Ülkemizin içinde bulunduğu durum ve iki bayram arası yaşadıklarımız, üzüntülerimizi, acılarımızı kat kat arttırdı. Bayramların amacını hepimiz bilsek de ne yazık ki, artık sadece tatil olarak kutlanıyor ve her bayram da ilave tatillerle katlanıyor.
Geçici hükümet okulların açılmasını erteleyerek turizmcilerin geliri artsın diye tatil uzatıldı... Turizm bölgelerinde hepimizin bildiği gibi büyük işletmeler, oteller yerli turistten hiç bir zaman memnun olmaz. Onlar her zaman yabancı turiste hizmet etmek ve daha çok para kazanmak ister.Ülkemizin terörle mücadelesi yabancı turist sayısında ve kalitesinde de etkisini gösterdi. Dolayısıyla küçük işletmeler arta kalan turistlerle yetinmek zorunda kaldı. Turizmcileri mutlu etmek için okulların tatil edilip bayram tatilinin uzatılması ne kadar faydalı olacak bekleyip göreceğiz.
Önümüzde kurban bayramı var. 9 günlük tatilin yoğun ülke gündeminden bunalan, ekonomik sıkıntı içinde bulunan, hergün peşpeşe yaşanan şehit haberleri ile içi yanan, ülkedeki belirsizlikten yorulan herkes için bir kaçış yolu olacağı düşünülüyor.
Bir çok şeyi bir anda yaşayan bir toplum haline geldik. Erken seçim kararı alındı, sayısını net olarak bilemediğimiz şehitlerimiz toprağa verildi, meclis tatilde, partiler oy derdinde, güneydoğuda ateş var, cumhurbaşkanı meydanlarda, eşi şehit ailelerine moral konuşmaları yapıyor, televizyon kanalları her akşam aynı konuları farklı mimik ve kelimelerle konuşanlarla dolu, ekonomi berbat, insanlar geçim derdinde, emekli ağlıyor, muhtarlar biat etmiş durumda, korucular can derdinde...ve daha uzayıp giden ve her an değişen bir ülke gündemi..
Yaşadığımız kötü günler içinde Emine Erdoğan'ın şehit ailelerine söylediği ''siz kurban bayramını çoktan idrak ettiniz'' sözü aslında çok düşündürücü. Biz toplum olarak başımıza gelen her belayı çok çabuk idrak eder ve sineye çeker olduk.
Kurban bayramı ile birleştirilen 9 günlük tatil kimin işine yarayacak. Kim ya da kimler bu bayramı en iyi şekilde kutlayacak. Kim yürekten ''bayramın kutlu olsun'' diyecek.
Yaşadığımız bunca acı ve sıkıntılı günler içinde bayramı kimler tam anlamıyla kutlayacak merak ediyorum.
- milyonlarca sığınmacının zengin olanları en güzel otel ve restoranları doldururken, bütün yaz sokaklarda perişan halde yaşamaya çalışanları mı,
- şehit aileleri, yakınları, gazilerimiz ve aileleri mi,
- asgari ücretle çalışanlar, yoksulluk sınırı altında yaşama tutunmaya çalışanlar mı,
- 100 Lira burs alabilmek için çare arayan öğrenciler, atanamayan öğretmenler mi,
- komşusundan bir parça kurban eti gelir mi diye bekleyenler mi,
- silahların gölgesinde ekmek almaya bile gitmeye korkan güneydoğudaki vatandaş mı,
- oğlunu dün toprağa veren, ''vatan sağolsun'' diyen ama hesap bile soramayan ana mı,
- başbakanın dizi dibinde maç seyrettirilen şehidin yetim oğlu mu,
- güneydoğuda evladı asker olan, her kapı çaldığında yüreği hoplayan ana mı,
- terörden dolayı yazı boş geçiren 9 günlük bayram tatilini fırsat sanan turizmci mi
- binbir zorlukla kazandığı üniversiteye kayıt yaptıran, devlet yurdu, devlet bursu çıkar mı diye kara kara düşünen öğrenci mi
- haftalar önceden Avrupa da tatil planlarını yapıp yola çıkan zenginler mi,
- hasta çocuğunu tedavi ettirmek için, televizyon haberlerinde ağlayan baba mı,
- bayram harçlığı için sokaklarda mendil satan çocuklar mı,
- bayram sabahı çocuklarına ekmek yedirmek için çöpleri karıştıran baba mı,
- çocukluğunu yaşamadan tatil nedir bilmeden çalışan gençler mi,
- her ay eksik aldığı maaşı ile hesap-kitap yapmaya çalışan emekli mi,
- sokaklarda perişan halde yaşamaya çalışan sığınmacılar mı,
kim bu bayramı ''bayram'' diye kutlayacak?
Eğitimden çalınarak bayramla birleşen bir tatil bekliyor bizi. Her bayramda kana bulanan yollar, sevdiklerine kavuşmadan, evine ulaşmadan bitip giden canlar, tekrar tekrar devam eden bilindik manzaralar...
Yaşlıların, hastaların, muhtaçların unutulduğu, zenginin çok sayıda tatil seçeneğinin bulunduğu fakirin bayramı bu bayram.
Her gününü şehidinin mezarı başında geçiren, gözyaşlarını içine akıtan ananın bayramı bu bayram.
Bir yanda yılda bir kere et yiyecek olanların bekleyişi, bir yanda tatil telaşı bir yanda ise borçla, krediyle çıkılan bayram yolculuklarından dönüşte yıkılan hayaller.
Her bayram yaşanan trafik terörü haberleri yansıdıkça bu konuda yeterli önlemlerin alınmadığını görüp alışılmış ruh haliyle sadece izlemekle yetiniyoruz.
Her bayram yeni umutlara, aydınlık yarınlara, bir kapı açılsın. Her şeye rağmen, acılarımızın son bulduğu bir bayram olsun.
Sevgiyle kalın...