Ergenekon davasında 2455 sayfalık iddianame okunurken rahatsızlanarak duruşma salonunun dışına çıkan Cumhuriyet gazetesi başyazarı ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk, "Mahkemeyi nasıl görüyorsunuz" şeklindeki soruya, "Gözlerime bakın anlayın. Yazık. Türkiye'ye yazık. Her şey çürümüş" yanıtını verdi.
Aralarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, gazeteciler Güler Kömürcü, Vedat Yenerer, Hayrullah Mahmud ve Ergun Poyraz'ın yanı sıra Sami Hoştan, Sedat Peker ve Ali Yasak'ın da aralarında bulunduğu 46'sı tutuklu 86 sanık hakkında açılan Ergenekon davasının üçüncü duruşması yapılıyor.
İddianame okunuyor
Duruşmada tutuklu sanıkların bazılarının iddianamenin okunmaması yönünde görüş bildirmesinin ardından, sanık avukatlarından bazıları sözalarak iddianamenin okunması talebinde bulundular. Tutkusuz sanık İlhan Selçukun avukatı Uğur Alacakaptan, iddianamenin okunması gerektiğini belirterek, İddianamenin okunmaması hukuka aykırıdır. Okunmadan okunmuş gibi gösterilmesi yasal anlamda mümkün değil. Bu anlamda bir karar vermelisiniz dedi. Daha sonra yasa gereği bir sanığın bile istemesi halinde okunması zorunlu olan, 2455 sayfalık iddianame, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel tarafından okunmaya başlandı.
1 saatte 46 sayfa okundu
2455 sayfalık iddianamenin 46 sayfası bir saatte okundu. Pekgüzel yorulduğundan iddianamenin ikinci bölümünü okumak için yanında bulunan Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkına devretti. Taşkın ikinci bölümü okumaya başlarken Mahkeme Başkanı Köksal Şengün duruşmayı kayda alan CDlerin bittiğini, bu nedenle duruşmaya kısa bir ara verildiğini belirtti. Duruşmaya CDlerin yenilenmesinin ardından kaldığı yerden devam edilecek.
Her şey çürümüş"
İddianame okunmaya başladıktan sonra tutuksuz sanıklardan gazeteci yazar İlhan Selçuk rahatsızlandığı için duruşma salonunun dışına çıktı. Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Selçuk, Mahkemeyi nasıl görüyorsunuz? şeklindeki soruya, Gözlerime bakın anlayın. Yazık. Türkiyeye yazık. Her şey çürümüş yanıtını verdi. Selçuk, duruşma salonunun dışında biraz hava aldıktan sonra, yeniden salona gireceğini söyledi.
İddianame Power Point programı ile yansıtıldı
Duruşma salonunda ve izleyiciler bölümünde bulunan plazma TVlere iddianame metni Power Point programı eşliğinde gösterilmeye başlandı. Türkiyede ilk kez bir iddianame Power Point programı sunumuyla duruşma salonunda okunmuş oldu. Ancak sunum sırasında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçekin fotoğrafının yanına silah resmi konmasına Perinçekin avukatı Hasan Basri Özbey tepki gösterdi. Sunumdan bu fotoğrafın kaldırılmasını talep eden Özbey, mahkemenin etki altına alınmaya çalışıldığını iddia etti. Tutuklu sanık da sunuma tepki gösterince Mahkeme Başkanı Şengün, sunumu durdurma kararı aldı. İddianame sunumsuz okunmaya devam ediliyor.
Yetkisizlik taleplerine red kararı
Duruşmada Mahkeme Başkanı Şengün, iddia makamında bulunan savcı Mehmet Ali Pekgüzele sanıkların taleplerine ilişkin görüşünü sordu. Savcı Pekgüzel, yetkisizlik kararı verilmesi yönündeki taleplerin reddine, soruşturmayı yürüten savcıların duruşma salonunda ve iddia makamında bulunmasına yönelik yapılan itirazların da reddine karar verilmesini istedi. Savcı Pekgüzel, soruşturma, Mahkemelerden alınan kararlarla yürütülmüştür. Dosyadan evrak çıkarılması taleplerinin de reddine karar verilmeli dedi. Mahkeme Başkanı Şengün, taleplerin tek tek değerlendirildiğini vaki taleplerin yetki konusunda daha önce karar verildiğini, bu konuda yeni bir karar verilmesine yer olmadığına oy birliğiyle karar verildiğini belirtti.
İlhan Selçuk duruşmaya ilk kez katıldı
Davanın bir önceki duruşmasında sanıkların tamamının birlikte yargılanmasına karar verilmesi nedeniyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, başka davalar kapsamında tutuklu olan bu davanın tutuksuz sanıkları Sedat Peker ve Semih Tufan Gülaltay dışındaki diğer 38 tutuksuz sanığı gazete, televizyon ve haber ajansları aracılığıyla duruşmaya davet etti.
Duruşmaya Cumhuriyet Gazetesi başyazarı ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk'un yanı sıra Kemal Alemdaroğlu ile Ali Yasak'ın da aralarında bulunduğu tutuksuz sanıklar da katıldı. Selçuk, gazetecilerin, ''Bir açıklama yapacak mısınız?'' sorusu üzerine, ''Biliyorsunuz demeç vermiyorum. Zahmetlerinize teşekkür ediyorum'' dedi.
Selçuk, kimlik tespiti sırasında, 1925 doğumlu ve dul olduğunu, çocuğu bulunmadığını söyledi. Eğitim durumu için ''Hukuk fakültesi'' diyen Selçuk, sabıkasının olmadığını ve gazetecilik yaptığını ifade etti.
Kimlik tespitleri yapılan sanıklardan Prof. Dr. Alemdaroğlu, kimlik tespiti sırasında emekli hekim olduğunu, emekli maaşı ve yan gelirlerle birlikte ayrılık gelirinin 7-8 bin YTL'yi bulduğunu kaydetti.
Hukuka aykırılık iddiası
Duruşmada söz alan Kemal Yalçın Alemdaroğlu'nun avukatı Metin Çetinbaş, Ergenekon davasının soruşturması, iddianamesi ve yargılama aşamasında hukuka aykırılıklar olduğunu söyledi.
Soruşturma savcılarının Anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, Budapeşte Savcılık Meslek Etik Kuralları ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nu ihlal ettiklerini, kurallara uygun soruşturma yapmadıklarını belirten Çetinbaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
Çetinbaş, duruşmanın da başka bir yerde yapılmasını isteyerek ,duruşmanın, Abdi İpekçi Spor Salonu'nda yapılmasını istedi.
Sanık avukat Giray da duruşmada
Önceki hafta Ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Avukat Ertaç Giray sanıklardan Rafet Aslanı savunmak üzere duruşma salonunda. Duruşma öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Giray, ''Mağdurduk, şüpheli olduk, şimdi ne olduğumuzu bilmiyoruz'' dedi.
"Ortada bir örgüt var bu örgütün mensupları ergenekon senaryosunu yazanlardır"
Tutuksuz sanıkların kimlik tespitinin ardınan söz alan tutuklu sanık avukat Kemal Kerinçsiz, Tarafsız bir mahkemede yargılanmak istiyorum. Ortada açıkça bir yetki gaspı var. Hukukun bu ölçüde siyasete alet edildiği bir dava görülmemiştir. Ortada bir örgüt vardır. Bu örgütün mensupları hayale Ergenekon senaryosunu yazanlardır. Gladio da derin devlet de budur. Şu anda dış güçlere hizmet eden derin devlet iş başındadır dedi. Kerinçsiz, soruşturmayı yürüten savcıların bu dava için özel olarak seçildiği, bu mahkemenin de ve duruşma yerinin de özel olarak belirlendiğini iddia etti.
"Savcı Öz duruşmayı izliyor"
Tutuklu sanıklardan Behiç Gürcihan, Ergenekon soruşturmasını yürüten ve duruşma salonunda yer almayan Savcı Zekeriya Özün teknik imkanlarla duruşmayı izlediği iddiasının mahkeme tarafından net olarak yalanlanmasını istedi. Gürzihan, savcıların önünde bulunan bilgisayarların internete bağlı olup olmadığı, duruşma salonunu kayda alan kameraların teknik imkanlarla Savcı Öze yayın yapıp yapmadığının tespitini talep etti.
"Gizli askeri belgelerin sızmaması için önlem alınsın"
Tutuklu sanık Vedat Yenererin avukatı Vural Ergül, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların hassas davranmadıklarını, terörle mücadelede görev yapan polislerin isim listelerini soruşturma evrakında unuttuklarını belirterek, Halen tutuklu bulunan Tolon Paşa ve Eruygur Paşanın evlerinde ele geçirilen askeri gizli belgelerin dosyaya konmamasını talep ediyoruz. Bu belgelerin de basına sızmasından endişe ediyoruz diye konuştu.
Ergül, davanın bir klasöründe soruşturmaya katılan terörle mücadele ve organize şubede görev alan polislerin isimlerinin listesinin unutulduğunu belirterek, buna benzer birçok belge ve dokümanın, yer aldıkları klasörlerden çıkarılmasını istedi.
Ergenekon sanıkları iflas ediyor
Avukat Recep Gökalp Sipahioğlu, bir kısım sanıkların bu dava nedeniyle ekonomik çöküntü yaşadığını belirterek. Dava celselerinin daha kısa zamanda sonuçlanmasını talep ederek, Her celse gelirsek biz bu işin altından kalkamayız dedi.
Duruşma salonu genişletildi
20 Ekimde başlayan duruşmada, sanıkların, sanık vekillerinin, gazetecilerin ve izleyicilerin duruşma salonuna sığmaması üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengör bekleme salonunun, duruşma salonuna eklenmesi kararı almıştı. Bugünkü duruşma öncesi bekleme salonu ile duruşma salonu arasındaki duvarların yıkılarak kaldırıldığı görüldü.
Tutuklu sanıklar duş alamıyor
Duruşma sırasında tutuklu sanık Oktay Yıldırım söz alarak, duruşmaların arka arkaya yapılması nedeniyle ziyaretçi, telefon ve banyo yapma haklarının ellerinden alındığını belirtti.