CHP yirmi yılı aşkın bir süredir siyaseten elle tutulur bir başarı sergileyememişti.
İmamoğlu 14bin oy farkla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanana kadar. İmamoğlunun mazbatası iptal edilince seçim yenilendi, bu sefer İmamoğlu ezici bir çoğunlukla 806bin fark oyu ile üstüne bir de AKP’nin 180bin taşıma seçmen getirdiğini de hesaplarsak 986bin oy farkı ile mağdur edilmesinin rövanşını alarak, İstanbul’a belediye başkanı oldu.

Acaba İmamoğlu da bir proje mi?
Bu sorunun yanıtını ilerleyen günler içerisinde rahatlıkla görebileceğimizi zannediyorum. İmamoğlu birdenbire ortaya çıkartılan kimsenin tanımadığı bir insandı. Sadece Beylikdüzü’nün eski belediye başkanı idi.
Süreç içerisinde dini bütün, Karadenizli, güleç yüzlü, espritüel, insanlara hitabeti başarılı ve kitleleri etkileyip avucunun içine alabilen, kitleler ile direk bağ kurma becerisi muhteşem bir kişi olduğu ortaya çıktı.
Türk halkına siyaseten kendisini tanıtmaya çalışırken, bazı söylemleri dikkat çekti.
Mesela Beylikdüzü belediye başkanı iken, belediyeye ait tüm sosyal tesislerde alkol ve benzeri türevli içecekler yasaktı.
Belediyenin işlettiği yüzme havuzlarında kadın ve erkekler için farklı saatler ve günler belirlenmişti.
İmamoğlu haremlik selamlık havuzları savunuyordu, alkole de karşıydı.
Acaba bunlar oy devşireceği Ak parti seçmenine yönelik siyasi manevralar mıydı.
Ancak, dini bilgi potansiyeli ayrıca kavgacılıktan uzak, uzlaştırıcı dili ile iktidara ve iktidar adayına ciddi bir alternatif oldu.
Bir anda Erdoğan’ın elindeki tüm argümanlarına özelikle dini argümanlara ortak çıkıverdi neredeyse bunları Erdoğan’ın elinden alıverdi.
Mesela basına verdiği röportajlarda sıra dışı bir CHP’li olacağını belirtmişti.
Öyle de oluyor.
Seçimlerin öncesinde Beylikdüzü Yaşam Vadideki bir kafede * (2018 yılı içerisinde), yanında eşi Dilek İmamoğlu olduğu halde, çocukluk arkadaşı H.K , akrabası CHP İstanbul İl Başkan yardımcısı Ufuk İnan ile birlikte İpekçi suikastinde rol oynayan ve hapis cezası almış ülkücü Yavuz Ceylan (Çaylan) ile özel bir sohbet gerçekleştirdiği resimlenen ve haber yapılan İmamoğlu’nun buluşma süresince neşeli olması da oldukça dikkat çekmişti. Bu toplantının ardından Abdi İpekçi’nin ölüm yıldönümü nedeniyle belediye meclis toplantısında bir konuşma yapması ve İpekçi’yi öldürenleri lanetlemesi ise bu konuda farklı iki duruş sergilediğini göstermişti
İBB seçimleri süresince CHP rozeti takmayan, partisini ikinci plana atan İmamoğlu’nun hedeflerinin çok daha büyük olduğu gözlerden kaçmıyor.

Yazı başlığındaki gibi Mustafa Sarıgül de zamanında Şişlide beklentilerin üzerinde bir oy alarak belediye başkanı seçilmişti. Başkanlığı dönemindeki yaptıkları ve aldırdığı karar ve uygulamalar halen tartışılıyor ve bugün Şişli belediyesince, belediyenin yağmalanan mülkleri için yargı yoluna gidilmiş durumda.
Sarıgül bir güç zehirlenmesi yaşamış bunun sonucunda büyüklük hastalığına tutulmuştu. Kimine göre mafya, kimine göre siyasi çete olarak tanımlanmıştı.
Bugün ise yalnızca sade vatandaş oldu kendileri.
Ekrem İmamoğlu da İBB yönetiminde başarılı olursa, bu makamın ardından CHP genel başkanlığı, onun ardından da Erdoğan’ın yerine başkan olması geniş yığınlarca beklenmekte hatta dillendirilmektedir.
İmamoğlu da işte bu yüzden her önüne gelene mavi boncuk dağıtmakta sağ, sol, Türk, Kürt, Alevi, Sünni demeden her kesimi kucakladığı mesajı vermeye çalışmaktadır.
Ancak birisi İmamoğlu’na bugün belediye başkanı olarak göreve geldiğini hatırlatmalı ve artık popülist politikaları bırakıp çalışmaya başlamasını söylemelidir.

* https://www.yerelkulisgazetesi.com/gund ... h4247.html

Zafer ATUN
04/07/2019
zaferatun.wordpress.com