Hasan Cemal'den On Yıl Ara İle "28 Şubat" Yazıları / Prof. Dr. Cihan DURA

Hasan Cemal'den On Yıl Ara İle "28 Şubat" Yazıları / Prof. Dr. Cihan DURA

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Nis 22, 2012 16:40

Hasan Cemal'den On Yıl Ara İle "28 Şubat" Yazıları

"Yazar, yazdıklarıyla zamana karşı sorumludur. Zamanın hükmü şaşmaz."

(Soner Yalçın, Samizdat, s.106)


Aşağıda, özetleyerek sunduğum iki yazı Milliyet gazetesinde yayınlanmıştır, birincisi 27 Nisan 2002’de, diğeri 14 Nisan 2012’de... Yazarı Hasan Cemal’in olaya bakış açısı ve değerlendirme kriterlerindeki değişim son derecede keskin, çarpıcı ve şaşırtıcı... Artık bu değişim olumlu mudur, değil midir, kişisel gelişimin sonucu mudur, bunun takdirini değerli okur, sana bırakıyorum.

ON YIL ÖNCE: "KIŞLAYLA DEMOKRASİ, CAMİYLE İRTİCA…"

"Tayyip'leri durdurmak için ne lazım?" Bu konuyu sürdürmek istiyorum.

Eğer önümüzdeki genel seçimlere kadar siyasal koşullar aynı kalırsa, yani bugünkü bölünmüşlük sürer, seçim sistemi de değiştirilmezse, Refah'ın birinci sıraya oturması sürpriz olmayacak.'Nitekim sürpriz olmadı.1994 sonrasında ne seçim sistemi değişti, ne de liderler uzlaştı. Hoca'nın Refah Partisi böylece milletvekili seçimlerini kazandı. Erbakan Hoca başbakanlık koltuğuna oturdu.

Ve istikrarın içine edildi. Asker ve 28 Şubat!

Peki, ders aldık mı?

Ders almış olsak, asker hâlâ “28 Şubat bin yıl daha sürer!” der miydi? Hayır demezdi.

Siyasette merkezi temsil eden partiler, halkın gözünde güvenilir ve inandırıcı hale gelselerdi, politika sahnesinde Tayyip'ler ve radikalizm güçlenir miydi? Hayır.

28 Şubat sürer miydi? Hayır.

Kimileri öteden beri bizim siyasette 'kışla'dan yakınır. Siyasette kışlaya dönüp bakma, yani askerden medet umma alışkanlığından yakınır.

Eğer siyasetin camiyle kışla arasına sıkışmasını istemiyorsanız, caminin siyasete sokulmasına kararlılıkla karşı çıkmanız gerekir. Dini siyasete âlet edenlere hayır demeniz gerekir.

Daha önemlisi: Demokrasi açısından kışlayla, yani askerle dini siyasete alet edenleri aynı kaba koymak gibi derinlikten yoksun bir alışkanlıktan da vazgeçmeniz gerekir.

Kışla, yani asker bir yanda. Cami, yani din öbür yanda. Öyle mi? Değil... Doğrusu şu:

Asker bir yanda, Türkiye'de devlet ve toplum düzenini dini temele oturtmak isteyenler, yani 'irtica' bir yanda...

Ve bu ikisini aynı kaba koymayı 'demokrasi havariliği' sanmak tam bir yanılgıdır. Askere haksızlıktır! Hem de bu topraklardaki modernleşme ve çağdaşlaşma çabalarında askerin rolüne ilişkin hatalı bir bakış açısıdır.

Bu ülkede eğer politikacılar, partiler, parlamento, yani seçimle gelen siyaset kurumu tıkır tıkır işliyor olsaydı, asker kışlasından çıkmaz ya da bazen sesini yükseltme ihtiyacını hissetmezdi. Türkiye iyi yönetilseydi, siyasette Tayyip'ler, radikal uçlar güçlenmezdi.

Türkiye bugün de siyaset sahnesinde yenilenmeyi, iyi yönetilmeyi bekliyor. Sorun kimilerinin sandığı gibi asker sorunu değil.”


ON YIL SONRA: "28 ŞUBAT'IN HESABI ELBETTE SORULMALI!"

Gazete sadece günlük bir olaydır. Ben yazmıştım olmaz. Kimse hatırlamaz bir gün sonra. Zira gazetedeki köşe yazısının ömrü ne yazık ki bir günlüktür.

28 Şubat’ı yazmıştım. Yine yazacaksın.

Post-modern darbe olduğunu yalnız köşe yazılarımda değil, kitaplarımda da belirtmiştim. Olabilir ama yine yazacaksın.

28 Şubat’tan hesap sorulması da, asker-siyaset ilişkilerinin yerli yerine oturması açısından önem taşır diye kim bilir kaç kez yazmıştım. Yine yazacaksın.

Çevik Bir Paşa’yla birçok emekli asker gözaltına alınmış durumda...

Hükümet sözcüleri, ‘demokratik "temizlik"ten, ‘darbelerle yüzleşmek’ten söz ediyorlar. Doğrudur.

Bir zamanların Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu Paşa’nın “Bin yıl sürecek!” dediği 28 Şubat post-modern darbesinden daha yirmi yıl bile geçmeden hesap soruluyor olmasının altını çizmek lazım. Türkiye’de değişim hızlı.

Ama ben Evren Paşa’ya da, Bir Paşa’ya da, başka bazı paşalara da ‘hukuk’un 2000’li yıllarda dokunmaya başlamasını demokrasi adına hayırlı bir gelişme olarak görüyorum.

Kökleri, Osmanlı’nın İttihat Terakki’sine uzanan “asker kurtarıcılığı”ndan tam olarak kurtulmanın Türkiye’de barış, demokrasi ve refahın kapılarını daha çok açacağına inanıyorum. Askerin kurtarıcı olarak kendini ‘millet iradesi’nin tepesine koyması bu ülkeye birçok bakımdan zarar verdi.

Ak Parti hükümeti demokrasi konusunda hatalar yapıyor diye, darbeci zihniyetle hesaplaşmayalım mı? 12 Eylül’den, 28 Şubat’tan hesap sorulmasın mı?

“Demokratik temizlik”te yarar var.


***
Ve ben, bu satırların yazarı, yazımı burada bitirecektim ama, bitiremiyorum. İlle şu fıkrayı da anlatmam lazım:

Nasrettin Hoca'nın, kadılık yaptığı sırada bir komşusu koşarak gelmiş huzuruna:

“Sizin alaca inek bizim ineği karnından boynuzlayıp öldürmüş. Şer'an ne lâzım gelir?”

Nasrettin Hoca “canım, hayvan bu, aklı erer mi?” demiş, “hayvanın yaptığı kaza için kan güdülmez a… Sahibinin de suçu yok, ne bilsin böyle olacağını.”

Bunun üzerine komşusu gülmüş:

“Özür dilerim Hocam, dilim sürçtü. Benim inek seninkini boynuzladı diyecektim!”

Hoca’nın yerinden fırlamasıyla rafa uzanması bir olmuş:

“Ha, bak, şimdi iş değişti. Bu, karmaşık bir durum... Hele bir bakalım, kara kaplı kitap ne diyor.”

***
Yahu nereden hatırladım bu fıkrayı ben, bir bilsem!...


Prof. Dr. Cihan DURA, 21 Nisan 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Cihan DURA

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x