Ülkemizin içinde dindar dinci karışımı bir parti vardı ...Hani üç kez kapatılıp dört kez açılan...İşte bu partinin içinde ki kelaynak dindarların tepkisi sonucu, Emperyalizm ülkemizin stratejik noktalarını satın alamıyordu..
Ve çözümü buldular..Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetini kendi kişisel çıkarları adına hiç düşünmeden elden çıkarabilecek olanları, bu dindarların içinden ayıklayarak 1996 yılında yeni bir parti (!) oluşturdular..
Halkımız, bunun bir parti olduğunu sanıyordu ama ne yazık ki bu oluşum ülkeyi emperyalizme pazarlamak için oluşturulmuş bir taşeron şirketti ve tüm kararlar ABD den şirketin tek patronuna ulaştırılıyor ve patronun sözleri de Tanrı kelamı olarak kabul ediliyordu...
Emperyalizm ; ülkelerini Tanrı'dan geldiğine inanılan vahiyleyle yönetmek isteyenleri çok seviyordu...Zira bunlar, biat kültürüyle yetiştiklerinden asla sorgulamayı bilmiyorlardı..Zaten bilebilselerdi, iktidarları dini kullanan kişiler olamazdı...
İşte bizim ülkemizin başına da böylesi bir iktidarı dini kullanarak çöreklendiren emperyalizm, ülkemizin tüm sanayi tesislerinden limanlarına kadar her yeri ele geçirmişti ama ne yazık ki bu iktidarı destekleyenler, kömür ve makarna derdine düştüklerinden kendilerinin de satılarak köle yapıldıklarının ayırdına varamıyorlardı...
Eğer varsalardı, ülkelerinin en stratejik konumu olan "Telekom"un satışına izin verirler miydi ? Peki kime sattılar Telekomu ? Lübnanlılara...Yani emperyalizmin güdümünde ki Lübnanlı bir sermayedara...Bunun satışı, egemenliğimize vurulan ağır bir darbeydi... Öyleydi ama zaten amaç da, egemenliğin emperyalizme teslim edilmesi ve "Manda" olmamız değil miydi ?
Gelelim Telekoma...Bu satışın yapıldığı yılda,yurtseverler satışı önlemeye çok çalıştılar..Zira stratejik bir kurumdu...Üstelikte, o yıllarda kurumun iki yıllık karına karşılık satılıyordu...Öyleyse bu işte bir iş vardı...Neden bu kadar ucuza peşkeş çekiliyordu..Amaç neydi ?
Bu satış yapılırken, alıcı ile özel anlaşmalar yapılmış mıydı ? Eğer yapılmamışsa, Lübnanlı Arap alıcıya vergi indirimi sağlayarak, hazineye girmesi gereken 7 milyar, eski değerle 7 katrilyon lirayı Lübnanlının cebine sokmanın amacı neydi ? Bu ballı kaymaklı avantalar neden diğer operatörlere uygulanmamıştı ?
Yoksa yapılan anlaşmanın içeriğinde "Bu avantanın tümünü sana yedirmezler" maddesi mi vardı ? Bu paradan kimler nemalanıyordu ? TKİ nin kasasından sadakacılara yardım adı altında 1,5 milyarlık yolsuzluğu saptayan müfettişler de görevden alındığına göre, bu konuyu hangi müfettişler denetleyecek ve yargıya taşıyabileceklerdi ki...
Öyleyse, Telekom da ki bu hortumculuğu ortaya çıkararak Bağımsız (!) mahkemelere götürecek ne müfettiş ne de savcı kalmadığına göre, dinciler, öz meslekleri olan vurgunculuğa , köpeksiz köyde çomaksız gezer gibi devam edebilirlerdi...
Bir gün insanlar, yeter artık diyerek sabanın sapına yapışacaklardı ama...
Geriye koruyacak bir şeyleri kalmışsa eğer...!!!