Hırsızlığın adı "Fetih okutmak"mış! / Arslan BULUT

Hırsızlığın adı "Fetih okutmak"mış! / Arslan BULUT

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Ağu 01, 2017 12:59

Hırsızlığın adı "Fetih okutmak"mış!

"Akıncı üssü davası" diye anılan davanın iddianamesi hakkında ilk izlenimlerimi paylaşmıştım. İddianamenin tümünü incelediğim zaman, her sanık hakkında çok titiz araştırma yapılmış olduğunu gördüm. Fakat şu var ki darbenin yapılacağı bilindiği halde neden önlenmediğine ilişkin en küçük bir çaba gösterilmemiş.

* * *

İddianame üzerinde ikinci incelemeyi yaparken, "Eğitim Alanı: Dershaneler, PDY Evleri (Işık Evleri) ve Öğrenci Yurtları" başlığı altında incelenen bölüm dikkatimi çekti:

"Örgütün önemli bir ayağını 'öğrenciler' oluşturmaktadır. Bu öğrenciler, toplumun çeşitli kesimlerinden özellikle de kırsal bölgelerden şehirlere gelen fakir aile çocuklarından oluşmaktadır. Bugün gelinen noktada; yıllardır her dile getirildiğinde reddedilmeye çalışılan ve tepki gösterilen; 'F. Gülen ve örgütünün amacı, açtıkları okulları sayesinde Türkiye'de ve çevre ülkelerde bir yönetici sınıfı oluşturmaktır' iddiasının doğrulandığı görülmüştür. Fetullah Gülen, Işık Evleri ile ilgili 'Geçmişte bu evlerin yaptığı vazifelerin bazılarını medrese yapar, bazılarını zaviye yapardı.' demiştir.

1- Örgütle ilk karşılaşmalar genellikle dershanelerde ya da benzeri eğitim kurumlarında olmaktadır.

2- Temas sağlanan öğrenciler, abilerin sorumlu oldukları evlere dağıtılmaktadır.

3- Öğrenciler belirli bir okula yerleştirilmek isteniyorsa, sınavlara birkaç ay kala gruplar halinde farklı yurtlara çıkarılmaktadır. Bu gruplar, daha sonra daha küçük gruplara ayrılmaktadır.

4- Her öğrenciye 'kod' adı verilmektedir. 'Paralel Devlet' dediğimiz yapılanma içerisinde, aslında bölgesinden birimlerine kadar herkes 'kod' adı kullanmıştır.

5- Mülki idare, Emniyet, TSK ve Yargı gibi stratejik kurumlar için hazırlanacak öğrenciler, daha özel şartlarda seçilip, özel şartlarda hazırlanmaktadır. Bunlar özellikle 'dörder kişilik gruplar' halinde hazırlanmakta ve bunların mümkün olduğunca diğerleriyle teması sınırlanmaktadır. Bunlara 'hücre tipi' yapılanma modeli uygulanmakta; askeri okullara, Polis Akademisi ve Polis Koleji'ne sokulacak öğrenciler, kesinlikle kendi dershanelerine gerçek isimleri ile kayıt edilmemektedir. Bu öğrencilere sınav soruları sınavlardan önceden verilir.

Buna örgüt jargonunda 'Fetih okutmak' denir. Fetih okutmak, 'Sınavda çıkacak soruların öğrencilere okutulup, ezberletilmesi' demektir.

6- Özellikle hukuk fakültelerinde okuyan öğrencilere top sakal bıraktırıp, küpe taktırarak, girecekleri ortamda kimliklerini gizlemeleri için 'stil çalışması' yaptırdıkları bilinmektedir.

7- Dershaneler, örgütün adeta vesayet araçlarıdır. Çocukların ve ailelerin bilgilerinin depolandığı bir veri tabanıdır. Bu yapının, her ilde en az bir okulu olmakla birlikte, aileler çocuklarının etiketlenmesini istemediği için pek fazla göndermemektedirler.

Fakat dershaneler için bu ihtimal daha az olduğundan, dershanelerine daha fazla öğrenci gitmekte ve aileleri de bu yapının içine çekebilmektedirler. Dolayısıyla konunun sadece eğitim olmadığı, PDY'nin; dershaneler üzerinden çocuklara, ailelere, il ve ilçelere, köylere ulaştığı ve kontrol ettiği anlaşılmaktadır. Bu bağı kopartacak şekilde, dershanelere gerek kalmayan bir sistem getirildiğinde artık PDY'ye ya da benzeri bir yapıya ihtiyaç kalmayacaktır.

8- PDY 'abilik' ve 'ablalık' müessesesiyle çocukları daha iyi tanır hale gelmekte, gelişimlerini takip etmekte ve bu çocuklar bahanesiyle ailelerinin evlerine gelip bilgi toplayıp not etmektedir. Ailenin dini, siyasi, ekonomik, demografik, eğitim, kültürel, etnik vb. durumu o defterlerde kayıtlı olup, adeta aileler fişlenmektedir. Bu şekilde F.Gülen örgütünün elinde geniş bir 'demografik arşiv'in olduğu bilinmektedir.

Sonuçta eğitim alanı, örgüte insan kaynağı sağlamakta, ekonomik kaynak temin etmekte ve hareketin meşru gibi görünmesini sağlamaktadır."

* * *

Hırsızlığa "fetih okutmak" diyen ve bunu benimsetebilen bir din anlayışı! İşin özeti bu!

Arslan BULUT, 1 Ağustos 2017
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Arslan BULUT

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x