STATÜ

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

STATÜ

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Cum Ara 27, 2024 19:03

STATÜ
‘Devlet’ kavramının kökeni ‘status’dur.
‘Heykel’ anlamına da geliyor.
Giderek ‘heyyüla’ gibi olağanüstü bir varlığa da dönüşebilir kuşkusuz.
İlk Çağlarda ‘City’ (Kent), bu ‘Status’ün mekanı olarak düşünülüyor olabilir ama hem ‘mekan’ı, hem onun ‘yönetimi’ni ve hem de o kentin ‘halk’ını da kapsayacak biçimde anlaşılmya başlandı.
Örneğin Atina denildiğinde hem ‘Atina kenti’, hem ‘Atına Hükûmeti’ ve hem de ‘Atina halkı’ anlaşılıyordu.
Sonradan buna ‘Kent Devleti’ tanımı getirilmiş oldu.
Şimdi bu kısa girişten sonra, günümüzde Suriye dediğimiz yani ‘Şam Devleti’nin, eski harita anlayışına göre, Hicaz merkez olursa ‘sağ kol’ olarak Yemen, ‘sol kol’ olarak da Bilad al-Cham’ olarak tanımlanan topraklar (ülke), onun üzerinde yaşayanlar (halk) ve Başkenti (Al Şam) olan Devlet olduğu söylenebilecektir.
Kasım ayında, ‘Devlet Aklı’ başlıklı yazımızda Anatole France’tan şu alıntıyı yapmıştık:
“Bizim Devlet’imiz yok, yöneticilerimiz var. Devlet dediğimiz şey aslında Devlet dairelerindeki ‘masa’lardır. ‘Makam’ diye yücelttiğimiz bu masa ya da koltuklar, aslında o koltukları işgal edenlerin hatalarını gizleyip daha fazla hata işlemelerine olanak veren yerlerdir”
(Nous n'avons point d'Etat. Nous avons des administrations. Ce que nous appelons la raison d'Etat, c'est la raison des bureaux. On nous dit qu'elle est auguste. En fait, elle permet à l'administration de cacher ses fautes et de les aggraver.)
Anatole France - 1844-1924 - L'Anneau d'améthyste, 1899
Anatole France’ın devlet dairelerindeki masa ve sandalyeler dediği ‘Devlet’e bakıldığında, iki hafta önce Beşar Esad’ın sarayında oturduğu o marangoz işlemeli koltukta kimi görüyoruz?
Golanlı Amhet El Şara’yı.
Ki bana göre, sapık ideolojili bir barbardır.
Bu Golanlı Ahmet’in kim dondurmasını yalıyor ya da arabasına alıp yağ çekiyorsa bana göre ‘Devlet kavramı’nı bilmiyor demektir.
Her ne kadar, Anatole France Devlet dediğimiz ‘devlet dairelerindeki masa/sandalyelerdir’ diyorsa da, önceliği ‘Devlet daireleri’ne vererek onlara da ‘masa ve sandalye’nin ötesinde bir anlam yüklemektedir.
İşte o anlam, ‘Devlet’ dediğimiz bir anlayış (notion) ve hatta soyuttaki somut’tan (concept) başkası değildir.
Konuyu yalınlaştırmaya çalışırken karmaşıklaştırdığımın farkındayım.
Diyorum ki, örneğin ben Türkiye’de ‘Devlet yıkılmıştır’ derken, benim ‘Devlet kavramım’a göre yıkılmıştır ama örneğin İbrahim Kalın MİT’in baş koltuğuna, Hakan Fidan Dış İşleri Bakanlığı’nın, Ali Erbaş Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Güler Yaşar Savunma Bakanlığı’nın, ve ilah, ve başkoltuğa Dr Recep oturmuş bulunmaktadırlar.
Tıpkı Golanlı Ahmet’in iki hafta önce Suriye Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması gibi.
Şimdi bu Golanlı Ahmet’e başta ABD ve Avrupa olmak üzere, İsrail ve ‘sizinkiler’, deyim yerinde ise biraz ‘Devlet Aklı’ aktararak yeni bir ‘Suriye Devleti’ kurdurabilecekler midir?
Can alıcı soru budur ve çok açıktır ki, onun dondurmasını yalayan basın yayın mensupları ile basın yayın kurumlarından ‘akıl dağıtan’ aklı-evveller, zor da olsa evet demektedirler.
Oysa ‘Yeni Suriye Devleti’ne, taa ilk çağlardan buyana ‘status’ denilerek gelen mermer ya da granit gibi bir ‘sağlam yapı’yı kazandırmak şöyle dursun, yine ilk çağlardan buyana soyutlayarak gelinen ‘Devlet Kavramı’nı somutlayabilmelerinin olanak ve olasılığı yoktur.
Çünkü Suriye halkı için Suriye Devleti yıkılmıştır.
Ve onu ancak ‘Halk’ olduğunun bilincine varanlar yeniden kurabileceklerdir.
Oysa biz daha uzun yıllar ABD, AB, Rusya, Çin, Arap Devletçikleri ve Türkiye ile Birleşmiş Devletler’in Şam’daki koltuklara kimler oturacak diye tartışacağız.
Ki, zaman içinde oturacak mabad bulabilirler ama hiç bir koşulda ‘Devlet’i kuramayacaklardır.
Çünkü Devlet’in oturacağı sağlam temel o ülke halkının kendisinden başkası olamaz.
Eskiler boşuna taşıma suyla değirmen dönmez dememişler.
Dahası, Halep oradaysa değirmenin dönmediği Ankara’da değil midir?
Çünkü Ankaradakilerin mabadları koltukta zihinleri egzantirik hülyalardadır.
Not: Başlığı atarken Türkiye’de ‘statü’ isteyen kesimlerden söz etmeyi düşünüyordum, konu buralara geldi. Onu da bi başka yazıda işleyelim.
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1652
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x