İnanç Sarmalı

İnanç Sarmalı

İletigönderen Kuvayi Milliyeci » Sal Kas 06, 2012 19:28

Resim
Türkiye de dahil tüm dünya bir inanç sarmalı içinde bugün. Adı gerçekte din olmasa da din adı verilmiş bir inanç sarmalı. İnanç kelimesine, “öyle olduğunu düşündüğün”, “hissettiğin” ya da “sıcaklık duyduğun şey” anlamı yüklenmiş. “Ben öyle inanıyorum”… Bitti. İyi de Kur’an’daki iman kelimesi böyle bir şeyi tarif etmiyor ki… Kur’an bilgisiz iman olmaz, delilsiz iman olmaz diyor. İnandığın şeyin delili ne? Öyle düşünüyorum; bence öyle; hissediyorum ki öyle. Bu tam bir sarmal ve insanlar bu inanç sarmalı ile kuşatılmış durumda. Kur’an’da iman bilgiden ve delilden ayrı bir şey değildir. Bilgisiz ve delilsiz iman olmaz. Olursa o zann’dır.

İman, en kısa tanımı ile ikna olma, emin olma durumudur. Bu ikna olma, emin olma durumunu bir örnekle somut hale getirelim. Elimize bir çakmak aldığımızı varsayalım. Beş duyumuzla algıladığımız çakmağın rengi, yapıldığı madde, şekli BİLGİDİR. Çakmağı yaktığımızda ateş çıkar ve “çakmağın içinde gaz var” deriz. GAZI GÖRMEYİZ BEŞ DUYUMUZLA ALGILAMAYIZ AMA ATEŞE YANİ DELİLE BAKARAK çakmağın içinde gaz olduğuna ikna oluruz bundan emin oluruz. ATEŞ DELİLDİR, GAZ İSE BEŞ DUYUMUZLA ALGILAMAMAMIZA RAĞMEN AKLEN VAROLDUĞU SONUCUNA ULAŞTIĞIMIZDIR… İşte bu ikna olma emin olma durumudur iman. Buradan yola çıkarak bilgi sahibi olmadan emin olunmayacağını söyleyebiliriz. Ancak bu her zaman doğru değildir. Çünkü her bilgi sahibi iman etmiş/emin olmuş değildir.

Günlük hayatta çoğu kez kullandığımız “inanıyorum” kelimesi aslında zannetmektir.

Ve hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme!.. (İsra, 36)


“Hiç bilmediğin şeyin ardına düşme” demek, bilgiyle bilmeden peşinden gitme yoksa zannetmiş olursun demektir.

Bir örnek verelim; Birisi bize, susadığımız bir anda “şu dağın ardında bir dere var” dese, bizde buna İNANSAK ve su içmek için 2 kilometrelik dağı aşsak ama dağın arkasına ulaştığımızda dere olmadığını görsek. Bu durumda o kişinin bizi kandırdığını bizim de ZANNETMİŞ olduğumuzu anlarız. Bilmeden yani dereyi görmeden ya da bir haritaya bakmadan önce inanırız, ama dereyi GÖRÜP ÖĞRENDİKTEN SONRA zannetmiş olduğumuz ortaya çıkar. O sebeple bilgi olmadan emin olunmaz/iman edilmez.

Kur’an’daki “iman” kelimesi anlamında toplumun içine düştüğü inanç sarmalının fotoğrafını çekmeye çalıştık. Bilgi, tabii bilgiler ve sosyal bilgilerden ibarettir. İnanç sarmalında kendi zannları ile bocalayan yığınlar istemiyorsak halkı tabii ve sosyal bilgileri öğrenmeye teşvik etmeliyiz. Ancak bilgiyi hakim kılarak huzur ve barış içinde yaşayan birbirine kenetlenmiş bir millet olabiliriz.
Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir. Mustafa Kemal Atatürk
Kullanıcı küçük betizi
Kuvayi Milliyeci
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 200
Kayıt: Pzt Haz 21, 2010 2:20

Şu dizine dön: Kuvayi Milliyeci

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

cron

x