"Şüphesiz o, kıyamet-saati için bir ilimdir..."
Bu ayet ise APAÇIK BİR ŞEKİLDE, onun kıyametin yaklaştığına dair bir delil olacağını söylüyor,çünkü onun ikinci kez gelişi kıyamet alametlerindendir!
Devam edeceğiz eğer aklında bazı soruları olan arkadaşlar varsa inklar edilen ve ÜSTÜ KAPATILMAYA ÇALIŞILAN BU İLAHİ VAADİ VE GERÇEĞİ herkes ispat etmeye hazırım.
"Şüphesiz o, kıyamet-saati için bir ilimdir..."
Bu ayet ise APAÇIK BİR ŞEKİLDE, onun kıyametin yaklaştığına dair bir delil olacağını söylüyor,çünkü onun ikinci kez gelişi kıyamet alametlerindendir
Çok farklı manalarda kullanılan وَاِنَّهُ لَعِلْمٌ لِلسَّاعَةِ فَلَا تَمْتَرُنَّ بِهَا وَاتَّبِعُونِۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ Şüphesiz Kurân kıyametin kopacağını bildirir. Kıyamet hakkında hiç şüphe duymayın. Bana tâbi olun. Dosdoğru yol budur. âyetindeki: وَاِنَّهُ ifadesinin zamiri Hz. İsaya gidiyor denirse bu defa Hz. İsa, kıyamet için bir ilim olur, tıpkı diğer peygamberler olduğu gibi. Hz. Muhammed de kıyametin bilgisi hakkında uyarılarda bulunmuş, Hz. Mûsâ da, diğerleri de. Âyetteki: لَعِلْمٌ le ılmun kelimesini لعلم le alemun diye okuyup konuyu kıyamet alametine getirmenin bir anlamı yoktur; çünkü kıyametin bilgisi zaten çoktan gelmiştir bile; işte (Muhammed 47/17)deki câe eşrâtühâ ifadesi, onun tüm bilgilerinin geldiğini, o konudaki bilgi akışının artık bittiğini göstermektedir.
Bir sonraki cümlede: فَلَا تَمْتَرُنَّ بِهَا ifadesindeki, kendisinden şüphe edilmemesi istenen husus da Hz. İsanın gelmesi değil, kıyametin kopmasıdır. Eğer Hz. İsanın gelmesi kastedilmiş olsaydı بِهَا bihâ ifadesi به bihî şeklinde müzekker olmak zorundaydı. Belli ki konu Hz. İsanın gelmesi filan değil, kıyametin kopması bilgisidir. Konu eğer Hz. İsânın tekrar yeryüzüne gelmesiyle ilgili olsaydı bu defa da ayetin sonundaki: وَاتَّبِعُونِ vettebiûni ifadesi de bu şekilde değil de: واتبعوه vettebiûhü şeklinde olmalıydı ki ayetin sonunun böyle olmadığı, uyulacak kaynağın Allahın vahyi Kurân olduğu çok açık bir şekilde ortada durmaktadır.
Âyetin en sonunda bulunan: هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ Bu, dosdoğru bir yoldur cümlesi de Fâtiha 6; Enâm 126, 153 gibi pek çok âyette Kurân için kullanılmaktadır. Söz konusu bütün bu gerekçelerden dolayı Zuhruf 61. âyet, iddia edildiği gibi Hz. İsanın kıyamet öncesi dönemde kıyametin bir alameti olarak gelmesini değil, onun da diğer peygamberler gibi kıyamete dair bir bilgi olduğunu, ama asıl uyulması gereken yolun Kurân yolu olduğunu açıkça göstermektedir.
SOKRATES yazdı:Devam edeceğiz eğer aklında bazı soruları olan arkadaşlar varsa inklar edilen ve ÜSTÜ KAPATILMAYA ÇALIŞILAN BU İLAHİ VAADİ VE GERÇEĞİ herkes ispat etmeye hazırım.[/color]
SOKRATES yazdı:Arkadaşlar böyle ilmi bir konuda kütahça tartışacaksak boşuna çene çalmayalım o zaman.
Türkan kardeşime bir Kuran uzmanı olarak verdiği alıntıdaki örneğe bakarak şunu söyleyebilirim.
Bahsi geçen ayette:o kıyamet saati için bir ilimdir!
Ayetindeki O kelimesi olarak geçen zamir hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde Hz.İsa için kullanılır.
Çünkü aynı ayetin üstündeki diğer ayetlerde Hz.İsa'dan bahsedilir!!!
Ve Kuran hiçbir zaman konuyu şak diye değiştirip alakası olmayan kişi hakkında O zamirini asla ve kat'a kullanmaz!
Eğer herhangi bir ayette bir isimden bahsetmişse ancak sonraki ayetlerde O zamiri kullanılır!!!
Bir de şu var!
Kuran bazı konularda böyle apaçaık bilgiler vermez!!!
Çünkü kuran bir fal veya geleceği kestirme kitabı değildir!!!
Hele hele Türkçe meailini alıp, pasta börek tarifi okur gibi okuyup, anlam çıkarmak çok sakattır!!!
Kuran'ı tek başına sadece meal bazında ele alıp,böyle ilmi ve deruni mevzulara COPY-PASTE tarzı yaklaşmak en azından niyeti iyi müslüman kardeşlerim için bir tehlikedir!
İman gidebilir veya günaha düşülebilir!
Meseleyi konu bütünlüğü içersinde ve o zamanınki tarih ve koşulları ile bir de pek çok ilmi bilerek yaklaşmak gerekmektedir!
En basiti bugün bile başörtüsü tartışmalarında yaşanmaktadır!
Bahsi geçen Nur suresindeki ayette, açık açık başörtüsü veya türban asla geçmez!
EEEE?? Bu durumda İslam'da başörtüsü yoktur veya başörtüsü dinin emri değildir diye hüküm çıkaralım da afedersiniz zırvalayalım mı?
Çünkü,,,,
Kuran örtünmeyi kadınlar için şart tutmakla beraber, konuyu iman meselesi yapmamaştır!!!
Başı açık bayanlar asla da dinsiz değildir!Olsa olsa namaz kılmayan herhangi bir erkek gibi günah işlemiş olur ki bunun da takdiri bu dünyada kişinin kendisinin, öte dünyada Allah azze ve cellenindir!
Ama kuran, başı örtmeyi şart tutmaktadır! Çünkü eğer şart tutmamış olsa idi EN BAŞINDA BÖYLE BİR KONUYA GEREKSİZ OLARAK GİRİLMEZDİ!!!
Örtünmenin şeklini de insanların kendisine bırakmıştır!
BU TÜRBAN OLUR,FİYONK OLUR BUNA ANCAK KİŞİ karar verir!!!
Bu arada Hz.iSA konusunda diğer örnek verdiğim ayetler hakkında görüşleriniz neler?
Türk-Kan yazdı:gokdeniz, sana söylemediler mi henüz?SOKRATES sitemizin imamidir
fetvalar ondan sorulur
Ben senin uzmanligini kabul etmiyorum SOKRATES. Beynini calistirabilen bir müslüman olarak Allah'imla arama peygamber dahil hic kimseyi sokmam ben. Allah 1400 sene öncesinde kör cahil araplara anlasilmasi bu kadar zor olan bir kitabi neden göndersin? Kuran insanlari aydinlatmak icin geldi, bilmeceler icerip, sadece bir kac uzman tarafindan anlasilip "cahil" halka anlatilsin diye degil.
Apacik cinselligi kasteden Nur suresini saca baglamaniz uzmanliginizin en güzel örnegidir. Sac öylesine cinsel bir objedir ki, anca cocuklar ve hadimlar etkilenmez degil mi? Islam mantik dinidir. Islam öncesi varolan bir giysinin Islam'in sarti olarak gösterilmesinden artik gina geldi. Uzmana bak günahin derecesini de belirliyor. Ama ne yazik ki, sizin gibi küstahlar Allah'a sirk kostuklarinin bilincinde bile degiller.
Arkadaşlar bu gibi konularda cidden derin bir bilgi birikimine ve tecrübeye sahip olmak lazımdır!
Şu dizine dön: Güncel Meydan Çöp Tenekesi
Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk