HÜKÛMETİN KAFASI
Beșir Atalay’ın Dahiliye Nazırı olduğunu biliyorsunuzdur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İç İșleri Bakanı da olacaktı, ama olamadı.
Çünkü, Anayasa Mahkemesi, Beșir Atalay’ın kendisi ve üyesi olduğu partiyi, Anayasaya aykırı eylemlerin ‘ocağı’ olmaktan ‘mahkûm’ etti.
Kararda ‘odak’ denilse de, odak ıșığın toplanma merkezidir; oysa ‘ocak’ belli bir amaca yönelik eylemlerin kotarıldığı merkezdir.
Aydınlar Ocağı örneğin. Ya da bunlarınki gibi ‘Karanlık’lar ocağı.
İște bu Alaca Karanlıklar Ocağı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ocağını söndürdükten sonra, șimdilerde Orta-Doğu’daki kimi devletlerin ocağına da kibrit suyu dökmek için çırpınıp durmakta imiș.
Eșgüdüm için Beșir Atalay’ı görevlendirmișler.
İpe götürecek eylemler eșgüdümsüz olur mu?
İpe gitmek için can atmaka iseler de, henüz ipsiz sayılırlar.
Kimileri de bunların ipi bașkalarının elinde diyor, onu da göreceğiz.
Ne ki önünde sonunda ortaya bir ip çıkacak.
Kimbilir, belki de ipi sonunda İP gögüsleyecek.
Denildiğine göre Hükûmetin kafası karıșıkmıș. O nedenle kafasını kumdan çıkarıp çevreden bilgi topluyormuș.
Beșir bey, ‘Kiralık kalemler’le görüșmüș, teröristlerin temsilcileri ile görüșmüș, bakkal-manav ve ișbortacılarla görüșmüș, yalancı ve dolancılarla, deniz fenercilerle falan görüșmüș.
Siyasal Parti yöneticileri ile de görüșmüș mü? Görüșememiș.
Çünkü kimi muhalefet partileri ‘biz bu konuda görüșmeyiz’ diyorlarmıș.
Kimi muhalefet partilerinin liderleri de Silivri’de olup, ‘açık görüșme’ günleri değilmiș.
Bilimadamları ile grüșmüș mü?
Görüșememiș; çünkü onların da bir bölüğü içeride bir bölüğü de polis ișkencesi sonucu hastahanede bulunuyormuș.
Yazar ve çizerlerle görüșmüș mü? Onlar da ya içeride ya hastahanede imișler.
Komutanlarla?
Onların da dișleri mi çekilmișmiș ne?
İșçi temsilcileri?
Ya içeride, ya hastahanede ya da dișçide imișler.
Pekiyi bu ipsiz Beșir kiminle ne için görüșür neyin eșgüdümünü yürütürmüș?
Devletin bașı ile hükûmetin kafasını ipe götürmek için..
Bu ‘mahkûmlar hükûmeti’nin kafası çok karıșık gerçekten.
Hem kafası neresi belli değil, çünkü kuma mı ne gömmüș.
Görünürde bir ‘eșgüdümcübașı’ var, hepsi o.
‘Boyalı’ basının kiralık kalemleri ile ‘renkli’ televizyonların ‘güzel kızları’ peșlerinde.
Manșette teröristbașı, flaș haberde ‘eșgüdümcübașı’.
‘Hava kurșun gibi ağır’ ve dağbașını duman almıș olmalı.
‘Vakit tamam’ o zaman.
İpe sapa gelmez bu görüșlerle ne uğrașıp durursun.
‘Yürü üstüne üstüne’ diyor ya ozan, ‘Tükür yüzüne celladın’.
Ne İskender takmıșsın ne Sultan Murad çünkü.
Anadolu’sun sen bilmiyor musun?
Habip Hamza Erdem