Haşim Kılıç rengini belli etti

Güncel Meydan | Güncel Haberler Köşesi

Haşim Kılıç rengini belli etti

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Şub 10, 2008 17:17

Haşim Kılıç Anayasa ve yasal düzenlemelerin türbanı yasaklamadığını iddia etti.

Anayasa'da, yükseköğretim kurumlarında türbanın serbest bırakılmasını da kapsayacak şekilde yapılan değişikliğinin yasallaşması durumunda CHP'nin tavrına göre gözlerin çevrileceği Anayasa Mahkemesi'nde, Başkan Haşim Kılıç Anayasa ve yasal düzenlemelerin türbanı yasaklamadığını, konunun yükseköğretim kurumlarının idarecileri tarafından çözümlenebilecek idari bir işlem olduğunu savunuyor.

Üniversitelerde türbanın serbest bırakılması amacıyla AKP ve MHP'nin ortaklaşa yürüttüğü Anayasa değişikliğine ilişkin ilerleyen aşamalarda önemli duraklardan biri konumundaki Anayasa Mahkemesi bazı üyeler düzeyinde tavrını geçmişte belirlemiş durumda.

Değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından 'anayasaya aykırılık' savıyla iptal edileceği veya Mahkeme'nin düzenlemeyi 'uygun' göreceği yönündeki tartışmalar gündemi meşgul ederken, Mahkeme'nin şu anda Başkanı konumundaki Haşim Kılıç 1990 yılında yine türbana ilişkin bir düzenlemede, türban serbestisinin olması gerektiğini savundu.

SHP'NİN BAŞVURUSUNU MAHKEME REDDETMİŞTİ

1990 yılında ANAP iktidarınca yasalaştırılan Yükseköğretim Kanunu'nun ek 17'nci madde düzenlemesi dönemin anamuhalefet partisi konumundaki Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) tarafından iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde taşındı. Mahkeme, SHP'nin, “Yürürlükteki Kanunlara aykırı olmamak kaydı ile; Yükseköğretim Kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir” hükmünü içeren ek 17'nci maddenin Anayasa'nın “laiklik”, “din ve vicdan özgürlüğü”, “devrim yasaları” ve “eşitlik” ilkelerini düzenleyen maddelerine aykırı olduğu iddiasını yerinde bulmayarak iptal isteminin reddini oyçokluğuyla kararlaştırmıştı.

KILIÇ: MAHKEME ŞU GİYİLEMEZ BU GİYİLİR DİYEMEZ

SHP'nin iptal isteminin reddi, ek 17'nci maddenin yürürlükte kalması yönünde oy kullanan ve şimdi Başkan konumundaki Haşim Kılıç, ret oyunun dayanağını “Değişik Gerekçe” adı altında ayrı olarak kaleme aldı. Oyçokluğuyla alınan karara katılan ancak gerekçesine katılmayan Haşim Kılıç, kendi gerekçesinde ilk olarak Anayasa Mahkemesi'nin, düzenlemeleri 'yerindelik' açısından değil 'uygunluk' açısından denetleyebileceğini kaydetti. Bu kapsamanda Mahkeme'nin yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafetin ne tür olacağı ya da “nelerin giyilemeyeceğini” tespit eden bir karar oluşturamayacağını vurgulayan Kılıç, bir alanın kanunla düzenlenmesine ihtiyaç olup olmadığına dair takdir ve yetkinin “sadece” yasama organına ait olduğunu belirtti.

KILIÇ: ANAYASA VE YASALARDA ÜNİVERSİTEDE TÜRBAN YASAĞI YOK

Kılıç, “Yürürlükteki Kanunlara aykırı olmamak kaydı ile; Yükseköğretim Kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir” şeklindeki ek 17'nci maddenin 'eşitlik ilkesi' kapsamında Anayasaya uygun olduğunu kaydettiği gerekçesinde, maddenin, yükseköğretim mensuplarına kanuna aykırılık hariç ister sosyal, ister estetik, isterse kültürel veya herhangi bir inanç gereği, istedikleri biçimde giyinebilecekleri bir özgürlük ortamı getirdiğini ifade ediyor. Kılıç, “Yasama organı bu Yasa’yı çıkarırken 'Kanunlara aykırı olmamak kaydı' koşulunun dışında yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet biçimini sosyal, kültürel, kişisel görüşler, gelenekler ve inançların gereği gibi olgu ve değerlere bırakmıştır” dedi.

KILIÇ: İŞ ÜNİVERSİTE İDARELERİNDE BİTER


Kılıç, türbanı da kapsayacak şekilde anayasa ve yasalarda bir yasak bulunmadığını, ek 17'nci maddeyle de 'eşitlik ilkesi' çerçevesinde bir serbestlik sağlandığını görüşlerinin yanı sıra kılık kıyafete ilişkin yükseköğretimdeki uygulamaya da kendince yorumlar getirdi. Üniversite idarelerinin var olan düzenlemeler çerçevesinde 'inanç gereği' giyiniş şeklide olmak üzere kılık kıyafeti serbest bırakması gerektiğini savunan Kılıç, bunun dayanağının üniversitelerin 'özgür düşünce'nin yeri olmasından geçtiğini kaydetti. Kılıç'ın, 'inançları gereği' giyim tarzı diyerek 'türbanı' işaret ettiği gerekçesinin, topu YÖK ve rektörlere attığı bölümü şöyle:

“Zira Üniversiteler evrensel ve özerk kuruluşlardır. Bu özellikleri sebebiyle bünyesinde özgür düşüncenin, özgür araştırmanın ve özgür tavrın biçimlenmesi esas alınmıştır.

Böyle genel bir düzenleme içinde “inançları gereği” giyinebilecek bazı kimselerin de olabileceği gerçeği, düzenlemenin “dine göre” yapıldığı anlamına gelmez. İnançları gereği giyinmek isteyenlerin bu yasa kapsamı dışında tutulması esasen eşitlik ilkesine aykırı bir davranış oluştururdu. Getirilen yasa en tabii bir hukuk kuralını belirtmiştir. Çıkarılmasaydı bile idarelerin öngörülen bu anlayışı düşünmesi gerekirdi. Zira kişinin zevk, çevre koşulları ve inancı ile şekillenen kılık kıyafete devletin müdahalesi neticede toplumsal huzursuzluğu doğurur.

Yükseköğretim kurumları bu Yasa’nın uygulanmasına yön verecek bazı düzenleyici kurallar koyabilecektir. Kanunlara aykırı olmamak kaydı ile tamamen sosyal ve kültürel olguların etkisine terk edilerek serbest bırakılan kılık ve kıyafete ilişkin düzenlemelerde bazı anayasal prensiplerin de gözönünde tutulması doğaldır.”


Resim
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Haberler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x