İstanbul'da dünyanın en gizemli toplantısı

Genel & Güncel Konular

İstanbul'da dünyanın en gizemli toplantısı

İletigönderen MedceziR » Çrş May 30, 2007 20:11

[img]http://image.haber3.com/haber/66313.jpg[/img]
31 Mayıs’ta düzenlenecek Bilderberg'in Türk konukları kim?


Politika, siyaset ve basın dünyasın en önemli isimlerini bir araya getiren Bilderberg toplantısı, İstanbul’da 31 Mayıs-3 Haziran tarihleri arasında yapılacak. Bilderberg meraklılarının internet sitelerine sızan toplantının resmi davetli listesine göre gizemli zirveye Türkiye’den Ali Babacan, Mustafa Koç, Egemen Bağış, Hikmet Çetin, Kemal Derviş, Fehmi Koru ve Cengiz Çandar gibi isimler davet edildi. Bu yılki zirveye ilk kez bir İranlı profesörün çağrılması, İran sorununun gündeme geleceğinin göstergesi oldu. Fransa’nın yeni Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner de İstanbul’a gelecek önemli isimler arasında yer aldı. Bilderberg’in VIP konukları MİT ve CIA koruması altında bugün Silivri’ye gelecek.

Dev isimler geliyor

Toplantıya Le Figaro, Die Zeit, The Economist, The Times, Herald Tribune, Wall Street Journal gibi saygın gazetelerin temsilcileriyle, Yunan ve İngiliz maliye bakanlarının yanısıra Avrupa Merkez Bankası Başkanı da katılacak. Irak savaşının mimarlarından olan ve “Karanlıklar Prensi” olarak anılan Richard Perle’nin de gelmesi kesinleşti. Coca Cola, Microsoft, Fiat gibi dev şirketler de Klassis Otel’deki yerlerini alacak. Bilderberg’lerin değişmez ismi Henry Kissinger yarın İstanbul’a geliyor. Zirveye şüpheyle bakanların protesto mekanı da belli oldu. İnternette örgütlenen Bilderberg karşıtları Pera Palas Oteli’nde karşı-zirve kararı aldı.


Vatan / Uğur KOÇBAŞ
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Hasta » Çrş May 30, 2007 20:18

Oy,oy,oyyyy,sağol,MedceziR...Ali Babacan,Hikmet Çetin,Kemal Derviş, Fehmi Koru ve Cengiz Çandar haaaa...He he heeeee,ben şaşırmıyorum... :twisted:
Kullanıcı küçük betizi
Hasta
Satılmıştır
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 14:52

İletigönderen Egeli » Çrş May 30, 2007 20:51

MedceziR, haber için sağol.
Kullanıcı küçük betizi
Egeli
Üye
Üye
 
İletiler: 1724
Kayıt: Cum Mar 09, 2007 17:40

İletigönderen Ram » Çrş May 30, 2007 22:01

Türkiye'de yapılan toplantılara bakıldığında; 1959 - 1975 - ¿? - 2007

Yaşayanlarınız bilir, 1991 yılı Türkiye ve Dünya için yeni bir dönem başlangıcıdır. Yani, "Novus Ordo Seclorum" 91'de başlamıştır.

*ABD, Körfez Savaşı'ndan galip çıktı.
*Sovyetler, yerle yeksan oldu.
*Soğuk Savaş sona erdi.
*Türkiye faili meçhûl cinayetlerle sarsılacak bir sürece girdi.
*1991 yılında Türkiye'de Bildirberg'in izine rastlanmadı. Ancak, 16 yıllık bekleme süresini ve yukarıdaki verileri eklersek, Bildirberg'in çok ötesinde bir toplantı olduğunu çıkarabiliriz.

MedceziR, haber için sağol.

Bilderberg'te ne kararlar alındı¿?

Bilderberg grubunun bu yılki toplantısı 8-11 Haziran günlerinde Kanada'da Ottawa'nın biraz dışında bulunan lüks Brook Street Resort otelinde yapıldı. Türkiye'den de tanınmış isimlerin katıldığı bu gizli toplantılarda nelerin konuşulduğu, nelerin tartışıldığı açıklanmadı, ve açıklanmayacak da... Çünkü Bilderberg'in kuralı bu. Bu toplantılara katılan gazeteciler de bu kurala uymak zorundalar..

Ama tüm yaşamını Bilderberg'in gizemini, Avro-Amerikan güç odaklarının gizli konsensusunu ortaya çıkarmaya adamış olan American Free Press adlı yayın organından Amerikalı gazeteci James Tucker, bu yıl da Bilderberg'te neler konuşulacağını önceden öğrenmeyi başarmış.

Bilderberg grubu, 1954'te Rockefeller ve Hollanda prensi Bernard tarafından NATO içinde iş yapmak için kurulmuştu. Prens Bernard'ın adı daha sonra ünlü Lockheed skandalına karışacaktı. İlk toplantısını Hollanda'da Oosterbeek kentindeki Bilderberg otelinde yaptığı için de bu adı aldı. Bu olağanüstü kulüp kapılarını yalnızca davetlilere açıyor. Davetliler ise Batı dünyasının büyük sermayedarları, işadamları, bankacıları ve zenginleri. Bunlara politikacılar, stratejik analistler ve gazeteciler de ekleniyor. Toplantıya katılanların sayısı 100'ü geçiyor.

Her yıl bir başka yerde, ama tabii ki içeri girilmesi olanaksız bir güvenlik duvarının arkasında toplanıyorlar. Geleneksel olarak toplantıyı Hollanda Kraliçesi Beatrix açıyor. Toplantıların sonunda ne bir basın açıklaması ne de bir basın toplantısı düzenleniyor. Toplantıları davetli gazetecilerin dışında basın mensuplarının izlemesine izin verilmiyor. Bu özel seçilmiş gazeteciler de ağızlarını kapamaları koşuluyla toplantılara çağrılıyor tabii...

Bilderberg'in daimi üyesi Davis Rockefeller, suskunluğunu koruyan bu özel gazetecilere 1991 yılında yaptığı bir açıklamayla teşekkür etmiş, "Eğer tüm bu yıllarda medyanın reflektörleri altında kalsaydık dünya için düşündüğümüz projemizi geliştirmek mümkün olamazdı" demişti. Rockefeller, basının bu seçilmiş dostları sayesinde dünyanın bugün bir "dünya hükümeti"ne doğru ilerlemeye çok daha hazır olduğunu, dünya bankerlerinin uluslarüstü hükümranlığının ve entellektüel bir elitin tercih edildiğini sözlerine ekliyordu.

Neler konuşuldu ?

Bilderberg bu yıl Kanada'da hangi konular üzerinde durmayı planlıyordu?

Amerikalı gazeteci James Tucker'ın araştırmasına göre, geçen yıl Almanya'nın Rottach-Egern kentinde biraraya gelen 120 dünya zengini, petrol fiyatlarında belirgin bir artış öngörmüşlerdi; Esrarengiz bir biçimde o zamandan bu yana petrolün varil fiyatı 40 dolardan 70 dolara fırladı.

Bilderberg'te Exxon'un sahibi Rockefeller'den Shell'in Hollandalı patronu Jeroen van der Veer'e, Rotschild grubunun başkan yardımcısı Franco Bernabe'ye kadar tüm petrolcülerin Bilderberg'te hazır bulundukları düşünülecek olursa, bu petrolcülerin petrol fiyatlarının artmasından zenginliklerine zenginlik katmaları kadar normal bir şey olamaz...

Gazeteci Tucker, Bilderberg grubunun bu yıl özellikle Latin Amerika ve İran sorunu üzerinde odaklandığını söylüyor. Kuşkusuz bu iki sorun da doğrudan petrolle ilgili.

Tucker, Bilderberg'te, özellikle Venezüella ve Bolivya'da petrolü millileştiren iki başkan Hugo Chavez ve Evo Morales'in yarattığı problemlerin nasıl çözümleneceği konusunun masaya yatırıldığı görüşünde. Chavez ve Morales'in dışında Güney Amerika'nın diğer yaramaz liderleri de Bilderberg'te tartışılmış olabilir. Özellikle borçlarını yıl sonuna kadar ödeme kararı alarak İMF ile ilişkisini kesen ve ülkesini sağlıklı bir zemine oturtan Arjantin Devlet Başkanı Nestor Kirchner'e de Bilderberg'e kötü örnek olan bir lider gözüyle bakıldığı gerçeği karşımıza çıkıyor.

Bilderberg'te İran sorunu ve bu sorunun nasıl çözümleneceği konusunun da ele alınmış olabileceği tahmin ediliyor. Ama İran konusunda Bilderberg'te bir konsensusa varılmış olasılığı zayıf. Bu sorunun çözümü pek de kolay gözükmüyor; 2003'te Irak'ın işgali sırasında, Bilderberg'in Avrupalı ve Amerikalı üyeleri arasında bir çatlak oluştuğunu unutmamak gerekiyor.

Bilderberg'te tartışmaların İran ve Latin Amerika'ya odaklandığı görüşü, ister istemez dünyayı yönetenlerin enerji kaynakları ve özellikle petrol konusuna büyük önem verdiğini ortaya koyuyor.

Amerikalı gazeteci Tucker, yazısında Bilderberg'te Avrupa'nın da çok tartışılacağını söylüyordu. Bu tartışmaların başında da Bilderberg üyesi Giscard D'Estaing tarafından hazırlanan ama halk oylamasından geçemeyen Avrupa Anayasası'nın Avrupalılara yeniden nasıl kabul ettirilebileceği konusu geliyor. Kuşkusuz bu "bürokratlar Avrupasını" yaratan da Bilderberg'in kendisi ve bu işi yarım bırakmak istemiyor.

ABD'nin eski ulusal güvenlik danışmanı ve Bilderberg'in üyesi Zbigniew Brzezinsky'in 2005 yılında dediği gibi, "Batı Avrupa'nın geniş çapta ABD korumasında kalmasının" sağlanması söz konusu. Brzezinsky, geçen yıl ayrıca Avrupa'nın sosyal sisteminin, yani emeklilere sağlık güvencesi sistemlerinin yarattığı sorunu mutlaka çözmesi gerektiğini söylemişti. Yani bu söyleme göre, Avrupa'nın bu sağlık sistemini kaldırıp, yerine özelleştirmelerle daha esnek bir sistem getirmesi gerekiyor.

Bugün dünyada bir grup politikacıların oluşturduğu hükümet programları bu yönde işaretler vermiyor mu?

Siyasette sihirli düzen

Dünyadaki basın yayın organları, Bilderberg'in dünyanın kaderine karar veren bir örgütlenme olmadığını, bu toplantıların yalnızca zenginler arasında bir tartışma forumu olduğunu savunuyor.

Ama Amerikalı gazeteci Tucker, bazı parlak siyasi kariyerlerin sihirli düzenine dikkat çekiyor. İşte Tucker'ın ilginç saptamaları:

Bill Clinton, 1991'de Almanya'da yapılan Bilderberg toplantısına davet edilmişti. 1992'de Clinton başkan adayı oldu; birkaç ay sonra da ABD Başkanı olarak Beyaz Saray'a taşındı.

Tony Blair 1993'te Yunanistan'daki Bilderberg toplantısına çağrıldı. Bir yıl sonra 1994'te hiç beklenmedik bir şekilde İngiliz İşçi partililer onu parti başkanlığına seçti. 1997'de de Blair, İngiltere başbakanı oldu, hem de ultraliberal bir sosyalist lider örneği olarak.

1996'da Bilderberg'e davet edilen bir başka sosyalist de Fransız Lionel Jospin idi. Bir yıl sonra Jospin Fransa'nın başbakanı oldu ve 2002 yılına kadar bu görevde kaldı. Bilderberg üyesi Michel Rocard da 1988'den 1991'e kadar başbakanlık yapmıştı.

Pentagon'da ABD Savunma Bakan yardımcısı Paul Wolfowitz, geçen yıl 2005'te Bilderberg'e konuşma yapması için davet edilmişti. Bir kaç hafta sonra Wolfowitz, hiç beklenmedik şekilde Dünya Bankası'nın başkanı oldu..

Gazeteci Tucker, bugün İtalya'nın başbakanı olan Romano Prodi'nin Haziran 1999'da Portekiz'deki Bilderberg toplantısına davet edildiğini ve hemen arkasından eylül ayında da Avrupa Komisyonu başkanı olduğuna dikkat çekiyor. Ama Prodi, yalnızca milyarderler kulübünün bir davetlisi olmadığı da bir gerçek. 1980'li yıllarda Prodi, Bilderberg'in önemli ofisi "steering committee"nin, yani toplantılarda tartışılacak konuları ve davetlileri saptayan komitenin bir üyesi olarak karşımıza çıkıyor.

İtalyan Kuzey Birliği Partisi'nin yayın organı La Padania'nın yazarı Maurizio Blondet'e göre de, Bilderberg'in can damarını oluşturan bu önemli komitenin özellikle çok önemli üyeleri bulunuyor. Örneğin Fiat'ın patronları Umberto ve Gianni Agnelli kardeşler, ölümlerine kadar bu komitede görev yapmışlar. Fiat çevrelerinde daha bir çok isim bu komitenin üyeleri arasında yer alıyor. Daha sonra küreselleşmenin denetleyicisi görevindeki Dünya Ticaret Örgütü'nün başkanlığına geçen Renato Ruggiero'dan Fiat'ın başkan yardımcısı Paolo Zannoni'ye, Uluslararası İlişkiler Enstitüsü başkanı Stefano Silvestri'ye kadar bir çok Fiat yöneticisinin bu komitede görev aldıklarını görüyoruz.

Bugün İtalya'da "sol" denen hükümette görev alan ve Banca Commerciale Italiana'dan Goldman Sachs'a, Avrupa Komisyonu'na kadar özel ve kamu kuruluşlarında parlak bir kariyere sahip olan Mario Monti'nin de bu komitenin üyeliğini yapmış olması bir rastlantı değil kuşkusuz.

1997'de Bilderberg'e davet edilen ve ardından Avrupa Komiseri olan Emma Bonino, İtalyan Sanayici ve İşadamları Derneği Confindustria tarafından Balkanların yeniden yapılandırılması için özel temsilciliğe atanan Rothschild Europe'un başkan yardımcısı Franco Bernabe, Avro'nun yaratıcısı, ünlü banker ve bugün Prodi hükümetinde Ekonomi Bakanı olan Tommaso Padoa Schioppa ve daha birçok kişi Bilderberg'in kapısından geçen kişiler olarak sıralanıyor.

Hatta İtalyan Komünist Partisi'nin yayın organı L'Unita` gazetesinin genel yayın yönetmeni Walter Veltroni'nin bile bir kez Bilderberg'e davet edilmesi de dikkat çekici.

İşte Bilderberg'in listesi böyle uzayıp gidiyor...

Fehmi Koru polemiği

Toplantının bu yılki katılımcıları arasında ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Karanlık Prensi olarak bilinen ABD eski Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle, Hollanda Kraliçesi Beatrix'in yanı sıra, petrol şirketi Royal Dutch Shell'in Yönetim Kurulu Başkanı Jorma Ollila, Dünya Bankası eski Başkanı James Wolfenson gibi iş dünyasının ünlü isimlerinin yer aldığı söyleniyor.

28 ülkeden 130 kişinin katıldığı bu yılki Bilderberg toplantısına Türkiye'den de Mustafa Koç, Güler Sabancı, Ümit Boyner, Egemen Bağış, Kemal Köprülü, Sabah yazarı Soli Özel ve Yeni Şafak gazetesinin yazarı Fehmi Koru davet edildi.

Kuşkusuz yıllarca Bilderberg için yazılarında sert eleştirilerde bulunan"Eğer 'dünya hükümeti' diye bir şey varsa, işte örgütü" diyen, bu toplantıya katılanlar için de "gelecekleri değişiyor" imasında bulunan Fehmi Koru'nun davet edilmesi polemik konusu oldu. Ancak tüm bu polemiklere hedef olan Fehmi Koru Kanada'daki Bildergberg toplantısına katıldı ve döner dönmez de hakkında yazılanlara farklı bir bakış açısından yanıt verdi.

Koru, bunca yıl eleştirdiği Bilderberg'e katılma konusundaki kararını kendisine göre haklı nedenlere dayandırıyor. Aslında haksız da sayılmaz. Koru, düşüncesine göre bunca yıl dışardan izlemeye çalıştığı bu gizli toplantılardaki tartışmalara hiç olmazsa bu kez içerden, doğrudan tanık olma fırsatını kullanmak istediğini söylüyor. Ama tanık olduğu meseleleri yazamayacağı için de bir gazeteci olarak şanssız. Çünkü aldığı davetin kuralına uymak zorunda. Fakat yine de üç gün boyunca kapalı kapılar ardında dinlediklerinin, onun gelecekteki yazılarına nasıl yön vereceğini de bekleyip göreceğiz.

Fehmi Koru'nun yazısında, kuşkusuz polemiklere hedef olduğu için, katıldığı Bilderberg toplantıları hakkında "birşeyler" yazmak zorunda kaldığı hissediliyor. Tabii ki yazısında "Bilderberg'in dünyanın en gizli örgütü olduğunu" vurgularken, davetin kuralına uyarak içerikten çok, izlenimlerini, toplantıların biçimsel ögelerini ortaya koyuyor. Yani herkesin bildiği ya da tahmin ettiği ögeleri...

Fehmi Koru, Yeni Şafak'ta çalıştığı dönemde Cengiz Çandar ile de Bilderberg toplantıları yüzünden polemiğe girmişti. Koru, o dönemde "Dünyaya çeki-düzen verecek bütün kararlar Bilderberg'de alınıyor, bu toplantılara katılanlar, bir süre sonra başbakan ya da etkili bir bakan olarak ülkelerini yönetmeye başlıyorlar" tezini ortaya atmış, Çandar da, Bilderberg toplantısına davet edilen Cem Boyner'i örnek göstererek, bu tezi çürütmeye çalışmıştı. Cengiz Çandar, Yeni Demokrasi Hareketi'nin 1994 Aralık ayında kurulduğunu, iki ay sonra Boyner'in Bilderberg'e gittiğini vurgulamış, ancak 1995 Aralık seçimlerinde Boyner'in partisinin yüzde 0,5 oy aldığını hatırlatarak, "Hani Bilderberg, her ülkede iktidarları belirliyordu?" sorusuyla Koru'ya yanıt vermişti.

Ama yukarda dünya siyaset arenasında olup bitenlerle ilgili verilen örnekler, galiba Fehmi Koru'nun tezini doğru çıkarıyor.

Ottawa'daki Bilderberg toplantılarında Türkiye hakkında neler konuşulduğunu gazeteci olarak Fehmi Koru'nun dışında bilmemize olanak yok. Ne varki siyasetçi, gazeteci kimliğiyle davet edilenlerin kariyerlerinde ilerde görülecek değişimler, Bilderberg'de alınan kararların göstergesi olacak.

http://www.kanalturk.com.tr/yazar.php?yazarlar_id=52
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Egeli » Çrş May 30, 2007 22:10

Ram, 2007+16 :!:
Kullanıcı küçük betizi
Egeli
Üye
Üye
 
İletiler: 1724
Kayıt: Cum Mar 09, 2007 17:40

İletigönderen Ram » Çrş May 30, 2007 22:13

Stratejist, o toplantı olmayacak. Yüzüncü yılda, rahmete kavuşacaklar inşallah. Resim
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Egeli » Çrş May 30, 2007 22:16

Ram, inşallah. 8)
Kullanıcı küçük betizi
Egeli
Üye
Üye
 
İletiler: 1724
Kayıt: Cum Mar 09, 2007 17:40

İletigönderen Çetin Taş » Çrş May 30, 2007 22:32

Ram,1991 harbiden yeni bir dönem başlangıcıdır.Liseyi bitirip özgürlüğümü kazandım yahu 1991'de. :mrgreen:
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Ram » Çrş May 30, 2007 23:04

Çetin Taş, "Çekiç Güç" sen liseden mezun olduğu için girdi değil mi¿? :twisted:
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Veled » Prş May 31, 2007 12:18

MedceziR, haber için sağol dünyayı ekonomi ile para ile yönetmek isteyen insanlar ülkemize de bu şekilde para ile geliyorlar işte o kadar güçlüler ki mevcut rejimi değiştirip kargaşalık çıkarma kudreti bile olan bu insanlar her zaman türkiye için bir tehtit teşkil edecek savaş küresel savaş ve bu da en iyi para ile yapılıyor
Kullanıcı küçük betizi
Veled
Satılmıştır
 
İletiler: 3
Kayıt: Çrş Mar 07, 2007 20:46


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x