Rum Dışişleri Bakanı Kiprianu;
Maraş’ın Rumlara iade edilmesi gerekir Rum Dışişleri Bakanı Markos Kiprianu, Doğrudan Ticaret Tüzüğü meselesinin çok zor bir konu olduğunu söyledi.
Rum radyosu RİK'in haberine göre, Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün benimsenmesinin önlenmesine ilişkin çabalarının çok yönlü devam ettiğini belirten Kiprianu, konuyla ilgili gerçekleştirdikleri faaliyetler ve çabalara ilişkin teferruatlara girmelerinin ise doğru olmadığını dile getirdi.
Kiprianu, Rum Ulusal Konseyi'nde başlangıçta yapılan görüşmenin akabinde, partiler, Avrupa Parlamentosu milletvekilleri ve hükümet olarak, aynı argümanları kullanarak ve her bireyin sahip olduğu olanaklarla birlikte; tüm düzeylerde çok yönlü olarak hareket etmek için koordine olduklarını kaydetti..
Kiprianu, bir bütün olarak aynı argümanları kullandıklarını, ortaya aynı hedefleri koyduklarını ve tüm aşamalarda faaliyet gösterdiklerini belirtti.
Bunun, bir günden diğer güne değişecek birşey olmadığını ve hala prosedüre ilişkin aşamada olduklarını ifade eden Kiprianu, çabalarının prosedüre ilişkin kararın en iyi şekilde sonuçlanması yönünde olduğunu söyledi.
Bunun 2004 yılından beridir var olan bir mesele olduğunu ifade eden Markos Kiprianu, o zamandan beridir Avrupa Komisyonu'nun gerek bugünkü, gerek bir önceki Rum hükümetinin çabalarına rağmen; bu önerinin ileriye götürülmesinin durdurulması konusunda ikna olmadığını kaydetti.
"MARAŞ KONUSU MÜZAKERELERLE İLİŞKİLİ BİR MESELE DEĞİL, TÜRKİYE'NİN SORUMLULUĞUDUR"Rum Dışişleri Bakanı Markos Kiprianu, sözde "Maraş Belediyesi" heyetiyle yaptığı görüşmeden sonra yaptığı açıklamada ise, Maraş konusunun ve Maraş'ın yasal sakinlerine iade edilmesinin; "Kıbrıs sorununun çözümünü amaçlayan müzakerelerle ilişkili bir mesele olmadığını; bunun Türkiye'nin sorumluluğu olduğunu" ileri sürdü.
Kiprianu, Rum hükümetinin konunun ileriye götürülmesi amacıyla sözde "Maraş belediyesi" ile sıkı bir işbirliği ve temas içerisinde bulunduğunu sözlerine ekledi.
volkangazetesiDış güçler “müzakerelere kalındığı yerden devam edilmeli” dayatmasında bulunurken Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas da Türkiye’ye tehditler savurdu… Hristofyas;
Eroğlu iki halk ve iki ayrı devlet tezini geri çeksinTürkiye, Ankara Protokolü'nden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemeyi sürdürmesi halinde AB üyelik sürecine etkilenmeden devam edemeyecek
* Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas, Güney Kıbrıs'ta görev yapacak yeni büyükelçilerin itimatnamelerini kabulü sırasında yaptığı açıklamada; Kıbrıs Rum tarafının, Cumhurbaşkanı Eroğlu'ndan, iki devlet ve iki halk tezini geri çekmesi beklentisi içerisinde olduğunu söyledi.
* Hristofyas, konuşmasında, "müzake-relerin, Talat'la uzlaştıkları iki bölgeli iki toplumlu federasyon, BM Güvenlik Konseyi kararlarında tarif edildiği şekliyle siyasi eşitliğe sahip, tek egemenliği tek uluslararası temsiliyeti ve tek vatandaşlığı olan tek devlet zeminine" vurgu yaptı.
* Hristofyas, Talat'la yaptıkları müzakerelere de değindiği konuşmasında; Kıbrıs sorununun önemli yönlerinde bazı ilerlemeler olmasına karşın beklenen ilerlemenin sağlanamadığını belirtti ve şöyle dedi: "Kıbrıs Türk toplumunun yeni lideri Sayın Eroğlu'ndan; şu ana kadarki göstergelere rağmen, iki halk ve iki ayrı devlet tezini, gevşek konfederasyon şeklinde yeni bir ortaklık oluşturulacağı tezini geri çekmesini bekliyoruz."
* KKTC'de gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik çok çirkin iddialarda bulunan ve KKTC vatandaşlarına hakaret eden Hristofyas, "Eroğlu'nun seçimleri yerleşiklerin oylarıyla kazandığını" iddia etti ve "Türkiye'nin 1949 Cenevre Sözleşmesi'ni de, 1977 Ek Protokol'ü de ihlal ederek; işgal bölgelerine yerleşik taşıma taktiği uyguladığını" ileri sürdü.
Rum tarafı, doğrudan müzakereler kapsamında görüşülen Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığını "neredeyse kapanmış" gördüğü için BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer'e; bu başlığın doğrudan müzakerelerde şimdilik görüşülmeyeceğini söyledi.
Fileleftheros, "Yönetim Gündem Dışı... Lefkoşa Şimdi Görüşülmeyecek Diyor, Downer de Katılıyor" başlıklı haberinde, Downer'in; eski Cumhurbaşkanı Talat ile Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas arasında 18 ay boyunca yapılan görüşmelerin "kazanımlarını" tehlikeye atmak istemediği için Rum tarafının bu tezini çok kolay kabul ettiğini yazdı.
Gazete, yeni tur doğrudan müzakerelerin başlangıcında hangi konunun ele alınacağının belirlenmemiş olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun tıpkı Talat gibi; toprak, garantiler ve TC kökenliler konularına dokunmak istemeyeceğinin açık olduğunu ileri sürdü.
Gazete, bu nedenle yeni tur müzakerelere mülkiyet başlığından başlanmasının beklenmesi gerektiğini savunduğu haberinde şunları yazdı:
"Bilgi sahibi bir kaynağın aktardığı üzere, danışmanları arasında herhangi bir hazırlık görüşmesi yapılmayacak. Bu konuda BM'nin herhangi bir istişaresi yoktur.
"EROĞLU İKİ HALK VE İKİ AYRI DEVLET TEZİNİ GERİ ÇEKSİN"
Başkan Hristofyas Kıbrıs'ta görev yapacak yeni büyükelçilerin itimatnamelerini kabulü sırasında dün yaptığı açıklamada; Kıbrıs Rum tarafının, Derviş Eroğlu'ndan; -şu ana kadarki işaretlere rağmen- sıklıkla ilan ettiği iki devlet ve iki halk tezini geri çekmesi beklentisi içerisinde olduğunu söyledi.
Hristofyas, konuşmasında, müzakerelerin, Talat'la uzlaştıkları iki bölgeli iki toplumlu federasyon, BM Güvenlik Konseyi kararlarında tarif edildiği şekliyle siyasi eşitliğe sahip, tek egemenliği tek uluslararası temsiliyeti ve tek vatandaşlığı olan tek devlet zeminine vurgu yaptı.
Başkan Hristofyas, Talat'la yaptıkları müzakerelere de değindiği konuşmasında; Kıbrıs sorununun önemli yönlerinde bazı ilerlemeler olmasına karşın beklenen ilerlemenin sağlanamadığını belirtti.
'Maalesef Sayın Talat özerkliğe ve esnekliğe sahip değildi, bu da sıklıkla; yersiz öneriler sunmasına yol açtı' diyen Hristofyas, 'Kıbrıs Türk toplumunun yeni lideri Sayın Eroğlu'ndan; şu ana kadarki göstergelere rağmen, sıklıkla ilan ettiği iki halk ve iki ayrı devlet tezini, gevşek konfederasyon şeklinde yeni bir ortaklık oluşturulacağı tezini geri çekmesini bekliyoruz' ifadesini kullandı.
Başkan Hristofyas devamla, Eroğlu'nun seçimleri yerleşiklerin oylarıyla kazandığına işaret etti ve Türkiye'nin 1949 Cenevre Sözleşmesi'ni de, 1977 Ek Protokol'ü de ihlal ederek; işgal bölgelerine yerleşik taşıma taktiği uyguladığını hatırlattı."
TÜRKİYE'Yİ DE "UYARDI"
Simerini, Hristofyas'ın önceki günkü konuşmasında Türkiye'yi de "uyardığını" belirtti ve "Başkan Hristofyas, Türkiye'nin uzlaşmaz tavrını, kışkırtıcı davranışlarını ve Ankara Protokolü'nden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemeyi sürdürmesi halinde AB üyelik sürecine etkilenmeden devam edemeyeceği uyarısında bulundu" diye yazdı.
Alithia haberi "Hristofyas: Çözüm Konusunda İngiltere'yle Aynı Arzuları Besliyoruz... Eroğlu Geri Çeksin... İki Devlet ve Diğer Kabul Edilmez Tezlerini Geri Çeksin" başlığıyla okurlarına aktardı.
Haravgi "İki Ayrı Devlet Tezini Geri Çeksin" başlığıyla yansıttığı haberinde, Hristofyas'ın; yeni İngiliz Yüksek Komiseri John Christopher William Kidd'ten güven mektubunu alırken yaptığı konuşmada Güney Kıbrıs ile İngiltere arasındaki ilişkilere değinirken, iki taraf arasında 2008'de imzalanan Karşılıklı Anlayış Memorandumu üzerinde durduğunu yazdı. Gazeteye göre, memorandumu, Güney Kıbrıs ile İngiltere arasındaki ilişkilerde "gerçek bir istasyon" olarak niteleyen Hristofyas, "Yeniden birleşme nihai hedefi için Kıbrıs sorununda aramızdaki koordinasyon açısından gerekliydi" dedi. Habere göre, yeni Yüksek Komiser Kidd ise, Ada'daki görev süresince Kıbrıs sorununun halline katkı koyma ümidini dile getirdi. Kidd "tarafların çözüm çabalarına Birleşik Krallık tarafından verilmesini beklemekte haklı olduğunuz ve ihtiyaç duyduğunuz desteği vermeyi umuyorum" dedi. John Christopher William Kidd, İngiltere'nin prosedürü destekleme ve çözümün yaklaşması için her türlü yardımda bulunmaya niyetli olduğunu da sözlerine ekledi.
volkangazetesiErgenekon Türkiye'nin kilidi diyen
...Avrupa'lı memuru buraya gönderenlerin KKTC kararı...
Rumların üzüldüğü AKP'nin kaybettiği KKTC seçimi ile ilgili yazılar...