Mustafa Kemal Atıcı Karagöz ve Hacivat karakterlerini kullanarak iki ayrı konuda olayları hicvederek yazı yazmış.
İlk yazı Başbakan"ın bir sözü üzerine düşündüklerini, gelecek seçimdeki endişeleri anlatıyor.
İkincisi mahkemede bölücülerin yaptıkları Kürtçe konuşma gösterisini anlatıyor.



HACIVAT İLE KARAGÖZ (SEÇİM)





HACİVAT – Karagöz’üm merhaba!
KARAGÖZ – Seni öpsün kel maraba.
HACİVAT – Karagöz’üm selam verdim.
KARAGÖZ – Hani salam nerede? Gel yiyek!
HACİVAT – Yahu Karagöz’üm, Günaydın… hayırlı günler olsun…
KARAGÖZ – Tamam, bağırma sağır yok karşında… Bekle geliyorum yanına.
HACİVAT – Karagöz’üm hoş geldin, nasılsın?
KARAGÖZ – Ne oldu hacicavcav? Beni çağırdın…
HACİVAT – Hükümet seçim takvimini açıklamış duydun mu?
KARAGÖZ – Geçimin takvimi mi varmış? Olursa geçinirim, olmazsa senden geçinirim…
HACİVAT – Efendim yine yanlış anladın. Geçim değil, seçim… seçim.
KARAGÖZ – Öyle mi ne zaman bu seçim? Hacicavcav, seçim geçim demek unuttun mu?
HACİVAT – Aklın fikrin geçimde başka şey düşünmez misin?
KARAGÖZ – Geçimi düşünmeyen var mı?
HACİVAT – Neyse Karagöz’üm öğren 12 Haziran’da seçim yapılacak.
KARAGÖZ – Yahu, Hacicavcav seçim boşa masraf… gene bunlar kazanacak…
HACİVAT – Olur mu? Karagöz’üm, seçim yapılmadan kim bilir kazanacağını?
KARAGÖZ – Sen haberleri izlemiyorsun galiba? Başbakan kendi söyledi ya…
HACİVAT – Ne zaman dedi? Sen yanlış anlamışsın.
KARAGÖZ – İki gün önce ilköğretimde türban olayını sorduklarında…
HACİVAT – Eeee, ne dedi ki?
KARAGÖZ – Başbakan “seçimden sonra geniş bir mutabakatla bu sorunu çözeceğiz. Artık ülkenin böyle bir sorunu olmayacak” dedi.
HACİVAT – Allah iyiliğini versin, ne var bunda?
KARAGÖZ – Yuh olsun Hacicavcav. Seçim kazanmaktan o kadar eminki kazanırsak demiyor.seçimden sonra bu sorun çözülecek diyor…
HACİVAT – Bak, Karagöz’üm doğru söylersinde hiçbir medya bunu sormadı?
KARAGÖZ – Sorsunlar, canım hacicavcav… sorsunlar.
HACİVAT – Sence kazanırlar mı Karagöz’üm?
KARAGÖZ – Bizim halkımızdaki bu particilik olduğu müddetçe kazanırlar. Büyük Ortadoğu Projesi var ya? Aslında Türkiye’yi yeme projesi. Bunun ilk çalışmaları 70’li yıllarda atıldı.
HACİVAT – Karagöz’üm atıyorsun? Yine ne anladın, mektup pişirilip yenir mi?
KARAGÖZ – Sende çanak tutuyorsun? Ama iyi dinle….
HACİVAT – Dinliyorum anlat bakalım…
KARAGÖZ – 70’li yıllarda bizleri sağcı – solcu diye böldüler ya. Sonra partilerimizde sağcı –solcu oldu.
HACİVAT – Ne var bunda Karagöz’üm? İsteyen istediği partiye oy verir…
KARAGÖZ – Öyle deme Hacicavcav, bizim millet başka partiye gitmez.
HACİVAT – Eeeee?
KARAGÖZ – Bir de hem sağdaki parti hem de soldaki parti hiçbir zaman merkeze inemiyorlar. Yani merkeziyetçi halk uç noktada gördüğü bu partilere gitmiyor. Halen ürküyorlar.
HACİVAT – Saçmalama, Karagöz’üm… Neden ürksünler?
KARAGÖZ – Ürkmek belki abartı gelir ama gerçekten bu iki partiye ısınamıyorlar. Karaoğlan dönemi hariç sen hiç solun tek başına iktidara geldiğini gördün mü?
HACİVAT - Allah Allah... Pekâlâ, iktidara gelen sağ partiler?
KARAGÖZ – Keçi suratlı Hacicavcav, onlar merkez partilerdi. Sağdan da soldan da oy almışlardı. Tek başına iktidar olan sağ parti gördün mü?
HACİVAT – Vallahi haklısın Karagöz’üm. Ben böyle düşünmemiştim.
KARAGÖZ – Ya hacicavcav, işte şimdi anladın mı biz neden bir araya gelemeyiz. Ne sağcı sola oy verir, ne de solcu sağa oy verir. Bizi böyle ayırmışlar. Ne merkez bize gelir nede biz merkeze gidebiliyoruz.
HACİVAT – Peki, ne yapmalıyız?
KARAGÖZ – Araya harç katmalıyız… birbirimize güvenmeliyiz. Türkiye’nin bu birlikteliğe ihtiyacı var. Ya birlikte olup Cumhuriyete sahip çıkacağız. Ya da…. Gerisini biliyorsunuz….
HACİVAT – Aferin Karagöz"üm…
KARAGÖZ – Sende de ne çok aferin varmış? Fazla almayayım, vitamin gerekir.
HACİVAT – Karagöz’üm çok şakacısın… Sayende aydınlandım.
KARAGÖZ – Ben de sayende uykusuz kaldım.


Aslında yazılacak ve anlatılacak çok şeyler var. Ama sizleri daha fazla sıkmak istemedim. Ancak şunu belirtmek isterim ki Başbakanımızın konuşmasındaki bu ayrıntı nedense kimsenin dikkatini çekmedi. Başbakan kazanacaklarından o kadar emin ki aklıma bakanlar ve kabine bile hazır gibi geldi. Neyse daha seçimlere çok var. Kimseye şuna oy ver şuna verme deme hakkımız yok. Biz kendimiz için değil Büyük ve Güçlü bir Türkiye için hayırlı olanı temenni ederiz. Bunu da en iyi millet bilir.

Mustafa Kemal Atıcı





HACİVAT İLE KARAGÖZ (DİL SORUNU)





HACİVAT – Huu! Karagöz’üm, nerdesin?
KARAGÖZ – Evdeyim, seher haberlerini dinliyorum.
HACİVAT – Aşağı gel de bana da anlat. Ne olmuş?
KARAGÖZ – İki zat kavga etmiş, üç kişi ölmüş.
HACİVAT – Olur mu öyle şey? Karagöz’üm, nasıl olur?
KARAGÖZ – İkisi ne olur bilmem de, öbürü Niyazi olur.
HACİVAT – Karagöz’üm bırak zevzekliği… Haberlerden bahset.
KARAGÖZ – Hacicavcav, gel beraber izleyelim. Hava cereyan yapıyor.
HACİVAT – Peki, Karagöz’üm, boza ister misin?
KARAGÖZ – Yağlı da alırsan yerim.
HACİVAT – Karagöz’üm, hayırlı sabahlar…
KARAGÖZ – Yağlılarla boza kalsın sen defol!
HACİVAT – Aman Karagöz’üm, sen çağırdın.
KARAGÖZ – Her çağrıldığın yere gitme ki adam sansınlar…
HACİVAT – Karagöz’üm, öyle olsun… Hoşça kal!
KARAGÖZ – Gel Hacicavcav gel… şaka yaptım!
HACİVAT – Çok latifecisiniz Karagöz’üm.
KARAGÖZ – Gel sana bizim davayı anlatayım.
HACİVAT – Anlat bakalım.
KARAGÖZ – Geçenlerde kahvenin önünde oturup domino oynuyorduk.
HACİVAT – Eeee!
KARAGÖZ – Yukarı mahalleden Çerkez Ali ve adamları geliyor.
HACİVAT – Bela geliyor desene.
KARAGÖZ – Aşağı mahalleden de Laz İdris ve tayfaları geliyor.
HACİVAT – Eyvah! Zaten aralarında husumet var. Şimdi kan akacak…
KARAGÖZ – Bunlar meydanın ortasında birbirlerine girdiler.
HACİVAT – Kaç Karagöz’üm, durma orda!
KARAGÖZ – Yahu Hacicavcav ne kaçması? Kaçar mıyım?
HACİVAT – Karagöz’üm Niyazi olursun.
KARAGÖZ – Dinle! Kollar bacaklar havada uçuşuyorken…
HACİVAT – Eeee?
KARAGÖZ - Bir düdük sesi. Dütdütttt!
HACİVAT – Eee?
KARAGÖZ – Mahalle Karakolundaki zabitler gelmez mi?
HACİVAT – Durma, Karagöz’üm anlat…Anlat?
KARAGÖZ – Kavga edenleri tuttuğu gibi yaka paça karakola teslim ettiler.
HACİVAT – Helal olsun bee…
KARAGÖZ – Karakolda olanları duysan şaşarsın…
HACİVAT – Hayır ola, ne olmuş?
KARAGÖZ – Baş zabit bunları sorguya almış. Anlatın ne oldu diye?
HACİVAT – Tabi canım yaptıklarının cezasını çekmeliler…
KARAGÖZ – Çerkez Ali demiş ki; “ifademi Çerkezce vereceğim”
HACİVAT – Hayda? Bu da nerden çıktı?
KARAGÖZ – Baş Zabit sormuş. “Niye? Sen Türkçe bilmiyor musun?”
HACİVAT – Bilmiyorlar mıymış?
KARAGÖZ – Biliyorlar da maksat ortalığı karıştırmak.
HACIVAT – Eeee? Baş zabit ne yapmış?
KARAGÖZ – Demiş ki; “siz şimdi Türkçe ifade vermiyorsunuz değil mi? Yatırın bunları falakaya!”
HACIVAT – Sonra?
KARAGÖZ – Zabitler bunlara vurdukça “yandım anam!” diye feryat ediyorlarmış.
HACIVAT – Ellerine sağlık…
KARAGÖZ – Baş Zabit “bak nasıl da öğrendiniz Türkçeyi” demiş. Ve ilave etmiş “ bu Osmanlı Devleti 600 yıl Türkçe ile yaşadı. Şimdiden sonra da bu değişmeyecektir. Bu devlet herkese göre bir lisan kullansa birlik olmaz. Devletin egemenliği ve bekası için devletin tek bir dili olmalıdır. O da Türkçedir.” Demiş.
HACİVAT – Hay! Diline sağlık ne güzel demiş.
KARAGÖZ – Yahu Hacicavcav lafa tuttun yağlılar soğudu.
HACIVAT – Sağlık olsun Karagöz’üm, yenisi getiririm.
KARAGÖZ – Getirmezsen kafanı kemiririm!
HACIVAT – Bölücü ve hainleredir lafımız…Sürç-ü lisan ettikse af ola… Yağlılar karnımızı doyura…


Yıllarca üç kıtada hüküm sürmüş Osmanlı’da dil sorunu yaşanmamışken (bize okutulan tarih kitaplarında bu konuda bilgilere rastlamadım) Türkiye Cumhuriyetinin toprakları üzerinde yaşayan ve TC kimliğine sahip bir etnik grubun ülkeyi nerdeyse bölünmeye kadar götürdükleri böyle bir ayrışmanın nedenini anlayabilmiş değiliz. En az bizler kadar özgür, en az bizler kadar yasal haklara sahip iken kendilerini azınlık durumuna düşürmelerini (bazen de çoğunluk oluyorlar ya) anlayabilmiş değiliz.

Devletimizin adı " TÜRKİYE CUMHURİYETİ’DİR. "Resmi dili ise Anayasanın değişmez maddelerinden biri olarak belirlenmiş olup,“TÜRKÇE”DİR.


Mustafa Kemal Atıcı