HALKIN YOLU HAKKIN YOLU

HALKIN YOLU HAKKIN YOLU

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Sal Tem 26, 2016 9:43

HALKIN YOLU HAKKIN YOLU
‘Püskürtülen Darbe’nin ‘Püsküllü Demokrasi’ye yol açacağı giderek belirginleşiyor.
‘Darbeler ve Renkleri’ yazı dizimizin ‘Püsküllü’ kısmını yayımlamadan önce biraz daha olgunlaşmasını beklerken, kimi ‘ipuçları’ üzerinde durabiliriz.
Artık sıkıcı olmayan başlayan şu ‘Demokrasi Şöleni’mizde, ‘Millet kazandı’, ‘Milletin Dediği Olur’, ‘Millet Ne Derse O olur’, ‘Egemenlik..’ gibi ‘üst perde’den bir dizi afiş ve sloganlar ve içeriği bilinmeyen bir dizi ‘kavram’ ileri geri kullanılmakta.
‘Milletin dediği olur’ deniliyor da milletin her dediği de olur mu?
Başka yerlerde değinmiş olabilirim; Milattan sonra 798’da Alcuin’in İmparator Şarlman’a şöyle yazdığı söylenmektedir: « Nec audiendi qui solent dicere, Vox populi, vox Dei, quum tumultuositas vulgi semper insaniae proxima sit ».
Yani « Halkın yolu hakkın yolu (vox populi- vox Dei) diyenlere kulak asmayınız. Çünkü kitlelerin isteklerinin çığırından çıkarak çılgın istekler durumuna gelmesi an meselesidir ».
Daha sonra Machiavel (1469-1527), bu söz boşuna söylenmemiş olabilir diyecek ve halkın sağduyusu (faculté occultue)’nun iyi ile kötüyü ayırdedebileceğini ileri sürmüştür.
Ne var ki, tam da bu nedenle Machiavel, günümüz Amerikan Neo-Kon’ları gibi, ‘İyilik/Kötülük’ gibi ayrıntılar üzerinde durmayıp, ‘Prens’in ‘iyi yönetim’ uygulamasını istemekte; bir bakıma, Devlet politikası’nda kurunun yanında yaşın da yanabileceğini ileri sürmektedir.
Önemli olan ‘Devlet’tir ve Prens artık ‘somut bir insan’ olmaktan çıkıp, ‘soyut bir otorite’ olmalıdır. ‘Politika’ denilen şey de bundan başkası değildir.
Konumuz ‘Devlet’ değil de, söylenildiği gibi ‘Demokrasi’ olunca, bu kez Karl Popper’in ‘Açık Toplum’una bakılabilir.
“Demokrasi bir bakıma ‘Hukuk Devleti’nin korunmasıdır. Ancak demokrasilerde, çoğunluğun ‘haklı’ olup olmadığına değil, çoğunluğun olup olmadığına bakılmaktadır. Oysa, çoğunluğun çoğu zaman bir tiranı getirip yerleştirdiği de görülmektedir”. (Karl Popper, "La Leçon de ce siècle", 1993).
O nedenle Engels, ‘Demokrasi’yi bir kendinde ‘çelişki’, gerçeklik ile karşı-gerçekliğin bir birliği olarak görmektedir.
Hatta bir ‘ikiyüzlülük’ (hypocrisie).
Şimdi, şu bütün dekan ve rektörleri içeri alınan fakülte ve üniversitelerin hocalarının yazıp anlattıklarıyla ‘Demokrasi’, ‘hukuk devleti’, ‘Erdem’i öğrenen yığınlar, onların vekil ve vekil adaylarına ne demeli?
Şu ‘Yüce Meclis’in ‘Yüce Başkanı’nın ‘demokrasi’ ve ‘egemenlik kayıtsız koşulsuz milletindir’ sözünden ne anladığı ortada değil midir?
Hiç ama hiç bir şey anlamadığı da denilebilir...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Çoğulcu Demokrasisi’ dahil.
Ve Marx “saf demokrasi toplumsal sorunları çözmeye yetmez” diye yazacaktır.
Ve burada, Marx ve Engels’in adını görüp, kırmızı görmüş boğa gibi burnundan soluyan,
ve okuduğu bir tek filozof bulunmayan,
ve kulaktan dolma bilgilerle ‘siyaset bilimi’ yapan,
ve kendi beyninin tek bir hücresi olsun çalıştırmaktan aciz, ‘ENTELLEKTÜEL’lerimiz var ya; işte en çok da bunların ‘demokrasi’, ‘millet’, ‘egemenlik’ gibi laflarına güvenilmemelidir.
Ve ‘Cumhuriyet’imize, ‘Demokrasi’mize’, ‘Meclis’imize ve ‘Millet’imize en çok zararı verenler de bunlardır.
Çok ‘önemli bir gelişme’ olduğu söylenen yarım yüzyıllık bir ‘ur’un Devlet’ten ve ‘Toplum’dan arındırılması sözkonsu iken; bu bahane ile ‘Devlet’ ve ‘Toplum’un içine bir başka ‘ur’un tohumları ekilmek istenmektedir.
Halkımız ‘Millet’ olmak yerine ‘Kitle’lere dönüştürülmüştür.
‘Taraftar’.
Bu ‘kitle’lerden ‘millet’ çıkmayacağı gibi bu ortamda ‘demokrasi’ de yeşermez.
Çıksa çıksa ‘dindar ve kindar’ kuşaklar çıkar.

Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1635
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x