'Güneş Asla Batmaz'mış?.. / Attilâ İLHAN

Şair-Gazeteci-Yazar

'Güneş Asla Batmaz'mış?.. / Attilâ İLHAN

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Kas 25, 2012 21:39

'Güneş Asla Batmaz'mış?..

(...ister istemez, işe özür dileyerek başlayacağım; çünkü ne tarihçiyim, ne iktisatçıyım, ne de ekonomi uzmanı; oysa ele alacağım sorun, bu sahada uzmanlaşmış aydınların işi; benim yapmaya çabaladığım ise; -daha önce defalarca belirttiğim gibi- Osmanlı'nın batışı ile Cumhuriyet'in doğuşunun hangi sosyal ve beşeri koşullar altında gerçekleştiğini araştıran -belki de aşırı 'mütecessis'- toplumcu gerçekçi bir romancının, 'tesbitlerinden' ibâret: sürç-i lisan eyledikse affola!..)

Ne müthiş 'filmlerdi' onlar?

(Tesbit/1. ''...siz sinema sever misiniz? Ayıptır söylemesi, bizim nesil, a'dan z'ye sinemanın -hem de Hollywood sinemasının- yetiştirdiği bir nesildir; her şeyi, bu arada yeryüzünün paylaşılmasını da, o filmlerden öğrendik. Meraklısı elbette hatırlayacaktır, ne filmlerdi onlar! Meselâ 'Tüccar Horn', akla ziyan bir şey; bir beyaz avcı ve tüccar, Afrika'nın göbeğinde avlanıyor; zenci kılavuzu, onun has adamı; o kadar ki, Tüccar Horn'a 'buvana' diyor; onun dilinde bu 'sahip' ya da 'efendi' anlamına gelmektedir.

Ya 'Gungadin', o muhteşem 'prodüksiyon'? Filmi, ilkinde nasıl Harry Carey sürüklüyorsa, burada da öyle olmuş, Tyron Power sürüklemiştir; o bir Hintli aydındır; İngiltere'nin savaşlarda kullanmak için yetiştirdiği Hindulardan mürekkep, bir ordusu vardır - Mütareke 'de İstanbul'a da gelmişlerdi- Gungadin garibi de, bu orduda 'saka' yani 'sucu'; filmin püf noktası, Gungadin'in 'hürriyet' ve 'istiklâl-i tam' için, sömürge yönetimine başkaldırmış ve 'düşmanı' tuzağa düşürmek üzere olan, soydaşlarına karşı; İngiltere uğruna, nasıl -seve seve- hayatını feda ettiği!

Bu kadarcık mı? Elbette hayır! Hollywood sineması, beyazların sömürgelerini ve o ülkelerde onlara başkaldıran 'yerli eşkıya' (!) ile aralarındaki mücadeleyi 'işleyen' daha bir sürü film yapmıştır: 'ünlü 'Şanghay Ekspresi'nden tutun da, gösterildiği sıralarda adını pek beğendiğimiz, 'Güneş Asla Batmaz'a kadar -çoğu büyük bütçeli- ne filmler? Bildiğiniz gibi, ilkinde, Marlene Dietrich, hafızalardan silinemeyen, bir tip yaratmıştı; ikincisinde, Douglas Fairbanks Jr, güneşi batırmamak için savaşan, 'beyazlardan' birisini! 'Güneş Asla Batmaz'ın ne anlama geldiğini bilmek, Hollywood'ın -daha doğrusu Batılı'nın- yeryüzünü hangi gözle gördüğünün, özetidir: 'güneşin asla batmadığı' topraklar, İngiltere'nin sömürgeleri, anlamı da şu: Hindistan'da güneş batıyorsa, o esnada, İngiliz Güyana'sında doğmaktadır.

İmparatorluk dediğin de zaten böyle olur. !)

Bundan âlâsı can sağlığı!

(Çağrışım/1. ''...Meraklısı, 'Tombul Magda'yı hatırlayacaktır; şiirlerimden birinde sözünü ettiğim; Anarşist Federasyonu'nun bir görevlisi; daha o zaman, saçları üç numara tıraşlı, şişman, bol memeli bir kadın; 'anarşist' dediysem lütfen 'terorist' anlamayın; o Stirner'ci değil daha ziyade Bakunin ya da Kropotkin yandaşı idi: onlar sosyalizmi toplumsal değil, 'bireysel' bir düzeyde ele alıyorlar.

İşte bu 'Tombul Magda' -ki inancını yitirmiş bir Museviydi- Viyana'daki o ünlü Siyonist Kongresi 'nden, bana ilk defa söz etmiştir; nedeni basit, zira Teodor Herzl'in başkanlığındaki bu Kongre'de, iki büyük ülke, 'Yahudiliğin en büyük düşmanı' sayılarak, her ikisinin de yıkılması için, ne lâzımsa yapılmasını benimsemişti: birisi Rusya Çarlığı'ydı bunların - zira Doğu Avrupa 'daki Yahudi köylerinde 'pogrom' - bir çeşit katliam - hâlâ devam ediyordu; ötekisi Osmanlı İmparatorluğu: zira Abdülhamit, Filistin'i Yahudilere 'satmayı' kabul etmemişti. İlk dünya savaşı öncesinde alınmış bu kararların önemi inkâr edilecek gibi değildir, hele sonraki sonuçlar düşünülürse:

Her iki imparatorluk da, ya battı ya da batırıldı

İşte orada, daha önce 'komünist' yazarları okurken öğrendiğim, Sykes/Picot Anlaşması devreye giriyor; bu anlaşma, 'Hıristiyan, Beyaz ve Batılı' Emperyalizm'in, yeryüzünün, nasılsa bağımsız ya da yarı bağımsız kalmış ülkelerini paylaşmayı öngörüyordu; 'taksimat'ta, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağıtılması en önemli madde!.. Bolşevikler, Çarlığın ne korkunç bir emperyalizm olduğunu kanıtlamak için, anlaşmayı açıklıyorlar: etkisi de oluyor, zira Ortadoğu'da I. Dünya Savaşı ertesinde, İngiltere'nin (Emperyalizm anlayın), uygulamayı düşündüğü plan aşağı yukarı budur, adı da Sevres Antlaşması'dır: Osmanlı, yalnız Arap Dünyası'nı değil; Batı 'daki ve Doğu'daki Türklerle irtibatını da kaybedecektir; dahası, Anadolu parçalanacak, o toprağın üzerinde, üçü Hıristiyan, dört 'devletçik' kurulacaktır.

Bunun anlamı şu: toprakları üzerinde 'güneşin asla batmadığı' imparatorluk, Doğu ve Orta Asya ile olan bağlantılarını, Anadolu'nun parçalanmasıyla, Osmanlı engelinden kurtarmış; Kafkasya'da, Ermenistan, Gürcistan, hatta Azerbaycan'ı (Resulzade) kontrolü altına almıştır.

(Bundan âlâsı can sağlığı!')

Niye mi anlatıyorum?

(...bunları niye mi anlatıyorum? Hiç kuşkusuz, İstiklâl Harbi'ni -dolayısıyla Lausanne'ı ve Sultan Vahidettin 'in gerçek yerini daha iyi anlayabilmek, daha gerçekçi değerlendirebilmek için!

İşte tam burada, işin içine Almanlar karışıyor.)

Attilâ İLHAN, 01.08.2005, Cumhuriyet
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Attilâ İLHAN

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x