HAÇLI TEZKERE KABUL EDİLDİ: CHP VE MHP'DEN TEZKEREYE DESTEK

Türkiye, AKP Hükümeti döneminde Amerikanın isteği doğrultusunda Afganistan ve Lübnan’dan sonra bir başka Müslüman ülkesi Libya’ya da asker göndermeyi kabul etti. Meclis’te gizli oturumda görüşülen Libya tezkeresi, el kaldırıp indirme yöntemiyle yapılan oylamada kabul edildi. Tezkereye CHP’nin de destek verdiği ifade edildi.



Türk askerini, Libya'ya gönderecek tezkere, gizli oturumla toplanan Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Oylamanın işari oylama yöntemiyle, yani el kaldırıp indirme yöntemiyle yapıldığı ifade edildi.

CHP’nin MHP'nin de tezkereye destek verdiği ifade edildi. Tezkerenin kabul edilmesinin ardından konuşan Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, muhalefetin tavrının olumlu olduğunu kaydetti.

Tezkere kapsamında lüzum, sınır, kapsam, şekil, yöntem ve zamanı hükümetçe belirlenmek üzere TSK’nın Libya’da görevlendirilmesi için Bakanlar Kurulu’na bir yıl süreyle izin verildi.

Meclis içtüzüğü gereği gizli oturumdaki görüşmeler en az 10 yıl süreyle dışarıya yansıtılamayacak ve devlet sırrı olarak saklanacak. Tezkere üzerinde hükümet adına Dışışleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AKP adına Düzce Milletvekili Yaşar Yakış, CHP adına Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı, MHP adına İstanbul Milletvekili Deniz Bölükbaşı, BDP adına da Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan konuştu.

Tezkerede yer alan, “Libya'da istikrar ve güvenliğin yeniden tesisine yönelik uluslararası çabalara çok boyutlu katkıda bulunmak üzere” ifadesi ise dikkat çekti. “Çok boyutlu katkı” ifadesi, Türk askerinin olası bir kara operasyonunda da görev alabileceği şeklinde yorumlandı.

Tezkere gerekçesinde ise Türk askerinin Libya’da bulunmasının, Libya’da ortaya çıkabilecek yeni duruma uyum sağlanması için önem taşıdığı ileri sürüldü.

Ulusal Kanal

Abdestli hirsizlar simdide
Abdestli katiller olacak gibi gözüküyor.
Coni maymunlari...
Yaziklar olsun ...

Maglesef bu AKP den bekledigim tavri secime ragmen gördügüme sasirmadim desem yalan olur. Bakalim bu karari kamuoyundan saklamak icin kac tane yeni Balyoz dalgasi gerceklestirecekler.

Zaten adamlar gemileri hazırlamıştı . Yani teskerenin geçmeyeceğine inanan varmıydı ? . En ilginç olanı pkk lılarla mhp nin aynı yonde oy kullanmasıydı. Chp ıcın dıyecek laf çok Atatürk ün partisi değil artık .

Ne kadar son yıllardaki siyasetini beğenmesemde Bahçeli iyi bir iş yaptı sonuç ne olursa olsun .

Bilinen birşey kara harekatı olmadan hiçbir operasyon başarıya ulaşmaz. Şimdi kara harekatı olmayacak derler , 3 ay sonra bir bakmışız askerler Libya sokaklarında.


Yazık çok yazık

"NATO'nun Libya harekatında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görev almasını isteyen Başbakanlık tezkeresi, Meclis'te kabul edildi. BDP ve DSP'li vekiller 'hayır' oyu verdi, CHP ve MHP'den ise 'kısmi' destek geldi."
http://www.ntvmsnbc.com/id/25195803/

HAYIRSIZ OLSUN!

HAÇLI TEZKERE NASIL GEÇTİ?


Libya’ya emperyalist saldırıya Türkiye nasıl ortak edildi? Asker gönderme tezkeresi konusunda, muhalefet nasıl tavlandı? İşte Türkiye’nin iç ve dış politikasının; Amerika ve NATO tarafından yeniden şekillendirildiği süreç…

Libya’ya asker gönderilmesi konusunda, hükümete 1 yıllığına tam yetki veren tezkere, dün Meclis’teki oylamayla kabul edildi.

Sadece Muammer Kaddafi’yi değil, Libya halkını da hedef alan emperyalist operasyonda Mehmetçiğin de kullanılmasına cevaz veren tezkerenin Meclis’ten geçirilmesine kadar yaşanan sürecin bazı satır başlarını hatırlayalım...

Önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, diplomatik kaynakların deyişiyle "çarşaf" bir karar alındı. Bu karar, doğrudan askeri müdahaleyi hedeflemiyor, ancak "sivil halkın zarar görmesinin engellenmesi" gerekçesiyle askeri müdahaleyi de kapsayacak bir içerik taşıyordu. Ve karar alınır alınmaz askeri müdahale için düğmeye basıldı. Zaten BM Güvenlik Konseyi kararı öncesinde, operasyonu yapacak güçler bir koalisyon oluşturmuşlardı. Bu koalisyonun sürekliliği eleştiri konusu olunca da NATO devreye sokuldu.

"NATO'NUN NE İŞİ VAR LİBYA'DA?"

Tayyip Erdoğan, Mart ayı başında söylediği bu sözleri unutturup, Amerika’nın operasyonu NATO’ya devretme planına göre kendisine "yeni bir konum" belirledi ve sonunda hazırlanan tezkereyle görevini yerine getirdi.

Peki bu süreçte, kamuoyu tepkisi azaltmak için ne yapmak gerekiyordu? Tabii ki, bunun "bir devlet politikası" olduğu izlenimi yaratmak! Bu da başarıldı! “Tezkere çıkmadan gemiler Libya’ya doğru yola çıktı” haberleri yapılarak, Genelkurmay’ın da operasyona katılma taraftarı olduğuna herkes ikna edildi.

Aynı süreçte; NATO’nun Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı Stavridis de Ankara’ya gelerek, hem hükümet yetkilileri hem de askeri yetkililerle görüşünce, kamuoyunda "operasyona Mehmetçiğin de katılmasının bir devlet politikası haline geldiği" havası iyice pekiştirildi. Yaratılan bu havayla hem muhalefet ikna edildi, hem de AKP içinden çıkabilecek aykırı tavırlar önlenmiş oldu.

Ama Amerika bununla da yetinmedi, muhalefeti de kuşatmaya aldı. Amerikan Büyükelçisi Ricciardone, Pazartesi günü Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. Çarşamba günü de Bahçeli’yi…

Ardından hem MHP hem CHP milletvekillerinin de desteğiyle tezkere geçti. Zaten ne CHP ne de MHP; konuyu kendi Meclis grubuna getirmişti. Her iki parti de konuyla ilgili bir grup kararı almadı. Meclis Başkanlık divanı bir "oldu-bittiyle" oylama işlemini "işari", yani “el kaldırıp indirme” yöntemiyle yaptırdı. Milletvekilleri ne olduğunu bile anlamadan tezkere Meclis’ten geçirildi.

Amerika, NATO ve AKP iktidarı, el birliğiyle; yeni bir tezkere faciası yaşamamak için işte böyle çalıştı. CHP ve MHP yönetimleri de onların ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey yapmadı.

Ulusal Kanal

---

NATO: HAREKATIN HAVA MİSYONLARI DENETİM MERKEZİ İZMİR OLACAK


Libya'nın İzmir'den vurulacağı netleşiyor mu?. NATO kaynakları, denetim merkezinin İzmir olacağını açıkladı. Libya saldırısının NATO'ya devri konusunda da mutabakata varıldı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu "Türkiye'nin istediği oldu. Bu bizim operasyonumuz" açıklamasında bulundu.

NATO kaynakları, Libya'ya hava operasyonunun komuta merkezinin İzmir'de olacağını söyledi.

Operasyonun gelecek haftadan itibaren bütünüyle İttifak'ın komutasına geçmiş olacağı da ı ifade edildi.

Türk askerini Libya saldırısına dahil eden tezkerenin mecliste kabu edilmesinin ardından, Dışişleri Bakanı Davutoğlu İngiltere, Fransa ve Amerika dışişleri bakanlarıyla konferans görüşme yaptı.

Telefon görüşmesinin ertesinde Washington yönetimi ve Davutoğlu saldırının NATO'ya devri konusunda mutabakata varıldığını açıkladılar.

Obama'nın sözcüsü; "Amerika, İngiltere ve Fransa’nın başı çektiği koalisyon güçleri, Libya’ya yönelik operasyonu en kısa sürede NATO’ya devredecek" açıklamasında bulundu. Dışişleri Bakanı Davutoğlu da açıklamayı teyit etti.

Davutoğlu; "Aynı anda iki operasyonun doğurabileceği hem askeri hem de hedefler anlamında sakıncalar olduğunu söylüyorduk. Bu bizim pozisyonumuzdu. Şu anda prensipte bir mutabakat sağlandı. En kısa zamanda Paris toplantısı sonrası oluşan koalisyon, komutayı NATO'ya devredecek. Dolayısıyla Türkiye'nin bu konudaki kaygıları, talepleri kabul gördü" dedi.


Ulusal Kanal
25.03.11

MHP Wilson Ödüllü Davutoğlu'na Libya tezkeresi konusunda randevu vermemişti.MHP’den Libya tezkeresine ret
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Faruk Bal, Tunus, Mısır ve Libya'daki olayların 'Büyük Ortadoğu Projesi' kapsamında gerçekleştiğini belirterek, projedeki ülkelerin içinde Türkiye'nin de bulunduğunu ve bölünmek istendiğini belirtti.

ABD'den Erdoğan'ı zorlayacak açıklama!

NATO'nun Libya operasyonunu devralması yönünde mutabakata varılan Kuzey Atlantik Konseyi toplantısına dair soruları yanıtlayan yetkili, ''Türkiye ya da başka bir müttefikten herhangi bir itiraz duymadıklarını'' belirtti.

Amerikan yönetiminden üst düzey bir yetkili, 'Bu andan itibaren Libya'da askeri güç kullanımı konusundaki tüm operasyonun NATO komutası altında olacağını' belirterek, ''Bu, Türkiye'nin pozisyonu ve şimdi NATO'nun 28 üyesinin tamamının pozisyonu'' dedi.

NATO'nun Libya operasyonunu tüm unsurlarıyla devralması yönünde mutabakata varılan Kuzey Atlantik Konseyi toplantısına dair gazetecilerin sorularını yanıtlayan yetkili, ''Türkiye'nin, Libya lideri Muammer Kaddafi'ye bağlı güçlerin havadan bombalanmasına güçlü itirazları vardı. Bu itirazları nasıl aştınız?'' şeklindeki bir soru üzerine, ''Türkiye ya da başka bir müttefikten herhangi bir itiraz duymadıklarını'' belirtti.

İsminin açıklanmasını istemeyen yetkili, ''Duyduğumuz, uçuşa yasak bölge ve sivillerin korunmasının yanısıra silah ambargosu ve insani yardımı da içeren şekilde, operasyonun tüm unsurlarının NATO tarafından yürütülmesi yönündeki güçlü tercihti. Bu tercih, Türkiye tarafından da paylaşıldı. Bu, Türkiye'nin de birçok ülkenin de pozisyonuydu. Nitekim, Kuzey Atlantik Konseyi'nin bugün (dün) aldığı poziyon da bu'' diye konuştu.

Yetkili, bu andan itibaren askeri güç kullanımı konusundaki tüm operasyonun NATO komutası altında olacağını belirterek, ''Bu, Türkiye'nin pozisyonu ve şimdi NATO'nun 28 üyesinin tamamının pozisyonu'' ifadesini kullandı.

Bunun, NATO komutanlarının Kaddafi güçlerine ait bir unsuru hedef almayı kararlaştırdıklarında, NATO'nun tüm üyelerinin, herhangi bir saldırı üzerinde mutabakata varmaları gerektiği anlamına gelip gelmediği şeklindeki bir soru üzerine de yetkili şunları söyledi:

''Hayır o anlama gelmiyor. NATO'nun, sivillerin korunması misyonunu üstlenmeyi kabul ettiği anlamına geliyor ve bu misyon, mümkün gördükleri en iyi biçimde komutanlar tarafından icra edilecek. Pratikte bu NATO'nun askeri operasyonu, koalisyonun bugüne kadar yürüttüğü şekle çok benzer, ne fazla, ne eksik şekilde yürüteceği anlamına geliyor.

NATO'nun 28 üyesinin her biri, bunun böyle olması gerektiği üzerinde görüş birliğine vardı. Ve eğer komutanlar tarafından, Libya rejimine ait güçlerin bombalanmasına gerek olduğu değerlendirmesi yapılırsa, o zaman Libya rejiminin güçleri bombalanacak ve hiç kimse buna karşı çıkabilecek pozisyonda olmayacak. Bu, askeri yetkililer tarafından yapılacak askeri bir değerlendirme ve biz İttifak olarak, bugün NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığına bu yetkiyi verme hususunda anlaştık.''

Yetkili, NATO'nun operasyonun tüm unsurlarını devralmasının, NATO komutası altına girene kadar operasyona katılım konusunda isteksiz görünen bazı ülkelerin de operasyona katılımını teşvik edeceğini belirtti.

Komşu Arap ülkelerin de operasyona katılmasının arayışı içinde olacaklarını ifade eden yetkili, ''Daha fazla ülkenin operasyona katılacağını göreceğiz ve bu durum, ABD'ye, öncülüğü üstlenmek zorunda kalması yerine, çok daha büyük bir çabanın parçası olması imkanını sağlayacak. İşte bu nedenle, günlerle ifade edilecek bir zaman diliminde komutayı devretmek istedik ve şimdi de bunu yaptık'' dedi.

gazete5.com

---

Haçlı bombalıyor, AKP alkışlıyor!

AKP, ‘Mazlumların Partisi’ sloganıyla İktidar oldu, zulmeden, zulmedenin yanında yer alan bir parti oldu.

‘Kimsesizlerin kimsesi olacağız’ dedi, ‘Karun kadar zenginlerin hısımı, akrabası, dostu, arkadaşı’ oldu.

Ne dediyse tersini yaptı bugüne dek.

İktidar olduktan sonra Müslümanların hamiliğine soyundu.

Ola ola,Müslümanları kendi yurtlarında katleden, ülkelerini bölen, yer altı kaynaklarını gasp eden, Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eşbaşkanı oldu.

Irakbölünürken ABD’ye payandalık yaptı.

Irak’ta Sünni ve Şii Müslümanlar birbirine kırdırılırken, ABD’ye ışık oldu, ses çıkarmadı.

ABD Askeri, Müslüman kadının ırzına geçerken, ABD Askeri’nin Irak’taki meşruiyetini savundu.

Sıra geldi Libya’ya.

ABD’nin ve Haçlı zihniyetli Batı’nın Libya’ya müdahalesini savunmak için, Arap Dünyası’na bu müdahaleyi meşru göstermek için, Arap Ülkeleri’ni ziyaret ediyor Başbakan.

Libya’ya demokrasi mi gelecek bu müdahale ile?

Yoksa düne kadar Batı’ya petrol gelirinden zırnık koklatmayan Kaddafi’nin gönderilmesi mi sağlanacak?

Libya’nın bölünmesi talebini resmen bildiren ABD Savunma Bakanı’nın talebi, Libya’ya demokrasi midir?

Libyalı çocukların, BM kararı ile Haçlı uçakları tarafından bombalanmasını, bana biri kalkıp açıklasın.

Başbakan açıklasın.

Komşularla sıfır sorun diyen Dışişleri Bakanı açıklasın.

‘Müslüman Dünya’nın Lideri’diye diye, Başbakan’ın ayaklarını yerden kesen Yandaş Kalemler açıklasın.

Gelin siz, Libyalı çocuğa seslenen, kim olduğunu bilmediğim satırların sahibine kulak verin.

"Şimdi sen ölüyorsun Libyalı çocuk.

Senden on sene önce öldü Iraklı çocuk.

Senden kırk sene önce Vietnam'da Nepal’da yandı bir çocuk.

Senden altmış altı sene önce Hiroşima'da şeker yiyemeden öldü bir çocuk.

Senden doksan sene önce öldü Anadolu'da beşikte bir çocuk...

Şimdi sen ölüyorsun Libyalı çocuk.

Keşke ama keşke parayı hiç bulmasaydı Lidyalı çocuk.. "

Tarih utansın!

Lütfü TÜRKKAN
21 Mart 2011

Boğazı NATO tutacak!

NATO'nun "Birleşik Koruyucu" operasyonunun sınırları genişletildi. Çanakkale Boğazı ve Ege Denizi'nin tamamı Kaddafi'ye karşı uygulanacak abluka kapsamında NATO güçleri tarafından denetlenecek. Böylece Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerden Libya'ya olası silah sevkıyatının önüne geçilmesi amaçlanıyor.

NATO’nun Libya lideri Muammer Kaddafi’ye karşı başlattığı “Birleşik Koruyucu” operasyonunun sınırları genişletildi. Çanakkale Boğazı’nın da içinde olduğu 2 milyon 250 bin kilometrekarelik alan “operasyon bölgesi” ilan edildi. Çanakkale Boğazı ve Ege Denizi’nin tamamı Kaddafi’ye karşı uygulanacak abluka kapsamında NATO güçleri tarafından denetlenecek. Yetkililer, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerden Libya’ya olası silah sevkıyatlarının önüne geçilmesinin amaçlandığını kaydetti.

Harekât üssü Sicilya

Toplam 25 gemi ve 50 uçak tarafından yürütülecek NATO harekâtının “İleri Harekât Üssü” Sicilya adasındaki Trapani Üssü olacak. Türkiye’nin 4 fırkateyn, 1 denizaltı ve 1 lojistik gemisi ile destek verdiği ablukada, Libya’ya deniz yolundan girebilecek silah ve paralı askerlere geçit verilmeyecek. Abluka için ise Türkiye, 6 F-16 uçağı ile 1 tanker uçağını tahsis edecek. Sicilya’da konuşlanacak Türk uçakları, Libya’nın Akdeniz’e açılan hava koridorunu kontrol edecek.

Girit - Bingazi arası Türkiye’de

TCG Gaziantep, TCG Gemlik, TCG Yıldırım ve TCG Yavuz deniz ablukası operasyonuna katılacak. Bu fırkateynlere bir de denizaltı eşlik edecek. TCG Akar lojistik destek gemisi ise bu gemilerin yakıt ve su gibi diğer ihtiyaçlarını karşılayacak. Türk Hava Kuvvetleri, Akdeniz’de görev yapacak gemileri havadan koruma görevini üstlenecek. Denizdeki Türk gemileri İtalya komutasında görev yapacak. Türk gemilerinin Girit adası ile Bingazi arasında görev yapması planlanıyor. 1000 - 1200 arasındaki Türk askerinin katılacağı operasyonda Libya topraklarına ayak basılmayacağı belirtildi. NATO daha önce Libya’nın Akdeniz kıyılarındaki 800 kilometre uzunluğunda ve 500 kilometre derinliğindeki bölgeyi kontrol etmek üzere yola çıkmıştı. Tunus kıyıları ile Mısır’ın bir bölümü de yeni ilan edilen operasyon bölgesine girdi. Karadeniz ile Akdeniz’in bağlantısını sağlayan Çanakkale Boğazı da operasyon bölgesine dahil edildi. Çanakkale Boğazı, NATO güçlerince havadan ve denizden izlenecek. Çanakkale Boğazı’nın yanı sıra Ege Denizi’nin tamamı da abluka kapsamında denetlenecek bölgeler içinde.


Cumhuriyet, 29 Mart 2011

Ege Denizi ve Çanakkale Boğazı NATO ablukasında

Böyle bir durum olur mu ? demeyin olur.Yunanistan ile yaşadığımız problemler bu vesile ile NATO tarafından çözümlenir.

Birleşmiş Milletler karar alıyor .Kararın gerekçesi uçuşa yasak bölge Libya. Kardeşim Libya nere? Türkiye nere ? fark etmez dünya küreselleştikçe artık her yer Nato veya her yer Birleşmiş Milletler demek.

Efendim Birleşmiş Milletler kararı doğrultusunda koalisyon güçlerinin yapmış olduğu operasyon kabul edilemez olduğu için operasyon artık NATO’ya devredildi. Birleşmiş Milletler kararı nasılsa NATO’ya devredildi. Bir komuta merkezi gerekiyordu.Aktif olarak bu operasyonda karar mekanizmaları içerisinde yer almak isteyen Türkiye Cumhuriyeti , Kaddafi operasyonu için NATO’nun devreye girmesi kararını veto etmedi. Böylelikle bir kez daha Fransa’nın kendi kafasına göre yaptığı işi engellemiş olduk.Olduk tamam ama NATO karargah olarak İzmir ve Eskişehir’i neden seçti ? Kimse sormadı nedenini.

İzmir Ege hava sahasını kontrol edebilmek için iyi bir nokta.Hatta Çanakkale boğazı için stratejik bir konumu var.İşgal güçleri Fransa ve İngiltere donanmalarının yüz yıl önce mağlup olup 250 bin insanımızı kaybettiğimiz yer.Sonrasında savaşmadan İstanbul’u işgal ettiler.Olan bizim 250 bin canımıza oldu. Peki Eskişehir’in komuta merkezleri arasında yer almasının bir anlamı olabilir mi ? Ankara’ya yakın olan bu nokta için bizler halk olarak ürküp sorgulamamak adına bu yapılmış olabilir mi ?Hepsini geçtim.Ordumuz NATO ordusudur.

Biraz düşündüğünüz zaman ülkenin Sivas’tan ötesi için ihtimal olan uçuşa yasak bölge teorisine gelebilecek olan tepki ve direniş için İzmir ve Eskişehir bir üs olarak bize karşı kullanılabilir mi ? Komplo teorisi demeyin. 19 Mart 1911 ile 19 Mart 2011 arasında geçen yüz yıl içerisinde aynı tarihte Libya’nın işgalini komplo teorisi ile açıklayamazsınız.

Avrupa Birliği’nin Türkiye’den yıllardır Dicle ve Fırat nehirlerinin yönetimini uluslararası bir konsorsiyuma bırakılmasını talep ettiğini hatırlayın.Halen bu konuda taleplerinden vazgeçmemiş ve müzakere yaptığımız AB adında bir ekonomik birlik var.

Bu arada NATO adını verdiği “ Birleşik koruyucu operasyonunun sınırlarını genişletildi.”

Çanakkale Boğazı ve Ege Denizi’nin tamamı Kaddafi’ye karşı uygulanacak olan abluka kapsamında NATO güçleri tarafından denetlenecek.Aynen böyle değerli okuyucular.

Hüseyin Hakkı KAHVECİ
08 Nisan 2011 Cuma

---

Ege Denizi ve Çanakkale Boğazı NATO ablukasında -2


Libya Akdeniz’e kıyısı olan bir devlet. Aynı zamanda Libya’ya bizden daha yakın olan Fransa, İtalya, Yunanistan birer NATO üyesi devlettir.Sen kalk Akdeniz’e abluka uygulaman gerekirken gel Türkiye karasuları ve tamamı bizim kontrolümüzde olan Çanakkale Boğazına abluka yap.Hayrola Kuzey ve Güney Deniz saha komutanları içerdeyken , Ege denizi ve Çanakkale Boğazı NATO tarafından kontrol ediliyor.Hangi egemen devlet bunu kabul eder.

Bu arada fırsattan istifade eden bölücü sözcüler yürüyüşlerle bizi tehdit ettiler. “ Libya,Tunus ve Mısır’dan daha yüksek sesle özgürlüklerini isteyeceğiz”.Sanki baskı altındalar..Son sekiz yılda kendini kürt diye tanımlayanlar devlet dairelerine memur olarak yerleşti.Yetmedi bürokrat hatta yüksek bürokrat oldular.Siyasi irade bunların hiç birisini görmek istemedi.Hatta Bakan ve milletvekili oldular.Hiç birimiz ayrım yapıp sormadık.Çünkü bizden biri gibi düşündük.Belki Sayın Başbakan bile böyle bir ayırım yapmıyor.

Adama sorarlar. NATO komuta merkezi olarak Kaddafi operasyonu için İzmir ve Eskişehir’i seçtikten sonra bu bölücüler bu açıklamayı yaptı.Hatta bilmeyenlere , İmralı da yatan kişi Siirt için Siirt gibi dağlarım olsun demiştir.Çünkü terör örgütü Siirt’te rahatlıkla kendisi için dağları mesken tutabilmiştir.İlk eylemini Siirt’in Eruh ilçesinde yaparak kan akıtmıştır.

Dünya tarihinde hiçbir anlaşma, ateşkes yüz yıl süre ile hayat bulmamıştır. Dünya tarihinde böyle uzun bir sulh yaşanmamıştır. Lozan antlaşmasının üzerinden geçen süreye baktığınız zaman hep aklıma şairimiz Mehmet Akif ‘in şu sözü geliyor. “ Tarih tekerrürden ibarettir”. Bugün itibariyle Lozan antlaşmasının üzerinden geçen süre 88 yıl olup kendi sivil toplum kuruluşlarının bile ülkenin bölünmesinin tartışıldığı bir ortamda ; Kaddafi operasyonu merkezinin İzmir ve Eskişehir olmasını varın siz düşünün.

Hüseyin Hakkı KAHVECİ
09 Nisan 2011 Cumartesi

---

2006 - NATO'da Türkiye'yi Bölen Harita

BOP'un hemşiresi AKP mi?

Türkiye işte, enteresan ülke… Yurdum insanından tutun da mabeynimize kadar herkes bir acayip.

Bilhassa hükümetimiz! Takiyyeci diyeceğim kızacaklar, tutarsız diyeceğim tepki verecekler fakat durum gerçekten böyle.

Bütün dünyanın gözünün önünde öyle büyük bir takiyye, öyle büyük bir tutarsızlık sergileniyor ki, acı acı gülmekten kendimi alamıyorum. Hani ironi diyorlar ya işte tam ondan.

Hatta timsah gözyaşları da denilebilir AKP hükümetinin yaptığına...

Baksanıza BOP operasyonunda bize hemşirelik görevi düştü anlaşılan. Bilmem kaç bin deniz mili ötedeki Libyalı yaralı dindaşlarımızın gemiyle alıp getirmelerinden bahsediyorum elbette. İnsanlığın büyüğünden, din kardeşliğinin zirvesinden ya da insanlığın gömüldüğü, dindaşlığın yok olduğu noktadan söz ediyorum!

Hıristiyan Rusya’nın Putin’i kadar olamayan; durdurun bu “Haçlı Seferi”ni diyemeyen hükümetimiz yaralı Müslümanları Türkiye’ye getirmekle övünüyor son günlerde.

Hele “yandaş medyayı” bir görseniz… Serlevhadan zafer naraları ata ata bitiremiyor, ağızları kulaklarında hepsinin… Neyse ki Mümtaz’er Hoca siyasete girdi, AKP’den aday adayı oldu da konuşmuyor artık. Yoksa bu konuyu bilmem kaç kanalda müteselsilen yorumlardı da, hadi neyse gene şanslıyız bu aralar nihayet sustu…

Tarih kitaplarında Ankara Feribotu için de bir sayfa açılmalı bence. O da tarihe geçti. Mavi Marmara gemisine bir kardeş daha geldi vesselam... Unutuldun Nusrat, unutuldun Bandırma!...

Şimdi yani, Oruç Reis’in, Turgut Reis’in, Sinan Paşa’nın ve Barbaros’un Türk Gölüne çevirdiği Akdeniz’de “Gemicikleri” olan bir hükümet ancak bunu yapardı zaten.

Sizce de komik değil mi, sevgili karilerim? Vahşeti durdurmak yerine yaralı kaçırmak; yaralı taşımak!...

Hem Müslüman kanı dökülmesine cevaz vereceksiniz, sesiniz hiç çıkmayacak, üstüne üstlük kanı o değil şu, yok o da değil bu döksün diye yol göstereceksiniz, sonra da yaraları iyi etmek için uğraşacaksınız. Vah size vah!

Bir de bunlara, bu göz boyamalara kanan insanımız var, Onlara ne diyeceğimi bilemiyorum! Saftır benim insanım saf… Yüreği tertemizdir, bir müddet daha kanacaktır, ne yapalım.

Aslında şimdi bir Doktor çıksa, “pansumanı bırak hemşire hanım, kanı durdur, kanı!” diye azarı bassa ve hepimiz titreyip kendimize dönsek ne kadar güzel olur değil mi?


Cumhur BULUT - 9 Nisan 2011, Ege'de Son Söz

Üsse gerek yok, Türkiye var!

ABD Büyükelçisi’nin Türkiye’deki askeri üslerin durumuyla ilgili soruya verdiği cevap işte bu oldu!

Ortaklığımız bir harika...

ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone, Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirdi: Artık farklı zorluklar var, fanatizm, terörizm gibi. Türkiye’nin büyük bir askeri gücü var ve ABD müttefik olmaktan gurur duyuyor. Fiziksel varlığımıza gerek yok çünkü Türkiye ile harika bir ortaklığımız var.

ABD’yi Libya’da temsil ediyoruz

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner, “Türkiye bizim Libya’daki çıkarlarımızı temsil etmeye devam ediyor” dedi.

‘Üsse ihtiyacımız yok!’

“Yeni dönemde askeri üslere olan ihtiyaç, eskisi kadar fazla değil” diyen ABD Büyükelçisi Ricciardone: Fiziksel varlığımıza gerek yok çünkü Türkiye ile harika ortaklığımız var.

Haber : Fatih Erboz

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, terörizm ve aşırılıklarla mücadelede, askeri üslere ihtiyacın, eskisi kadar fazla olmadığını söyledi. İzmir programı kapsamında İzmir Ticaret Odası’nda (İZTO), “Son Dönem ABD-Türkiye İlişkileri” konulu bir konuşma yapan Büyükelçi Ricciardone, ABD üslerine yönelik bir soru üzerine şunları söyledi:

Türkiye ile müttefikiz

“Soğuk savaş bitti, Sovyetler dağıldı. Yeni dönemde farklı zorluklar var, fanatizm, terörizm gibi. Türkiye ile askeri işbirliğimiz sürmektedir ancak yeni dönemde, askeri üslere olan ihtiyaç, eskisi kadar fazla değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri, savunma sanayi, askeri istihbarat da dahil olmak üzere istihbarat, bu günlerde o günlerdekinden çok daha fazla yeteneğe sahiptir. Burada ABD’nin fiziksel varlığının olmasına gerek yok çünkü harika bir ortaklığımız var.

Kosova üssü devredilecek

Öte yandan, ABD’nin Kosova’nın başkent Priştine’den 40 kilometre uzakta bulunan Ferizovik civarındaki Amerikan üslerinin bulunduğu Bondsteel’in Türkiye’ye devredileceği ileri sürüldü. Bosna gazetesi Dnevni Avaz’a göre; ABD kuvvetlerinin yakında bırakacağı Ferizovik’teki Bondsteel askeri üssüne Türkiyesinin girebileceği belirtilirken, haberin Sırbistan’da paniğe neden olduğu ifade edildi.

Çıkarlarımızı Türkiye koruyor

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, bir süre önce yaptığı açıklamada, Türkiye’nin ABD’nin çıkarlarının bekçisi olduğunu söylemişti. Mark Toner, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin Trablus Büyükelçiliği’nin kapatılmasını değerlendirerek, “Benim anladığıma göre, bazı güvenlik kaygıları nedeniyle Libya’daki misyonu geçici olarak kapattılar, ancak Türkiye bizim Libya’daki diplomatik ve konsüler çıkarlarımızı temsil etmeye devam ediyor” dedi.

YENİÇAĞ
6 MAYIS 2011

---

AKP-CIA ittifakı
Ortadoğu Operasyonları Türkiye'den Yürütülüyor