'Gülen Türkiye'de üçüncü güç'

Güncel Meydan | Güncel Haberler Köşesi

'Gülen Türkiye'de üçüncü güç'

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Şub 02, 2009 3:08

Jane’s Defence, cemaatin TSK’ye sızana kadar saldırılarını sürdüreceğini öne sürdü. Jane’s, AKP’nin cemaat üyelerini kilit görevlere getirdiğini vurguladı

Uluslararası savunma dergisi Jane’s Defence, Gülen hareketinin Türkiye’de AKP ve ordunun yanı sıra üçüncü bir güç haline geldiği değerlendirmesini yaptı. Derginin analizinde, Gülen hareketinin kurduğu örgütler ve ağlar sayesinde milyonlarca doları kontrol ettiğine işaret edildi. Değerlendirmede, hareketin televizyon kanalları ve gazeteleri ile küresel alanda nüfuzunu kullandığı belirtildi. Yazıda, Gülen hareketinin AKP’yi desteklediği ancak iki siyasi güç arasında ideolojik bir yarış olduğu öne sürüldü.

‘KAZANÇLI BİR İTTİFAK’

İktidarda kalma hedefinin AKP ve Gülen cemaatini “kazançlı bir ittifak” içinde tuttuğu ifade edilen yazıda, cemaat üyelerinin bakanlıklar da dahil olmak üzere hükümet içinde önemli görevlere geldiğine dikkat çekildi. Analizde, Gülen hareketinin polis ve istihbarat kanadında nüfuza sahip olduğu ancak TSK içinde yer edinemediğine işaret edildi. Yazıda, TSK’nin bu tutumu nedeniyle cemaatin kontrolündeki medya yoluyla orduya saldırdığına vurgu yapıldı.

Uluslararası savunma dergisi Jane’s, Fethullah Gülen hareketinin Türkiye’de AKP ve ordunun yanı sıra üçüncü bir güç haline geldiği değerlendirmesini yaptı. Jane’s Defence Weekly dergisinin çatı kuruluşu Jane’s Information Group sitesinde yayımlanan “Gülen hareketi: Türkiye’nin üçüncü gücü” başlıklı analizde, Gülen hareketinin, Ergenekon davasıyla ilişkilendirerek suçladığı Türk ordusuna sızana kadar saldırılarını sürdüreceği görüşü de vurgulandı.

Gülen hareketinin kurduğu örgütler ve ağlar sayesinde milyonlarca doları kontrol ettiğine işaret edilen değerlendirmede, hareketin televizyon kanalları ve gazeteleri gibi modern iletişim araçlarıyla küresel alanda nüfuzunu kullandığı belirtildi.

Yazıda başa geldiği tarihten bu yana AKP’yi desteklemiş olan Gülen hareketinin AKP ile özdeşleştirildiği oysa iki siyasi güç arasında ideolojik bir yarış olduğu öne sürüldü. Analizde şöyle denildi: “Hem AKP hem de Gülen cemaatinin muhafazakâr değerleri ve İslamla politikanın birleştirilmesini savunmasına karşın bunlar yarış eden siyasi örgütler.”

Türkiye’de iktidarda kalma hedefinin AKP ve Gülen cemaatini “kazançlı bir ittifak” içinde tuttuğu ifade edilen yazıda, AKP’nin cemaat üyelerini kilit bürokratik görevlere getirdiği ve cemaatin örgütlerini koruduğu vurgulandı.

Cemaat üyelerinin bakanlıklar da dahil omak üzere hükümet içinde önemli görevlere geldiğine dikkat çekilen analizde Gülen hareketinin Türk polis teşkilatı ve istihbarat kanadında da nüfuza sahip olduğu ifade edildi.

Değerlendirmede Gülen hareketinin polis gücü ve bürokrasi içinde varlığına karşın Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde irtica ile mücadele politikası sonucu yer edinemediğine işaret edildi. Yazıda, TSK’nin bu tutumu nedeniyle Gülen hareketinin kontrolündeki medya yoluyla orduya saldırmaya başladığına vurgu yapıldı.

Gülen medyasının emniyetten sızdırılan bilgilerle orduyu Ergenekon davasıyla ilişkilendirerek TSK’ye yönelik suçlamaları “göze çarpan bir biçimde” yayımladığı da belirtildi.

Yazıda “Öyle görünüyor ki Gülen cemaati Türkiye’de daha fazla paya sahip olmak istiyor. Hareket kendi üyelerini ve yandaşlarını orduya sokana kadar TSK’ye güçlü bir biçimde karşı koymayı sürdürecek” denildi.

Gülen hareketinin güçlü bir siyasi partiyle ilişkilerin yararlarını düşünerek AKP’yi desteklemeyi sürdüreceği görüşü de belirtildi. Yazıda Türkiye’nin “İslamcı blok” ve “laik blok” olarak iki kutba ayrıldığı görüşüne karşın Türkiye’nin AKP, TSK ve Gülen hareketiyle üçe ayrıldığını düşünmenin daha yararlı olacağı savunuldu.

Gülen hareketine yönelik “Türkiye’de en iyi ötgütlenmiş taban hareketi” nitelemesinin getirildiği analizde, “Gülen hareketi Türk siyasetinin etkin bir üçüncü gücü ve önümüzdeki yıllarda dünya bunu çok duyacak” denildi.


CUMHURİYET
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Haberler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x