İmamın Demokrasisi...

İmamın Demokrasisi...

İletigönderen İrfan Tuna » Cum Nis 22, 2011 16:07

İMAMIN DEMOKRASİSİ…

Atatürk’ün kapıdan kovduğu Derviş Mehmet’ler, Derviş Vahdeti’iler, Vahdettin’ler, Sait Nursi’ler, Damat Ferit’ler ülkemize bu kez de bacadan girdiler.

Amerika, Avrupa, İsrail istihbaratçıları ve gizli servisleri yurdumuzda cirit atmaktadır. Fabrikalarımız, limanlarımız, ormanlarımız, iletişim tesislerimiz yabancıların eline geçmiştir. Devlet kurumları cemaatler tarafından teslim alınmıştır. Laik, demokratik cumhuriyetimiz yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Üniter devletimiz, federatif Türk-Kürt devleti olma yolundadır. Yurdumuz dışarıdan ve içeriden kuşatılmıştır. İşgal altındadır.

“…Aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş, iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit etmişlerdir. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüştür… “

Emperyalizm, bölücüler ve tarikatçılar ülkemizin üstüne kara bulutlar gibi çökmüştür ve seçimden sonra Kemalist Cumhuriyete son darbeyi vurmaya hazırlanmaktadırlar.

Şu anda yürürlükte olan demokrasi ise “imamın demokrasisi”dir.

“Namı diğer”, yani öteki adıyla “ileri demokrasi“, daha açık söylersek, “İslamcı faşizm…”

Bu demokrasi öyle ucube bir demokrasidir ki, bu demokraside ümmetçiliği, kulluğu savunabilirsin. Ortaçağı, etnik yapılanmayı savunabilirsin. Ama asla ulusu, vatanı, özgür vatandaşı, vatanın “tam bağımsızlığını”, çağdaşlığı, çağdaş yaşamı, uygarlığı savunamazsın.

Çağdaş yaşamın ülkemize gelmesi için mücadele veren ve binlerce öğrencinin okumasına, eğitimine ömrünü adayan, “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği” Başkanı Türkan Saylan’ın ölüm döşeğinde bile başına gelmeyen kalmadı. Evinin nasıl arandığını, ona nasıl suçlu muamelesi yapıldığını yaşayarak gördük.

Bu demokraside ülkeyi bölme, parçalama, Türk-Kürt Federatif devletini savunma hakkı vardır. Bu demokraside ABD’ci, AB’ci, tarikatçı, tekkeci, bölücü, PKK’lı olabilirsin, ama asla Türkiye’den yana olamazsın. “Türküm” diyemezsin.

Bu demokraside, komşumuz Irak’ta Müslüman kardeşlerimize işkence yapan, kadınların ırzına geçen Amerikan Coni’lerinin başarısı için dua edebilirsin ama asla Türk ordusunu, Türk askerini övemezsin. Türk subayına, generaline arka çıkamazsın. Çıkarsan darbeci olursun, Ergenekoncu olursun. Özgürlüğünü elinden alırlar. Sana dünyayı zindan ederler.

Bu demokraside PKK militanı, Türk bayrağını ayakları altına alıp çiğneyebilir, Bebek katili Apo’nun posterlerini açabilir, Türk polisine tokat atabilir, taş atabilir, ama sen asla sınav hırsızlığını, yolsuzlukları, yağmayı protesto edemezsin. Örgütlenme özgürlüğünü, sendikal haklarını savunamazsın. İstediğin sendikayı seçemezsin. İşsizliği, yoksulluğu, geçim sıkıntısını protesto edemezsin.

Okulunu bitirip, diplomanı ve mesleğini hak ettiğin halde, neden yıllardan beri işsiz güçsüz dolaştırıldığını, “niçin öğretmenlik atamasının yapılmadığını” soramazsın…

Hakkını, hukukunu arayamazsın. Ararsan coplu, kalkanlı polisler çıkar karşına. Biber gazını gözünün içine içine sıkarlar. Biber gibi yanar gözlerin. Biber gazıyla da hakkından gelemezlerse, seni yerlerde sürüklerler…

İmamın demokrasisinde asla hükümetin icraatını eleştiremezsin. Ona muhalefet yapamazsın. Seni ekmeğinden, aşından, geleceğinden ederler. Dünyanı karartırlar…

Köşe yazarıysan, köşeni alırlar elinden. Sanatçıysan, bıçaklı saldırıya uğrarsın. Daha basılmadan kitaplarını toplarlar. İşadamıysan peşine vergi memurlarını, sigortacıları takarlar. Milyarlara varan cezalar keserler.

İşçiysen, işinden olursun.

Yargıçsan, savcıysan başka illere sürülürsün, ya da seni daha düşük makamlara atarlar. Beğenmedikleri işler yapıyorsan, örneğin, haklarında soruşturma açıyorsan, Türkiye Cumhuriyetinin başsavcısı da olsan, senden daha kıdemsiz bir başka savcıyı üzerine salarak, azılı bir katil gibi ensenden tutup, seni yaka paça dört duvar arasına atarlar.

İmamın demokrasisinde muhalefet yoktur. Eleştiri, hak arama yoktur. Hele hele grev, boykot, yürüyüş hiç yoktur. Peki, ne vardır?

Biat vardır. Kulluk, kölelik vardır. İtaat vardır. Yalakalık vardır.


Bu yasalara uyan yandaş medya bir eli yağda, bir eli balda sultanlar gibi ömür sürüyor. Hayatın tadını çıkarıyor.

Ama bu ihanet yöntemlerinin hiçbiri bizim kitabımızda yazmaz, bizim kitabımızda hiçbirinin yeri yoktur.

Şimdi, biz buradan yeniden haykırıyoruz. Tıpkı işçilerin, öğrencilerin, öğretmenlerin, doktorların meydanlarda haykırdığı gibi haykırıyoruz: “Direne direne kazanacağız…” “Gün gelecek AKP halka hesap verecek…” Bundan kimsenin kuşkusu olmasın…

12 Haziran seçiminde kazanalım ya da kaybedelim. Mücadele durmayacaktır. Tam bağımsızlık savaşımız devam edecektir. Vatanımız ve halkımız özgür oluncaya dek devam edecektir.

Gerekirse yeniden Samsun’a çıkacağız. Gerekirse Erzurum, Sivas kongrelerini yeniden yapacağız. Amasya Genelgesi’ni yeniden yazacağız.

Ne demişti o genelgede Mustafa Kemal Atatürk:

1. “Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.
2. İstanbul hükümeti aldığı sorumluluğun gereğini yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gösteriyor.
3. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır…”

Gerekirse, bu ilkeleri yeniden kılavuz edinerek, sevgili Banu Avar’ın da vurguladığı gibi, “Türkçüler, Sosyalistler ve samimi Müslümanlarla” birleşip, bütünleşerek, “güçbirliği”ni oluşturur, Kemalist Türkiye yolunda yürüyüşümüzü sürdürürüz.

Ondan sonra arkası çorap söküğü gibi gelir. Ve hainler ve vatan satıcıları ve Amerikanofiller, Amerikan uçakları ile gerçek vatanlarına dönerler…


Ali Eralp - 22 Nisan 2011 - Güncel Meydan
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Şu dizine dön: Ali ERALP

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 8 konuk

x