Hesap İşletim Ücreti iadesi
Danıştay, bankaların bugüne kadar aldığı Hesap İşletim Ücreti'nin yasal olmadığına karar verdi.
Yani Danıştay diyor ki bankalar bu parayı vatandaştan haksız yere alıyor.
Danıştay aynı zamanda geçmişe dönük bu ücretlerin ödenmesine de hükmetti.
Vatandaş, geriye dönük olarak 10 yıl ödediği Hesap İşletim Ücreti'ni bankadan tahsil edecek.
Danıştay, daha önce de bankaların dosya masrafı alamayacağını hükmetmişti. Bunun üzerine vatandaş, geriye dönük olarak 10 yıllık dosya masrafını, bankalardan aldı. Vatandaşlar için adeta piyango gibi bir şeyler olmuştu. Çünkü özellikle o dönemde kredi kullanımı çok fazla ve bankalar o kadar hoyratça dosya masrafları almışlardı ki.
BDDK'nın da o dönem biraz işi gevşek bırakması sonucu bankalar kafasına göre Hesap İşletim Ücreti, kafasına göre, dosya masrafı adı altında paralar alıyordu. Dosya masrafı, bankaları ciddi anlamda sarsmıştı. Çünkü havadan gelen paralar bankaların bilançolarında ciddi iyileşmeler sağlanmıştır. Tam tersi olunca, yani para çıkınca da bu defa bilançolarında ciddi karşılık ayırmak zorunda kaldılar.
Vatandaş ne yapmalı?
Vatandaş, çalıştığı bütün bankalara kayıtsız şartsız dilekçe versin, Hesap İşletim Ücretinin iadesini talep etsin.
Bu bankaya acaba Hesap İşletim Ücreti ödemiş miydim, ödememiş miydim diye hiç tereddüt etmeden, 50 lira dahi olsa bu parayı almak için dilekçe versin. Bankalar bu parayı haksız yere almıştı.
BHG unutmayın
Bankaların haksız kazançları arasında en önemli kalem bana göre BHG.
Yani vatandaşın parasını çalmak için buldukları bir kılıftı BHG.
Yıllarca ekstrelerimizde BHG diye bir kalem vardı. Birçok kişi bunu vergi sanıyordu.
İtiraz ettiğinizde bu nedir diye size, Bankacılık Hizmet Geliri adı altında bir masraf olduğu söyleniyordu. Yasal hiçbir yanı yoktu. Ama bankalar yine de alıyordu. Sistem şöyle çalışıyordu. Bankalar her ayın son günü, manuel olarak girip müşterinin hesabından, para var ise 5 lira ila 100 lira arasındaki ücretleri kesiyordu.
Bu banka şubesinin kârlılığını adeta patlatıyordu. Bir şubenin 5 bin müşterisi olduğunu düşünün ve bunlardan 2 bininde para olsun. Ortaya büyük bir vurgun çıkıyor.
Bankalar asıl büyük vurgunu burada yaptılar. Tüketici dernekleri bu konunun üzerine gitmeli. BDDK bu soyguna benim yazılarımdan sonra dur dedi ama geriye dönük kimseye ödeme yapmadılar. Geriye dönük baktığınızda bir vatandaşın en az 2 bin liralık alacağı çıkar.
Ticari tarafta devam ediyor
Hesap İşletim Ücreti ile ilgili aslında bir belirsizlik daha var.
BDDK tebliği ile bankalar son yıllarda almıyordu. Bu sadece bireysel tarafta olan bir uygulama.
Ticari tarafta ise Hesap İşletim Ücreti acımasızca devam ediyor.
Küçük esnaf öyle ay oluyor ki, 300 lira Hesap İşletim Ücreti ödüyor.
Buna çözüm bulacak kurum ise tabii ki BDDK.
Sektörde halen garip garip ücretler devam ediyor. Banka kendi kafasına göre bir ücret çıkarabiliyor.
Bütün bu karmakarışıklık için Ticaret Bakanlığı da devreye girip düzgün kurallar koymalı.
Belirli kalem ücretler tek tek belirlenip bunların dışında ücret almanın yolu kapatılmalı.
EFT ücretleri
Bankalar ücret konusunda o kadar kontrolden çıktı ki bunlardan biri de transfer ücretleri. Yani EFT ve havale. Bu ücretlerden en çok dönemin Ekonomi Bakanı Ali Babacan şikâyet etmişti. Hatta Ali Babacan, taksi ücretinden daha pahalı olduğuna dikkat çekmişti.
Havalenin bankaya bir maliyeti yok. Sadece EFT için Merkez Bankası'na kuruş bazında bir ücret ödüyor. O kuruş, bankalar tarafından vatandaşa öyle bir yansıtılıyor ki, 20 lira 30 lira 50 lira, hatta yeri geldiğinde 100 lira dahi alınıyor
Bankaların keyfi ücret politikasının önüne geçmenin tek bir yolu, dediğim gibi bakanlık ve BDDK, ciddi bir çalışma yapıp bunu tartışmaya açıp bir an önce hayata geçirmek zorunda.
Remzi ÖZDEMİR, 6 Ağustos 2018
remzi@ekonomist.net
https://twitter.com/remzi_ozdemir