Kürt paralı askerler Yemen'de

Yemen'de kan gövdeyi götürüyor. Oyun içinde oyun oynanıyor. Şimdi de Kürt paralı askerler ortaya çıktı..



Yemen'de neler oluyor? Herkes bu sorunun cevabını ararken Yeni Şafak gazetesi yazarı İbrahim Karagül, bugünkü köşesinde Kürt paralı askerlerin Yemen'de ne işi var? diye soruyor..

(...)Şimdi gelelim, yazının başındaki konuya. Peşmerge'nin, yani Kürt paralı askerlerin Yemen'de ne işi olduğuna. Blackwater karşı direniş birimi, bugünlerde Yemen'de, Yemen askerleriyle birlikte operasyonlara katılıyor. Yemen'deki operasyonun kapsamına Somali de giriyor. Yemen'deki paralı askerlerin hedefinde Zeydi'ler var. Yani bu güçlerle savaşıyorlar. Daha önce, Aden Körfezi'ndeki korsanlar için bu şirkete bağlı deniz birlikleri bölgeye gönderilmişti.

Irak'tan Peşmerge birliklerini Yemen'e kim götürmüş olabilir? On milyon riyallik anlaşma, Yemen hükümeti ile kimler arasında yapıldı? Bu parayı gerçekten Yemen mi ödedi yoksa başka bir Ortadoğu ülkesi mi? Yakın gelecekte, Blacwater'ın operasyon alanına giren her bölgede, Peşmerge birliklerini görürsek şaşırmayacağız. Bu dev sektör, ABD'ye olan diyet borcu, örtüşen çıkarlar, örtülü operasyonlarda bir başka ittifakı gözler önüne seriyor şimdi.

Peki, İsrail'den yüklenen patlayıcıları, Kuzey Irak'a, oradan da Anadolu içlerine nakledenler kimlerdi? Sevkiyatı kontrol edenler arasında Mossad'dan, ABD'den, Kuzey Irak'tan ve Türkiye'den personelin bulunması nasıl bir gizli ittifakı işaret ediyor?

Peki, Dağlıca, Aktütün gibi büyük saldırılar, sadece PKK saldırıları mıydı? Aynı ittifakın ürünü olamaz mı? Burada biraz düşünmemiz lazım. Burası çok önemli. “Türkiye'yi de vurdular” derken, bir şey anlatmaya çalışıyorum.

internethaber

Baskomutan arkadas; bu yaziyi buraya neden koydun? Yazinin basi tamam da sonundaki mesaj pek oyle ic acici gozukmuyor. Bu pekaka'yi aklama yazisi gibi geldi. yanlis yorum sanki? yani bunu pekaka yapmadida pesmergeler yapti oylemi ben sana soruyorum bu iki soytari satilmis toplulugun birbirinden farki ne ki?


Ayrica bu yaziyi yazanlara uyaninda baliga cikalim diyorum. ben bir on goru vereyim bu guce parali Turk askerleride dahil edilecek su an erken ama inanin buda olacak. eger bir babayigit cikip tum bu olanlara dur diyemezse.

maydonos yazdı:Baskomutan arkadas; bu yaziyi buraya neden koydun?

Öncelikle dediğin gibi peşmerge ile PKK terör örgütünün hiç bir farkı yok.
Yazıyı koyma nedenime gelince "Kürdistan'ın kurulmasını Amerika-Avrupa-İsrail neden
istiyor? " sorusuna cevap olduğu için koydum.

Neden istiyor?
Kürtleri çok sevdikleri için mi?
Sadece petrol olduğu için mi?
Ortadoğu'ya ve Türkiye'ye hakim olmak için mi?


Her ne kadar aynı emperyalist terör devletlerinin kuklası olan AKP'nin çok sevgili demokrat(!) medyasında yayınlanmış bir yazı olsa da.

Peki, İsrail'den yüklenen patlayıcıları, Kuzey Irak'a, oradan da Anadolu içlerine nakledenler kimlerdi? Sevkiyatı kontrol edenler arasında Mossad'dan, ABD'den, Kuzey Irak'tan ve Türkiye'den personelin bulunması nasıl bir gizli ittifakı işaret ediyor?

Bilmez ki medyasının hizmet ettiği iktidarın işin içinde olduğunu.
Demokrat oldukları için bilemezler.

Türkiye ile Kürdistan'ın arası iyi, memnunum...

PEŞMERGE lideri Barzani, ABD Başkanı Obama’nın Türkiye ile Kürt yerel yönetimi arasındaki ilişkilerden memnuniyet duyduğunu açıkladı. Barzani, “Obama, görüşme sırasında Türkiye ile Kürdistan bölgesi arasındaki ilişkilerin çok iyi olduğunu ve bundan memnun olduğunu söyledi” dedi.

Beyaz Saray’dan Barzani’ye tam destek

Obama’nın, demokratik ve federal Irak’ta Kuzey Irak yönetimini desteklemeyi sürdüreceğini ve buradaki hükümetin Irak’ın gelişmesinde yer almasından memnun olduğunu anlatan Barzani, “Türkiye ile ilişkilerimizden de memnunlar” dedi.

ABD’de çeşitli temaslarda bulunan peşmerge lideri Mesut Barzani, ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye ile Kürt yerel yönetimi arasındaki ilişkilerden memnun olduğunu söyledi. Kuzey Irak’taki sözde Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Barzani, yerel Kürt Parlamentosu’ndaki siyasi grupların temsilcileri ve bakanlarla bir araya gelirken, ABD temasları ile ilgili bilgi verdi. Barzani, ABD Başkanı’nın, Kürt halkının geçmişte çektiği acıları çok iyi anladığını söylediğini anlattı. Barzani, Beyaz Saray’daki görüşmenin ana gündem maddelerinin Irak ordusu, Irak Anayasasının Kerkük ile ilgili 140. maddesi, petrol yasası ve Peşmerge meselesi olduğunu söyledi. Peşmerge lideri, “Obama görüşme sırasında Türkiye ile Kürdistan bölgesi arasındaki ilişkilere değinerek, ilişkilerin çok iyi olduğunu ve bundan memnun olduğunu kaydetti. Biz de komşu ülkelerle karşılıklı çıkarların korunması temelinde ilişkilerimizin iyi olmasını arzuladığımızı sayın Obama’ya ilettik” şeklinde konuştu.


YENİÇAĞ, 11 Şubat 2010

Ne günlere kaldık...


Bugün ülkemizde yaşananlar tam bir karsı devrim görüntüsü vermektedir.

Çünkü

Başka türlü yaşananları anlayabilmek çok mümkün görünmemektedir.

Birileri ellerine fırsat geçirdiklerini düşünerek cumhuriyetten…

Onun değerlerinden intikam almaya çalışmaktadırlar.

Aslında bir anlamda bu gün yaşananlar, cumhuriyetin ilk yıllarında yaşananlara benzemektedir desek, sanırım yanlış olmaz.

O günlerde de çıkarları bozulan gericiler ve bölücüler, genç cumhuriyete karsı…

Özellikle de İngiliz ve Fransız emperyalistlerini arkalarına alarak ayaklanmışlardı.

Zaten o yıllarda cumhuriyete karsı yapılan ayaklanmaların iki nedeni vardı.

Dincilik ve etnik bölücülük…

Cumhuriyet ilk yıllarını, sayıları onlarcayı bulan bu dinci ve Kürtçü ayaklanmaları bastırmakla geçirdi.

O günlerde de yasayan herkesin önünde iki seçenek bulunuyordu.

Ya cumhuriyetten, ulus devletten, bağımsızlıktan yana olunacaktı…

Ya da gericilik ve bölücülükten…

Aslında bugün gelinen noktaya da bakılırsa, aradan geçen neredeyse doksan yıla yakın sürede de değişenin çok fazla bir şey olmadığı da görülmektedir.

Hani bazılarının irtica ile mücadeleyi suçmuş gibi göstermesi…

Hatta bununla da yetinmeyip…

Açılım adı altında, ülkedeki birlik ve beraberliği hedef alan projeler de hep bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Gerçek şu ki…

Aradan gecen onca yıla karşın değişen hiç bir şey olmamıştır.

Bu gün de ülkemizde neredeyse benzer bir saflaşma yaşanmaktadır.

Yine bu gün de

Ya cumhuriyetten, ulus devletten, üniter yapıdan yana olacaksınız…

Ya da gericilikten, bölücülükten, açılımdan yana…

Ama tabi çok büyük bir farkla.

O gün yönetimde cumhuriyetçiler vardı…

Bu gün tam tersi.

İşte o yıllarda Türkiye cumhuriyeti karşılaştığı onca ayaklanmadan sonra o gün yaşanan ve ileride cumhuriyetin yaşayacağı tehlikeleri de görerek bir kanun çıkarmıştır.

Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkardığı ikinci kanundu.

Adı da “Hıyaneti Vataniye Kanunu.”

Bu kanun ilk çıktığında "Milli hâkimiyete, milli devlete, birlik ve bütünlüğüne ve laikliğe karşı olanlar vatan hainidir " şeklindeyken 1925'te Şeyh Sait ayaklanmaları sebebiyle bir ek düzenlenmeye gidilmiş. Bu düzenlemede:” Dini ve dini mukaddesatı siyasi gayelere esas almak veya alet etmek amacıyla cemiyetler kurmak, bu cemiyetlere girmek, dini kullanarak devletin şeklini değiştirmek ve bozmak, fesat ve nifak sokmak, gerek tek tek ve gerek toplu olarak, sözlü veya yazılı veya fiili bir şekilde nutuk söylemek veyahut yayın suretiyle harekette bulunmak vatan hainliği sayılır "denmiştir.

İşte bu kanun…

ABD’nin Irak’ta Kürt devletinin hazırlığına başladığı ve bizde de eş zamanlı olarak federasyon tartışmalarının gündeme geldiği ve ayrıca gerici hareketlerin artığı dönemde, 1991 yılında kaldırıldı.

Hani insan merak ediyor?

Acaba bu yasa hala yürürlükte olabilseydi…

İrtica eylem planı gibi senaryolar…

Açılım gibi tartışmalar hiç yaşanabilir miydi?

Nusret Kebapçı 26.02.10 / Anayurt Gzt.

İsrail, Kukla Devlet için lobi yapıyor!

İsrail, Irak'ın kuzeyinde kukla devletin kurulması için düğmeye bastı. İsrail basını Tel Aviv yönetiminin Amerika'yı iknaya çalıştığını duyurdu. National News gazetesindeki haberde İsrail Büyükelçisinin kukla yönetimin lideri Mesud Barzani ile Washington'da gizlice görüştüğü bildirildi.

İsrail'in bağımsız Kürt devleti kurulması için Amerika'da lobi faaliyetleri yürüttüğü belirtildi.

İsrail basınında yer alan haberlerde İsrail'in Washington Büyükelçisi Michael Oren'in Irak'ın kuzeyindeki kürt devletinin kurulması için kongre nezdinde faaliyetlerde bulunduğu vurgulandı.

İsrail National News gazetesindeki habere göre İsrail lobisi Obama yönetimini ikna etmeye çalışıyor.

İsrail Büyükelçisinin, kukla yönetim lideri Mesud Barzani'yle Washington ziyareti sırasında gizli bir görüşme yaptığı da haberde yer aldı. Ayrıca, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu tarafından bizzat bilgilendirildiği belirtildi.


Ulusal Kanal, 25 Şubat 2010

Barzani Memnun 0ldu!

[img]http://www.internetajans.com/img/news/92419/system//92419-MP.jpg[/img]


Barzani: Türkiye'nin bölgede konsolosluk açması önemli bir gelişme.
Irak Bölgesel Kürt Hükümeti'nin eski başbakanı ve Irak Kürdistan Demokrat Partisi'nin (IKDP) Başkan Yardımcı Neçirvan Barzani, Türkiye'nin bölgede konsolosluk açmasını önemli bir gelişme olarak değerlendirdi.

Neçirvan Barzani Erbil'e yeni atanan Türkiye Başkonsolosu Aydın Selcen ile bir araya geldi. Yeni görevinden dolayı Selcen'i kutlayan Barzani kendisine başarılar diledi.

Barzani konuşmasında Türkiye Hükümeti'nin Kürt bölgesinde konsolosluk açmasının önemli bir gelişme olduğunu belirtti. Kürt yetkili, bu yaklaşımla Türkiye ile bölge arasındaki ilişkilerin daha da geliştirileceğini dile getirdi.

Başkonsolos Selcen ise bölgedeki görevinden memnuniyet duyduğunu belirtti. Selcen, Ankara ile bölge arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için ciddi çaba göstereceğini sözlerine ekledi.

internetajans

Woodrow Wilson ödüllü dışişleri bakanımız Barzani'yi davet etti ...

Mektupla Türkiye'ye Davet Edildi


Davutoğlu, Mesut Barzani'yi Türkiye'ye Davet Eden Bir Mektup Gönderdi.


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Mesut Barzani'yi Türkiye'ye davet eden bir mektup gönderdiğini belirterek, "Uygun bir vakitte kendileri Türkiye'yi ziyaret edecekler" dedi.




Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı konutunda Bosna Hersek ve Hırvatistan Dışişleri bakanları ile Türkiye-Bosna Hersek-Hırvatistan Dışişleri Bakanları Üçlü Danışma Mekanizması çerçevesinde bir araya gelmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu'nun Erbil'deki temasları hakkındaki soruyu yanıtladı.

Sinirlioğlu'nun Erbil'e dün bir ziyaret yaptığını ve burada Mesut Barzani ile görüştüğünü hatırlatan Davutoğlu, Türkiye'nin Irak'ta devam eden son derece tutarlı bir dış politikası olduğunu belirterek, "Irak'ta hangi etnik ve mezhebi kökenden olursa olsun bütün gruplarla yakın ilişki içinde olmak ve bütün bu gruplara Irak'ın geleceğini inşa etmek bağlamında, aynı güçlü mesajı vermek noktasında Türkiye'nin yoğun temasları bulunmaktadır" diye konuştu.

Davutoğlu, Irak'ta bütün gruplarla yürütülen görüşmeler bağlamında Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sinirlioğlu'nun da Erbil'e gittiğini ve kendi görüşlerini içeren bir mektubu Barzani'ye ilettiğini açıkladı.

Davutoğlu şunları kaydetti:

"Bu görüşmeleri bundan sonra da daha yakın bir istişare içinde sürdürme kararlılığındayız. Geçen yıl 30 Ekimde Erbil'e bir ziyaretim olmuştu. Zaten orada da ben kendisini uygun bir vakitte Türkiye'ye beklediğimizi ifade etmiştim. Bu yeni bir gelişme değil... Bu konuda da uygun bir vakitte kendileri Türkiye'yi ziyaret edecekler. İstişareler bağlamında da biz buna önem veriyoruz. Çünkü bütün grupların birlikte Irak'ı hızlı bir şekilde inşa etmesini istiyoruz."

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bir gazetecinin "Mektup sizin kaleme aldığınız bir mektup mu yoksa Başbakanın mı" diye sorması üzerine "Benim. Daha önceki görüşmelerimize istinaden takip mahiyetinde bir mesaj iletildi" dedi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlü mesajının da Barzani'ye iletildiğini kaydetti.


Son Dakika.com





ABD KUKLASINI BAŞIMIZA ÇIKARDIK

Devletin tepesi tarafından düne kadar “çapulcu, postal öpücü, aşiret reisi” olarak
tanımlanan PKK yatakçısı Barzani, Ankara’da kırmızı halı serilerek karşılanacak!
ABD eliyle Irak’ın kuzeyinde fiilen bir ‘Kürdistan’ kurulurken, Türkiye de bu ’devlet’i tanıma yolunda dev adımlar atıyor. Diplomatik temasları kademe kademe artıran Türkiye, bölgede konsolosluk açma çalışmalarının ardından, Barzani’yi Dışişleri kanalıyla resmen Türkiye’ye davet etti. Daveti, Selahattin kentinde Barzani’ye ileten Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, sadece bölge basınına yaptığı açıklamada “Türkiye, Irak Kürtlerinin stratejik ortağıdır” ifadesini kullandı.

‘Postal öpücü’ye davet
Hükümet Sözcüsü Çiçek’in postal öpücü olarak nitelendirdiği peşmerge reisi Barzani, Türkiye’ye davet edildi. Daveti yapan Müsteşar Sinirlioğlu’nun peşmergelerin Türkiye’nin stratejik ortağı olduğunu söylemesi ise dikkat çekti

ABD’nin öncülüğünde Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti kurulurken, Türkiye de diplomatik temasa geçti. Önce bölgede konsolosluk çalışmaları başlatıldı, ardından da peşmerge reisi ülkemize davet edildi. Sözde Irak Bölgesel Kürt yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Dışişleri Bakanlığı tarafından resmi davetli olarak Türkiye’ye davet edildi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Erbil’in Selehattin kentinde peşmerge reisi Mesut Barzani ile görüştü.

Stratejik ortak!
Basına kapalı gerçekleşen görüşmede Sinirlioğlu’nun, Barzani’yi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu adına resmen Türkiye’ye davet ettiği bildirildi. Gerçekleşen görüşmede Sinirlioğlu, Cumurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını da Barzani’ye ilettiği kaydedildi. Resmi davet mektubunu alan Barzani daveti memnuniyetle karşıladığı, uygun ve yakın bir zamanda Türkiyeye geleceğini belirtti. Görüşme sonrası sadece peşmerge basınına açıklamada bulunan Sinirlioğlu, bölge ile ilişkilerin hergün daha iyiye gittiğini belirterek Türkiye’nin Irak Kürtlerinin stratejik ortağı olduğunu söyledi.

Kerkük görüşülecek
Peşmerge gazetesi Denge Azad’a göre, Barzani görüşmede şunları kaydetti: “Bizler şu anki Türkiye hükümetine büyük bir saygı duyuyor ve takdir ediyoruz. Çünkü bu hükümet güven ve huzuru sağlıyor, halkı sorunsuz yaşıyor. Çevresindeki ülkeler ile de dostça ilişkiler geliştiriyor. Bundan dolayı bize göre her iki tarafın işbirliği ile bölgeyi daha iyi bir konuma getirebiliriz.” Bu arada, bir süre önce Ankara’da Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşen sözde Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminin eski başbakanı Neçirvan Barzani’nin Irak Cumhurbaşkanı ve peşmerge reisi Celal Talabani ile peşmerge reisi Mesut Barzani’nin adına Başbakan Erdoğan’ı Erbil Uluslararası Havaalanı’nın açılışına davet ettiği duyuruldu. Haftalık Rudaw gazetesine konuşan Barzani, Erdoğan’ın cesaretine inandığını ve kendisinin Erbil’e geleceğini umduğunu söyledi. Erdoğan’la gerçekleşen görüşmesinde iyi bir başlangıç yaptıklarına dikkat çeken Barzani, “Kerkük sorununu biz kiminle görüşürsek bize ’Türkiye ile görüşün onların da düşüncelerini alın’ deniliyordu. Biz de bu nedenle artık Kerkük sorununu Türkiye ile görüşeceğiz.” ifadelerini kullandı. Neçirvan Barzani, Peşmerge reisi Mesud Barzani’nin Türkiye’ye yapması planlanan ziyaretinde Kerkük konusunun ele alınacağını söyledi.


YENİÇAĞ

Kürdistan başkanı' sıfatıyla...

Türkiye “Kürdistan Bölgesi Başkanı” olarak davet etmiş.

Kuzey Irak’taki Kürt Bölgesi Başkanlığı Sözcüsü Fuat Hüseyin, Başkan Mesut Barzani’nin Türkiye tarafından yapılan davet üzerine yakında Ankara’yı ziyaret edeceğini belirtirken, Barzani’nin Türkiye’ye “Kürdistan Bölgesi Başkanı” olarak davet edildiğini de söyledi.

Fuat Hüseyin, TC Dışişleri Bakanlığı’nın, Barzani’yi Türkiye’ye “Kürdistan Bölgesi Başkanı” olarak davet ettiğini belirterek, “Şimdi Türk tarafı ile ziyareti hazırlıyoruz” dedi. Aknews’e göre, Hüseyin şöyle konuştu:

“İki taraf arasındaki güçlü ekonomik ve siyasi bağlar nedeniyle Türkiye, Barzani’yi Kürdistan Bölgesi Başkanı olarak davet etti. Türkler, Kürtlerle güçlü ilişkileri olumlu karşılıyor, bu nedenle ilişkileri güçlendirmeyi amaçlıyoruz.”

Hüseyin, ziyaretin gündeminin henüz belirlenmediğini ancak ziyaretin yakında gerçekleşeceğini de sözlerine ekledi.


Kaynak

Kürdistan’a büyük tepki

Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun K. Irak’a ‘Kürdistan’, çapulcu Barzani’ye ‘Bölgesel Başkan’ demesi, muhalefeti ayağa kaldırdı.

TERÖR örgütü PKK’ya hamiliğiyle tanınan peşmerge başı Barzani’nin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı tarafından Türkiye’ye resmen davet edilmesi, kırmızı çizgilerin iflası olarak değerlendirildi. Irak’ın kuzeyindeki bölgede kurulan özerk yönetimi ziyaret eden ilk dışişleri bakanı unvanını elinde bulunduran Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tepkilerin hedefindeki isim oldu.


AKP iktidarının, peşmerge lideri Barzani’yi “Kürdistan Bölgesi Başkanı” sıfatıyla davet etmesi fırtına kopardı... CHP’li Öymen, “Diplomatik iflas”, MHP’li Asil de “Kırmızı çizgilerimiz yerle bir edildi” dedi


AKP iktidarının peşmerge lideri Mesut Barzani’yi “Kürdistan Bölgesi Başkanı” sıfatıyla Türkiye’ye davet etmesi tam anlamıyla fırtına kopardı. Peşmerge lideri Barzani’yi ziyaret eden ilk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu eleştirilerin hedefi oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, bu daveti, “Diplomatik başarısızlık, kırmızı çizgilerin iflası” olarak değerlendirdi. Barzani’nin Türkiye’ye daha önce de geldiğini hatırlatan Öymen, “Esas üzerinde durulması gereken konu tek bir PKK’lıyı bile söz verdiği halde Türkiye’ye teslim etmeyen birinin çağrılmasının diplomatik iflas olduğunun gözlerden kaçmamasıdır. Barzani’nin davet edilmesi diplomatik bir skandaldır, AKP’nin diplomatik iflasıdır” dedi.

Irak’ın toprak bütünlüğü

CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek de, peşmerge yönetiminin Irak’tan ayrı bir yapı olmadığına dikkat çekerek şunları kaydetti: “Irak’ın kuzeyindeki teröristler sınırı geçip Türk askerini şehit ediyorlar. Kuzey Irak yönetimine Irak cumhurbaşkanı ya da Irak Başbakan’ına gösterilen diplomatik kuralları uygulamak bu ülkenin toprak bütünlüğü açısından doğru değildir. Orası Irak’tan bağımsız bir bölge değil, dışişlerinde Irak’a bağlı bir yerdir. Komşu ülkenin hassasiyetine dikkat edilmeli.”

Bu sıfatla ilk davet

Türkiye’nin eski Bağdat Büyükelçisi Nüzhet Kandemir de, Türkiye’nin bölgeye yönelik kırmızı çizgilerinin bu olaydan çok daha önce yok olduğunun altını çizdi. Kandemir şunları söyledi: “Barzani ilk defa bu sıfatla Türkiye’ye davet ediliyor. Eğer Türkiye’nin kırmızı çizgileri söz konusu olarak bu ziyareti ele alırsak, kırmızı çizgileriniz artık çoktan silinmiştir.”
Çıkarlarımız savunulamıyor
Barzani’nin bölgesel başkan sıfatıyla davet edilmesine MHP’li Beytullah Asil de sert tepki gösterdi. Asil, “Barzani’ye yapılan davet, Türkiye’nin bölgedeki kırmızı çizgilerinin AKP iktidarı tarafından yerle bir edildiğinin açık bir göstergesidir. AKP iktidarı bu tavrıyla kırmızı çizgileri koruyamamaktadır, TC’nin çıkarlarını savunamamaktadır” dedi.

YENİÇAĞ


2. sayfa dışişlerinin olsun içişlerinin hakkını yemeyelim...






Amerika Kürt kartını açtı


Peşmergeyi ‘başkan’ sıfatıyla Ankara’ya davet ettiren ABD yönetimi, PKK’nın gönlünü de temsilcilik açtırarak alıyor
TÜRKİYE’ye Irak’ın kuzeyindeki kukla yönetimin reisi Barzani dayatmasında bulunan ABD, oyunu bir üst aşamaya taşıdı. Yıllarca tetikçi olarak kullanıp sonra da göstermelik olarak terör listesine aldığı PKK’ya Washington’da temsilcilik açtıran Amerika, bunu BDP’lilerin de katılacağı resepsiyonla duyuracak.

ABD’den PKK’ya temsilcilik
Barzani’yi Türkiye’ye ‘başkan’ sıfatıyla davet ettiren Amerikan yönetimi, bugün bir resepsiyonla bölücü terör örgütüne Washington’da temsilcilik açacak. Resepsiyonun onur konukları ise BDP’li milletvekilleri olacak


Türkiye’ye Irak’ın kuzeyindeki kukla yönetimin reisi Mesud Barzani dayatmasında bulunan ABD, oynadığı oyunu bir üst aşamaya taşıdı. ABD, yıllarca tetikçi olarak kullandığı daha sonra da göstermelik olarak terör listesine aldığı terör örgütünün gönlünü almak için harekete geçti. Amerikan yönetimi, eli kanlı bölücü terör örgütüne bugün Washington’da temsilcilik açacak. Böylece, ’Biz sizin yanınızdayız’mesajı verecek. Temsilciliğin resmi açılışı, Holiday Inn otelindeki resepsiyonla duyurulacak. Resepsiyona, çeşitli temaslarda bulunmak için Washington’a giden terör örgütünün siyasi temsilcisi durumundaki BDP’nin Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna ve kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk de katılacak. Heyetin, Washington’da Kongre üyeleri dahil çeşitli görüşmeler yapacağı, New York ve San Francisco’da da bazı temaslarda bulunacağı belirtildi. Selahattin Demirtaş, Ahmet Türk ve BDP’nin ABD Temsilcisi Nazmi Gür, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan’ı da ziyaret etti. Heyetin ayrıca, Washington’da ABD Dışişleri Bakan Yardımcısıyla görüşeceği belirtiliyor. Bu görüşme sırasında heyetin, ABD’ye “Kürt sorununun çözümü için katkıda bulunun” çağrısını yapması bekleniyor. ABD’nin Ankara Büyükelçiliğinin bir yetkilisi ise, söz konusu görüşmeye ilişkin bilgi vermezken, “ABD yetkilileri, düzenli olarak Türk hükümet ve siyasi parti yetkilileriyle görüşüyor” dedi.

Meşrulaştırma
ABD yönetimi, terörle mücadele adı altında üçlü mekanazizma kurgusuyla başlattığı toplantılar çerçevesinde Irak’ın kuzeyinde kurulan Kürdistan’la işbirliğini başlatmıştı. Bu çerçevede peşmerge reisi Mesud Barzani, başkan sıfatıyla Türkiye’ye davet edildi. Çeşitli basın organlarında bu gelişme, ABD’nin kendi teröristi Barzani’yi meşrulaştırmak için yaptığı bir dayatma olarak nitelendirildi.

Sürekli ayak oyunu
Bilindiği gibi ABD, 8 Aralık 2009’daki ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Tayyip Erdoğan görüşmesinden hemen önce, terör örgütü PKK’nın lider kadrosunda yer alan Murat Karayılan, Ali Rıza Altun ve Zübeyir Aydar’ı “Uyuşturucu Kaçakçısı” listesine aldığını duyurmuştu. Daha sonra bunun göstermelik olduğu, Türkiye’den İran konusunda destek aramanın bir parçası olduğu ortaya çıkmıştı.


YENİÇAĞ

[img]http://www.avazturk.com/upload/Image/2010/Mayis/bdp_ozerklik_istedi.jpg[/img]


BDP, ABD'den "özerklik" istedi


ABD'de bulunan kapatılan DTP'nin siyasi yasaklı Genel Başkanı Ahmet Türk, ABD'den "otonomi (özerklik)" istedi.


Daha önce de Nisan 2009'da Türkiye'ye gelen ABD Başkanı Barack Obama'ya "Türkiye'nin 25 özerk bölgeye ayrılmasını" içeren "demokratik özerklik projesi"ni TBMM çatısı altında sunan Ahmet Türk bu talebini bu defa ABD'nin başkentinde yineledi.


Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile birlikte, Washington’daki temasları kapsamında düşünce kuruluşu Carnegie Endowment'ta konferans veren Ahmet Türk, üç taleplerinden birinin “demokratik otonomi” olduğunu söyledi.


"Baraj yüzde 5'e inerse yüzde 10'un üzerinde oy alacağız"


ANF'nin haberine göre Ahmet Türk yaptığı konuşmasında seçim barajı engeline dikkat çekerek barajın yüzde 5'e indirilmesi durumunda, yüzde 10'un üzerinde oy alacaklarını ileri sürdü.


Türk, Cumhuriyetin kurulmasından sonra Kürtleri inkar siyasetinin geliştirildiğini savunarak, üç konudaki taleplerini şöyle sıraladı:


- Kürt kimliğini Türkiye'nin zenginliği sayan Anayasal düzenleme,


- Kültürel haklar ve Kürtçenin kamusal ortamda özgürce ifade edilmesi,


- Kürt yoğunluğunun fazla olduğu bölgelerde demokratik otonomi.


ABD Başkanı Barack Obama'ya Türkiye'ye geldiğinde söylediği şeyi hala savunduğunu hatırlatan Türk, "Çözümsüzlüğün nedeni Kürtlerse hep birlikte Kürtlerin üzerine yürünmesi, ama sorun devletse bu politikasına destek verilmemesi gerektiğini" iddia etti.


"PKK aktörse, ikna edilmeli"


Türkiye'den Başbakan ve Cumhurbaşkanları ABD'ye geldiğinde, ABD Başkanlarına ilk olarak PKK konusundan bahsediyorsa, bunun "PKK'nın bir realite olduğu anlamına geldiği" söyleminde bulunan Ahmet Türk, Obama'nın Türkiye'deki "demokratik" sürece katkı sağlayacak bir rol oynayabileceği mesajını verdi.


Türk, ABD'nin daha önceden Güney Afrika ve İrlanda konusunda bunu yaptığını hatırlatırken, demokrasinin ilerlemesi için bütün aktörlerin sürece dahil edilmesi gerektiğini savundu. Türk, "Eğer Hamas bir aktörse, Hamas'ın ikna edilmesi, eğer PKK bir aktörse, mutlaka PKK'nın ikna edilmesi lazım ve demokratik sürecin işleyişine olanak sağlayacak şeylere çaba gösterilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.


Otonomi nedir?


Türk Dil Kurumu (TDK)'nun 1969 tarihli sözlüğünde otonomi ifadesi özerklik ile eşdeğer veriliyor. Özerklik kelimesinin karşısında da şu tanım yer alıyor:


"Bir topluluğun hiç değilse bir takım koşullar altında kendi kendini yönetme hakkı, idare muhtariyeti."


Yine TDK'nın internet sözlüğünde de otonomi tanımının karşısında yine "özerklik" maddesi yer alıyor. Özerklik, son eklerle bu sözlükte daha geniş bir biçimde şu şekilde anlatılıyor:


özerklik, -ği


a. 1. Bir topluluğun, bir kuruluşun ayrı bir yasaya bağlı olarak kendi kendini yönetme hakkı, muhtariyet, otonomi: Bilimsel özerklik. Üniversite özerkliği. 2. fel. Bir kişinin, bir topluluğun kendi uyacağı yasayı kendisinin koyması, yad erklik karşıtı: �u bayrak onun bir çeşit kendine güven ve özerklik bayrağıdır sanki. -H. Taner.

Güncel Türkçe Sözlük özerklik İng. autonomy


1. Yönetim bakımından dış denetimden bağımsız olma. 2. Kişinin, kendi davranışlarını düzenleme ve bu davranışlara yön verme konusunda bir ölçüde bağımsız oluşu.

BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü 1974özerklik İng. autonomy


(Yun. autos = kendi; nomos = yasa) : (Genel olarak) Bir kişinin, bir topluluğun kendi uyacağı yasayı kendisinin koyması. Bu bağlamda: 1. Kendine özgü bir yasası olma. (Ör. Organik yaşamın, anorganik olan karşısındaki özerkliği.) 2. Dıştan bir yetkenin koyduğu kurallara, eleştirmeden uyma yerine, kendi kendini yöneten tüzel ve töresel özgürlük. 3. Kant'ta ahlak felsefesinin temel ilkesi; ahlak düzgülerinin salt us istencinden çıkarılması.

BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü 1975özerklik İng. Autonomy


Özerksel bir gücün yönettiği geniş bir bütün içinde, bir kuruluşun ya da bir ülkenin belli koşullar altında kendi kendini yönetme hakkı.

BSTS / Tarih Terimleri Sözlüğü 1974


AVAZTÜRK

Obama'nın Türkiye'den 4 isteği

Obama, TBMM'den dünyaya seslenirken, Ankara'dan da 4 istekte bulundu.

ABD Başkanı Obama, TBMM'deki tarihi konuşmasında, Türkiye'den 4 isteğini dile getirdi.
İşte o tehlikeli istekler:
- Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nu açmanızı bekliyoruz.
- Ermenistan sınırını açın. Bunu yapmanız çok şık olur.
- Ermeni meselesi ve soykırım iddiaları konusunda tarihinizle yüzleşin. Her ülkenin geçmişinhde sorunlar vardır.
- Türkiye'nin Kürtlerini eğitim ve diğer imkanların sağlanmasını bekliyoruz.



‘Kürdistan’ açılımları


Odierno’nun Ankara’da “ağırlanışı”nın ardından Ankara’ya gelen ABD Savunma Bakanı Gates, Türk gazetecilerin “çuval” ile ilgili sorusunu, Genelkurmay Başkanı Başbuğ’a gönderme yaparak yanıtlamıştı: “Orgeneralin de söylediği gibi, nihai çözüm herkesi öldürmek değildir.” “Topluma dönmeye hazır olanlar ile iflah olmayacakların birbirinden ayrılması gerektiğini”, bu konuda Başbakan Erdoğan’ın girişimini (açılım sürecini) olumlu karşıladığını söyleyecekti Gates.

Açılım, buzdağının görünen yüzüydü. Sorun, PKK’nin ne olacağı sorunu değil, ABD’nin PKK’yi niçin sağ cebinde koruduğu sorunuydu.


Anımsayalım. 1 Mart tezkeresi, Abdullah Gül’ün başbakanlığı sırasında Meclis’e gelmişti. Dışişleri Bakanı olarak Gül, gazeteci Sedat Sertoğlu’na, tezkereyi Meclis’e getirene kadar çektiklerini dile getirmiş, “Bakanlar Kurulu’nda 4 arkadaşını zor ikna ettiğini, sonuçta, 3 oyun eksik kaldığını”, Cumhurbaşkanı Sezer’in tutumunu da hatırlatarak dile getirmişti. (Vatan, 24 Mayıs 2003.)


Aynı görüşmede Gül, ABD Dışişleri Bakanı Powell ile 2 sayfalık, 9 maddelik bir plan üzerinde anlaştıklarını, “gizli olan bir sürü gelişme olduğunu”, Sertoğlu’na söylemiş, ama bu “gizli” anlaşmanın “açılım”ını açmamıştı.


Daha sonra bu gizli anlaşma, özel kanallardan dışarıya sızmış olmalı ki, açıklanacak, yayımlanacak, yargıya taşınacak, ama “gizli” kalacak, doğru ya da yanlış, herhangi bir açıklama yapılmayacaktı. Bu 2 sayfa, 9 maddelik gizli anlaşmanın birkaç maddesi de “açılım” ile ilgiliydi. Burada, 1 Mart tezkeresi için “Mutabakat Belgesi” hazırlanırken ABD’nin ileri sürdüğü koşullar arasında, PKK’ye karşı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin silah kullanmasını sınırlayan maddeler yer alıyordu. Türk timi, PKK militanlarıyla karşılaşma durumunda, kendisine silahlı bir saldırı olmazsa silah kullanamayacaktı. Türk timinin başına çuval, bir anlatıma göre, timin PKK’yi izlemiş ve Kerkük yönünde yeşil çizgiyi ihlal etmiş olması nedeniyle geçirilmişti. Bu gizli anlaşmanın bir başka maddesi, örneğin Dağlıca’da (Oramar bölgesinde) askerlerimizi pusuya düşürerek öldüren PKK militanlarının Irak sınırları içerisinde sıcak takibine izin verilmemiş olmasıyla ilgiliydi. PKK, sınır karakollarımızı basmış, her baskında on - on beş askeri şehit etmiş, ama Türk Silahlı Kuvvetleri, Erdoğan’ın kişisel temasıyla Beyaz Saray’dan izin çıkartılana değin, Türk timinin başına çuval geçiren Odierno’nun belirlediği kodlara, yani dağlara, belirlediği saatlerde, havadan bombalaması olanaklı olmuştu. O günlerin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, ancak o gece rahat bir uyku uyuduğunu söylemişti. Bu gizli anlaşmanın bir başka maddesi, Türkiye’nin egemenlik alanında PKK’lilere Türk Silahlı Kuvvetleri’nin müdahale edebilmesi, ABD komutanına bilgi verilmesi ve ondan izin alınması koşulunu içeriyordu.


Bu maddelerin deşifreleri, “açılım”ın şifresiyle örtüşüyordu, sonal amacı, ABD’nin güdümünde, pankürdist vizyonun Türkiye ayağını oluşturan ve aşamalara göre sürekli değişen “Kürdistan” haritalarından çıkarsamak olanaklıydı.


Haritalardan biri Sevr haritasıdır, bu harita ve haritadaki Kürdistan biliniyor: İran-Irak sınırından Sıvas’a uzanan, Fırat’ın akış yolunun doğusunda kalan Kürdistan.
İkinci harita, Sevr Antlaşması’yla belirlenen Kürdistan’ı, Üçlü Anlaşma ile Dicle’nin akış yolu çizgisinde bölen, Dicle’nin doğusu ile İran-Irak sınırı arasında kalan bölge.


Üçüncü harita, ABD Kongresi Araştırma Merkezi’nin 3 Haziran 2009 tarihli Kürt Raporu’nda yer alan Kürdistan haritasıdır. Ankara’nın itirazına karşın değiştirilmeyen bu haritaya göre, (Türkiye ile sınırlı olarak belirtelim) Sevr’deki Ermenistan’ı ve Üçlü Anlaşmayla Fransızlara bırakılan eski Ermeni yerleşim yeri Kilikya’nın doğusunu “Kürt Bölgesi” olarak içeren harita.
Dördüncü harita, Amerikan Harp Akademileri’nin üzerinde sürekli işlediği pankürdist vizyona uyarlı harita. Bu harita, Bağdat’ın kuzeyinden Karadeniz’e burnunu değdiren, Türkiye’nin Gürcistan’la sınırını kapsayan “Özgür Kürdistan” haritasıdır. Türkiye’nin, İran, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan arasına sokulan ve tek doğu komşusunun Kürdistan olarak tasarlandığı bu harita, bence, “Açılım”ın arka planında saklı duran Ermenistan’ı içinde gizleyen taslak haritadır. Basra Körfezi’nden Karadeniz’e uzanan “Kürdistan”dan oluşacak bu koridor, Ermenistan sınırını doğrudan ABD’ye açmakta ve Gürcistan koridoruyla birleşerek Rusya sınırına dayanmaktadır.



ANAFOR

Az önce HT'de "Kürdistan" paçavrasının yanına TÜRK bayrağı konmuş haber ise şöyle...Amerikan Barış Enstitüsü Türkiye'nin Kuzey Irak politikasını 180 derece değiştirdiğini yazdı(daha doğrusu yeniden hatırlattı)...AKP'nin Kürt açılımı ile birlikte yeni bir dönem başladı.Amerika'nın Irak'tan çekilmesiyle doğacak güç boşluğunu doldurmak için Türkiye atağa geçti(!)..

Paçavranın sahibi geliyor Ankara'ya...
...

Talabani ve Barzani ile bir muhabbet bir muhabbet

Federe Kürdistan Bölge Başkanı Mesud Barzani’nin Ankara’ya yapacağı ziyaretin hazırlıkları sürerken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KYB lideri Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’yi Türkiye’ye davet etti.


Irak Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosundan yapılan açıklamaya göre Celal Talabani Haziran ayında İstanbul’da yapılacak Asya'da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı’na katılacak.


ANF’nin haberine göre toplantı davetinin Cumhurbaşkanı Gül tarafından gönderildiği bildirildi.


avazturk.com

Video yok ortada,silinmiş sanırım.tekrar yükleseniz.