Şeytan en büyük oyununu, insandan ayrı bir varlık olduğunu zannettirek oynadı, insana
Kendini tüm kötülüklerden arındırıp, bütün suçu şeytan dediği bir varlığa attı insan
İlahlaştırdı böylece kendisini
Sonra işe koyuldu
Allah adına kesti, öldürdü, köleleştirdi...
"Ne geldiyse dinden geldi başımıza" dedi, diğerleri...
Bir yönüyle doğruydu bu söylem...
Doğru tarafı şuydu;
Bundan 1000 yıl önce birileri iman ile akıl arasındaki bağlantıyı koparmış,
İmanı "He babam inanıyom" demek şeklinde tarif etmişti.
O günden sonra akıl uğramadı din saflarına,
O yüzden haklıydı "Ne geldiyse dinden geldi başımıza" diyenler
Ama bir yönüyle de haksızdı
Biz aklımızı işletiyoruz diyorlardı
Ancak akıl değmemiş dini tam da onların tarif ettiği gibi kabul ediyorlardı.
Hiç kimse çıkıp da,
Eğer bu kadar zulüm varsa bu din doğru olamaz, başka bir din olmalı demedi...
Hiç kimse çıkıp da,
Gökyüzüne hapsedilmiş, hayatla bir ilişkisi olmayan bir din ne işe yarar ki demedi...
Halbuki Şeytan,
Kişinin bilgiden uzak ham düşünce arzu ve istekleriydi...
Şeytan'ı Racim/Kovulmuş Şeytan, bilgisiz cahil insanın kendisiydi...
Ne dindarım diyenler dinin ayaklarını YERE bastırabildi
Ne de "Aklını işletenler!" bu dinde bir yanlışlık var diyebildi...
Şimdi
"Şeytan/Cehalet" arkasına yaslanmış çubuğunu tüttürüyor
Ve kıs kıs gülüyor "Şeytanı Racim'e/Kovulmuş insana"...