BOP'un ilk elle tutulur başarısı
Türkiye'de BOP metaforu ile lanetlenen Kuzey Afrika ve Genişletilmiş Ortadoğu'nun demokratikleşmesine destek projesi beş yıl sonra ilk somut meyvesini vermeye başladı. Dün Fas'ın turuncu şehri Marakeş'te gerçekleştirilen "Gelecek İçin Forum Bakanlar Toplantısı"nda TESEV tarafından hazırlanan, bölge kadınlarına karşı uygulanan ayrımcılığın kalkmasına yardımcı olacak bir cinsiyet enstitüsü kurulması çalışması başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere pek çok devlet tarafından desteklendi.
Dışişleri Bakanı Hillary Clinton forumda gerek kameralar önünde yaptığı konuşmada gerekse aralarında benim de bulunduğum sınırlı sayıda sivil toplum örgütü temsilcisiyle yaptığı görüşmede desteğini yineledi.
Görünen o ki bu projenin hayata geçmesiyle "Gelecek İçin Forum Platformu" sadece konuşmaların yapıldığı, demokratikleşme sözlerinin verildiği bir yer olmaktan çıkacak, somut projeler de hayata geçecek.
* * *
En karamsar Amerika karşıtlarının tahmin edebileceği gibi bu bir Ortadoğu'nun haritasını yeniden çizme, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ve siyasi istikrarını sona erdirme, Amerikan emperyalizminin petrol ve diğer çıkarlarını koruma teşebbüsü değil.
Yapılmak istenen kadınların haklarının korunmasını teşvik edecek bölgesel bir örgütün kurulması. Türkiye, sivil toplum katkısı ve uzmanlık desteği dışında bu projenin parçası bile değil. Yani kurulacak olan enstitüde Türkiye'deki kadın sorunları takip edilmeyecek.
Amaçlanan, devletlerin 1979 tarihli "Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi" (CEDAW) başta olmak üzere imzaladıkları uluslararası taahhütlere sadık kalmalarını sağlamak. Burada bölgedeki devletlerin kadın haklarına karşı ne kadar hassasiyet gösterdikleri gözlemlenecek.
* * *
Komplocular çok sevinemeyecek ama bu projenin içinde devletler de bulunacak. Şimdiden Birleşik Arap Emirlikleri destekleyeceğini ve içinde yer alacağını açıkladı. Mısır da dahil olmak üzere bölgenin pek çok ülkesi projeye ilgi gösteriyor.
Eğer Türkiye'deki komplocu mantığı takip edecek olursak, bütün bu devletlerin kendi sonlarını getirecek bir projenin içinde yer aldıklarını söylememiz gerekir. Üstelik de bıkmadan ve usanmadan, "Gelecek İçin Forum" mekanizması kurulduğundan bu yana. Ancak BOP diyerek lanetlediğimiz sürece biraz sakin kafayla bakacak olursak, bu sürecin bölgenin demokratikleşmesine az da olsa katkıda bulunduğunu, sivil toplum örgütlerinin istisnai bir şekilde devletlerle aynı masanın etrafına oturduğunu görebiliriz.
Herkes becerebilir mi bilmiyorum, fakat kendimizi biraz zorlarsak demokrasiye bizim olduğu kadar başkalarının da ihtiyacı olduğunu, siyasi iktidarların seçimle gelip seçimle gitmesinin, ifade ve toplantı özgürlüğünün sağlanmasının, kadınların insan yerine konmasının Arap dünyasının da hakkı olduğunu görebiliriz.
- İm (Kod): Tümünü seç
04.11.2009 | Mensur Akgün - TESEV Dis Politika Program Direktörü
http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?YZR_KOD=11&HBR_KOD=132045