Tezkere geçseydi PKK bitmişti

1 Mart tezkeresinin mimarlarından Deniz Bölükbaşı o süreci anlattı.

Nerede durursanız dünyanın merkezi orası oluyor. Geçen cuma Ankara’da MHP Genel Merkezi’ndeydik. Eminiz aynı gün diğer parti merkezleri de benzer havadaydı ama bizim için dünyanın odak noktası o gün MHP Genel Merkezi’ydi. Etrafta öyle bir telaş, öyle bir kalabalık vardı ki... Parti içindeki hava şüpheye yer bırakmıyordu. Herkes ağız birliği etmiş: MHP kesin ve tek başına iktidar, diyordu.

Böyle hareketli ve iyimser bir ortamda Dışişleri’nden ayrılan ve ikinci kez MHP’den siyaset kararı alan büyükelçi Deniz Bölükbaşı ile bir araya geldik.

Deniz Bölükbaşı’nı hatırlarsınız, Türkiye’nin gelmiş geçmiş siyasetçileri arasında en iyi hatip kabul edilen, efsanevi politikacı Osman Bölükbaşı’nın oğlu. 1 Mart tezkeresi müzakerelerinde ABD ile kıran kırana pazarlık eden müsteşar.

Deniz Bölükbaşı, Dışişleri’ndeki büyükelçilik görevinden 2002 seçimleri öncesinde ayrılmış ve MHP’den aday olmuştu. Ancak parti baraja takılınca eski görevine geri dönmüştü. Şimdi 22 Temmuz seçimleri öncesi bir kez daha ayrıldı görevinden. Ve bu kez emin. Hem kendinden hem de parttisinden.

MHP’nin milli değerlere ve bu ülkeye sahip çıkan en köklü parti olduğunu söylüyor. Uzmanı olduğu dış politika konusunda mevcut durumu kıyasıya eleştiriyor ve “Tek başına iktidar olacağız, aksaklıkları gidereceğiz” diyor.

Gönlümüz sözlerinin gerçek olmasından yana. Hangi parti altında söylendiği önemli değil, önemli olan vaatlerin yerine getirilmesi. Deniz Bölükbaşı deneyimli ve ufku geniş bir isim olsa da sözlerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini, zaman ve partinin samimiyeti belirleyecek.

TARİHİ HATA YAPILDI

Deniz Bölükbaşı, AKP’nin 5 yılı çok kötü yönettiği görüşünde, MHP’nin birinci parti olarak seçimlerden çıkacağını düşünüyor. Bölükbaşı ‘Tezkere geçse, Barzani pervasızlık yapamazdı, PKK Kerkük’te yuvalanamazdı. Kimin ne oy verdiği ortaya çıkacak’ diyor

MHP’den ikinci kez aday oldunuz. Bu kez partinin Meclis’e gireceğine inanıyor musunuz?

- Son dönemde Türkiye’nin içinden geçtiği kriz sarmalını düşünürseniz, ben MHP’nin tek başına iktidar olacağı kanaatindeyim.

Ama anketler birinci parti olarak hep AKP’yi gösteriyor...

- Son 5 yılda yaşanan tahribattan sonra anketlerin dediği gibi sandıktan AKP çıkarsa sosyolojik bir garabet var demektir. Son ölçümler cumhurbaşkanlığı seçimini kapsayan dönemden. Yani AKP’nin çok kötü yönettiği bir süreçten mazlum çıkarma stratejisi etkili olmuş olabilir. Ama Anadolu’dan bize gelen izlenimlere göre tablo öyle değil.

AKP’nin oyu düşecek mi?

- AKP siyasi gücünü kullanamadı. Düşecektir. Diğer partiler bu zaafiyeti toplumun dikkatine getireceklerdir.

MHP gibi mi?

- Evet. Türk halkı gördü; toplumsal huzursuzluklar çözülemedi. Seçimlere giden süreçte Anayasa değişikliği talebi zaaf olarak değerlendirilecektir.

Siz partinizi nerede konumlandırıyorsunuz?

- MHP, Türkiye’nin en uzun maziye sahip partilerinden biridir. Siyasi çizgisi bellidir. Partilerin siyasi yelpazedeki yerini tanımlaması yeni moda oldu. Çünkü son dönemde siyaset çok kaygan. Ama bizim duruşumuz ve yerimiz sabit.

Neredesiniz?

- Sağ-sol gibi bir yelpazeye oturtmak isterseniz, siyasi taleplerin odaklaştığı merkezdedir.

İZDÜŞÜM ESKİ

Partinin ileri gelenlerinin kullandıkları bir cümle var:

Toplumsal merkezin siyasal izdüşümü...

- Onu Ahmet Hakan yeni bir şeymiş gibi yazdı. MHP’yi pek takip etmediği anlaşılıyor. Bu cümleyi Devlet Bahçeli 6 yıldır konuşmalarında kullanıyor.

AB üyesi olmazsak karanlığa sürüklenmeyiz

Dış politikanın başında olsanız ne yapardınız?

- Örneğin AB konusunda farklı davranırdım. AB bir tabiyet ilişkisi istiyor. Üç konuda Türkiye ile ilgili görüşlerini değiştirmeli: 1- Zorla milli azınlık yaratma hevesinden vazgeçmeli. 2- Terörü bir hak talebi olarak görmemeli. 3- Kıbrıs ve Ermenistan’ı süreçte ipotek altına sokmamalı.

Türkiye AB’den uzaklaşırsa ne olur?

- İlişkilerine üyelik temeli olmadan devam eder. Siz hiç AB üyesi olmadığı için karanlıklara sürüklenmiş bir ülke gördünüz mü?

Milliyetçilikle demokrasi ters orantılı mıdır? AB kaynaklı bir inanış mı bu?

- Evet, AB sürecinde maalesef milli hassasiyetlere sahip çıkmak demokrasi karşıtlığı gibi sahte etiketlere mahkum edildi. Bu doğru değil.

ABD bizi sömürge ülke gibi gördü

1 Mart tezkeresinin mimarı kabul ediliyorsunuz. Tezkere Meclis’ten geçse bugün Türkiye nerede olurdu?

- Tezkere geçse 2 tümen kadar zırhlı birlikle Yağmur hattına kadar girecektik. Bu bir çatışma alanı değildi. PKK’yı da büyük oranda hallederdik.

Bugünkü tablo karşımıza yine de çıkar mıydı?

- Hayır, Barzani bu pervasızlığı gösteremezdi, PKK orada yuvalanamazdı. Kerkük’teki durum farklı olurdu. Oylamanın yapıldığı gün Meclis’teydim. Kimin nasıl oy kullandığı 10 yıl sonra açıklanacak denmişti. Bakalım kimler nasıl oy vermiş...

Siz ABD ile kıran kırana müzakere etmiştiniz. Bunların boşa gittiği hissine kapılıyor musunuz?

- Hayır, neticede bu Meclis iradesidir. Ama o süreçte

yaşananları kitaplaştıracağım. ABD o dönem Türkiye’yi sömürge ülke gibi görme eğilimindeydi.

Siyaset alışkanlık

Babanız Türk siyasetine damga vuran isimlerdendi. Hatta “İsmini Deniz koyuyorum. Bu ülkedeki pislikleri ancak deniz temizler” diye size bir vasiyeti olduğu söylenir. Siyasete babanızın bu sözünün etkisiyle mi girdiniz?

- Hayır, rahmetli babam siyasette çok acılar çekti. O söz içinde bulunduğu ruh halinin dışavurumuydu. Aslında benim siyasete girmemi istemezdi. “Bir eve bir kurban yeter” derdi.

Siyasete ilgi genetik olabilir mi?

- Bence alışkanlık. Ben siyasi bir ortamda büyüdüm. 34 yıl Dışişleri’nde her türlü hizmeti yaptım. Artık orada yapacağım şey kalmadı. Şimdi de siyasetle ülkeme hizmet etmek istiyorum.

Seçim beyannamesi hazırlayacağız

Seçim stratejiniz nedir?

- Türkiye bir yangın yerine dönmüştür. Biz bu yangını halka anlatmak istiyoruz.

Nasıl anlatacaksınız?

- 4 Kasım 2002 sabahından beri çalışan ekiplerimiz var. Onların hazırladıkları raporlardan bir seçim beyannamesi hazırlayacağız. Yani MHP’nin Türk halkına vaatleri diye bir belge olacak.

BBP BİZİ ETKİLEMEZ

BBP’nin MHP üzerinde olumsuz bir etkisinden bahsetmek mümkün mü?

- Biz Türkiye’nin uçuruma sürüklenmesine isyan ediyoruz. BBP, MHP’nin içinden çıkan arkadaşların kurduğu bir parti. Onların faaliyetleri bizi etkilemez, onlara sadece başarılar dileyebilirim.

Onların faaliyetleri sizin imajınızı da etkiliyor olabilir mi?

- Hayır, aksine Devlet Bahçeli ılımlı bir çizgiyi çok önemsiyor. Ülkücü gençleri sokağa çıkarmamak için özel bir gayret sarf etmektedir.

BAHÇELİ ORTADA

Seçimle ilgili kulislerde MHP’nin CHP ile ittifak yapabileceği konuşuluyor...

- Bunlar yakıştırmadır. MHP’nin ne seçim öncesi ne de sonrası koalisyon çağrısı yoktur.

Devlet Bahçeli çok sık kamuoyunun önüne çıkmıyor. Hatta bu yüzden Hıncal Uluç parti için “lidersiz” dedi. Neden Bahçeli’yi görmüyoruz?

- Sayın Bahçeli ayda en az 3 basın toplantısı yapar. Seçim sürecinde özel demeçler ve seçim konuşmaları ile daha sık karşılaşacaksınız kendisiyle.


Nagehan Alçı/AKŞAM

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=2 ... 2007/05/14

Türk-Kan, güzel bir röportaj olmuş teşekkürler paylaştıgınız için

Türk-Kan, haber için teşekkürler mirim.

Tezkere... Tezkere konusunda çok yanlış düşünüyor. Diyelim müzakere edip istediğini aldı. Biz oraya onların "Koalisyon Güçleri" dediği işgâlci kuvvet olarak gidecektik. Resmiyette bunun bile gösterilmemesini kabûl ettirse dahi, oradaki halk bunu asla ve katha kabûl etmeyecek, bizi ABD ve diğer işgâlci kuvvetlerden farksız görecekti. Akabilecek kanı siz düşünün artık. Türkiyeye sıçrayabilecek kanı da... Bir de bunun komşu ülkeleri var.

Bir operasyon, bir girişim olacaksa bu bağımsız olmalıdır. ABD bugün girmeyin diyor, bugün gireceksin o zaman! Pekakayı bitirmek için Iraka operasyon komik olur. Çünkü pekaka Türkiyededir. Hatta ve hatta Ankarada, Büyük Millet Meclisindedir... Oraya gireceksen Barzaniyi ve onun gibileri temizlemek için, en başta da Türkmen kardeşlerimizin hakkını teslim etmek için gireceksin.

RAM'ın yazdıkları doğru.Üstelik biraz eksik.O tezkere geçseydi bile ne Musul'un,ne Süleymaniye'nin,ne Kerkük'ün 40 km bile yakınına yaklaşamayacaktı Türk askeri.Bunu ısrarla gündeme getirenlerin vatanseverliğinden şüphe ederim.Bence MHP bu adamı aday göstererek yanlış yapıyor çünkü tezkereyi savunan herkes ya aptaldır,ya cahildir,ya da Amerikan çıkarlarına hizmet ediyordur.Ben bu adamın Amerikan çıkarlarına hizmet ettiğine adım kadar eminim.

Çetin Taş, kesinlikle haklısın.

Diyelim müzakere edip istediğini aldı.

Ben de zaten bu cümlede, "Musul-Süeymaniye-Kerkük" eksenindeki bir Türk girişimini kabûl ettirmesinden bahsetmiştim. Misâl... Bunu kabûl ettirmesi imkânsız. Zaten isteğinin bu olması bile, hiçbir şekilde inandırıcı gelmez.

RAM kardeşim,yazdıklarına aynen imzamı atarım.

yorumlariniz icin cok tesekkür ederim arkadaslar

Ram, Çetin Taş, ikinize de aynen katiliyorum. bir de Deniz Bölükbasi'na sormak isterdim, tezkere ile topraklarimiza konuslanmasi planlanan 62 bin Amerikan askerinin gelememesine de cok üzülmüs mü acaba? "PKK biterdi" derken neyi kastetmis, merak ettim. islevini bitirmis olacagi icin mi yoksa...?

MHP, Bölükbaşı gibi mi düşünüyor?

“Meş’um Tezkere” dediğimiz o “1 Mart Tezkeresi” Meclis’ten geçmeyince, “Biz Büyük Ortadoğu Projesi’nde ABD ile birlikte hareket ediyoruz. Amerika ile Ortadoğu’ya demokrasi ve liberalizm getireceğiz!” diyen övünen Abdullah Gül, çok üzülmüş, “Hatta istifa etmeyi bile düşündüm!” demişti.

1 Mart Tezkeresi’nin Meclis’te milli irade duvarına toslamasına üzülen bir başka kişi daha varmış ve o kişi de, MHP’den siyaset yapmak için kolları sıvayan Büyükelçi Deniz Bölükbaşı imiş. Akşam’dan Nagehan Alçı tarafından Türk kamuoyuna “1 Mart Tezkeresi’nin Mimarı” diye takdim edilen Deniz Bölükbaşı, tezkere geçse 100 binden fazla Amerikan askerinin Türkiye’nin Güneydoğu’suna uçakları, tankları ve topları ile çörekleneceğini görmezlikten gelerek, “Tezkere geçse 2 tümen kadar zırhlı birlikle Yağmur hattına kadar girecektik. Bu bir çatışma alanı değildi. PKK’yı büyük oranda hallederdik. Barzani bu pervasızlığı gösteremezdi. PKK orada yuvalanamazdı. Kerkük’teki durum farklı olurdu. Oylamanın yapıldığı gün meclisteydim!” diyor.

Yani Bölükbaşı 1 Mart Tezkeresi geçmediği için “Çok üzüldüm, istifa etmeyi bile düşündüm!” diyen Abdullah Gül gibi düşünüyor. Akşam muhabiri Alçı’nın, “Tezkerenin geçmemesi üzerine emeklerinizin boşa gittiği gibi bir hisse kapılıyor musunuz?” bir soru üzerine de Bölükbaşı: “Hayır, neticede bu Meclis iradesidir!” diyor ve ekliyor. Yahut Bölükbaşı’yı Allah söyletiyor:
“- ABD o zaman Türkiye’yi sömürge ülke gibi görme eğilimindeydi!”

İşte işin özü bu. ABD Türkiye’yi “Sömürge ülke gibi görüyor” ve bir de utanmadan müstevlileri denize dökmüş bir Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden, “Gel beni 100 binlerce askerinle işgal et ey Amerika!” diye karar çıkmasını bekliyor. Ve MHP’den siyasete soyunmuş Deniz Bölükbaşı ülkesini sömürge gibi gördüğünü tespit ve itiraf ettiği bu ABD’nin yüz binlerce askeri ile Türkiye’ye yerleşmemesinden üzüntü duyuyor.

Burada, yani Deniz Bölükbaşı mantığında, bugün Irak’ta 750 binden fazla Müslüman’ı katletmiş ve katletmeye devam eden, 4 milyon Iraklıyı ülke dışına çıkmaya mecbur bırakan ve Ebu Garip dahil ülkenin hemen her noktasında bir “işkence ve ölüm makinesi” gibi çalışan Amerika’dan iki beklenti var. 1. “Türkiye ABD ile birlikte çalışırsa ABD Türkiye’nin hayrına çalışır!” Ve 2. “Türkiye, çıkarları gereği ABD ile birlikte komşusu Müslüman Irak’a girebilir, 750 bin dindaşının katledilmesi gibi bir vahşetin ortağı olabilir!” Yani Türkiye PKK ile mücadele maskesi takınarak komşuluk ve adaleti bir kenara bırakıp zalim, emperyalist ve güçlünün yanında yer alarak elini kana bulayabilir.

İlginç, çok ilginç...

Oysa biz Anadolu’yu temelli yurt edinişimizin temelinde savaş meydanlarında atalarımızın güçsüzden yana yer tutuşlarının maya teşkil ettiği menkıbeleri ile büyüdük, buna böyle inandık. Sonra Türk’ün töresi ve mensubu olmakla övündüğümüz İslâm’ın esaslarında zalimle birlikte komşu ve dindaşına, hem de hiçbir geçerli gerekçe olmadan, yani Pentagon ve CIA yalanlarını rehber edinerek saldırmak, camileri bombalamak, kadın, ihtiyar, çoluk çocuk katletmek yoktur, bu olsa olsa tahrif edilmiş Tevrat’ın tavsiyesi değil midir?

ABD ile birlikte hareket etmek demek, Sevr demektir..

1 Mart tezkeresi geçse ve Amerika 100 binin üzerinde bir Coni ile Türkiye’ye yerleşseydi neler olurdu, nasipse yarın da bu durumu, tarihi bir belge ile anlatmaya çalışacak ve Deniz Bölükbaşı’yı Türk milletinin vicdanına havale edip konuya noktayı öyle koyacağız.

Hasan Demir, Yenicag, 15.05.07

PKK biterdi" derken neyi kastetmis, merak ettim. islevini bitirmis olacagi icin mi yoksa...?

Helal Türkan.
Ayrıca Hasan Demir'in yazısı da çok güzel,taş ve gedik olayı
Sağol.

Asker iken basimiza bir kac olay geldi.Anlatsam lanet edersiniz

Anlatsana shadow kardeş.

tezkere gecseydi fazla bir sey farketmiyecekti. zaten ülkeyi ABD ye teslimm ettiler. sadece yöntemde biraz degisiklik olacakti o kadar.

dertsiz kardeş,bir yerde haklısın.İşte bu hükümet yüzünden ve kurtulmak lazım bunlardan.

Çetin Taş, bosver bende kalsin

Yapma be shadow kardeş.Paylaş ki biz de paylaşalım başkaları ile.