Lübnan'ın başkenti Beyrut'un batısı Hizbullah örgütünün denetimine geçti.
Beyrut sokaklarında iç savaş dönemini hatırlatan manzaralar var.
Ana muhalefetteki Hizbullah'la Şii müttefikleri, iktidar yanlısı bir televizyonla bir gazeteyi de kapattırdı.
Çatışmalar hükümetin Hizbullah'ın kurduğu özel sabit telefon ağını kapatma kararıyla başlamıştı.
Olaylarda çoğu sivil en az 11 kişi öldü, onlarcası da yaralandı.
Hizbullah çatışmaya ancak telefon şebekesini kapatma kararının geri alınması halinde son vereceğini söylüyor.
Örgüt bu şebekenin "İsrail'e karşı mücadelesinin en önemli unsuru" olduğunu belirtiyor.
Ülkede Batı yanlısı hükümet ile Suriye ve İran'a yakın duran Hizbullah arasındaki gerginlik bir süredir tırmanıyordu.
Taraflar hükümette kime ne kadar bakan verileceği konusunda anlaşamadığı için Lübnan'da beş aydır cumhurbaşkanı yok.
Hizbullah ayrıca örgütün Beyrut'taki uluslararası havaalanına kameralar yerleştirmesine izin verdiği gerekçesiyle görevden alınan havalimanı güvenlik müdürünün göreve iadesini talep ediyor.
Şii örgüt Hizbullah'ın taraftarları bugünkü çatışmalarda Sünnilerin kalesi olarak bilinen Batı Beyrut'ta hakimiyeti ele geçirdi.
Böylece zaten kendi kontrollerinde olan Güney Beyrut'la birlikte başkentin yarısının denetimi onlara geçti.
Bazı Sünni ailelerin bölgeden kaçmaya başladığı bildiriliyor.
Hizbullah milisleri ayrıca koalisyondaki Sünni liderlerden Saad Hariri'ye ait televizyon kanalı Gelecek TV'yi ablukaya aldı.
Yine Hariri'ye ait el Müstakbel gazetesinin binasını kısmen yakan Hizbullahçılar, Hariri'nin radyo kanalını da susturdu.
Saad Hariri'nin Batı Beyrut'taki evine de füze saldırısı düzenlendi.
Bunun üzerine ordu devreye girerek Hizbullah'la uzlaşma sağladı. Bu uzlaşmaya göre kanallar ve gazete yayınlarına son verdi, karşılığında güvenlik sorumlulukları orduya devredildi.
Krizde şimdiye dek tarafsız kalan Lübnan ordusu, taraf tutarsa kendi birliğinin de tehlikeye gireceğini söylüyor.
'Cehennemden kurtarın'
Batı ve merkez Beyrut'ta, Hariri taraftarlarının bulunduğu başka ofislerin de yakıldığı ya da terk edildiği bildiriliyor.
Hizbullah müttefiki Şii Emel örgütünden bir milis, Beyrut sokaklarında.
Çatışmalar yüzünden Lübnan limanı kapatıldı; uluslararası havaalanında hemen tüm seferler durduruldu.
Gözlemciler bu olayların 1975-1990 dönemindeki iç savaştan bu yana yaşanan en büyük iç çatışmalar olduğunu belirtiyor.
Gözlemciler şimdi de böyle bir çatışmaya girişilmemesinde en önemli unsurun, ordunun tarafsızlığı ve etnik temelde bölünmemesi olduğunu belirtiyor.
BBC'nin Beyrut'taki muhabiri Jim Muir ise Hizbullah'ın başkentin önemli bir kısmını ele geçirmesinin iktidar koalisyonu için büyük bir yenilgi olduğuna, telefon ağını kapatmakta acele eden hükümetin şimdi geri adım atmak zorunda kalabileceğine dikkat çekiyor.
Sünni lider Saad Hariri de "bir yanlış anlama" olduğunu söyleyerek, milisleri "Lübnan'ın cehennemden kurtarmak için" sokaklardan çekilmeye davet etti.
Uluslararası toplum kaygılı
Gelişmeler uluslararası topluluk tarafından da kaygıyla izleniyor.
BM Güvenlik Konseyi Lübnan'da tüm tarafları şiddetten uzak durarak sağduyulu davranmaya davet etti.
Lübnan'daki siyasi krizin diyalog yoluyla çözülmesi istenen açıklamada taraflar, Arap Birliği planı çerçevesinde bir an önce yeni cumhurbaşkanını seçmeye çağrıldı.
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa da Lübnanlı liderleri krizi tırmandırmaktan kaçınmaya çağırdı.
Beyaz Saray ise Hizbullah'tan, kendi ifadeleriyle, "yıkıcı faaliyetlerine" son vermesini istedi ve yaptırım uygulanabileceği tehdidinde bulundu.