İlker Başbuğ'a vatandaş mektubu...


Balıkesir Bandırma’dan, emekli polis memuru olan okuyucumuz Sayın Mustafa Peksak, Genelkurmay Başkanı Başbuğ’a yazdığı mektubu bize de gönderip yayınlamamızı istedi.. Bu isteğini yerine getiriyorum.
“Sayın İlker Başbuğ Orgeneral.. Genel Kurmay Başkanı..
07.12.2009 Günü TOKAT İlimizde, hain pusu sonucu 7 Askerimiz şehit edilmiş, 3 askerimiz de yaralanmıştır
Televizyonları seyrettiğimde,
Güneydoğuda ayaklanma görüntüleri, Türk Bayrağı yakılması, Bölücü
kürdistan bayrağı açılması, Bölücübaşının resimlerinin taşınması, şehit cenazalerinde ve diğer vilayetlerimizde,
vatandaşlarımızın bu manzaraya kızarak Türk Bayrağıyla yürüyüş yapmak istemleri ve Polis Teşkilatının Türk Bayraklı yürüyüşe izin vermemesi, bölücü başlı afişli yürüyüşe ise hiçbir müdahale etmemesi, beni bir vatandaş olarak üzmektedir. Emekli Bir Güvenlik Görevlisi olarak da hizmetimin boşa geçtiğini
düşünmekteyim.
Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Büyük Önder Atatürk asker kökenli olup Demokrasiyi-Cumhuriyeti kurarak yaşatmış ve diğer kurumlara verdiği gibi, Türk Silahlı Kuvvetlerinede cumhuriyeti-demokrasiyi-ülkeyi koruma ve kollama görevi vermiştir.
Günümüzde,
Türk Silahlı Kuvvetleri Mensuplarının, Darbeci-Çeteci olduğu, Güneydoğuda faili meçhul cinayetler işleyen, bütün karanlık işlediği askerler tarafından yönlendirildiği ve yapıldığı görüşü topluma MEDYA vasıtasıyla empoze edilmektedir.
ABD Ordusuna-Çin Ordusuna-Rus Ordusuna-İsrail ordusuna güvenmiyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerine güveniyorum. Güvenmek suç ise bu suçu bilerek ve isteyerek işlemiş bulunuyorum.)
Sizin çalışmalarınızı överek-Takdir edip-size madalya takarak ödüllendiren Amarika Birleşik Devletlerinin gerisinde kaldığım için çok üzgünüm. Amerikanın bir bildiği vardı ki size MADALYA takarak bilgeliğinizi tescillemiştir. Bende affınıza sığınırak, ülkeninin bir iç savaş sonucu parçalanarak bölüneceği ENDİŞESİ taşıdığımdan, endişemin yerinde olup olmadığının tarafıma sizin şahsınızca, bildirilmesini arzu ettiğimden size bu mektubu gönderiyorum.
(Özel kalem müdürünüz veya başka bir komutanımızca cevaplandırılmaması-Bizzat Şahsınızca cevaplandırılmasını arz ederim.)
SAYIN İLKER BAŞBUĞ,
Ülke içerisinde Huzur ve Güveni sağlamak için daha ne kadar hain pusuya düşürülmüş asker şehidi vereceğiz. Ben Emniyet Teşkilatında çalışırken Polis Müdürleri 7-8 polis şehit verildiğinde, İstanbul’da ya istifa ettiler ya da hükümetten kanun istediler. Kanun çıkmayınca da istifa ettiler.
Siz her Asker Şehit edildiğinde
istifa ya da kanun değişikliği istiyor
musunuz.?
SAYGILARIMLA SUNAR-CEVABINIZI BEKLERİM. 8.12.2009
Sayın Mustafa Peksak’ın açık adresi ve telefonu bende var.. Sayın Başbuğ ona yazmak ya da konuşmak isterse takdim ederiz.. Bu mektubu yayınladım çünkü bu tür yaklaşımlar, vatandaşlar arasında yoğun..


YENICAG 17-12-2009
Behic KILIC

BBP'den 'iç savaş' uyarısı

2009-12-16 14:34:04
BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, Türkiye'de iç savaş provaları yapıldığını ifade ederek Hükümet'i tedbir almaya çağırdı. Topçu, "İktidar partisi derhal açılım sürecinde yaptığı gibi; siyasi parti temsilcilerini, STK'larını, medya temsilcilerini ve kanaat önderlerini bir araya getirerek ortak bir çözüm arayışı için girişimlere başlamalıdır" dedi.

Topçu, son günlerde yaşanan olaylarla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Türkiye'de bir iç savaş stratejisini uygulamaya çalışan odaklara karşı iktidarı, DTP'yi ve toplumun her kesimini uyardıklarını belirten Topçu, "Bu ülkenin vatandaşları arasına kalın sınırlar çekmeye çalışan ve taraflar oluşturmaya çalışanlar; Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya'dan sonra Anadolu coğrafyasını sorunlar yumağının göbeğinde tutmaya çalışarak, Türkiye'nin dış müdahaleye açılan pencerelerini sürekli açık tutmak için tüm gayreti gösteriyorlar" dedi.

Topçu, bu "oyunu" ve sonuçlarını daha önce sağ-sol çatışmaları ile gördüklerini ve yaşadıklarını bildirerek bugün emperyalist güçler ve onun yerli işbirlikçilerinin Türk-Kürt ve Alevi-Sünni gibi birçok çatışma alanı yaratmaya çalıştıklarını kaydetti.

Türkiye'de insanlarımız arasında karşılıklı sevgisizlik, güvensizlik, etnik ayrışma ve ayrıştırma psikolojisi yerleştirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Topçu, "Bu sorunlar siyasal bir sorun olma durumundan bir toplumsal mesele ve bir ayrışma meselesi haline gelirse bunun vebalini kimse ödeyemez" dedi.

Türkiye'de hızla eritilmeye çalışılan insani, milli ve manevi değerlerin üzerine; yıkıcı, kırıcı, yok edici bir saltanat inşa edilmeye çalışıldığını ifade eden Topçu, orta ve uzun vadede Türkiye'yi iç savaş arenası haline getirme iradesine karşın, bu toprakları, yüz yıllardır barış içinde yaşamış olan vatandaşları "kardeşlik noktasında" buluşturma görevini yerine getirmeleri gerektiğini kaydetti. Topçu, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Hükümeti göreve çağırıyorum. Bugüne dek mühim ülke meselelerinde gösteremediği dirayeti ve basireti, bu günlerde sahneye konulmaya çalışılan iç savaş provalarına karşı ivedi tedbirler hususunda göstermelidir. Devletimiz ve vatandaşlarımız uyanık olmalıdır. Açık saldırılar ve provokasyonların genele yayılmaması için herkes sağduyulu ve hoşgörülü olmalıdır.

Büyük Birlik Partisi bu son süreçte gelişen istenmeyen olaylar karşısında hiçbir provokasyon ve ajitasyona gelmeyecektir. Bizler soğukkanlılığımızı ve sükžneti elden bırakmayacağız. Bin yıldır bu coğrafyada etle tırnak olmuş, aynı kıblede saf tutmuş, komşu, dost ve akraba olmuş tüm farklı kimliklerle aramızdaki barışa kimse zeval veremeyecektir.
Bu konuda BBP ve Alperen Ocakları mensupları, hukuk içinde kalarak, barış ve esenlik tavsiye edecektir. İktidar partisi derhal açılım sürecinde yaptığı gibi; siyasi parti temsilcilerini, STK'larını, medya temsilcilerini ve kanaat önderlerini bir araya getirerek ortak bir çözüm arayışı için girişimlere başlamalıdır."

http://www.ortadogugazetesi.net/haber.p ... i&id=14671