoklayan Erdoğan, Başka bir alternatifimiz yok diyen milletvekillerine şu karşılığı verdi:
- Arkadaşlar, ben fakirin Köşk diye bir derdi yok. Cumhurbaşkanı olayım, Başbakan olayım derdim yok. Benim derdim, bu ülke vatandaşların ağız tadıyla yaşadığı bir ülke olsun. Bu ülke bölgesinde etkili bir ülke olsun, bölgesinde izzetli bir ülke olsun.
Aynı Tayyip Erdoğan, Almanya gezisinde yaptığı konuşmada aynen şu ifadeleri kullandı:
- Makamlar, mevkiler geçicidir. Musalla taşına koyduklarında er kişi niyetine diyecekler. Başbakan, Cumhurbaşkanı niteyine demeyecekler ki. Öldün. Seni koyacakları en fazla iki metreküp yer. 1.85 boyum var. Başbakan olsan ne yazar, cumhurbaşkanı olsan ne yazar.
Hey gidi dünya nimeti!..
Hey gidi mevki/makam sevdası!..
Şehitleri dahi kelle olarak algılayan Tayyip Erdoğan, ufukta Cumhurbaşkanlığı gibi bir makam görününce, bir anda yeniden hidayete erip, musalla taşını hatırlayıverdi!..
* * *
Fakirlik kavramı da artık nitelik değiştirdi!..
Rizeden göç eden gariban bir balıkçının oğlu olan, İETT garajında üçüncü sınıf bir memur olarak işe başlayan Tayyip Erdoğan, şu anda Karununkine eş değer bir servete hükmediyor!..
365 günün en az üçte birini yurtdışı seyahatlerde geçiriyor, aldığı özel harcırahlar ve hediyeler ile milletin sırtından servetine servet katıyor!..
Tatillerini yedi yıldızlı, ultra-lüks otellerde geçiriyor!..
45 milyon dolara malolan, içinde yatak odası, toplantı ve çalışma odaları ile banyosu bulunan özel uçaklara biniyor!..
Bir oğlu, 2.3 milyon dolara gemi satın alarak armatörlüğe soyunuyor!..
Bir oğlu, Dünya Bankasında çalışıyor!..
Kızları ABDde okuyor!..
Ama fakir, dünya malına hiç değer vermiyor!..
Öyle fakirlik dostlar başına!..
Şimdi eminim ki milletin büyük bir ekseriyeti, artık bundan sonra birbirlerine şöyle dua edeceklerdir:
- Allah seni Tayyip kadar fakir eylesin!..
* * *
Nefsi, Durma çık diyor, ama aklı Aman ha diye diretiyor!..
İster nefsi, ister aklı galip gelsin mazlum insanların kan ve gözyaşı üzerine kurduğu şatafatlı saltanatın sonu yaklaşıyor!..
Din adına uygulamaya soktuğu ihanet politikalarının bedelini bu dünyada Türk milleti adına yargılama yapan Yüce Divanda yargılanarak ödeyecek!..
Peki öte tarafta Allah adına yargılama yapan Yüce Divanda nasıl hesap verecek?..
Allah kurtarsın!..
Tarih:20.04.2007