Hakan Fidan ve Suriye
Wall Street Journal Gazetesi'nde geçen hafta çıkan yazı nedense AKP'lileri fazla telaşlandırdı.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve AKP'li basın, İsrail ve Neo-Con olarak adlandırılan (Yeni Muhafazakar) tutucu Amerikalıların AKP'ye karşı harekete geçtiğine ilişkin değerlendirmeler yaptılar.
Wall Street, "Türkiye'nin istihbarat şefi Suriye'de kendi yolunu seçti" başlıklı yazıda, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın Suriye politikasının mimarı olduğunu yazdı.
Fidan'ı, Esad'ın devrilmesi için itici güç olarak tanımlayan gazete, onun ‘Suriye Muhalefeti’ndeki (El Nusra'yı kastederek) cihatçılara silah verdiğini belirtti.
Gazeteye göre; Türkiye'nin Fidan tarafından yürütülen Suriye yaklaşımı ABD'yle anlaşmazlığa neden olmuş.
Washington'da, bırakın Obama Yönetimi'nden birini, dış politikayla ilgili sıradan bir Amerikalı bile; Orta Doğu ve özellikle Suriye konusunda her şeyi Erdoğan'ın planladığını söyler. Erdoğan'ın Esad'a olan duyguları kimsenin yabancısı değil. Erdoğan artık Washington’da iyi tanınıyor. Kızdığı zaman, bakanlara ve bürokratlara nasıl hitap ettiği bile konuşuluyor.
Obama-Erdoğan ilişkilerini aylardır yazıyoruz. Hükümetin El Nusra'ya silah sevkiyatından sağır sultanın bile haberi var.
AKP Hükümeti'nde Suriye politikasının mimarı Tayyip Erdoğan'dır.
MİT Müsteşarı, Erdoğan'ın verdiği talimatları uyguluyor. Silah sevkiyatı ve sınırlarımız içinde örgütlenmeyi MİT organize ediyor olabilir ancak bu Fidan'ın mimar olduğu anlamına gelmez.
16 Mayıs'ta Başkan Obama'nın, Beyaz Saray'daki kırmızı odada, Fidan'ın da katıldığı yemekte, Başbakan Erdoğan'ı silah sevkiyatı konusunda ikaz ettiğini yazmıştım.
Obama konuşurken, Erdoğan gözüyle "Bu yapıyor" diye Fidan'ı işaret etmediyse, Obama El Nusra'ya giden silahlarda Erdoğan'ın itici güç olduğunu CIA raporlarına dayanarak biliyordur.
Herhalde, “Ya şundadır ya bunda…“ diye tahmin yürütmedi.
Erdoğan'ın dış politika kararlarını kendisinin verdiği sır değil.
Aksi halde, Başkan Obama Beyaz Saray'da Başbakan Erdoğan'ın yüzüne karşı "Senin suçun yok, asıl yaramaz bu” diye Fidan'ı gösterirdi.
Bu durumlarda artık Neo-Con Amerikalıları ve İsrail'i suçlamanın modası geçti artık.
Seçim öncesi kimsenin yutacağını da sanmıyorum.
Erdoğan'ın ABD'de en büyük desteği Neo-Con ve Yahudi Lobiisi'nden aldığı, basit bir araştırmayla bulunuyor. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile MOSSAD Başkanı Tamir Pardo geçen Aralık ayında Kahire'de kimin talimatıyla buluştu acaba?
Yılmaz POLAT, 15 Ekim 2013
yilmaz.polat@yurtgazetesi.com.tr