İmamdan teşrifatçı itfaiyeciden reklamcı!

AKP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Eyüp Sultan Camisi'ni ziyaret etti.

Türbe önünde yapılan duada Eyüp Sultan Camisi İmamı Metin Çakar, Yıldırım için oy istedi.

İmam Çakar, türbe önünde toplanan vatandaşlara, "Binali başkanımızın başarılı olmasına, hayırlı işlerde muvaffak olmasına, Allah rızasına, El Fatiha" diye dua ettirdi!

* * *

Bursa'da da benzer bir olay yaşanmıştı. Yerel seçim çalışmaları için Bursa'da bulunan Tayyip Erdoğan'ın Cuma namazı için Ulu Cami'ye girişi sırasında imam, vaazı keserek, "Milletimizin sevdiği, milletini canından çok sevdiği, aziz bildiği Cumhurbaşkanımız camimize teşrif etmiştir. Dua ediyoruz, hürmet ediyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

Yalova'nın Kadıköy beldesinde de AKP adayı, camide kahvaltılı seçim programı düzenlemişti.

Bu tür olaylar artık yadırganmıyor ama Anayasa'nın 24'üncü maddesinin son fıkrasında geçen "Kimse, siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz." hükmü halen yürürlüktedir!

Yani camilerin ve imamların siyasi çıkar sağlamak için kullanılması, Anayasa suçudur.

İmam, kimsenin teşrifatçısı, yani karşılama ve uğurlama memuru değildir. Yapılan işler, tam da Anayasa'da belirtildiği gibi siyasi veya kişisel çıkar sağlamak amacıyla camilerin ve Kur'an'ın istismar edilmesi, kötüye kullanılmasıdır.

Fatiha suresi, AKP propagandası için mi indirildi?

* * *

Bir diğer konu da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı itfaiye teşkilatının, AKP'nin seçim reklamında kullanılmasıdır. Konuyu önemseyip bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıyan Gürsel Tekin oldu.

"İtfaiyeci siyasi parti reklamında oynar mı?" diye soran Tekin, "Memur ve hizmetliler ile her türlü araç-gereç ve imkânlarının, bir siyasi bir parti veya adayın emrinde ya da herhangi bir siyasi faaliyette çalıştırılmaları, kullanılmaları veya kullandırılmaları yasaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi personel ve araç gereçlerinin bir siyasi partinin reklam filminde kullanılması yasalara göre suçtur" dedi.

* * *

Hâkim ve savcı olabilmek için yeniden getirilen 70 puan şartı, Meclis'te görüşülürken, Ahmet Şık, AKP kadrolarından hâkim-savcı atanan 90 kişinin listesini açıkladı.

Lütfü Türkkan da "Sarayda kurayla atanan hâkim ve savcılardan, 113'ünün bir şekilde AKP ile bağı çıktı" dedi.

Oysa hâkim-savcı olmak isteyenler, başvuru tarihinde siyasi parti üyesi ise mesleğe kabul edilmez! Söz konusu kişiler ise AKP'de resmen görevliyken hâkim ve savcı atandı.

* * *

Sosyal medyada, "AKP, ülkeyi 17 yılda yangın yerine çevirdi. Bu sebeple yangını söndürmek için itfaiyeyi çağırdı" esprileri yapılıyor ama her geçen gün devleti devlet olmaktan çıkarıyorlar! Yatılı Kur'an kursunda çocuklara tecavüz ediliyor, bakan "bir kereden bir şey olmaz" diyebiliyor! Bir kadın gözaltına alınırken taciz ediliyor, "babası FETÖ'cüdür" diye savunma yapılabiliyor!

İktidar partisi, bugün için bazı imamları, kaymakamları, valileri veya itfaiyecileri propagandasını yapmak için kullanıyor ama buna gereken tepki gösterilmezse, polisten de askerden de aynı amaçla "alenen" hizmet isteyebilirler!

Parti devleti böyledir işte... Hak, hukuk, Anayasa, kanun, düzen yok! Keyfi bir yönetim ve artık güven duyulmayan devlet kadroları...

Adaleti, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü anlayışını yok ederseniz ortada devlet kalmaz! Devletin, bilinçli olarak, yeni bir devlet kurmak için yok edildiğini de zaman zaman söylüyorlar zaten!

Arslan BULUT, 21 Şubat 2019
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr