İki Ucu Faşizan Değnek

Emniyet'ten aldığı sözde şemaları Yeni Şafak gazetesinde yayınlatıp, insanların terör örgüt üyeliği ile suçlanmasının kamuoyunu hazırlayan Ali Bayramoğlu, bu kahpe sürecin baş oratörlerinden biri kendisi değilmiş gibi demeç veriyor:

"Ergenekon, Balyoz , OdaTV davalarında usul hataları aslı hatalara dönüşmeye başlayınca iç ve dış kamuoyunda sorun olmaya başladı. Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tahliyelerini olumlu karşılıyorum. Zaten bu tahliyelerde sözkonusu süreci Emniyet ve yargıda yürüten "doku" ile hükümet arasında sorun yaşandığı noktada gerçekleşti"

Bu arada Sabah gazetesinde Engin Ardıç, Abant toplantılarının üzerine salınmış, köşesinden kelime tükürüyor. Fetullahçıların Abant toplantılarını , "eski Türkiye"'nin Taksim toplantıları ile karşılaştırıp, eleştiriyor. Daha bir kaç ay önce yazamayacağı bir yazı için zinciri uzun tutulmuş yazılar yazıyor.

AKP-Fetullah kavgasında, İlker Başbuğ hamlesine karşı AKP'nin OdaTV üzerinden bir cevap vereceğini yazmıştık. (Bkz: Fetullah-Tayyip Savaşında İlker Başbuğ'a Karşı OdaTV(Hanefi Avcı) Hamlesi)

Bu hamle , Nazlı Ilıcak üzerinden bir dönem geciktirildi ve fakat sonunda gerçekleşti ve Nedim Şener, Ahmet Şık serbest bırakıldı.

Bu ikilinin serbest bırakılması ile birlikte kameralara verdikleri sert demeçlerin hedefi belliydi:

"cemaatle bağlantılı hakimler, savcılar ve polisler içeri girecek, bunu buraya yazıyoruz"

Ahmet Şık'ı bilemeyiz ama Nedim Şener'in bir şey bildiğine eminiz.Devlet arası kanatlar savaşında bir kanadın gölgesi altında serpilen bir gazeteci kendisi. Bu nedenle bu demeçleri sadece haksız yere bir yıl içeride yatan iki insanın öfkesinin basit bir yansıması olarak okumuyoruz.

AKP- Fetullah savaşında , Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın tahliye ettirilmesi önemli bir taktik hamle. AKP'nin, "biz değil, onlar yaptı" mesajını vermesi için harika bir zamanlama. AKP tarafından Fettullah cephesine açılan yeni bir kart.

İki ucu faşizan değneği hangi uçtan tutarsak elimiz daha az kirlenir diye hesap yapanların türediği bir ortamda, son tahliyeler bu hesabı yapanlara belli argümanlar sunabilir ama bu argümanların hiç biri "Ergenekon" sürecinin "normalleşmeye" başladığı anlamına gelmez.

Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tahliyelerinin Türkiye'ye "demokrasi" ve "Ergenekon"' sürecine hukuk getirdiği anlamına gelmediği gibi.

Açık İstihbarat, 13 Mart 2012

Ben, bu AKP-Cemaat ya da Erdoğan-Fethullah savaşına inanmıyorum.
Bu ayrışmayı ilk ortaya atan cemaatin gazetesi Zaman'ın yazarı Ali Bulaç değil miydi?
Ortaya bir zoka atıldı ve millete yutturulmaya çalışılıyor.
Zokanın kökündeki olta da AKPnin elinde.
Normal halk insanını cemaatin söylemleriyle kandırabiliyorlar ancak,
ülkemiz coğrafyası üzerinde sağduyu sahibi dindar kesimin insanları genelde
Nakşibendi ya da diğer tarikatlardan olduğundan ve
bilinçli olanların oylarını alamadıklarını anlayınca
böyle bir "aldatıcı şey, tuzak, hile" anlamına da gelen 'zoka'yı ortaya attılar.
Bunlar 'Milli Görüş gömleğini çıkardık'da dediler,
seçim zamanlarında milliyetçi, hatta bazıları Türk'ten çok Türkçü de oldular.
Bu aldatmaca bana "oy avcılığı" gibi geliyor.