ABDullah GÜL, "Kanlı Pazar"ı tertipleyen Kırklar Komitesi'nin üyesiydi!
EROL BİLBİLİKİN KALEMİNDEN "AMERİKAPERESTLER"
Abdullah Gül Kanlı Pazar'ı tertipleyen 'Kırklar Komitesi'nin üyesiydi!
Araştırmacı-yazar Erol Bilbilik, "Amerikaperestler" başlıklı kitabında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün hiç bilinmeyen yönlerini anlattı... 1968'de İstanbul'a gelip İktisat Fakültesi'ne giren Gül, kısa zamanda "dinci militan" olarak sivrildi. Gül, sıra arkadaşı Azmi Ateş tarafından önce MTTB Öğrenci Derneği icra Konseyi'ne, ardından "gizli inzibat" olarak da adlandırılan "Kırklar Komitesi"ne üye yapıldı! Komite'nin en önemli eylemi "Kanlı Pazar"!
Araştırmacı-Yazar Erol Bilbilik'in "Amerikaperestler" başlıklı kitabı, Ekim 2008'de Doruk Yayınları'ndan çıktı. Kitapta Erol Bilbilik, dikkatle seçtiği 30 Amerikaperesti, kendi ağızlarından ve bilinmeyen yönleriyle tanıtmış. Aralarında Fehmi Koru, Tansu Çiller, Fethullah Gülen, Cengiz Çandar gibi isimlerin yer aldığı "biyografik" çalışma, bir dönemin de tarihini anlatıyor. Amerikaperestler içinde, öyküsü ve geldiği makam açısından en çarpıcı olan isimlerden biri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.
SOLCULARA KARŞI EYLEMLERİN MERKEZİNDE
Bilbilik, 1969 yılında İstanbul Üniversitesi Öğrencisi olan Abdullah Gül'ün, 'Kırklar Komitesi' üyesi olduğunu yazıyor.
Kırklar Komitesi nedir? Kitapta şöyle tanıtılıyor: "Üniversite ve üniversite dışında dincilerin güvenliğinin sağlanması ve eylemlerin daha etkinleştirilmesi için, başkanlığını Osman Yamukoğulları'nın yaptığı, yönetiminde İsmail Kahraman vb. militanların yer aldığı, 40 kişiden oluşan gizli bir İnzibat (Asayiş) Komitesi."
KONTRGERİLLAYLA BAĞLANTILI
Kırklar Komitesi'nin, CIA'nın Türkiye'de halka ve devrimcilere karşı örgütlediği Kontrgerilla hareketiyle bağlantılı olduğu da anlaşılıyor. Bilbilik kitabında şu satırlara yer veriyor:
"Komite'nin kurulmasına, eylemlerde bulunmasına zamanın MİT Müsteşarı Fuat Doğu katkı sağladı. Komite'nin eylemlerinden İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı, Ilgız Aykutlu, Nihat Kaner vb. emniyetçiler haberdardı ve önemli eylemlere de katılıyorlardı... Bu Komite üyeleri solculara ve komünistlere karşı eylemler planlıyor, uyguluyor ve bunların tümünü komandoların üstüne yıkıyorlardı..."
KOMİTE'NİN EYLEMLERİNDEN BİRİ: KANLI PAZAR!
Erol Bilibilik "Amerikaperestler" kitabının 68. sayfasında "Asayiş Komitesi'nin önemli eylemlerinden biri de Kanlı Pazar'dı" diyor.
Kanlı Pazar, 16 Şubat 1969 tarihinde İstanbul'da ABD'nin 6. Filo'sunu protesto etmek için toplanan gençlere yapılan örgütlü saldırı. Saldırı sonunda iki devrimci öldürüldü, 200 kişi de yaralandı.
Erol Bilbilik, Kanlı Pazar eyleminde Mahmut Hoca Cemaatinin (bugünkü adıyla İsmailağa Cemaati) militanlarının kullanıldığını belirtiyor. Tayyip-Gül' ikilisinin iktidara taşınmasında kritik rol üstlenen Cemaatin Kanlı Pazar'daki rolüyle ilgili "Amerikaperestler" kitabında şu satırlara yer veriliyor:
"Komite, Karaköy'den Dolmabahçe rıhtımına kadarki alanda bine yakın militanını toplamıştı. Mahmut Hoca Cemaati de tam kadro oradaydı ve Dolma-bahçe Camii'nde 20 bine yakın sopa depolanmıştı, sopalar buradan dağıtılmıştı."
ADINI CIA'DAN ALMIŞ
Henry Kissenger'ın dışişleri bakanlığı döneminde CIA bünyesinde kurulan, ABD adına başka ülkelerde girişilen gizli operasyonlara, darbe ve silâhlı müdahalelere karar veren birimin adı da "Kırklar Komitesi". CIA başkanlarından William Colby'nin daha sonra itiraf ettiği Komite'nin başkanlığını Kissenger yapmış. Kırklar Komitesi'nin en ünlü eylemi, Şili'deki Salvador Allende'ye karşı 1970'te yapılan Amerikan darbesi. Darbecileri yönlendiren CIA elemanlarına Washington'dan yağdırılan talimatlar, istikrarsızlaştırma eylemleriyle ilgili belgeler sonradan ortaya dökülmüştü.
ABDULLAH GÜL HUKUKTAN İKTİSAT'A GEÇİYOR...
Abdullah Gül 1968'de Kayseri Lisesi'nden mezun oluyor, aynı yıl İstanbul'a gelerek Kayseri Yurdu'na yerleşiyor. Hukuk Fakültesi'ne yazılan Gül, 2 ay sonra yatay geçişle İktisat Fakültesi'ne kaydını yaptırıyor. Daha önce solcuların hakimiyetinde olan İktisat Fakültesi, giderek "solculara karşı dincilerin savaş komuta karargâhı" haline getiriliyor.
DİNCİ MİLİTAN!
Erol Bilbilik, kitabında "Gül Fakülteye başlar başlamaz böylesine bir çatışmanın içine girdi" diyor. "Gül, üniversite içinde ve dışında sol gruplara karşı sürekli çatışmaya girdi. Dinci militan olarak sivrildi. O kadar ki, 'Faşisttir, okula almayın' yazılı resimleri üniversite duvarlarına asıldı. Ve yasaklı ilan edildi..."
SINIF VE SIRA ARKADAŞI AZMİ ATEŞ'LE BİRLİKTE
Abdullah Gül'ü Kırklar Komitesi'ne sokan kişi, Fakülte'den sınıf ve sıra arkadaşı Azmi Ateş. Abdullah Gül, önce İktisat Fakültesi Talebe Derneği yönetici üyesi yapılıyor. Daha sonra Gül, Başkanlığını Azmi Ateş'in yaptığı Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Öğrenci Derneği İcra Konseyi üyeliğine getiriliyor. Ardından, Gül ve Ateş, Kırklar Komitesi üyesi oluyorlar.
Erol Bilbilik, Azmi Ateş'in Kanlı Pazar eyleminde görev alan kilit isimlerden biri olduğunu belirtirken, Abdullah Gül'ün eylemden haberdar olduğunu, ama üniversite çevrelerinde adı faşiste çıktığı için eyleme fiilen sokulmadığını belirtiyor.
GÜL'E UZUN SAÇ BIRAKTIRILIYOR
Fazla sivrilen ancak "İstikbal vaat eden dinci militan" Gül'e, üniversiteyi kazasız belasız bitirmesi için uzun saç bıraktırılıyor, solcu görüntüsü veriliyor ve eylemlerden uzak tutuluyor. Ancak, 12 Mart sürecinde 1972'de Fatih'teki Vakıflar Yurdu'nda kalırken polisin yaptığı baskınla MTTB mensubu 50 kişiyle birlikte gözaltına almıyor.
"Gül, 1969'da girdiği İstanbul İktisat Fakültesi'nden 1974'te mezun oldu" diyor Erol Bilbilik kitabında, "Üniversiteye gidemediği dönemler ve siyasi eylemleri mezuniyetini geciktirmişti." Necip Fazıl Kısakürek'e yazdığı 3 Temmuz 1969 tarihli mektupta "İslam dünyasının aksiyoneri Büyük Doğu gençliği olarak emrinizdeyim" diyor...
EXETER'İN ÖZELLİKLERİ
Abdullah Gül, üniversiteden hocaları Amerikancı-İslamcı Prof. Dr. Sabahattin Zaimoğlu,
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş ve Prof. Dr. Amiran Kurtkan'dan, üniversite dışında da destek alıyor.
Gül, hocalarının önerisiyle, 1976-1978 yıllarında Milli Kültür Vakfı bursuyla Exeter Üniversitesi'nde öğrenim görmesi için Londra'ya gönderiliyor. Gül, aynı burstan yararlanan Fehmi Koru'yla birlikte Müslüman Öğrenciler Birliği'nin yurdunda kalıyor...
Exeter Üniversitesi'nin özelliği, İngiliz istihbarat servislerinin yurt dışı görevlere gönderilecek ajanlarının burada eğitim görüyor olması. Exeter'in bir başka özelliği, buradan mezun olan veya doktorasını burada yapan kişilerin, daha sonra özellikle İslam ülkelerinde önemli ekonomik ve siyasi kuruluşların basma veya devlet görevlerine yükseliyor olmaları.
1978 Ağustosu'nda Türkiye'ye dönen Gül, Sakarya Üniversitesi'nde Prof. Dr. Sabahattin Zaimoğlu'nun kurduğu Endüstri Mühendisliği bölümünde iktisat dersleri vermeye başlıyor. Bu sırada, 12 Eylül'de "öğrencilere dini propaganda yaptığı" iddiasıyla gözaltına alınıp Metris cezaevine gönderiliyor. Kendisini cezaevinden kurtaran da, Turgut Özal'ı bu iş için devreye sokan da, hocası Prof. Dr. Sabahattin Zaimoğlu.
PROF. DR. ZAİMOĞLU: CIA'YLA ÇALIŞTIM!
9 Aralık 2007'de vefat eden Prof. Dr. Sabahattin Zaimoğlu, ölümünden sonra yayımlanan "Bir Ömür Böyle Geçti" başlıklı biyografisinde (İşaret Yayınları, sf. 203-222) "Amerikan derin devletinin" Türkiye'deki adamlarından biri olduğunu, Amerika'ya nasıl hizmet ettiğini Övünerek ve ayrıntılarıyla itiraf ediyor. Erol Bilbilik, 3 Ağustos 2008 tarihli Aydınlık'ta kitabın ilgili bölümlerinden geniş bir özet yayımlamıştı.
SUUDİ ARABİSTAN'DA ABD İLİŞKİLERİNİ SIKILAŞTIRDI
İslam Kalkınma Bankası'nın bütün önemli yöneticileri Exeter Üniversitesi'nde yüksek lisans veya doktora yapmışlar. Abdullah Gül de, Korkut Özal ile Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ın girişimleriyle İslam Kalkınma Bankasına, diğer Exeter mezunu arkadaşları ile birlikte ekonomi uzmanı olarak gönderildi. Gül, 1983-1991 yılına kadar 8 yıl "çok yüksek maaşla" Cidde'de yaşadı.
Erol Bilbilik, Abdullah Gül'ün bu dönem Suudi Arabistan Kralı Abdullah'la bizzat görüştüğünü, Faysal Finans'ın sahibi Veliaht Prens El Faysal ile de yakın dost olduğunu vurguluyor. Gül, ABD'nin Suudi Arabistan'daki diplomatik misyon şefleriyle, Pentagon ve Dışişleri bakanları ile bu dönem tanışma, görüşme imkânı buluyor, dostluklar, yakınlıklar kuruyor.
Bilbilik, El Faysal'ın ABD yönetimlerine Kral Abdullah'tan daha yakın olduğunu vurguluyor ve şöyle diyor: Gül, Suudi Arabistan'daki görevi sırasında 'ABD'ye rağmen politika yapılmaz' kesin siyaset ve fikir çizgisine gelmiştir. Ve bunu değişmez ilke edinmiştir... Gül bu çizgide Fethullah Gülen'le de buluşmuştur.
DÖNER DÖNMEZ MİLLETVEKİLİ
Abdullah Gül Türkiye'ye döndüğü 1991 yılında RP'den Kayseri milletvekili seçildi. RP'nin Yeni Dünya Düzeni'ni benimseyip 'Anti Batıcı' söylemini bıraktığı 10 Ekim 1993 tarihli Büyük Kongresinden sonra Gül'ün yıldızı parlamaya başladı.
"Amerikaperestler" kitabında, Gül'ün 1993'te Ankara'da Türkiye Gönüllü Kültür Teşekkülleri 3. İstişare toplantısında yaptığı konuşmadan alıntılar da yer alıyor. Biz bunlardan birini alıyoruz: "Türkiye'nin bütünlüğünü tehdit eden en ziyade tahribat vermiş olan sistemin ilkelerinden birisi de laikliktir."
Gül Erbakan'la birlikte ilk ABD ziyaretini 1994'te RP Genel Başkan Yardımcısı olarak yaptı. Bilbilik, ayrıntılarıyla anlattığı ziyaretle İlgili olarak "Bu toplantıda Gül'ün ABD politikaları doğrultusunda kullanılması konusunda kendisinin ne derece güvenilir olduğunun testi yapılmıştır" diyor. "Gül, 1995'te Erbakan'ın başbakanlığındaki Refah-yol koalisyonun hükümetinde Devlet Bakanı, Hükümet Sözcüsü ve Dışişleri Bakanı olan Tansu Çiller'in İsteği üzerine de Dışişleri Bakanlığına vekalet etmiş; bakanlığın bütün gizli şifre ve yazışmalarına hakim olmuş, Amerikalılarla çok fazla yakınlaşarak onların itimatlarım ve desteklerini kazanmıştır."
"ABD'DE BANA 'GÜVENİLİR' DİYORLAR"
Ve 1996. Abdullah Gül, Ankara'ya gelen CIA Başkanı John Dutch'la görüşüyor, görüşmenin ardından ABD'ye gidiyor... 1997'de ABD'ye 10 günlük bir ziyaret daha... 1998'de Grossman ve Abromowitz ile gizli görüşmeler... Bütün bunların ayrıntıları kitapta yer alıyor.
18 Mayıs 2000 tarihinde Milliyet'te yer alan bir röportajından Abdullah Gül, Amerika ziyaretleriyle ilgili şu cümleyi kuruyor: "Ben ayrıldıktan sonra intihalarını öğrendim. Bana 'Güvenilir' diyorlardı..."
2003 Nisan'ında ABD Dışişleri Bakanı ile Abdullah Gül arasında "iki sayfa dokuz maddelik gizli mutabakat" yapılıyor.
2007 Şubatı'nda Abdullah Gül, artık "Condolezza Rice'ı sabah saat 5'te uyandırarak konuşmasıyla" övünmeye başlayacaktır.
"GİZLİ (İKİNCİL) KANALLAR"
Erol Bilbilik "Amerikaperestler" kitabının Abdullah Gül'le ilgili bölümünün sonunda, yukardaki ara başlık altında şu satırlara yer veriyor:
"ABD'nin SSCB'yi yıkarken hayata geçirdiği aşağıdaki gizli kanallar, bugünkü Türkiye'deki değişim-dönüşümü kavramak ve buna karşı durmak için ne derece önem taşıdığını açıkça göstermektedir.
"ABD-SSCB İşbirliği açısından Albert Göre ve Viktor Çermomirdin 'Gizli Kanalı' harekete geçirilmiştir.
"Edvard Şevardnadze'nin Merkez Komitesi Sekreter Yardımcısı Valentin Falin, Şevardnadze'nin Batı Alman sanayicilerinden 'gizlice para aldığını' iddia etti ve Dışişleri Bakanı'nı 'Amerika'nın en güçlü ajanı' olarak suçladı."
Kaynak